Cevaplar.Org

Madem İslamiyet en güzel dindir. Neden bütün dünyada hükümran olmuyor?


2003-04-30 19:03:54

Evet bir bakıma çoklarının aklına gelebilir bu. Fakat haddi zatında güzellikle hükümranlık arasında bir bakıma birbirini gerektiren açık bir lüzum yoktur. 1- Çok güzel şeyler vardır. Bu güzel şeyler bir yerde güzeldir, fakat başkasına göre çok güzel görünmez. Telkin, muhit, umumi hava güzel göstermez onu. 2-Çirkin şeyler de esasen güzelin gösterilmesi mevzuunda bir hizmet ederler. Mesela çamurlu bir yer esas çamur olmayan bir yerin güzelliğine ayrı bir güzellik katar. Mesela diken, gülün güzelliğine ayrı bir güzellik ilave eder. Mesela gece, gündüzün ziyasına ayrı bir sürme çeker, parlatır onu. İzafi şeyler içine giren bu hususlar bir bakıma zıtlarıyla inkişaf eder. Onun için mukarrer ve külli bir kaide olarak “eşya zıddıyla inkişaf eder” diye kanun vaz etmişler. Buna binaen çok çirkin şeyler vardır ki zahiri yüzleri çirkin, esas batinî ve melekuti hüviyetleriyle güzeldirler. Ama zahiri çirkinlikte zahirde çok güzel olan şeylerin güzelliklerine güzellik ilave eder. Bir bu yönüyle yeryüzünde İslamın dışında İslam’a nispeten çirkin saydığımız şeyler devam edecekler, var olacaklar. Her yerde tamamen güzel olan İslamiyet olmayacak. Her yerde tamamen güzel olan İslamiyet olsa zulmetsiz bir gündüz nasıl gündüz olması bilinmezse İslamiyet’in güzelliği de bilinemeyecektir. 3-Çirkinlikler de bir yönüyle bir kısım Esma- İlahiyi dolayısıyla, doğrudan doğruya olmasa bile ayinedarlık yapıp göstermektedir. Yani cennet bir kısım Esma-ı İlahiyi gösterdiği, göstereceği gibi, cehennemde bir kısım esma-i ilahiyi gösterir. Veya cenneti iktiza eden bir kısım esma-i ilahi bulunduğu gibi cehennemi iktiza eden de esma-ı ilahi vardır. Ama sual ve dua, isteme- taleb meselesi kullara raci olduğundan cehenneme kullar kendi istekleriyle giderler. Cennete de Allah'ın lutfuyle giderler. Güzel olan İslamiyeti insan Allah'ın lutfuyla kazanır. Çirkin olan İslam dışı şeyleri ise kendi kesbiyle kazanır. Kesb, mübaşeret, iradenin kullanılması, dua ve taleb meselesi bu mevzuda rol oynar. Güzellik çirkinlik mevzuunda meseleyi böyle ele almak lazım. 4- İslamiyet mahz-ı güzel, güzellikler mecmuası olduğu halde yeryüzünde hükümferma değildir. İslamiyet nazari planda, ilmi planda bir kısım kıstaslardan, kanunlardan, nizami şeylerden ibarettir. Esas yeryüzünde İslamiyet’in görünmesi onu ameli duruma irca edecek şahıslara bağlıdır. Yani Müslüman şahıslar, mümin şahıslar İslam’ın prensiblerini hayata hayat yapacaklar, İslamiyet onlarda görünecektir. Kur'an-ı Kerim bütün ihtişamıyla, onun şerh ve tefsirleri Efendimizden başlayıp(S.av) devrimize kadar bütün ihtişamıyla kütüphaneleri doldursa fakat bunları okuyan, inanan, anlayan ve hayatlarına hakim kılan kimse yoksa yeryüzünde Müslümanlık yok denir. Yok mu acaba? Müslümanlığın kitabı var kütüphanelerde. Tefsirleri var, şerhleri var, izahları var, Müslümanlık esasen kitaplardaki metinlerden, şerhlerden, haşiyelerden ibaret değildir. Müslümanlık derken daha ziyade nazari ve ilmi durumu aşmış pratik hayat insanın aklına gelir. Ameli durum insanın aklına gelir. Ameli durumun olmadığı bir yerde Müslümanlık da yoktur. Öyleyse esasen yeryüzünde zahiren mağlubiyeti görünen bir husus varsa o Müslümanlığın halkın zannettiği gibi nazari ve ilmi Müslümanlığın değil ameli Müslümanlığın cürmüne terettüp eden bir şeydir. Yani daha basit daha açık ifadeyle arz e-deyim; beş başı mamur Müslüman yoktur yeryüzünde, onun için Müslümanlık hüküm ferma değildir. O halde Müslümanlar Müslümanlığı usuluyla,|füruuyla ele alıp, yaşadıkları zaman ilmi ve nazari kısımlarına inanmanın yanı başında ameli ve pratik noktalarını da ciddiyet ve hassasiyetle ele alıp yaşadıkları zaman ümit ediyoruz Cenab-ı Hak Müslümanlığı yeryüzünde yine hukümferma kılar inanıyoruz buna. Ama Müslümanlar Müslümanlığı kütüphanelerde, camilerin köşelerinde hapsedip durdukları müddetçe, her şeyiyle ona sahip çıkmadıkları müddetçe o türlü sahip çıkma yeryüzünde Müslümanlığı hüküm ferma edemez. 5-Şeriatı Fıtriyeye riayet edenler Allah'ın tevfik ve inayetiyle hüküm ferma olurlar Dışta cereyan eden kanunlara hareketlerini uyduran kimseler muvaffak olurlar. Dıştaki kanunlara hareketlerini uydurmayan kimseler muvaffak olamazlar. Çünkü Cenab-ı Hak dışta cebri olarak cereyan eden bir kısım kanunlar yaratmıştır. Haddi zatında kainatta hüküm ferma olan daha ziyade cebri kanunlardır. Binaenaleyh bu kanunlarda af yoktur. Bu hususu arz etmiştim. Bu kanunlara ters bir davranışınız olursa davranışınıza göre kolunuzu kaybedersiniz, bacağınızı kaybedersiniz, kafanızı kaybedersiniz, haysiyetinizi kaybede siniz, icabında vatanınızı kaybedersiniz. Bu kanunlara riayet gerektir. Elinizi giyotinin altına soktuğunuz zaman gider. İşte bu mekanik kanun cebridir. Aksi düşünülmez bunun. Kendinizi yüksek bir binadan atsanız esbab açısından ölürsünüz. Cebridir bunlar. Binaenaleyh insan dönen bu cebri dolaplar içinde bunlara ayak uydurma mecburiyetindedir. Ayak uyduramadığı zaman Allah'ın bu apaçık kanunları onu idama mahkum ettiyse, kimseyi kınamaya hakkı yok. Dolabın dönüşüne uyamadı. Yükselen merdivenlere göre adımını atamadı demektir. Bu iradeye vabeste bir şeydir. Sen kesbini yaptığın zaman düğmeye dokunduğun zaman bin inayet senin karşın da elvan elvan çiçek açacak, o Allah'a ait bir husustur. Onu sadece rahmetinden dileriz. Bu hususu Müslümanların geri kalması, kâfirlerin ileriye gitmesi hususunu arz ederken bir yerden iktibasen ariz ve amik arz ettiğimi hatırlıyorum. Ona iktifaen bırakıyorum.

Bu yazıya yorum yazın


Not: Yanında (*) işareti olanlar zorunlu alanlardır.

Bu yazıya gelen yorumlar.

DÄ°ÄžER YAZILAR

Ey inananlar! Kendinizi ve ailenizi, yakıtı insanlar ve taşlar olan ateşten koruyun. Onun başında, acımasız, güçlü, Allah'ın kendilerine buyurduğuna karşı gelmeyen ve emredildiklerini yapan melekler vardır.

TAHRÃŽM,6

GÃœNÃœN HADÄ°SÄ°

"Kur'an'ı seslerinizle süsleyiniz."

Ebu Davud

TARÄ°HTE BU HAFTA

*Fatih Donanmayı Haliç'e İndirdi.(22 Nisan 1453) *T.B.M.M. Açıldı.(23 Nisan 1920) *Yavuz Sultan Selim Padişah Oldu.( 25 Nisan 1512) *Çernobil Nükleer Faciası.(26 Nisan 1986) *Sultan II.Abdülhamid Han Tahttan İndirildi.(27 Nisan 1909)

ANKET

Sitemizle nasıl tanıştınız?

Yükleniyor...

SÄ°TE HARÄ°TASI