Merhum Ebul Hasan en Nedvi anlatıyor; "Sağlam kaynaklardan nakledilip okuduğumuza göre Şeyh Abdurrahim Raipuri(1853-1919) Rampur şehrinde her ay sonra İslam emirliğinden aldığı 10 Rupiyi geçmeyen cüzi bir maaşla müderrislik yapıyordu.

İngiliz valisi Mr. Hakens kendisine Breyli fakültesinde 250 Rupilik bir maaşla yüksek bir vazife teklif etti vekısa bir süre sonra bu maaşın artacağını da vaad etti.

Şeyh bu teklifi kabul edemeyeceğini bildirerek özür beyan etti. "Ben on rupi ile geçiniyorum. Eğer bu vazifeye geçecek olursam bu on rupi kesilecektir" der. Vali hayretler içinde kalıp; "Ben ömrümde böyle bir hadiseyle karşılaşmadım. Ben maaşınızı bugünkünden kat kat fazlalaştırıyorum. Siz ise bütün bunları tarafa iterek cüz'i bir maaşla yetinmek istiyorsunuz" der.

Şeyh, mazaret olarak, evinde meyvelerini çok sevdiği bir sedir ağacı bulunduğunu, Breyli'de kalırsa bundan mahrum olacağını ileri sürer. Ne var ki İngiliz, şeyhin maksadını bir türlü anlayamaz; " ben meyveleri Rampur'dan Breyl'e getirmeye hazırım" der.

Üçüncü defa Şeyh, etrafında etrafında kendisinden ders alan talebelerin bulunduğunu, eğer bu vazifeye geçecek olursa talebelerin ders alamayacaklarını beyan eder. İngiliz, ümitsizliğe düşmeden devamla; "ben onları Breyl'e getirip, ders almalarını temin edeceğim" der.

Ve nihayet burada şeyh asıl gayesini açıklar; "Yarın Rabbim bana ' illim karşılığında nasıl ücret aldın' derse ben ne cevap vereceğim?" Bunun üzerine İngiliz şaşırır ve şeyhin önünde yığılır kalır.

Kaynak

Ebul Hasan en Nedvi, Müslümanların Gerilemesiyle Dünya Neler Kaybetti?, Tercüme; Mehmet Süslü, Çağ Yayınları, İst. 1978b

Not: Merhum muhaddis Şeyh Zekeriyya Kandehlevi'nin naklettiğine göre Şeyh Abdurrahim Raipuri sık sık şöyle dermiş; "Medrese'nin yöneticisi ve müdürü olmaktan korkmam kadar hiçbir şeyden korkmuyorum."(Salih Okur)