Cevaplar.Org

Hazret-i Adem'den bu yana hak olarak gönderilen dinlerde ibadet şekli vardır. Bu gün de ibadet şekli vardır. Arada bir fark var mıdır?


2002-12-02 17:38:44

Esasen ibadet şekli insanların fikir,ruh ve kalp yapılarının terakkisine bağlı bir şeydir. İbtidâî cemaatlerde Hâlık anlayışı,zât,sıfat, esma anlayışı daha basit seviyede olduğundan ibadetler de daha basit seviyededir. Sizin elinizden tutsalar,bütün sistemleri görebileceğiniz bir noktaya çıkarsalar. Ve yine elinizden tutsalar,atomlar âleminin içine soksalar,elinizden tutsalar,kanınızın, damarlarınızın içinde gezdirseler,alyuvarlara,akyuvarlara bindirseler,kalbinizin çalışmasını size gösterseler ki,biz bunların hepsini kendi sahasında görüyoruz Allah'a çok şükür?. Teleskopla büyük âlemi seyrediyoruz. Mikroskopla,X ışınlarıyla küçük âlemi seyrediyoruz. Röntgen şualarıyla, mikroskopla hücre âlemine giriyoruz. En büyük,en küçük âlemlerde cevelân ve deverân edip duruyoruz. Allah'ın bu azîm,cesîm icraatı karşısında Allah'ın büyüklüğünü herhalde daha şuurlu ve daha fazla böyle köklü irfana,izâna sahip olarak kavramış olacağız. Şimdi durumu bu vaziyette olan bir insanla bu meseleleri basit planda ele alan Hz. Musa'nın çobanının herhalde aralarında büyük fark vardır.Ona ait İsrailiyât olarak naklederler:Hz. Musa duyuyor bir çoban şöyle durmuş, Allah'ın huzurunda dua ediyor: “Ey Allah'ım. Ben yedim karnımı doyurdum. Acaba sana bir şey verdiler mi?” diyor. “Sen nasılsın” diyor. Ben şimdi sırtıma bir ceket giydim. Ama acaba sen üşüyor musun? Nasılsın? falan diyor. Şimdi böyle bir ilâh telâkkisi,bu kadar basit anlayışa sahip olan bir insanın anlayışını ele alın,bunu ıslah eden büyük nebinin durumunu ele alın. Bu adama ne verilebilir? Fikri ne kadar ileriye götürülebilir? O insanın durumunu ele alın. Uluhiyet mevzuunda ne derece derinleşebilir,onun fikrini ele alın. Bir de bu asırda bütün meseleler o kadar vuzuhla ortaya konmuş ki,bu asrın insanının ilmi,irfanı,iz'anı karşısında ulûhiyet anlayışını ele alın. îşte bu anlayış ona göre kulluk ister. Ümmeti Muhammed(sav) o irfanla geniş çapta,geniş dairede bir kullukla vazifelendirilmiştir. Hz Adem'den Efendimize kadar kademe kademe değişse bile onlar da kendi anlayış,irfan ve iz'anlarına göre vazifelerle vazifelendirilmişlerdir. Bizim ki daha köklü daha derin, fakat asıl ubudiyette bir namaz kılmaksa,dua etmekse,el açıp yalvarmaksa şekilde değişme olmadığı kanaatindeyim. Çünkü Efendimiz (S.A.V.)kendi peygamberlikle serfiraz kılınmadan yine şu anda bizim yaptığımız ibadetlere benzer ibadetler yapıyorlardı. Meselâ Kabe'yi tavaf ediyorlardı, namaz kılıyorlardı, Allah'ı anıyorlardı, tehannüs yapıyorlardı,halktan uzlet yapıyorlardı. Allah'ı zikrediyorlardı.

Bu yazıya yorum yazın


Not: Yanında (*) işareti olanlar zorunlu alanlardır.

Bu yazıya gelen yorumlar.

DÄ°ÄžER YAZILAR

Size yasak edilen büyük günahlardan kaçınırsanız, kusurlarınızı örteriz ve sizi ağırlancağınız şerefli bir yere yerleştiririz.

Nisâ, 31

GÃœNÃœN HADÄ°SÄ°

"Kim, müslüman kardeşinin namusunu ve şahsiyetini korursa, Allah onun yüzünü kıyamet gününde cehennem ateşinden uzak tutar."

Tirmizî.

TARÄ°HTE BU HAFTA

*Yıldız Sarayı'nın İttihatçılar'ca Yağma Edilmesi(29 Nisan 1909) *Gazneli Mahmud'un Vefatı(30 Nisan 1030) *Yıldırım Bâyezid Tarafından Manisa'nın Fethi(1 Mayıs 1390) *Fatih Sultan Mehmed Hân'ın Vefatı(3 Mayıs 1481) *Eyüp Sultan Hazretleri(r.a.) Vefât

ANKET

Sitemizle nasıl tanıştınız?

Yükleniyor...

SÄ°TE HARÄ°TASI