HAFIZIN SAZI KIRMASI

Cumhuriyetin ilk yılları maalesef birçok Hafız, Kur’an okumayı bırakıp Gazelhan olmuşlar, şarkıcı olmuşlar, türkücü olmuşlar. Bir kısmı da ticarete başlamış, bu işlerden el çekmişler. Trabzonlu bir hafız da ticarete atılmış. Kendisinin bir de sazı varmış, onunla eğlenir, türkü söylermiş. Camiyle cemaatle alakasını kesmiş.


Salih Okur

nedevideobendi@gmail.com

2014-03-23 11:22:31

Şu anda 89 yaşına basmış ulu bir çınar'dan, Hafız Enver Galip Ceylan Hocaefendi'den bir hatıra nakletmek istiyorum. Allah'a şükür, hocamızın hatıralarını kayda aldık ve bir kitap halinde neşretmek için yazılı dökümlerini yapmaya devam ediyoruz. İnşallah en kısa zamanda bitirmek ve istifadeye arz etmek nasip olur. Şimdi o hatıralardan birini sizinle paylaşıyoruz. Salih Okur/cevaplar.org

"Cumhuriyetin ilk yılları maalesef birçok Hafız, Kur'an okumayı bırakıp Gazelhan olmuşlar, şarkıcı olmuşlar, türkücü olmuşlar. Bir kısmı da ticarete başlamış, bu işlerden el çekmişler.

Trabzonlu bir hafız da ticarete atılmış. Kendisinin bir de sazı varmış, onunla eğlenir, türkü söylermiş. Camiyle cemaatle alakasını kesmiş.

O sıralar bir ticaret heyeti vapurla İstanbul'dan Trabzon'a gitmiş. İçlerinde bir de Ermeni var. Trabzonlular bunları güzel suyu olan bir yere ziyafete götürmüşler. O hafız da tüccar ya, o da sazını almış, gitmiş.

Bir yerden yenilip içiliyor, bir taraftan da hafız efendi türkü söylüyormuş. Oradakilerin ona "hafız" diye hitapları Ermeninin dikkatini çekmiş. Demiş ki; "Ya, hafız diyorsunuz da, bu zat bildiğimiz hafızlarda mı, yoksa af buyurun şimdi şarkı türkü söyleyenlere de hafız deniliyor, onlardan mı?"

"Yok, bu Kur'an'ı ezbere bilen hafızlardan" demişler. Ermeni hafıza dönmüş; "Hafız bey, şimdi sen bu mukaddes kitabı ezbere biliyor musun?" demiş. "Tabii, biliyorum" demiş. Bunun üzerine Ermeni "yazık" demiş. "Niye?" demişler. "Eğer ben böyle mukaddes bir kitabı ezberleyen bir insan olsaydım, vallahi ondan başka bir şey okumazdım, böyle sazla vesaire ile ömür geçirmezdim."

O böyle söyleyince hafız efendi renkten renge girmiş. Bir müddet bir şey söyleyememiş. Sonra ayağa kalkarak oturdukları yerin arkasındaki kayaya sazı bir çarpmış. Hüngür hüngür ağlayarak "Vallahi, ben de huzurunuzda Allah'a söz veriyorum, şimdiden sonra Kur'an'dan başka bir şey okumayacağım" demiş.

Cumhuriyet devrinde yaşanmış böyle çok ibretlik vakıalar var.

 

Bu yazıya yorum yazın


Not: Yanında (*) işareti olanlar zorunlu alanlardır.

Bu yazıya gelen yorumlar.

DÄ°ÄžER YAZILAR

Maide-7

"Allah'ın, üzerinizdeki nimetini ve "İşittik, itaat ettik" dediğinizde sizden aldığı ve kendisiyle sizi bağladığı ahdini hatırlayın. Allah'tan korkun, çünkü Allah göğüslerin özünü çok iyi bilir."

GÃœNÃœN HADÄ°SÄ°

Yeryüzünde bir kötülük işlendiği vakit, ona şahid olan bunu takbih ederse (kötü olduğunu te'yid ederse), o kötülüğü görmemiş gibi zararından kurtulur. O kötülüğe şahid olmadığı halde, işittiği zaman memnun kalan kimse, sanki şahid olmuş gibi manen zarar

Ebu Davud, Melahim 17, (4345)

TARÄ°HTE BU HAFTA

*Yıldız Sarayı'nın İttihatçılar'ca Yağma Edilmesi(29 Nisan 1909) *Gazneli Mahmud'un Vefatı(30 Nisan 1030) *Yıldırım Bâyezid Tarafından Manisa'nın Fethi(1 Mayıs 1390) *Fatih Sultan Mehmed Hân'ın Vefatı(3 Mayıs 1481) *Eyüp Sultan Hazretleri(r.a.) Vefât E

ANKET

Sitemizle nasıl tanıştınız?

Yükleniyor...

SÄ°TE HARÄ°TASI