HADİSLERİN DİLİYLE IŞİD

Bir çekim kaydında Cübbeli Ahmet Hoca umre kıyafetiyle uçakta umre yolcularının arasında görülüyor. Umre yolcuları uçakta etrafına dizilmişler Cübbeli Ahmet Hoca da Arap aleminden büyük bir alimin IŞİD ile alakalı olarak kendisiyle paylaştığı iki hadisi onlara aktarıyor ve tercüme ediyor. Bendeniz de Youtube üzerinden Cübbeli Ahmet Hoca’nın konuşmasını merakla dinledim. Ardından hadisin kaynağına ulaşmaya çalıştım. Bereket, kitap yanımda duruyordu. Daha önce de kısmen kitabı tetkik etmiştim.


Mustafa Özcan

mustafaahmetozcan@gmail.com

2017-03-09 16:14:25

Bir çekim kaydında Cübbeli Ahmet Hoca umre kıyafetiyle uçakta umre yolcularının arasında görülüyor. Umre yolcuları uçakta etrafına dizilmişler Cübbeli Ahmet Hoca da Arap aleminden büyük bir alimin IŞİD ile alakalı olarak kendisiyle paylaştığı iki hadisi onlara aktarıyor ve tercüme ediyor. Bendeniz de Youtube üzerinden Cübbeli Ahmet Hoca'nın konuşmasını merakla dinledim. Ardından hadisin kaynağına ulaşmaya çalıştım. Bereket, kitap yanımda duruyordu. Daha önce de kısmen kitabı tetkik etmiştim. 

Zira, Arap Baharıyla birlikte kıyamet alametleri veya fiten hadis külliyatı yeniden gündeme gelmişti. Bu konunun en önemli kaynağı da Nuaym Bin Hammad'ın 'Fiten' adlı kitabıydı. IŞİD ortaya çıkmadan birisi bu hadisi okusa; belki de hayret eder ve ihtimal vermezdik. Lakin IŞİD'in çıkışından sonra hadisi okuduğunuzda gerçekten de onlarla bire bir örtüştüğünü mütalaa ediyorsunuz. Bu mutabakat İnsanı çarpıyor. 

Birinci hadis, Hazreti Ali'ye dayandırılıyor. Söz konusu hadis, hadis terimlerine göre merfu değil, mevkuf cinsinden bir hadistir. Bir de senedinde hıfzı itibarıyla zayıf olan İbni Lahia bulunmaktadır. Muhaddislerce zayıf bir ravi addedilmiştir. Bununla birlikte, hadisin metnine baktığınızda gerçekten de anılan zümreye birebir intibak ettiğini görerek çarpılıyor ve hayrete düşüyorsunuz. Bu kadar da intibak olur mu, diye hayretler içinde kalıyorsunuz. Hazreti Ali'ye (R.Anhu) dayandırılan hadiste şöyle denilmektedir: "Siyah bayrakları gördüğünüzde yerinizden kıpırdamayın. Ellerinizi ve ayaklarınızı hareket ettirmeyin (harekete geçmeyin). Sonra kendilerine ehemmiyet verilmeyen zayıf bir topluluk zuhur eder. Kalpleri demir parçaları gibidir. Onlar devlet sahipleridir (hum ashabu'd devle). Ne söz ne de ahit tanırlar. Hakka çağırırlar ama kendileri hak ehli değildir. İsimleri künyedir. Nisbetleri ise köy ve şehirlerdir. Saçları kadın saçı gibi uzatılmış ve salınmıştır. Aralarında ihtilaf çıkıncaya kadar bakidirler. Sonra Allah hakkı dilediğine verir…(1) Bu hadisin sağlamasını Ebubekir Bağdadi üzerinde yaptığınız da; adı karşımıza İbrahim Avad İbrahim Ali Bedri olarak çıktığı halde; onu tayyetmiş ve Ebubekir'i seçmiştir. Siyah bayrakları ve halife ünvanı gibi, ismi de sahtedir. Bu sahtecinin ikinci sahteliği, nisbetindedir. Samarra'lı olduğu halde kendisini Bağdat'a nisbet etmiştir? Niye? Psikopatlıktan olsa gerek! 

Hadis bir uyarı mahiyetindedir. Müslümanlardan onlara uymamaları ve onlardan uzak durmaları isteniyor. Onların lehinde harekete geçmeyin ve kandırılmayın denilmek isteniyor. Bu durumda ilan ettikleri hilafet gibi siyah bayrakları da sahte. Zira, başka hadislerde siyah bayraklılardan en azından üç kısmından bir kısmının Mehdi'ye müzahir olacakları ifade edilmektedir. Burada farklı bir siyah bayraklılar grubundan bahsedilmektedir. Bunlar müteşabih topluluktur. Mesih'in yerini almaya namzet Deccal ve avenesi gibi benzeşik ve müteşabih bir topluluktur. Hazreti İsa'nın ifadesindeki gibi onları meyve ve eserlerinden tanırsınız. Bunlar psikopatlar topluluğudur. Tarzları, bir zamanlar Cezayir'de faal olan GIA tarzına benzemektedir. IŞİD ile alakalı ikinci bir hadis de Ebu Hureyre (R. Anhu) tarikiyle rivayet edilmiştir. Geçmiş dönemde okuduğum halde bende bir izi bırakmamış! Bu hadisin senedi Peygamberimize kadar ulaşıyor. Mevkuf değil, merfudur. Bu hadise göre Peygamberimiz şöyle buyurmaktadır: "Benden sonra size dört fitne gelecektir. Birincisinde, kanlar (dökülmesi) helal kılınacaktır. İkincisinde hem kanlar hem de mallar helal kılınacaktır. Üçüncüsünde ise hem canlar hem mallar hem de uçkurlar helal kılınacaktır. Dördüncüsü ise örten, kapatan, bürüyen kör ve sağır bir fitnedir; denizdeki dalgalar gibi kabarır, hareket eder. Hiç kimse ona karşı bir sığınak bulamaz. Şam'da tayf ve karaltı gibi dolaşır; Irak'a çöreklenir. Eliyle ve ayaklarıyla el Cezire'yi (Kürt bölgesi) vurur (Cübbeli Ahmet Hoca'nın bu hadisteki el Cezire'yi Suudi Arabistan olarak yansıtması isabetli olmasa gerek). Ümmet, derinin tabakhanede çekiştirilmesi gibi çekiştirilir, belaya maruz kalır. Kimse 'yeter, yeter' diyemez ve bir yerden kalksa diğer yerde patlak verir ve çöreklenir (2)…."

 Hadislerin senedi hakkında ne denilirse denilsin; metni tamamen günümüze ve IŞİD'e intibak ettiği bir vakıadır. Bunda hiç şüphe yoktur. Gerçekten de Nuaym Bin Hammad meşhur bir muhaddistir ve Buhari'nin hocaları ve kaynakları arasında yer alır. Özellikle fiten ve ahir zaman alametleri ile ilgili hadislerin rivayetinde iştihar etmiştir. Bu yönüyle sahabeden Huzeyfe bin Yeman hazretlerine benzer. O da şerden sakınmak için Peygamberimize gelecekteki fitnelerden ve şer dönemlerden sormuştur. 

Genellikle IŞİD'in yöntem ve icraatlarına karşı çıkan alimler bu nevzuhur hareketi Harici hareket kapsamında değerlendirmişler ve onlara Haricilerle ilgili hadisleri yansıtmışlardır. Lakin Nuaym Bin Hammad'ın anılan rivayetleri, IŞİD ile alakalı olarak Haricileri kapsayan umum hadislerin dışında özel hadislerin de mervi olduğunu gösteriyor. Sıhhat derecesi tartışmalı olsa da bu rivayetler Hazreti Peygamberin konuyu ümmetine aktardığını zanni galip ile ifade ediyor. 

IŞİD gerçekten de kaba saba anlayışlarıyla birlikte İslam alemine zarar vermiş ve Suriye'de mücadeleyi uzatmış, kilitlemiş ve kayıpları artırmış ve masumların helakına sebep olmuştur. Bu hadisleri Arap dünyasından mühim bir alimin Cübbeli Ahmet Hoca ile paylaşması ve aktarması onun da kamuoyuna duyurması yerinde ve hayırlı bir hizmet olmuştur. Bu fitne dönemlerinde bilenlerin ilimlerini ortaya çıkarmaları hayati değerde öneme haizdir. Bunu ehli bidatın bütün renkleri konusunda da yapmalıyız. Başkalarının şöyle veya böyle araçlarıyla yollarımızı ayırmalıyız. Batılla çoğalmaktansa hak ile yalnız kalmak evladır.

 

Bu yazıya yorum yazın


Not: Yanında (*) işareti olanlar zorunlu alanlardır.

Bu yazıya gelen yorumlar.

DÄ°ÄžER YAZILAR

Kim Rabbine kavuşmayı arzu ediyorsa güzel bir amel işlesin ve Rabbine kullukta hiç bir ortak koşmasın.

Kehf, 110

GÃœNÃœN HADÄ°SÄ°

İşçinin alın teri kurumadan hakkını veriniz.

Ä°bn-i Mace

TARÄ°HTE BU HAFTA

*İmam-ı Azam Ebu Hanife(r.a.) Vefat Etti.(6 Mayıs 765) *İkinci Dünya Savaşı Sona Erdi.(8 Mayıs 1945) *Osman Gazi'nin Doğumu(9 Mayıs 1252) *Ahmed Cezzar Paşa'nın Akka'da Napolyon'u Yenmesi.(10 Mayıs 1799) *1897 Türk-Yunan Savaşı Türk Zaferiyle Sona Erdi

ANKET

Sitemizle nasıl tanıştınız?

Yükleniyor...

SÄ°TE HARÄ°TASI