Cevaplar.Org

Kur'an'da Cenab-ı Hakk "biz" ifadesini kullanıyor.Bunu nasıl anlamalıdır?


2002-04-12 15:33:05

Kur'an-ı Kerim'in bazı ayetlerinde biz diyor, mesela “inna enzelnahu fi leylet-ül mübareketin”“Biz azimüşşan mübarek bir gecede Kur’an’ı indirdik” diyor.“İnna enzelnahu fil leyletül kadr (Biz Kur’an’ı kadir gecesi indirdik.) “İnna erselnake şahiden ve mübeşşiran ve nezira (Biz seni şahid,mübeşşir ve nezir olarak gönderdik.) Bunların hepsinde “innâ”(Biz)kelimesi geliyor.Evvela bu dilin yani Arapça’nın bir hususiyetidir.Yerine göre biz,yerine göre de ben der.Esasen böyle demede haşa şerik işmam eder(ortaklık hissettirir) bir mana yoktur.Yani “Allah bu icraatı yaparken kendisine yardımcı vezirleri var,şunlar var,bunlar var onun için biz diyor” manası anlaşılmaz.Saniyen bunların her ikisinin kullanma mahalli başka başkadır. Nerede Allah(c.c.)biz der,nerede ben der,bunlar çok farklıdır. Birincisi, bazı yerlerde Allahu Teala ve Tekaddes Hazretleri işarî yönüyle meselenin icraatına nezaretçi olarak vazettiği,vazifelendirdiği kimseleri hesaba katarak orada biz der.Mesela göklere Allah'ın nezaretçileri ve alkışçıları vardır, îlahi icraatı alkışlamak,tespih etmek vazifeleri vardır.Ağaçların yapraklarından köküne kadar,ondan kainatın ağaçları sayılabilecek nebülozlara kadar Allah'ın icraatını alkışlayan melekler vardır.Allahu Teala ve Tekaddes Hazretleri bunlara taltifen, ikramen, teşrifen ,adeta o icraat içinde mütalaa ediyor gibi biz deyiverir.Bir de şu hususu görürüz..Allah'ın (c.c.)insanlarla konuşması iki çeşit: 1- Bütün mahlukat hesabına,saltanat-ı amme namına,yani göklerin ve yerin Mabud-u Mutlakı olarak konuşması vardır. 2- Hususi bir şahsa iltifat nevinden mükalemesi,emir vermesi ve onunla konuşması vardır. Benzetmek olmasın bunu şöyle anlatalım.Siz devlet reisine gitseniz, deseniz ki “benim şu işlerim var”veya telefonla konuşsanız. Size “ben sana şunu şunu söylüyorum,şu işleri yap neticeyi bana bildir” der.Bu senin şahsi hayatınla ,ailevi hayatınla,hususi yerinle alakalı bir konuşmadır.O büyük zat,devlet reisi bütün Türkiye'yi ilgilendiren çapıyla seninle konuşmamış demektir. Çünkü bütün Türkiye'yi ilgilendirir meseleler ya bugünkü manasıyla resmi gazetede,ya televizyonda,ya radyoda ilan ediliyor veyahut devlet bir kararname olarak çıkarıyor,bütün millete duyuruyor bunu.Mesela bir yerde felaket olur, devlet adamları halkın dikkatini çekerler, bütün halkı bu mevzuu da heyecana getirme mevzuunda derler ki:“falan yerde bir sürü felaketzede var, hepinizi bunlara yardıma davet ediyoruz,yardımı şöyle şöyle yapın ”.Bu da adeta o koskoca yeri alakadar eder bir tekliftir ve devletin şahs-ı manevisini ifâde eder,saltanatı amme hesabına bir emirdir. Bir emri tebliğ etmedir.Misalde olduğu gibi Vacib-ul Vücud hususi mahiyyette bir kuluna iltifat buyurup,hususiyle onun hayatıyla alakalı yerlerde ona,ben sana şöyle diyorum,ben şuyum dediği anda onunla alakalı dairede onun şahsını ilgilendirir, dar bir daireyi ilgilendirir iltifat-ı Subhaniyesi olur,hususi bir iltifatı oluyor.Bir de umum kainatı ilgilendirir,arşı-ferşi ilgilendirir,bütün beşeri ilgilendirir emirler tebliğ ettiği zaman,adeta tabiri caizse Allah'ın hükümranlığı hesabına,hakimiyeti hesabına bir emir olması itibarıyla biz diyor Cenab-ı Hak. Mesela:Tur'da hususi tecelli isteyen ve bu tecelliye az çok mazhar olan, dağın parçalanmasıyla kendinden geçen Hz.Musa'nın bu hususi mazhariyetine o hususi mazhariyeti içinde hususi iltifat ederek ve o'na hususi tevcih-i kelam ederek : “inni ene Rabbüke " ben senin Rabbinim” diyor.Saltanat-ı ammeyi ilgilendirir bir husus yok burada.İsrailoğullarına bir tebliğ, bir irşad,bütün kainatı ilgilendirir bir husus yok burada.Burada hususi telefonunu açmış ,hususi bir şahsa iltifat etmiş,gönlünü almış ona bir hediyede bulunmuş.Bir de umumi saltanatı hesabına konuşuyor,diyor ki: “inna enzelnahu fiy leyletin mübareketin” (Biz onu mübarek bir gecede indirdik) Yeri göğü her şeyi ilgilendirir, arşı-ferşi her şeyi alakadar eder bütün kıyamete kadar gelecek beşerin düzeni ile alakalı bu Kur'an-ı Mu’cizül beyanı saltanat-ı amme hesabına bir emir olarak izhar ediyorum size gönderdim diyor.Orada biz diyor, saltanatı amme konuşuyor.“İnna enzelnehu fiy leyletül kadr "Kadir gecesinde Kur’an’ı biz indirdik” diyor,saltanatı amme hesabına konuşuyor.Resul-ü Ekrem(a.s.v.)ın gelişi kafirlere bile rahmettir,Çünkü küfr-ü mutlakları o sayede tereddüte, şekke inkilap etmiştir.Binaenaleyh arşı-ferşi alakadar eder bir mevzudur.Onun için onu anlatırken yine saltanat-ı amme hesabına“ İnna erselnake şahiden ve mübeşşiran ve nezira”“seni şahid olarak,tebşir edici olarak,eğri yolun encamından korkutucu olarak biz gönderdik” diyor.Ve yine saltanat-ı amme hesabına ümmetin ulemasına ahirette kevseri verdiğini,cennette Rüyetullahı verdiğini saltanat-ı ammesi hesabına Resulü Ekrem'e tebliğ ederken, “înna ateyna kel Kevser”“Sana biz azimüşşan kevseri verdik” demek suretiyle haşmet-i Uluhiyyetine uygun bir ifade de bulunmuş oluyor.Bütün bunların hepsi muhtemeldir,dilin karakteristik durumu,arap diline has bir keyfiyet,keza işte böyle saltanat-ı amme veya hususi iltifatlar açısından meseleyi izah ederiz.

Bu yazıya yorum yazın


Not: Yanında (*) işareti olanlar zorunlu alanlardır.

Bu yazıya gelen yorumlar.

DÄ°ÄžER YAZILAR

Onu(Kur’an’ı) Ruh-ul Emin(Cebrail), inzar edenlerden olasın diye, kalbine apaçık Arapça olarak indirmiştir.

Åžuara:193-195

GÃœNÃœN HADÄ°SÄ°

Kim, rızkının Allah tarafından genişletilmesini, ecelinin uzatılmasını isterse sıla-i rahim yapsın.

Müslim, 2318

TARÄ°HTE BU HAFTA

*Yıldız Sarayı'nın İttihatçılar'ca Yağma Edilmesi(29 Nisan 1909) *Gazneli Mahmud'un Vefatı(30 Nisan 1030) *Yıldırım Bâyezid Tarafından Manisa'nın Fethi(1 Mayıs 1390) *Fatih Sultan Mehmed Hân'ın Vefatı(3 Mayıs 1481) *Eyüp Sultan Hazretleri(r.a.) Vefât

ANKET

Sitemizle nasıl tanıştınız?

Yükleniyor...

SÄ°TE HARÄ°TASI