Cevaplar.Org

TAKLÄ°D VE ÅžUUR


2002-01-04 22:33:38

Taklid, her ne kadar iman ve imana müteallik hususlarda kerhen kabul edilse bile, onların amel bazında hayata tatbikinde kabul edilmese gerektir. Çünki amel, hele ibadetlere yansıyan şekliyle bütünüyle şuur demektir.. daha doğrusu öyle olmalıdır. Benim başımdan geçen bir hadise var ki, bunu zaman zaman hatırladığımda kısmen güler, kısmen içine düştüğümüz şuursuzluktan dolayı ağlarım. Bir hacc esnasında, Ka'be'nin üst katlarında M. Ali Hocamla birlikte oturuyor ve matafta tavaf edenleri seyrediyoruz. Orada Suudların yaptıkları ahşaptan bir minber var ve üzerini branda ile kapatmışlar. Kapalı şeyler mehabet arzettiğinden midir nedir M. Ali Hocam'a "şimdi şeytan birini yoldan çıkarır, gelir minber'e elini sürer, arkadan gelenler de tıpkı Hacerü'l-Es'ad'a olduğu gibi, bunda da bir keramet vardır deyip, ellerini sürmesinler dedim. Daha ben sözümü tamamlamadan, oradan geçen birisi, elini ardından yüzünü minbere sürmesin mi? Ve arkadan gelenlerin çokları aslı-faslı var mı demeden minbere ellerini, yüzlerini sürdüler. Şimdi güler misin, ağlar mısın? Demek ki insanların ibadet eksenli, kudsiyet ifade eden şeylerde kayması çok çabuk olabiliyor. Şimdilerde de bazılarını görüyorum, benim namazda bazan heyecanlarımı tutma gayretime rağmen tutamadığım anlarda yaptığım hareketleri yapıyorlar. Yani, ben içimdeki vesveseleri ve namazın huzuruna muhalif düşünceleri bir kenara atmak için gayri ihtiyarı başımı sallıyorum.. sallıyorum ama ardından bazı arkadaşları da başlarını sallar görüyorum. Halbuki herkesin şeytanla mücadele şekli farklıdır. Namaz içinde bana gelen vesveseleer sana gelmiyor olabilir. Dolayısıyla ben, namazdaki derinliğime göre, başımı değil, yumruğumu bile sallarım. Veya hayal hanem çok geniştir.. şeytanı orada resmeder ve onunla farklı farklı şekillerde mücadele ederim. Şimdi burada esas olan şuurdur. Namazı "beni nasıl namaz kılıyor görüyorsanız öylece kılın" buyuran Nebiler Serverinin vaz' ettiği ölçüler içinde kılmakla mükellefiz. Yani dini ve dini tüm değerleri orjini ile mühafaza etmeye mecburuz. Bu açıdan arkadaşlarımız dikkat etmeli. Aksi halde Allah "nereden çıktı bu baş sallamalı namaz" diye sorar. Ve biz Rabbin huzurunda haceletten iki büklüm oluruz. Kaldı ki nice vecd ve mevâcid insanları var ki namaz içinde bir pervane gibi dönüyor. Evet ben böylelerini gördüm. Namazda kendinden geçmiş, bir mevlevi gibi, bir meczub gibi dönüyor. Şimdi o dönüyor diye bizde mi dönelim? Rica ederim, bu ve buna benzer şeyler iradî ve kasdî olmazsa makbul olsa da, iradî olduğunda mes'ul oluruz. Sonuç olarak, taklidin her çeşidinden alabildiğine sakınıp, tahkikin zirvelerine çıkma bizim hayatımızda belirlediğimiz hedef nokta olmalı. Hele bu niyeti bir yapalım, peşinden azm ve kararlılıkla yola düşelim, bakalım "Mevlam neyler, neylerse güzel eyler"

Bu yazıya yorum yazın


Not: Yanında (*) işareti olanlar zorunlu alanlardır.

Bu yazıya gelen yorumlar.

DÄ°ÄžER YAZILAR

Biz onu (Kur'an'ı) mübarek bir gecede indirdik. Kuşkusuz biz uyarıcıyızdır.

Duhân, 3

GÃœNÃœN HADÄ°SÄ°

Yeryüzünde bir kötülük işlendiği vakit, ona şahid olan bunu takbih ederse (kötü olduğunu te'yid ederse), o kötülüğü görmemiş gibi zararından kurtulur. O kötülüğe şahid olmadığı halde, işittiği zaman memnun kalan kimse, sanki şahid olmuş gibi manen zarar

Ebu Davud, Melahim 17, (4345)

TARÄ°HTE BU HAFTA

*Yıldız Sarayı'nın İttihatçılar'ca Yağma Edilmesi(29 Nisan 1909) *Gazneli Mahmud'un Vefatı(30 Nisan 1030) *Yıldırım Bâyezid Tarafından Manisa'nın Fethi(1 Mayıs 1390) *Fatih Sultan Mehmed Hân'ın Vefatı(3 Mayıs 1481) *Eyüp Sultan Hazretleri(r.a.) Vefât

ANKET

Sitemizle nasıl tanıştınız?

Yükleniyor...

SÄ°TE HARÄ°TASI