Cevaplar.Org

Bazı âlimler duyuyoruz yazmış oldukları eserler çocuklukları dahil hayatlarına sığmıyor. Bunu izah eder misiniz?


2002-12-02 17:41:56

Bu her halde bu bastı zaman meselesi, tayyı zaman meselesini soruyor. Hakikaten çok kimseler hakkında öyle söylenir. Biz de kendilerine atfedilen kitaplar karşısında bu mevzuda şaşkınlıktan kendimizi alamıyoruz. Meselâ şimdi en büyük ilim adamları,teknik imkânlar var,kütüphaneler var,çalışma mevzuunda modern usuller bulunmuş. Hatta batılılar buldukları bu usulleri en makûl usuller olarak anlatıyorlar.Yine de fazla eser verme hususunda selefe yetişemiyorlar Fakat bir de eskilere bakıyoruz. Meselâ Fahreddin-i Razi’nin tefsirini alın, yazdığı yüz eserin sadece birisidir. 100 tane eseri var. Sadece birisidir tefsiri. Tefsir-i Kebîr demişler yani büyük çaplı bir tefsir. Bu tefsir bir baskısıyla,eski baskılardan birisiyle sekiz ciltlik bir şeydir. Bu sekiz cildin her bir cildi aşağı yukarı yedi yüz,sekiz yüz sayfa kadardır. Sekiz yüz-bin sayfa arasında bir şey,sayfaların satırları aşağı yukarı,boyları şöyle yirmi santim kadar vardır. Ve her sayfa aşağı yukarı otuz beş- kırk satır kadardır. Ve böyle sekiz tane cilttir bu eser. Şu devirde belki hayatını tamamen yazmaya vermiş bir insan,bu eserin dörtte birini bütün hayatı boyunca ya yazar ya da yazamaz. Bu işin bir garip tarafı,ikinci garip tarafı da şudur: Bu eserlerde kaynaklar gösterilmiştir,hadisler söylenmiştir,Kur-an-ı Kerîmin garip lûgatlarına bakılmıştır. Meselâ Fahreddin-i Razi gibi çok ansiklopedik bir adam. Astronomiye derinlemesine girince, devrinin bütün astronomisini getirmiştir oraya, devrinin fiziğine girince bütününü getirmiştir,Kur’an’ı Kerîm’in tıbba müteallik meselelerine gelince bütün devrinin tıbbini getirmiş anlatmıştır. O kadar da derin vukuflu bir insan,mütefelsif bir kafa,akıl serapa. Sadece onun bu sekiz ciltlik tefsirine bakıldığında,insan hayatında böyle bir eser meydana getirirse medarı iftihar olmalı. Ama arz ettiğim gibi Fahreddin-i Razi'nin tefsiri,yüz tane eserinden sadece bir tanesidir. Hayat nasıl değerlendirilmiş,nasıl yazmışlar durmadan,nasıl nadide dimağlarmış bunlar,bast-ı zamana meseleyi vermeden bazen ben de bunları izah etme imkânı yoktur diyorum. Bir İbn-i Hacer var. Mezhebi Şafîidir. Sekizinci hicri asırda yaşamış. Bu zat kuvvetli hafızdır. Hafız derken zinhar Kur’an’ın hafızı anlamayın, hadisin hafızı. Kur’an-ı Kerîm’i bunlar bir haftada ezberliyorlar. Kitaba müracaat etmeden meydana getirdiği Feth’ülbâri isimli Buhari’nin şerhi bir insanın ömrünü dolduracak kadardır. Yeter insanın ömrüne. Çünkü öyle muhakeme vardır ki hadis usûlü,hadis ilmi,hadis ricali... Sadece bir tek sayfa bizim bir senemizi meşgul edecek kadar doludur, o kadar zengindir. Bunları çok rahat kullanmış.Böyle ölçülmüş,biçilmiş gibi getirmiş bir araya koymuş. Ama eseri sadece bu değil. Tabakât'a baktığımız zaman Fethül Bari gibi yirmi tane eseri karşımıza çıkıyor. Meselâ bunlardan bir tanesi de İsâbe... Hemen hemen her cildi bin sayfadan ibaret olan dört ciltlik Sahabenin hayatını anlatıyor. Bunlardan bir tanesi de Tezhîb... Bununla da hadis ricalini anlatıyor. Bir bakıyorsunuz bir yerde fıkha dair bir şey yazmış. Hadislerin fıkıh yönünü dile getirmiş, üst üste yığdığınız zaman eni-boyu, benim enim, boyumdan daha çok bir yer işgal eder. Kalemle nasıl yazmış insan bunu insan hakikaten şaşıyor. Evvela ben şaşkınlığımı anlattım... Tabii mesele Allah'a verildiği zaman Cenâb-ı Hak ömürlerine bereket ihsan eylemiş,bir bastı zaman meselesi olmuş,bastı zaman evliya-yı kiram arasında çok ma'ruf bir husustur. Kur'an-ı Kerim'in bu meseleyi tenvîr eder,aydınlatır bir âyeti vardır. Ashab-ı Kehf'in uzun zaman mağarada yatmaları meselesi. Hz. Uzeyr(A.S.)in 100 sene vefat edip kalması meselesi bastı zaman meselesini işaret eden hususlardır. Bu mevzuda bazı evliyaullah bizim de duyduğumuz, kendileri ile görüştüğümüz,bazılarının da yazılarını okuduğumuz,çok kimselerden duyduğumuz kadarıyla hakikaten insanın ömrünün yetemeyeceği çok,pek çok işi kısa bir zamanda yaptıklarını anlatıyorlar. Bunlar bizim bulunduğumuz zaman buutları içinde olmuyor. Bizim bulunduğumuz zaman buuutlarını dışında bir şey oluyor. Değişik bir âlemde âdeta oluyor. Yani vahyi ve ilhamın tecellî ettiği saha, vahye ve ilhama ma'kes olma keyfiyetiyle meseleler hasıl oluyor ki,biz kendi ölçülerimiz içinde değerlendiremiyoruz. Bu mevzuda ben şahsen pek çoğundan pek çok şey duydum. Meselâ çok basit dahi olsa bir tanesinden duyduğum bir şeyi nakledeyim; “Namazı normal kıraat, sünnet kıraatleriyle beraber kıldığım halde, 4 rekat ağır ağır namaz kıldım,başlarken baktım saate selâm verdiğim zaman baktım,bir dakika ya geçmiş,ya geçmemişti daha.” Halbuki çok seri namaz kılsanız bir âyet okusanız, Fatiha okusanız anlaşılacak şekilde bir dakikaya ya bitirirsiniz bunu ya bitiremezsiniz. Demek ki 4—5 rekat namazın bir dakikanın içine sığıştırılmasında esasen bast-ı zaman keyfiyeti vardır. Bu bir hal meselesidir. Yaşanır,bilinir. Yaşamayanlar için kıstası yoktur ki anlatılsın bu mesele. Biz de duyduklarımız ve gördüklerimize itimat ediyor,kabul ediyoruz. Bu mevzu benim esasen başımdan aşkın bir husus olduğu için fazla bir şey söyleyemeyeceğim.

Bu yazıya yorum yazın


Not: Yanında (*) işareti olanlar zorunlu alanlardır.

Bu yazıya gelen yorumlar.

DÄ°ÄžER YAZILAR

Size yasak edilen büyük günahlardan kaçınırsanız, kusurlarınızı örteriz ve sizi ağırlancağınız şerefli bir yere yerleştiririz.

Nisâ, 31

GÃœNÃœN HADÄ°SÄ°

Kur'an'ın Faziletine Dair

"Bir grup, Kitabullah'ı okuyup ondan ders almak üzere Allah'ın evlerinden birinde bir araya gelecek olsalar, mutlaka üzerlerine sekinet iner ve onları Allah'ın rahmeti bürür. Melekler de kanatlarıyla sararlar. Allah, onları, yanında bulunan yüce cemaatte

TARÄ°HTE BU HAFTA

*Çanakkale'de Kirte Zaferi(28.04.1915) *Gazneli Mahmud'un vefatı(30.04.1090) *Cezzar Ahmet Paşa Akka'da Napolyon'u püskürttü.(2.05.1799) *Fatih Sultan Mehmed'in vefatı(3.05.1481) *Hâlid bin Zeyd Ebû Eyyûb Ensari'nin vefatı (4.05.677)(İ.hatip takvimi)

ANKET

Sitemizle nasıl tanıştınız?

Yükleniyor...

SÄ°TE HARÄ°TASI