DİNLERİNİ PARAMPARÇA EDENLER, GRUPLARA AYRILANLAR

Davet edildiğim Gökçeada’da sabah namazı için camiye gittim. İmam, farzın birinci rekâtında Fatiha’dan sonra şu ayetleri okumaya başladı:


Vehbi Karakaş

vehbikarakas@hotmail.com

2018-09-15 09:24:47

Davet edildiğim Gökçeada'da sabah namazı için camiye gittim. İmam, farzın birinci rekâtında Fatiha'dan sonra şu ayetleri okumaya başladı:

إِنَّ الَّذِينَ فَرَّقُواْ دِينَهُمْ وَكَانُواْ شِيَعًا لَّسْتَ مِنْهُمْ فِي شَيْءٍ إِنَّمَا أَمْرُهُمْ إِلَى اللّهِ ثُمَّ يُنَبِّئُهُم بِمَا كَانُواْ يَفْعَلُونَ

"Peygamberlerin bir kısmına inanıp bir kısmını inkâr etmek veya dinin hükümlerinden bir kısmını kabul edip bir kısmını etmemek suretiyle dinlerini paramparça edenler, grup grup olanlar var ya, sen hiçbir konuda onlarla olamazsın. Onların cezalandırılma işi Allah'a aittir. Sonra Allah, (dünyada) yaptıklarını (ahirette) onlara haber verecektir."[1]

Aman Allahım, dedim, kendi kendime. 1400 sene önce inmiş ayetler adeta günümüzü anlatıyordu. Tefsir kitapları, bu ayetin her ne kadar İbrahim Peygamber'in (as) hanif dinini terk eden Yahudi ve Hıristiyanlar hakkında nazil olduğunu söyleseler de[2] mesajın bütün zamanları kuşattığını, Allah'ın dininden ayrışıp ona muhalefet eden herkesi içine aldığını söylememize bir engel yoktu.[3]

O gün insanlar, dinlerini paramparça ettikleri gibi, bugün de insanlar yine dinlerini paramparça etmişlerdir. Dünya milletlerini bir tarafa koyun, Müslümanlar da grup grup olmuş, türlü türlü yollara ve görüşlere ayrılmışlar. Birinin inandığına öbürü inanmıyor, öbürünün inandığına beriki inanmıyor. Halbuki hadisde: "Biz peygamberler topluluğu, farklı ailelerin çocukları olsak da hepimizin dini birdir"[4] buyurulmuştur. O da bütün peygamberlerin gösterdiği doğru yoldur ki, şimdi o yol, ortağı olmayan tek Allah'a ibadet, son peygamber Hz. Muhammed'in (sav) şeriatına sımsıkı sarılmaktan ibarettir. Buna muhalefet dalalet ve cehalettir.[5]

Daha da acı ve kötü olanı, öyle Müslümanlar var ki dinin bir kısım hükümlerini kabul ediyor, bir kısmını kabul etmiyor, Kur'an'ın bir kısım ayetlerine evet diyor, bir kısmına hayır diyor. Bu haliyle Müslümanlıktan çıkıyor, ama ne yazık ki Müslümanlıktan çıktığını da bilmiyor veya umursamıyor. Bu, Allah'ın azabını ve gazabını harekete geçirecek bir tutum ve anlayış olduğu içindir ki, ayette, "onların cezalandırılma işi Allah'a aittir." ifadesi yer almıştır.

Bununla beraber itikâdî olmayan ufak -tefek farklılıkları, ayrılık görmemek gerekir. Müslümanlar arasında Kur'an ve Sünnete bağlı kalmak şartıyla farklı görüşlerin olması, bu görüşlerin farklı ekollere dönüşmesi Müslümanlar için bir zenginlik olarak değerlendirilmelidir. Bu şeklî farklılıklar, bir bahçenin farklı çiçeklere sahip olması gibidir. Bir bahçe ne kadar farklı çiçeklere ve güllere sahip olursa, o bahçe o kadar güzel olur. Bahçenin sahibi ve seyirciler bundan çok memnun kalır. Bahçede bulunan çiçeklerden ve güllerden her biri de zaten birbirlerinden çok memnundurlar. Aralarında kin yoktur, nefret yoktur, hased yoktur, gıybet yoktur, birbirini şikâyet edip bahçeden attırma gibi bir fesatlık yoktur. İşte bunun için böyle bir bahçe güzeldir, dedim. Bakmaya doyulmaz, bozmaya kıyılmaz.

İşte Müslümanların grupları da bu ahlaka sahip olmalı, birbirlerinin varlığından rahatsız olmak yerine, birbirlerinin güzel kokularıyla, meziyet ve faziletleriyle iftihar etmelidirler.

Her Müslüman, bu ayetin tehdidinden korkmalı, parçalamaya ve parçalanmaya değil, kardeşleşmeye ve bütünleşmeye kuvvet vermelidir.

Bir zamanlar bana:

-Hocam hangi tarikat ve cemaattensiniz, diye sormuşlardı. Ben de Kur'an ve Sünnet gibi büyük caddeye mensubiyetimi düşünerek:

-Ben, Hz. Muhammed'in (sav) tarikat ve cemaatindenim" demiştim. Bütün ümmetin aynı yola ve cemaate mensup olması gerektiğine, bundan bir karış ayrılanın cehalete ve dalalete düşeceğine dikkat çekmiştim. Daha sonra bu fikrimi bir makaleye dönüştürüp yayınlamıştım.

Keşke herkes yukardaki ayeti kendisine inmiş gibi kabul etse, gereken dersi alsa aynı bahçenin farklı çiçekleri gibi oluruz. Bu farklılık, ayrılık olmaz, zenginlik olur, mutluluk olur, cennet olur.

Devrin Garibi'nin günümüz Müslümanlarına ilaç mahiyetinde çok önemli bir tesbiti var, şöyle der:

"Dinî cemaatler maksatta (gayede) ittihad etmeli, birleşmelidirler. Mesleklerde ve meşreplerde ittihad mümkün olmadığı gibi, caiz de değildir. Zira taklit yolunu açar ve "Neme lâzım, başkası düşünsün" sözünü de söylettirir."[6]

Müslümanların meşrepte ayrılmaya hakları vardır; ama hedefte ve maksatta ayrılmaya hakları yoktur. Yemek yemek, karın doyurmak herkes için bir ihtiyaçtır, bir hedeftir, bir gayedir. Herkes bu noktada birdir, beraberdir. Ancak yemeklerin farklı olması ise meşreptir. Herkesin karnını doyurması zorunludur. Ama herkesin aynı yemeği yemesi zorunlu değildir. Çok yemekler içinde herkes kendine uygun olan yemeği alıp yiyecektir. İstanbul'a gitmek bir hedef ve gayedir. Ama türlü türlü vasıtalarla gitmek bir meşreb ve meslektir.

Öyleyse Müslümanlar gaye birliğini esas alacaklar, "Birimiz doğuda, birimiz batıda, birimiz güneyde, birimiz kuzeyde, birimiz ahirette, birimiz dünyada olsak da, biz yine birbirimizle beraberiz."[7] Diyecekler birbirlerine sahip çıkacaklar ve yardımcı olacaklardır.

Dipnotlar

[1] Enam, 6/159

[2] Bkz.es-Sâbûnî, Muhammed Ali, Safvetü't-Tefâsîr, 1/399

[3] Bkz. es-Sâbûnî, Muhammed Ali, 1/637

[4] Aynı yer.

[5] Aynı yer, 1/638

[6] Hutbe-i Şamiye, 105

[7] Şuâlar, 14. Şuâ, Zübeyir Gündüzalp'ın müdafaasından.

 

Bu yazıya yorum yazın


Not: Yanında (*) işareti olanlar zorunlu alanlardır.

Bu yazıya gelen yorumlar.

DİĞER YAZILAR

HZ. AİŞE’NİN (radiyallahu anhâ) EVLİLİK YAŞINA DAİR

HZ. AİŞE’NİN (radiyallahu anhâ) EVLİLİK YAŞINA DAİR

Batılı inkarcılar ve onların fonladığı çevreler yaman bir çelişki içerisindedirler. Buda,

ÜRETİLEN ALGILARLA FİKİR SAHİBİ OLMAYA ÇALIŞMAK

ÜRETİLEN ALGILARLA FİKİR SAHİBİ OLMAYA ÇALIŞMAK

Vehhabilik meselesi zamanla dallanıp budaklanmıştır. Vehhabilik şemsiyesi altında birçok fikr

YEREL ORYANTALİSTLER

YEREL ORYANTALİSTLER

Din mücedditliği için yola çıkanlardan bir kısmı süreçte din münekkidi haline geldi. Zira

İTTİHAD-I İSLAM’IN ÖN ADIMLARI

İTTİHAD-I İSLAM’IN ÖN ADIMLARI

İttihad-ı İslam, bize balon gibi uçarak gelmez. Belki, bizim ona gitmemiz lazım. Yollar dağda

İMANIN ŞEHAMET-İ MANEVİYESİ

İMANIN ŞEHAMET-İ MANEVİYESİ

İslam ahlakının dinamik gücü, imandır. Çünkü, “İman hem nurdur hem kuvvettir. Evet, haki

MUHALEFET KULVARLARI

MUHALEFET KULVARLARI

Hak namına ve hakikat hesabına sırf gerçeği görmek ve göstermek, meseleleri tahlil etmek, sı

UYUYAN DEV UYANMIŞTIR

UYUYAN DEV UYANMIŞTIR

Evet, millet uyandı. İçerdeki hainler, dışardaki alçaklar ne yaparlarsa yapsınlar, artık Ana

YANLIŞ VE HAKSIZ İNTERNET PAYLAŞIMLARI

YANLIŞ VE HAKSIZ İNTERNET PAYLAŞIMLARI

dir. İnternet paylaşımlarındaki kaynak vermemek, metnin yazarını yazmamak, doğruluk olmadığ

MASONLAR VE ESAD AİLESİ

MASONLAR VE ESAD AİLESİ

Masonluk meselesi dallı budaklı bir mesele olduğundan ve yüksek dozda manipülasyon içerdiğind

OSMANLI DÜŞMANI BİR BARELVİ’NİN HEZEYANLARI

OSMANLI DÜŞMANI BİR BARELVİ’NİN HEZEYANLARI

Belki biraz garip gelecek ama peşinen söyleyelim ki anlatılan husus doğrudur. Stalin’in hocala

KADİROV:  KADİRİ-VEHHABİ KIRMASI 

KADİROV:  KADİRİ-VEHHABİ KIRMASI 

Ramzan Kadirov başkanlığındaki Çeçenlerin Suriye’den sonra Ukrayna’da da arz-ı endam etme

Bilin ki, Allah'ın lâneti zâlimlerin üzerinedir.

Hûd,18

GÜNÜN HADİSİ

"Kim bir oruçluya iftar verirse, oruçlunun sevabından hiçbir şey eksilmeksizin, oruçlunun sevabı gibi sevap alır."

Tirmizî.

TARİHTE BU HAFTA

*I.Dünya Savaşı Sona Erdi(11 Kasım 1918) *Bolu-Düzce-Kaynaşlı Depremi(12 Kasım 1999) *Mehmed Zahid Kotku Hz.lerinin Vefatı(13 Kasım 1980) *K.K.T.C Kuruldu(15 Kasım 1983) *Muhyiddin-i Arabi Hz.lerinin Vefatı(16 Kasım 1240)

ANKET

Sitemizle nasıl tanıştınız?

Yükleniyor...

SİTE HARİTASI