Cevaplar.Org

Kabirde insana bütün hayatından sual edilip hesaba çekilecek mi? Şayet burada bir hesab verme oluyorsa kıyamet günündeki hesaba ne lüzum var? Mümin ve kafir kabirde nasıl bir hayat yaşıyorlar?


2003-01-29 12:42:42

Sorunun son tarafı kabir,berzah hayatı. Biz çeşitli hayatlara muttaliyiz. Ehl-i şuhud ve keşif bu hayatları bize naklediyorlar. Mesela hayalin kendine mahsus bir alemi vardır. Hayali geniş olan kimseler yok olmuş şeyleri dahi karşılarında görür gibi olurlar.Hatta tıpta bir hastalık o da hayal midir? Halisünasyon, göz halisünasyonu. Ortada bir şey yokken bir şeyler görmeye denir. Belki de görülüyor bir şeyler. Bu kadar hayali derin olanlar var. Hayalin hemen verasında rüyalar alemi var. Rüyalar aleminin verasında berzah alemi var. Berzah aleminin verasında da en hakiki alem olan cennet alemi var. Binaenaleyh en sağlam en rasih alem, cennet alemi. Ordan bu tarafa gelirken berzah alemi, cennet aleminden hakikatten biraz uzak bizden de biraz öte oluyor.Ruhanilerin yaşadığı alem gibi bir şey. Rüyalar aleminden biraz daha rasıh, daha köklü bir alem oluyor. Sorunun başına gelince. Kabirde insana bütün hayatından sual sorulur mu? deniyor. Allah muhafaza buyursun insan imansız giderse kabirde ona azab vardır. Hadisin ifadesiyle "Kabir tazyiki,sıkması vardır. Fakat hesab yoktur, mahkeme-i Kübrada hesabı görülecek onun ve cehenneme gidecektir. Fakat kabirde belki lememin(küçük günahlar,sürçmeler) hesabı görülmektedir. Bir kısım müşahadeye binaen misallerini arz ederek söyleyeceğim size.Ehl-i tahkikin bu mevzuda müşahadelerine binaen görüyoruz ki diyorlar:Bir kısım kimseler büyük günahların dışında lememle kabre giderse bunların bir kısmı canını teslim ederken, ruhunu verirken af olmuştur. Affedilmedik şeyler vardır. Çektiği sıkıntılar izale etmemiştir onları. Mahkeme-i Kübrada yasemenlikte reftare gezer gibi rahat yürüyebilmesi için kabir ikinci bir temizleme ameliyesi yapar. Onun için hasen derecede hadisi şeriflerde rivayet edilen bir vaka vardır. Hz Abbas(R.A.) Hz.Ömer'i çok severlerdi. Tercüme edilen Muhanmed Yusuf Kandehlevi'nin Hayatüs-Sahabe kitabında da göreceksiniz bunu. Hz. Ömer'le Hz.Abbas birbirlerini çok severlerdi. Halbuki Hz Ömer vefat ettikten sonra 6 ay kadar başka bir rivayette seneyi aştı Hz.Abbas hep niyet etti ama Hz.Ömer'i göremedi. Aradan 6 ay geçti, bir gece rüyada gördü. O şuurla olduğu için sordu."Ya Ömer" dedi "6 aydır nerdeydin?" "Ancak hesabtan kurtuldum" dedi.Hz.Ömer nadide-i İslamdır. Nadide-i insaniyedir. Kâbına bütün insanlık çıkamaz Nebilerden sonra. O kadar nadide bir fıtrattır. Ama belki lememleri vardı. Orada en ufak bir sinek izi dahi üzerinde görünmesin diye Mevla Ömer'i o hale getirmiş, temizlemiştir. Ben bir değişik vakayla şuuraltı olduğuna ihtimal vermiyorum. Yakında bir yakınımı gördüm. Arkasından yürüyordum, dedim;"nerdeydiniz 2,5 senedir,2 senedir. O da bana döndü, dedi ki "ancak 1,5 senede paçayı kurtarabildim." Binlerce ehli keşif ve müşahadenin açıktan açığa müşahadesiyle bir kısım küçük günahları irtikab etmiş sıkıntılar ve tazyikler silememiş onları, yetmemiş onlar. Orada berzah aleminde, oradaki müşahadeleriyle tertemiz hale getirmiş cennete almıştır. İşte müminler hakkında kabrin sıkıştırması var ise ki, Buhari Hadislerinde Saad İbn Muaz'ın dahi sıkıştırıldığını görüyoruz.Saad İbn Muaz ki, Allah Rasulu onun hakkında şöyle buyurmuştu:" Bana melek geldi,şöyle dedi:"Ümmetinden birinin ölümüyle arş-ı azam titreyiverdi." Ve cenazesini teşyi ederken Allah Rasulu parmaklarının ucuna basıyordu. "Niçin Ya Rasulullah?" dediler.O kadar teşyi etmek için Melaike-i Kiram inmiş ki haya ediyorum yere basayım buyurdular. Kabre konduğu zaman da dudaklarından şu sözler döküldü:"Fesubhanallah" dedi."Saad İbn Muazı da kabir tazyik ederse, tazyik etmeyeceği insan yoktur" buyurdu. Ama bizim ölçüler içinde değil. Siz kendi maddi kanunlarınız atomik kanunlarınız içinde meseleyi ele alırsanız eliniz boş dönersiniz. O aleme göre o alemin kıstaslarıyla tazyiklerdir bunlar. İşte Saad îbn Muaz gibi nadide fıtratlar ne zaman benim aklıma gelse hiç vakalarını anlatmaya lüzum yok, o mert o cesur o sadık insan. Nasıl muhacirinin Ebu Bekir'i vardır, Ensarın Ebu Bekir'i de odur. O Hendek vakasında şehit olmuştu. Ne hikmete binaen bilmiyorum. Yaralı, yarasından kanlar akarken şöyle diyordu: "Allahım Habib-i edibin uğrunda düşmanlarına karşı yine beni savaştırmak murad ediyorsan yaşat.Yok eğer bir daha savaşmayacaksak benim yaşamamın manası kalmamıştır, vefat ettir" diyordu. Bütün hayatının gayesi mücadele ve mücahede bunu düşünüyordu. Nazarımda o kadar büyük, o kadar âlidir ki, Everest tepesi onun yanında derin bir kuyu gibi kalır. Bütün bunlarla kabir azabının kime, niçin ve keyfiyetini sahamın ve bu mevzudaki müşahadecilerden olmayışım itibariyle bağışlayın anlatmaya çalıştım.

Bu yazıya yorum yazın


Not: Yanında (*) işareti olanlar zorunlu alanlardır.

Bu yazıya gelen yorumlar.

DÄ°ÄžER YAZILAR

Al-i Ä°mran,139

"Gevşemeyin, üzülmeyin, eğer hakikaten inanıyorsanız, muhakkak üstün olan sizsinizdir."

GÃœNÃœN HADÄ°SÄ°

Hikmetli söz, müminin yitiğidir. Onu nerede bulursa almaya en layıktır.

Tirmizi, Ä°lim, 19.

TARÄ°HTE BU HAFTA

*Yıldız Sarayı'nın İttihatçılar'ca Yağma Edilmesi(29 Nisan 1909) *Gazneli Mahmud'un Vefatı(30 Nisan 1030) *Yıldırım Bâyezid Tarafından Manisa'nın Fethi(1 Mayıs 1390) *Fatih Sultan Mehmed Hân'ın Vefatı(3 Mayıs 1481) *Eyüp Sultan Hazretleri(r.a.) Vefât

ANKET

Sitemizle nasıl tanıştınız?

Yükleniyor...

SÄ°TE HARÄ°TASI