Mehmet Kırkıncı Hocamıza bir gün birisi sormuş: "Hocam!" demiş; "Bu içtihad meselesini ben anlayamadım. İsabet eden iki sevap, etmeyen bir sevap alıyormuş, isabet edeni anladık da, etmeyen ne diye bir sevap alıyor?"

Kırkıncı Hoca: "Mesela sen bir arkadaşınla Amerika'ya gittin. Orada arkadaşınla birlikte mühendislik fakültesini bitirdiniz; petrol mühendisi olma hakkını kazandınız, ihtisas yaptınız. Birlikte on onbeş yıl beraber çalıştınız. Sonra Türkiye'ye döndünüz. MTA'da petrol mühendisi olarak göreve başladınız.

Göreviniz, toprağın derinliklerinden petrol çıkartmak. Mesela sen, kendi içtihadına göre, "şu yörede petrol var" dedin ve sondajı vurdun. Bu içtihadın neticesinde petrol çıktı. Devlet sana iki mükafat (tabir caiz ise iki sevap) verir. Birincisi, maaşın; ikincisi ise, petrol bulduğundan dolayı devletin sana verdiği ikramiye ve hediyelerdir. Diğer arkadaşın da bir başka beldede sondaj yaptı, içtihadında isabet edemedi. Sonuçta petrol çıkmadı. Elbette devlet onun maaşını kesmez. O da "bir sevap" almış olur.

Prof. Dr. Şener Dilek

Nur Mektebi

s. 83

Feyza Yayıncılık

İst. 2007