RAHMAN SURESİNİN HARİKA TEFSİRİ

Bu kitapta ilk dikkatimi çeken husus, otorite tefsirlerden epeyce faydalanılmış olmasıydı. Bununda diğer tefsirler gibi olduğunu düşünsem de ısrarla kitabı baştan sona kadar okudum ve aradığım tefsiri bulduğumu gördüm. Çünkü kitapta bilgiyi nak


Zafer Karlı

zaferkar79@gmail.com

2011-02-17 22:42:15

Risale-i Nur okumaya başladığım ilk zamanlardan bu yana risalelerde dikkatimi çeken birçok gaybi haber olmuştur. Onlardan birisi de Üstad Hazretlerine cinlerden bir peygamber gelip gelmediği hakkında sorulan soruya verilen cevabın içindeydi. Bediüzzaman Hazretleri cevap olarak yazdığı mektubun son cümlesinde şöyle der : “Belki inşaallah Risale-i Nur'un bir şakirdi, Sûre-i Rahmân'ı tefsir edip bu meseleyi de halleder.” (Şualar s. 298)

Üstad Hazretleri bu sözü ile akılları ve kalpleri tatmin eden ilmi bir perspektiften Rahman Suresinin tefsir edileceğini ve cinlerden peygamber gelip gelmediği konusunun açıklığa kavuşturulacağını kastetmiştir. Üstelik bu çalışmayı ortaya koyacak kişinin bir nur talebesi olacağına işaret vardır.

Bu işaretlerden sonra birçok tefsirden Rahman Suresinin tefsirini okudum. Cinlerden bir peygamber gelip gelmediği konusu hakkında kendimce birçok araştırma yaptım. Elde ettiğim bilgiler beni tatmin etmemişti. Çünkü bilginin üretilmesi ile nakledilmesi başka şeylerdi…

Bir bahçede bulunan çiçeklerden bir buket yapmak güzeldir. Fakat ondan daha güzeli arı gibi her çiçeğe konup ortaya “bal” koyabilmektir. Aynen öyle de bazı insanlar birçok yerden alıntı yaparak ortaya eser olarak bir derleme koyar. Bazı âlimler ise -arı gibi- konu hakkında araştırma yapıp elde ettikleri bilgileri yoğurarak ortaya “bal” yani orijinal bir ürün koyarlar. Bilgi nakletmekle üretmek arasındaki fark işte budur… Risale-i Nur’da ne doğunun ilimlerinden ne de batının fenlerinden alınmamış olup, Kur’an ayetlerinin bahçesinden süzülmüş orijinal bir eserdir. İşte böyle bir eserin hakiki bir şakirdi tarafından hazırlanmış Rahman Suresinin bir tefsiri ile karşılaştım. Nesil Yayınları tarafından baskısı yapılmış olan tefsir, çok küçük yaşlardan bu yana Kur’an İlimleri ile meşgul olan ve Sakarya Üniversitesi İlahiyat Fakültesinde Arap Dili ve Belagatı Anabilim Dalı Başkanlığı yapmış, âlim ve fâzıl bir zat olan Dr. Niyazi Beki tarafından hazırlanmıştı.

Bu kitapta ilk dikkatimi çeken husus, otorite tefsirlerden epeyce faydalanılmış olmasıydı. Bununda diğer tefsirler gibi olduğunu düşünsem de ısrarla kitabı baştan sona kadar okudum ve aradığım tefsiri bulduğumu gördüm. Çünkü kitapta bilgiyi nakleden değil, üreten cinsten ve orijinal bir yaklaşımla karşılaştım.

Bu tefsirin diğer tefsirlerde görmediğim bazı farklarını ilk aşamada şu şekilde sıralamak mümkündür:

—Tefsir, giriş ve iki bölüm hâlinde düzenle­nmiş. Giriş, konuyla ilgili birtakım usul bilgi­lerine ayrılmıştır.

Birinci Bölümde, Rahman Suresinin açıklamasına yer verilmiştir. Açıklamalarda, değişik klâsik tefsir kaynakla­rından istifade cihetine gidilmiş ve dirayet tefsiri çerçeve­sinde, sonradan ilmî değeri ortaya çıkmış birtakım yeni bilgilere de yer verilirken ilmî ve objektif ölçülere azamî derecede riayet edilmeye çalışılmış.

İkinci Bölüm ise surenin önemli bir ayrıntısı sayılabilen "Rahman Suresinde Celâl ve Cemâl sıfatlarının paralel­liği"ne tahsis edilmiştir. Ayrıca "Mesanî Sırrı" ve "Rahman Suresinde İkili Anlatım Sistemi" şeklindeki alt başlıklarda "ikili sistem" yansımalarına dikkat çekilerek, insan ve cin ikilisine hitap eden Rahman Suresinde, kâinatın değişik parçalarından örneklerin ikişerli olarak ilâhî ilim, kudret ve merhametin birer yansıması şeklinde ortaya kondu­ğuna işaret edilmiştir. Açıklamalarda yer alan bilgiler, başta Kur'an ve hadis olarak çeşitli ilmî eserlerden isti­fade edile­rek ortaya konmuş ve dipnotlarda kaynakları gösterilmiş­.

—Ayetlerde geçen kelimelerin tefsiri ele alınırken Kur’an bütünlüğü içinde meseleler düşünülmüş. Her ayet tefsir edilirken insan ile kulluk, kâinat ile insan, mahlûk ile Mabud, dünya hayatı ile ahiret ilişkileri hep göz önünde bulundurularak istifadeye medar olması amacı güdülmüş.

—Ayet tekrarlarının sebebi zahiri açıdan değil hikmet açısından ele alınmış. Meseleleri böyle değerlendirmekle okuyucunun Kur’ana bakış açısının daha bir derinlik kazanması sağlanmış.

—Surenin 3. ayetinin tefsirinde, insanın yaratılış konusunun perspektifinden insanın hangi maddeden yaratıldığı değil, bizzat yaratılma nimeti ve insan olarak var edilmesi hususuna dikkat çekilerek insanın mahlûkat içindeki konumu ve mana olarak kıymetine işaret edilmiş.

—Surenin 20. ayetinin tefsirinde olduğu gibi Kur’an ve kâinat kitabı bir bütün halinde mütalaa edilmeye çalışılarak ayetteki derin ve bütüncül anlam insanın istifadesine sunulmuş.

—Surenin 22. ayetinin tefsirinde âlimlerin üzerinde hayli tartıştıkları konulardan biri olan "inci ve mercanın tatlı sularda bulunup bulunmadığı hususu" üzerinde durulmuş, konuya olumsuz yaklaşan eski yorumlar değerlendirilirken son zamanlarda yapılan çalışmalar sonucunda ortaya çıkan tablo karşısında ko­nuya müspet yaklaşan yeni görüşlere de geniş yer veril­miştir.

—Surenin 31. ayetinin tefsirinde Cinlerden Peygamber Gelmiş midir? sorusuna gayet ilmi ve muhakemeli cevaplar verilmiştir. Kanaatimizce, Üstad Hazretlerinin “...bu meseleyi de halleder.” diye işaret ettiği cinlerden peygamber gelmiş midir? sorusuna tam cevap verilmiş.

—Surenin 33. ayetindeki “Ey cin ve insan toplulukları!.. Göklerin ve Yer’in çev­resinden geçmeye gücünüz yeterse geçin gidin. Ama bir güç olmadan geçemezsiniz.” beyanı karmaşaya gidilmeden hakikat ve ibret boyutu ile ele alınıp tefsir edilmiş.

Sonuç:

Kanaatimizce Bediüzzaman Hazretlerinin işaret ettiği Rahman Suresi tefsiri yapılmış ve cinlerden peygamber gelip gelmediği hususu netlik kazanmıştır. Bu çalışmayı yapan Dr. Niyazi Beki Bey’i tebrik eder, erkânlardan bir Nur Talebesi olarak ahirete intikal etmesini Cenab-ı Haktan niyaz ederim.

Zafer KARLI

Cevaplar.org

 

Bu yazıya yorum yazın


Not: Yanında (*) işareti olanlar zorunlu alanlardır.

Bu yazıya gelen yorumlar.

Musabbera, 2012-03-14 01:20:01

Niyazi Beki abi nin bu konudaki görüşlerini bizzat kendi dilinden dinlemiştim.Müstesna bir şahsiyet ; USTADIN yıllar önce beşaretine nail olmuş. Maşşallah Barekallah ::

Bu yoruma katılıyor musunuz ?

DİĞER YAZILAR

Zulüm (ve haksızlık) edenlere de sakın meyletmeyin! Sonra size de ateş dokunur. Sizin Allah'tan başka dostlarınız yoktur, sonra size yardım da edilmez.

Hûd, 113

GÜNÜN HADİSİ

Kim Müslümanlar arasından bir yetim alarak yiyecek ve içeceğine dahil ederse, affedilmez bir günah (şirk) işlememişse, Allah onu mutlaka cennete koyacaktır.

Tirmizi, Birr 14, (1918)

TARİHTE BU HAFTA

ANKET

Sitemizle nasıl tanıştınız?

Yükleniyor...

SİTE HARİTASI