Cevaplar.Org

Muhterem Hocam,kıyamda dururken ayakların arasının 4 parmak olmasını İslâm ilmihalinde yazıyor. Cemaat arasında aşırı derecede açanlar olduğundan dedikoduya sebep olmaktadır. Bunun açıklanmasını rica ediyorum.


2002-12-02 17:49:29

Bunlar mesele değil bence. Ayakların namazda 4 parmak açılması meselesi namazda farz değil,vacip değil, sünnet değildir bunlar, ilmihale de baktığınızda bunun hakkında fukahanın,ilmihalcilerin verdikleri bir hüküm var. Kimisi der ki “uygun olanı budur” der. Uygun olan değil insan için yakışan,sünnet olan sakal bırakmasıdır, namazda bir sarık sarmasıdır. Sünnet bu. Sırtına bir taylasan,bir cüppe geçirmesidir. Sünnet bu. Kılığına,kıyafetine dikkat etmesi lâzımdır. Sünnet bu. Efendimiz(S.A.V.):"Acemler gibi sakalınızı kesip,bıyık bırakmayın." demektedir. Tersini yapmaktayız. Bir sünnet terk edip,bir kerahet irtikâb etmekteyiz. Bakın bütün bunlar olup bitiyorken onların münakaşası yapılmaz bu devirde. Vapur batarken direk boyanmaz. Eksiği,gediği,deliği kapanır. Bu dedikodu yapan cemaat neyin dedikodusunu yapıyor. Varsa evinde namaz kılmayan on, on iki yaşına girmiş bir kız çocuğu onu rahatsız edecek öyle bir şey ki bu, başka şey düşünmeye vakti olmamalı onun. Sabah akşam ağlamalı onu düşünmeli sadece. Şayet sakalını her gün tıraş ediyorsa benim gibi cürüm olarak, günah olarak yeter o onun iflahını keser. Onu düşünsün. Hanefi fukahasının çoğu ve İbn-i Teymiyye mektebi sakalı ne zaman olursa olsun kesmenin haram olduğunu iddia ederler. Ama biz diyoruz ki bu bir sünnettir. Sünneti kesmek haram değildir, diyoruz. Kendi kendimizi teselli ediyoruz. Bunları düşünsün insan bunlarla meşgul olsun. Namazda ayak açmaya İbn-i Abidin diyor ki, “bizim Hanefi fukahası “uygun olan budur” diyor. Yani ne sünnet ne müstehap ne adap, “uygun olan budur” diyor. Bir başkası da diyor ki “müstehap olan budur” Bir başkası da diyor ki bana öyle geliyor ki “sünnet gibi bu mesele”. Böyle herkesin değişik şekilde rivayet ettiği bir meselede Ömer Nasuhi Hoca değil kim ne derse desin, böyle bir meselenin münakaşasını yapmamak,bunu camiye getirmemek,cemaat arasında bunları dedikodu unsuru yapmamak lâzım. Meselenin hakiki veçhesine gelince, ayakların arasının 4 parmak açılması meselesi sadece Türkiye'de carîdir. Pakistan’daki Hanefîlerde çok açarlar yani 4 parmak açmazlar. Bütün Şâfiîler ayaklarının arasını bir karış açarlar. Malîkîler daha fazla açarlar. Hanbelîler normal ayakta durduğu gibi dururlar ayaklarının arasını açarlar. Pakistan'ın Hanefîleri de ayaklarının arasını çok açarlar. Türkiye'nin Osmanlı Hanefîleri ayaklarını edebin ifadesi 4 parmak açarlar. Ve bu 4 parmak açma meselesini daha sonra yazılan fıkıh kitapları hep Hidaye'ye izafe ederler,atfederler. “Hidaye sahibi böyle dedi “derler. Hidaye sahibi bundan (alt)yedi asır evvel yaşamış bir zattır. Demek o devre kadar kimse dememiş bunu. Halbuki Hidaye'ye de baktığımız zaman böyle bir şey göremiyoruz. Az Arapça’dan bilenler isterlerse baksınlar. Kendileri bilmiyorsa bilenlere söylesinler, Hidaye'de böyle bir şey yoktur; “Ayaklarını 4 parmak açacaksın” diye. Ama göreceksiniz İbn-i Âbidin' de diyecek “Hidaye'de böyle diyor.” Merak'ül-Felâh ta “Hidaye sahibi böyle diyor.”. Ömer Nasûhî Hoca da bunlardan almıştır. Şimdi demek ki aslında böyle bir şeyi karıştırmamak lâzım. Ben aksini hadis olarak size söyleyeyim Ebu Davud'un sünenindeki hadîs-i şerifte gördüğümüze göre Efendimiz (S.A.V.) 5 vakit namaz kılarken çok defa ayakkabılarını iki ayağının arasına koyuyordu. Ve yine Ebu Davud'un Sünen'inde. Darakutnî'de . Beyhakî'de Tirmizî'de görüyoruz. Buhari'de ta'lîkan görüyoruz. Efendimiz safların düz tutulmasını emredince sahabe şöyle diyor:"Öyle safları düz ve sık tutuyorduk ki omuzumuz yanımızdakinin omuzuna değiyordu. Dizimiz yanımızdakinin dizine değiyordu. Topuğumuz da yanımızdakinin topuğuna değiyordu." Ben burda hodri meydan diyeyim, isterseniz bütün kütübü fıkhıye-i ehâdisiye ile gelin ayakların 4 parmak açılacağına dair bir tane küçük eser getirin kimden, Resulü Ekrem'den,Sahabe-i kiramdan(S.A.V.),Tabiîn-i izamdan,Ebu Hanîfe'den,İmam-ı Ebu Yusuf'dan,İmam-ı Muhammed'den,İmam-ı Ebı Hasen-i Şeybanî'den, Şemsül Eimme Hulvânî'den,Serahsî'den,Pezdevî'den tâ Hidaye devrine kadar bir tek adamdan yarım satır bir şey gösteremezsiniz. Bu sadece bir edep anlayışının ifadesidir. Hâşâ ve kellâ bunları tezyif etmiyorum. Bir edep anlayışı meselesidir. Bana deseniz ki sen namazda ayakta nasıl durursun. Namazda boynuna kadar her şeyini dimdik tutacaksın. Bana göre bazen benim vicdanımın beni zorlamasıyla Mevlâ'mın karşısında cürümlerimi hatırlayarak, boynumu böyle tutmayı biraz daha tevazua uygun görürüm. Ben şimdi bunu tevazua uygun görüyorsam bu ne kanundur,ne de kıstastır, îşte birisi tarafından bu maksada matuf ortaya atılan bir mesele bir sünnetmiş gibi,bir müstehabmış gibi ele alınması şayan-ı dikkat ve üzerinde durulmasına değer. Bununla beraber bu gibi bir meseleden ötürü ne kimse ayağını açmakla camide iftiraka vesile olsun.Ayaklarını sık tutsunlar camide. Ne de birisi ayaklarını açıyorsa bir mü'min farz karşısında,farzın terki karşısında,haram karşısında reaksiyon göstermeyen bir mü'min bu kadar küçük bir mesele karşısında mü'mini çekiştirirken ne yaptığına dikkat etsin. Ayakların arasını açmak sünnet bile olsa bu meseleyi çekiştiren bir insan haram irkikâb ediyor demektir. Gıybet ediyor çünkü. Dikkât ediyor musunuz? öyle meselelerin münakaşası yapılmaz. Mü'minlerin kimisi öyle yapar, kimisi öyle. Çok müsamahalı olmak lazım bu mevzuda. Ben böyle şeyleri konuşmak istemem. Sorunca mecbur ettiniz.

Bu yazıya yorum yazın


Not: Yanında (*) işareti olanlar zorunlu alanlardır.

Bu yazıya gelen yorumlar.

DÄ°ÄžER YAZILAR

Allah dilediğini hesapsız rızıklandırır.

Nûr, 38

GÃœNÃœN HADÄ°SÄ°

İnsanların en fenası, birine ayrı, diğerine de ayrı görünen iki yüzlü insanlardır.

Seçme Hadisler, syf. 101

TARÄ°HTE BU HAFTA

*Çanakkale'de Kirte Zaferi(28.04.1915) *Gazneli Mahmud'un vefatı(30.04.1090) *Cezzar Ahmet Paşa Akka'da Napolyon'u püskürttü.(2.05.1799) *Fatih Sultan Mehmed'in vefatı(3.05.1481) *Hâlid bin Zeyd Ebû Eyyûb Ensari'nin vefatı (4.05.677)(İ.hatip takvimi)

ANKET

Sitemizle nasıl tanıştınız?

Yükleniyor...

SÄ°TE HARÄ°TASI