Cevaplar.Org

Gayri müslimler ayda yaşama imkanını araştırdıkları halde Müslümanlar neden çalışmıyorlar diyor?


2002-11-22 05:14:44

Hüsnü niyete makrun sorulmuştur inşallah. Gayri müslimler ayda da yaşama imkanları araştırıyorlar, başka gezegenlerde de, seyyarelerde de, peyklerde de araştırıyorlar. Biz de araştırırız esasen fakat, araştırmayı daha seviyeli planda elde tutabilmek imkana bağlıdır, kimin imkanı varsa, kimin teknik müesseseleri varsa, kimin müesseselerinin temel hesapları yapılmışsa teferruatı onun üzerine kurulacaktır. Bu işi esasen bir noktaya kadar, yani Avrupa'da Rönesans ilan edileceği ana veya zuhur edileceği ana kadar biz yürüttük. Endülüs'le, Bağdat'la, Anadolu'yla bu işi biz yürüttük, bu işin temel prensiplerini biz getirdik o noktaya kadar. Avrupalı çeşitli yanlışlıklar içindeydi, belki temel kaideleri bizden aldı, bu mevzuda o kadar yazılmış eser var ki, efkarınızı ona havale ediyorum. Ama ondan sonra bizde tekasül başladı, cihanı fethetme, büyük zaferler elde etme sarhoşluğu bizi şey yaptı, rehavete şevketti, gevşekliğe sevk etti. Müesseselerimizi onlar kaptılar “Ve tilkel eyyamı nüdâvilüha beynannas” "Allah ferman ediyor (c.c.), böyle günleri, eyyamı, seneleri takmış çeviriyor eline, bazen bazısına bayram oluyor, seyran oluyor bazısına da matem günü oluyor. Bir zamanlar bizim bayramımız, seyranımızdı, şimdi batılının bayram, seyranıdır. Biz rasathaneleri kuruyorduk, onlar uyuşukluk içinde düşünüyorlardı, acaba bunu nasıl yaparız diyorlardı. Biz ilim müesseselerini geliştiriyorduk, tıp, hendese sahasında Avrupa'ya muallimlik yapıyorduk, onlar şaşkın şaşkın bizim gelişmelerimizi seyrediyorlardı. Şimdi şaşkın şaşkın seyretme meselesi bize düşmüş ama bu meskeneti, bu uyuşukluğu, rehaveti üzerimizden atar, temel müesseselerimizi kurar ve memleket, millet hesabına kendimizi bu işe verirsek, ilmi müesseselerimize verirsek olur yani bu gelişme olur. Binaenaleyh bizimde hayalimizde ay'a gitme vardır ama, bu gün artık ay'a gitme meselesi tavsamış bir mevzudur. Bu bana sorulmamalı, bu mevzuda yazılan bir sürü şey var, herkes biliyor, halk dahi biliyor bunu. Ayda yaşama şartları esasen çok zor, sırtında oksijen tüpüyle bir insanın orada yaşaması, meteorlara karşı paratonerler tesbit etmesi, kendisini koruyabilmesi çok müşkül esasen, çok zor. Bununla beraber bu kadar ağır şartlar altında çekimi-mekimi hesaba katılarak, yani sair gezegenlere gitmenin biraz daha rahatlığı hesaba katılarak, orada bir kısım istasyonlar kurarlarsa herhalde sair yerlere gitmeyi kolaylaştırmış olurlar, bunu biz de düşünürüz, fakat o kadar ciddi bir meselede değil bu mesele yani, o kadar ciddi bir mesele değil, değil de yapmayalım mı bunu, yapacağımız şeyler yanında çok ciddi bir mesele değil, çünkü size bir şey arz edeyim ben. Bildiğimiz temel bir kısım kaideler var, prensipler var. Bu temel kaide ve prensiplerin dışına beşer çıkamaz esasen. Mesela, beşerin güneş sisteminin dışına çıkıp-çıkmaması, güneş sisteminin dışında ışık hızıyla bize iki sene ötede bir yıldıza gidip-gitmemesi, biz bu mevzuda bir şey söyleyebiliriz yani, ışık gönderilebilir oralara belki, radyo dalgaları gönderilebilir, onlar alınabilir oradan fakat insanı oraya bir füzenin, bir peykin içine koyup gönderme çok müşküldür esasen. Güneş sistemindeki gezegenlere insan gönderme meselesi dahi bu gün bir hesaptır, onun için fezada istasyonlar kurma yoluna gidilmiştir bu gün ve bu işi de tek başına bir devlet yürütemiyor, Rusya, Amerika bu mevzuda ittifak ederek, feza istasyonları kuracak belki, fezanın fethi adına yapacağı şeyleri buradan yapacaktır. Tabi fethedilecek fezanın eni-boyu da bellidir esasen, umum kainata nispeten, mikroskopik bir şeydir esasen, fethedecekleri yer. Gidecekleri yerde de bulacakları küreler hayata müsait mi değil mi bu da ayrı bir hesaptır. Bütün nazarlar Merih'teydi, fakat sonra mesele tebeyyün etti ki, Merih'te insanın yaşaması değil, otlar dahi yaşamıyor. Oraya göre hayali çeşitli ot biçimleri çizdi, tesbit ettiler ve bunu mecmualarda neşrettiler, olsa olsa şöyle şöyle lüzucetli, böyle dış zarı kalın, şurası şöyle soğuğa mukavemetli, şu kadar az efendim karbondioksit ihtiyacı olan nebatat ancak bitebilir demek suretiyle dolaylı yollardan dediler ki, buralarda insan yaşamaz esasen, zaten diğerlerinden millet ümitsizdir, buzlarla kaplı kürelerde insanın yaşamasına imkan yoktur. Onun için böyle çok ta faydası olmayan meseleleri hayal etme, düşünme ve çeşitli hesaplara koyulma, bu biraz da maceranın ifadesidir. Amerika ile Rusya macera olsun diye biraz bu işi yapıyorlar, bu mevzuda yarışı kazanmak için yapıyorlar ve bir tane füze gönderme de Türkiye'nin bütçesinin birkaç katına mal oluyor. Bir sürü millet fakru zaruret içinde, sefalet içinde inliyor ve ateiste, dinsize, komüniste esasen sermaye oluyor bu, tan u teşniye vuruyorlar. Bir taraftan da bu yarışmalar yapılıyor, milletin sırtından alınarak, çok ciddi bir mesele değil bunlar yani. Bildiğimiz belli prensiplerle güneş sisteminin dışında da insan yaşayacağına kani değiliz biz.. Yani,bir insan gitsin orada bir medeniyet kursun, yaşasın kani değiliz buna. Işık olacak insan, iki sene gidecek varacağı yere varacak, hülyadır bu.

Bu yazıya yorum yazın


Not: Yanında (*) işareti olanlar zorunlu alanlardır.

Bu yazıya gelen yorumlar.

DÄ°ÄžER YAZILAR

"Kadınlara iyilikle muamele ediniz."

Nisa:19

GÃœNÃœN HADÄ°SÄ°

İki müslüman birbiriyle karşılaşıp da el sıkışılarsa, ayrılmazdan evvel günahları bağışlanır.

(Riyazü's-Salihin)

TARÄ°HTE BU HAFTA

*Çanakkale'de Kirte Zaferi(28.04.1915) *Gazneli Mahmud'un vefatı(30.04.1090) *Cezzar Ahmet Paşa Akka'da Napolyon'u püskürttü.(2.05.1799) *Fatih Sultan Mehmed'in vefatı(3.05.1481) *Hâlid bin Zeyd Ebû Eyyûb Ensari'nin vefatı (4.05.677)(İ.hatip takvimi)

ANKET

Sitemizle nasıl tanıştınız?

Yükleniyor...

SÄ°TE HARÄ°TASI