RİSALE-İ NUR DERS NOTLARIM-178
Ders: 29. Söz, İkinci Maksad, İkinci Esas İzah: Prof. Dr. Alaaddin Başar İzah edilen kısım: Evet o Kur'an’ın nefs-i ihbarı, haşr-i cismanînin keşşa
Ders: 29. Söz, İkinci Maksad, İkinci Esas#1110802-1110936
İzah: Prof. Dr. Alaaddin Başar
İzah edilen kısım: Evet o Kur'an'ın nefs-i ihbarı, haşr-i cismanînin keşşafıdır ve şu tılsım-ı muğlak-ı âlemin ve şu remz-i hikmet-i kâinatın miftahıdır. (Sözler 522 v.d.)
*Kur'an-ı Kerim'in ahirete dikkati çekmesi, onu isbat etmesi, nefs-i ihbarı kainatın tılsımını çözüyor. Nedir o tılsım? Tılsım şu; elementler alemi var. Bunlar ne oluyorlar? Nebatat oluyorlar. İnsanlar onları yiyor, insan vücudunda görev alıyorlar. Sonra bu insan ölüyor. Bu sefer ne oluyor, bir kaç kademeden sonra tekrar elemente dönmüş oluyor. Dün elementti, arada bir adam geldi, bir zaman yaşadı, gezdi tozdu, yedi içti. Falan makamlara yükseldi, şunlara sevindi, şunlarla mücadele etti, şurayı aldı, burayı sattı.İnsanlar ona büyük teveccüh ettiler. Ondan sonra ne oldu? Kayboldu adam ortadan, element oldu. Başka adamlar geldi. Okudu, âlim oldu. O da öldü, element oldu. Bir başkası geldi, vurdu, kırdı, zalim oldu. O da öldü, element oldu. Bir tılsım bu.. ne oluyor böyle ya?..
Bu kâinat bir fabrika, âlim yetiştiriyor, zalim yetiştiriyor, ârif yetiştiriyor, fâsık yetiştiriyor. Bir hayli mahsulat.. her mahsulat geçip gidiyor, geriye kalan eski kainat. Bir tılsım, ne demek bu yani? Âlimle zâlimin ayrılacağı bir yer olmayacak mı? "Zalim izzetinde, mazlum zilletinde kalıp buradan göçüp gidiyorlar. Demek bir mahkeme-i kübraya bırakılıyor"(Sözler, s: 50) diyor. Mazlumun zalimden hakkını alacağı bir âlem olmayacak mı? İşte tılsım-ı muğlak bu yani.. Kur'an-ı Kerim geliyor, ahiretin varlığını bildirince, kainattaki bu muazzam faaliyetlerin boşa olmadığı, bir gayeye ve hedefe müteveccih herşeyin akıp gittiği anlaşılmış oluyor.
*وَ قَدْ خَلَقَكُمْ اَطْوَارًا
(Oysa) O sizi halden hale geçirerek yaratmıştır.(Nuh: 71/14) Bu ayet-i kerime insanın tavırdan tavıra geçtiğini haber veriyor. Tavırlarımızı Allah yaratıyor. Nutfe bir tavır. Alaka'ya geçtik. Çocukluk bir tavır. Gençliğe geçtik. Saçlarımız siyahtı, beyazladı. Çekirdek bir tavır, sünbül veriyor ilaahir..biz o kudretin önünde, ona mahkum duruyoruz.
Not: Alaaddin beyin son ifadesi merhum Mehmed Akif beyin şu ifadelerini hatırlattı;
"İlâhî, emrinin âvâre bir mahkûmudur âlem;
Meşiyyet sende, herşey sende... Hiçbir şey değil âdem!
Fakat, hâlâ vücûd isbât eder, kendince, hey sersem!
Bugün, üç beş karış toprakta varlıktan vururken dem;
Yarın toprak kesilmiş varlığından fışkırır mâtem!"(Safahat, Hakkın Sesleri adlı şiirden)
*İnsan vücudu o kadar dakik ve harika ki, güya şu yaşımıza gelmişiz, şu kadar tahsil görmüşüz, insan vücuduna dair tıpçıların anlattıklarını aklım almıyor, anlamakta zorlanıyorum. Hücreyi anlatıyorlar, akıl alacak şey değil. Kendi hücremizi aklımız almıyor, o kadar ince manalar, o kadar ince hikmetler. İrfan beyi(Prof. Dr. İrfan Küfrevioğlu) görürseniz, bir de ona anlattırırsınız. O anlatıyordu, benim aklım almıyordu, belki sizin aklınız alır.
Akıl alacak şeyler değil. Ne ince hikmetlerle bedenimiz bu hali almış. Nutfe içerisindeki bir program sonunda bu şekli alıyor. Onun kan neresindeydi? Sinir neresindeydi, akciğer neresinde, karaciğer neresindeydi? Gözün akı neresindeydi, karası neresindeydi? Üst çenenin oynayıp alt çenenin sabit olacağı neresindeydi? Hepsi o nutfede planlı, programlı..Bir çekirdek gibi programlamış Cenab-ı Hak. Sonra tavırdan tavıra geçirerek insan haline getiriyor.
Biz ne bilecektik bize ayak, kafa, kol, mide lazım. Hele ağzı hiç aklımız almazdı değil mi? Çünkü çocuk ana rahminde ağızan beslenmiyor ki. Ağzımızdan beslenmediğimiz bir devrede Allah bize ağız yapıyordu, Göbeğimizle besleniyorduk, Cenab-ı Hak bize ağız açıyordu, Allah Allah..
Geldik baktık ki ağızla beslenmek daha güzelmiş. Arkadaşlar bunları hatırlamayalım yani? Bu hadiseler oldu mu, olmadı mı? Hepimizin başından geçti mi, geçmedi mi? Başka işlerle uğraşıp bunları unutuyorsak, arada bir de bu dersler vesilesi ile hatırlanması hoş olmuyor mu yani?
Bu işler bir kanunla, bir plana göre oluyor, bir de muttarid şekilde cereyan ediyor. Muttarid ne demek? Senin iki tane gözün burada.. babanın da iki gözü aynı yerdeydi, dedeninkiler de..Adem babamızın iki tane gözü aynı yerdeydi. Demek muttarid(Bir düziye, devamlı, aynı şekilde olan) bir kanun var. Bu kanunu Hz. Allah(cc.) Adem(as.)'ı yaratırken koydu mu? O kanun hâlâ öyle cereyan ediyor.
*"İşte şu tarzda o vücudu yapan Sâni'-i Hakîm, her sene bir libas gibi o vücudu değiştirir."(Sözler, s:523) Bedenimiz değişiyor ama ruhumuz çıplak kalmıyor. Biz elbise değiştirirken öyle olmuyor. Bedenimiz çıplak kalıyor, sonra öteki elbiseyi giyiyoruz.
Hücrelerimiz her sene değişiyor, bu değişmeden cesedin de haberi olmuyor, ruhun da haberi olmuyor. Askerlik biraz buna benziyor. Bakıyorsunuz, geçen sene ki askerler terhis olmuş, subaylar tayin olmuş, yerine yenileri gelmiş. Sanki bir değişiklik olmamış gibi.. Sistem devam ediyor. Ama, aslında terhis olanlar olmuş, silah altına alınanlar alınmış, yeni tayinler yapılmış..
Ama yine de orada az çok karışıklık oluyor. Bizi kısa dönem askere aldılar, gittik. Şener beyle beraber yaptık askerliği..Elbise dağıtımı yapılıyor, ismi okunana elbise atıyorlar. Tabii hemen akabinde herkes terzinin yolunu tutuyor. İnsan vücudunda terhisler ve yeni alımlar öyle mi ya?
Not: 1990'larda yapıldığını tahmin ettiğim bu dersin video çekiminde hatalar oluşmuş olduğundan, dersin son bölümlerinden notlar alamadım.(Salih Okur)
Bu yazıya yorum yazın
Bu yazıya gelen yorumlar.
DİĞER YAZILAR
"İyilik ve takva üzerine yardımlaşınız, kötülük ve düşmanlık üzerine yardımlaşmayınız."
Mâide, 2
GÜNÜN HADİSİ
İnsanların en fenası, birine ayrı, diğerine de ayrı görünen iki yüzlü insanlardır.
Seçme Hadisler, 101
SON YORUMLAR
- Bütün beytlerin tercümesini gönderebilir misiniz? sitede sadece son birkaç...
- Fıtrat, namaz, tevafuk, sırlar ve tüm bunların sahibi zişanı İlahi kusur...
- Selamünaleyküm İnternette mütalaalı risale i nur dersleri diye arama yapt...
- bu kıymetli yazıdan dolayı ahmed izz kardeşimize teşekkür ederiz çok mani...
- selamün aleyküm Ahmed kardeşimizi tebrik ediyor ve bu faideli tercümelerin...
- Yanında okuyan diğer öğrencileri; Molla Muhammed Kasori Molla Muhammed Era...
- Benim merhum babam Molla İbrahim Azizi de onun yanında icazeti tamamlamıştı...
- Teşekkürler. Sanırım Envar neşriyat idi.Tam hatırlayamıyorum.....
- Çok güzel bir çalışma Rabbım ilminizi arttırsın bu çalışmalarınızı...
- Merhaba, Ben Foliant yayınlarından uğur. Sizinle iletişim kurmak istiyoruz ...
TARİHTE BU HAFTA
ANKET
Sitemizle nasıl tanıştınız?
Yükleniyor...