YA HAYIR KONUŞ YA SUS

Soru: Peygamber Efendimizin “ya hayır konuşsun ya da sussun” sözünün anlamı nedir?


Muhammed Emin Er

.

2019-11-29 14:36:49

Soru: Peygamber Efendimizin "ya hayır konuşsun ya da sussun" sözünün anlamı nedir?

Cevap: Bunun manası: Eğer kişi konuşmak istediğinde, konuşacağı şey, farz veya mendûp türünden, gerçekten hayırlı ve kendisine sevap kazandırabilecek bir söz olacaksa, o zaman konuşsun. Yok, eğer böyle bir sevabı elde edebileceği bir hayrı göremezse, o zaman da sussun. Bu noktada bizzat sözün haram yahut mekruh veya mubah olması arasında hiçbir fark yoktur.

Buna göre mubah olan bir sözün, harama veya mekruha yol açabileceği endişesiyle, terk edilmesi emredilmiş veya söylenmemesi mendup sayılmıştır. Zira genelde veya çoğunlukla böyle olmaktadır. Nitekim şeriat da, haram veya mekruhlara düşülebileceği endişesiyle mubah olan pek çok söz ve işten el çekmeye teşvik etmektedir.

Bu çerçevede İmam Şafii (r.a.) hadisi şu şekilde anlamaktadır: "Biriniz konuşmak istediği zaman, iyice düşünsün, eğer sözlerinin kendisi için zararlı olmayacağını anlarsa konuşsun. Ama eğer zararlı çıkacağını hissederse veya en azından bu yönde bir şüphesi olursa o zaman vazgeçsin."

Üstaz Ebu'l-Kâsım el-Kuşeyrî ise (rh.a.) şunları söyler: "Suskunluk selamettir ve aslolan da budur. Gerektiği yerde susmak faziletli insanların özelliklerinden biri olduğu gibi gerektiği yerde de konuşmak en güzel huylardan biridir.

Ebu Ali ed-Dekkak'ın şöyle dediğini işittim: 'Haksızlık karşısında susan, dilsiz şeytandır'. (el-Kuşeyrî der ki:) (Nefis ve şeytanla) mücahede edenlerin suskunluğu tercih etmelerinin sebebi, konuşmanın afetleri, nefsin konuşmaktan aldığı hazzı, güzel konuşmaktan ötürü akranı içerisinde temayüz etme eğilimi ve övgü özelliklerini sergilemeye sebep oluşu gibi daha pek çok afeti bilmeleridir. Riyazet ehlinin temel vasfı; münazele(1) hükmünde ve ahlak tezhibindeki(2) rükünlerinden biridir.

El-Fudayl b. Iyâz şöyle der: 'Sözlerini amelinden sayan kimsenin, malâyânî konuşmaları azalır'. Zünnûn-i Mısrî de şöyle demektedir: 'Nefsine en çok hâkim olan insan, dilini en fazla tutandır'. Allah en iyisini bilir."(3)

Dipnotlar

1- Münâzele: Sözlükte, mesafe alma, menzillerde yol alma, biri iniş, diğeri çıkış halinde bulunan iki zatın yüz yüze gelmeleri anlamına gelir. Tasavvufi bir terim olarak ise, Hakk'ın kuluna inmeyi irade etmesi ve kulunun kalbinde ona doğru gitme arzusunu yaratması ve böyle bir karşılaşma halinin vukûa gelmesidir. Gerçekte kulun Hakk'a doğru menzil alması çıkış (su'ûd, 'uruc), Hakk'ın kuluna yaklaşması iniş (nüzûl) dur. Fakat yine de her ikisinin birbirine yaklaşması karşılıklı iniş (münâzele) terimi ile ifade edilir (bkz. Süleyman Uludağ, Tasavvuf Terimleri Sözlüğü, s. 386)

2-Tehzib: Düzeltme, halis hale getirme, ıslah etme. İlmi ve ameli, bunlara yakışmayan şeylerden arındırmak, hem bilgi, hem davranış yönünden temiz ve pâk olmak, ilmi cehaletten, ameli riyadan arındırmak. (bkz. Uludağ, a.g.e, s. 521)

3-Nevevi, a.g.e., c.2, s. 19

 

 

Bu yazıya yorum yazın


Not: Yanında (*) işareti olanlar zorunlu alanlardır.

Bu yazıya gelen yorumlar.

DİĞER YAZILAR

Yer yüzünde bulunan her canlı yok olacaktır. Ancak azamet ve ikram sahibi Rabbinin zâtı baki kalacaktır.

Rahman, 26-27

GÜNÜN HADİSİ

Sadakaların en efdali, iki kişi arasını düzeltmektir.

Seçme Hadisler, s.237

TARİHTE BU HAFTA

*İmam-ı Azam Ebu Hanife(r.a.) Vefat Etti.(6 Mayıs 765) *İkinci Dünya Savaşı Sona Erdi.(8 Mayıs 1945) *Osman Gazi'nin Doğumu(9 Mayıs 1252) *Ahmed Cezzar Paşa'nın Akka'da Napolyon'u Yenmesi.(10 Mayıs 1799) *1897 Türk-Yunan Savaşı Türk Zaferiyle Sona Erdi

ANKET

Sitemizle nasıl tanıştınız?

Yükleniyor...

SİTE HARİTASI