RÄ°SALE OKUMALARI 4-METÄ°N KARABAÅžOÄžLU-NESÄ°L YAYINLARI-Ä°STANBUL-2008

Bediüzzaman’ın ‘azametli bahtsız bir kıt’anın, şanlı talihsiz bir devletin, değerli sahipsiz bir kavmin reçetesi’ olarak yazdığı iki eserden ikincisi olarak ‘reçetetü’l-avâm’ Münazarat, tıpkı ikizi R


Nurgül Dere

nurguldere@gmail.com

2011-02-08 04:23:30

 

Allah, O'nun için yola koyulanı yarı yolda bırakmaz. Bilakis yolunu büyütür, genişletir. Öyle ki, zahirî başarısızlıkların altında dahi umulmadık yollar açar, önceden hesap edilmeyen fütuhatlara zemin hazırlar… S. 15

Bediüzzaman'ın 'azametli bahtsız bir kıt'anın, şanlı talihsiz bir devletin, değerli sahipsiz bir kavmin reçetesi' olarak yazdığı iki eserden ikincisi olarak 'reçetetü'l-avâm' Münazarat, tıpkı ikizi 'reçetetü'l-ulema' Muhakemat gibi, Bediüzzaman'ın çok zor bir zamandaki çare arayışını yansıtıyor. Ve sayfalar boyunca, parlak bir dimağın ve 'himmeti milleti olan' büyük bir kalbin ızdırabı sürekli satırlara yansıyor. S. 20-21

Aslolan kalbi akılla, tecrübeyi hamiyetle; bu dördünü birbiriyle buluşturmaktır.
Bunun için ise, şevki şefkatle buluşturmak; 'muzaaf ihtiyaç iştiyaktır, muzaaf iştiyak aşktır' formülünü işletip olması gerekene aşk ile yapışmak galiba şarttır. S. 24

Eleştirmek, ama eleştirilmeye tahammül edememek, hakkaniyete uymamaktadır. S. 38

…Her söze, her eleştiriye de 'gıybet' yaftası vurulamaz. Bediüzzaman gibi bir hakikat kahramanı, 'duyduğumuz bir sözü mihenge vurup altın çıktıysa kalbde saklama, bakır çıktıysa çok gıybeti üstüne takarak iade etme' ölçüsünü verdiyse, demek ki bir fikrin tahlili, tahkiki ve eğer yanlış veya eksik ise tenkidi 'gıybet' diye karalanamaz. Bilakis, bir mü'minin şahsını hedef alan, şahsını karalayan sözlerden sakınılırken, bir mü'minden veya bir mü'minler topluluğundan sâdır olan yanlış söz veya fiil pekâlâ tahlil, tahkik –ve eğer yanlış yahut eksik ise– tenkid edilebilir; dahası, 'umumîleşmemesi' için, edilmelidir! S. 40

İyi yazar bildiği şeyler için dahi tekrar kitaba bakar, acemi yazar ise bilmediği şeyler için kitap karıştırır. Kötü yazara gelince; o hiç kitap karıştırmaz, okumadan yazar. S. 109

…Verilmiş olan aklı kullanmayıp âtıl bırakmak şer olduğu gibi, onu veriliş amacı dışında –bilakis, bu amacın aleyhine– kullanmak da şerdir. Keza, yüzünü kâinattan çevirip ondaki ilahî sanat cilvelerini tefekkür etmemek de şerdir; kâinata küfrî bir nazarla bakmak da… S. 131

Nice doğru vardır ki, içeriği doğru olmakla birlikte, yanlış cümlelerle söylenmiştir. Nice doğru söz vardır ki, yanlış yerde, yanlış zamanda, yanlış kişilere söylenmiştir.
Ve, nice kardeş kalbler, sırf bu yüzden; söylenmesi doğru olmayan doğrular yüzünden, yanlış yerde ve yanlış zamanda yanlış kişilere söylenen doğrular yüzünden birbirine karşı kırık ve kırgın haldedir. S. 164

Bir eleştiri geleneğinin yerleşmiş olmamasını, bu topraklarda yaşayan insanların başına gelmiş en büyük talihsizliklerden biri olarak görüyorum. S. 183

Bir söz ile dost olmak da mümkün, düşman olmak da. Eleştiri, alıştırıldığımız tekçi düşünce kalıbı içinde, kanımıza dokunuyor nedense. Farklı düşünce, içimizi titretiyor. S. 183

Arkadan konuşmak ayıp değil, ama mertlik problem üretiyor. 'Söylenmek'te beis yok, 'söylemek' kötü. S. 183

…Bediüzzaman 'ihlâs' ile 'korku' arasında bir ters orantı kurmaktadır. Ona göre, Allah'tan gayrısından korkmak ile ihlâs, bir kalbde beraber bulunmaz. Korku girerse ihlâs çıkar; ihlâs girerse korku defolur gider. S. 205

…Nasıl 'menfaat-ı maddiye' tasavvurları işin içine girdikçe ihlâs zedeleniyorsa, nasıl 'insanların teveccühü' gibi 'manevî menfaatler' hesabına ihlâsa halel geliyorsa, korku da ihlâsı aşındırmaktadır. S. 205

Dikkat edelim; asıl imtihanımızı bize göre küçük veya büyük, bize göre ileri veya geri gördüklerimize karşı vermiyoruz. Asıl, 'emsal'lerimizle imtihan olunuyoruz! S. 216

…Denizler birbirinin suyunu paylaşır ve birbiri sayesinde derinleşip zenginleşirken, başka sulara kapalı göller, hariçten gelen kuvvetli bir tazyik, bir hararet karşısında buharlaşıp sığlaşma riskine her zaman maruzdurlar. S. 251

Bu yazıya yorum yazın


Not: Yanında (*) işareti olanlar zorunlu alanlardır.

Bu yazıya gelen yorumlar.

DÄ°ÄžER YAZILAR

"Ey İman edenler! Oruç sizden öncekilere farz kılındığı gibi, sizlere de farz kılındı. Ta ki, korunasınız"

Bakara, 183

GÃœNÃœN HADÄ°SÄ°

Her ölenin amel defteri kapanır. Yalnız Allah rızası için yurt sınırında nöbet bekleyenler müstesnadır

Riyazü's Salihin, 2/1297

TARÄ°HTE BU HAFTA

ANKET

Sitemizle nasıl tanıştınız?

Yükleniyor...

SÄ°TE HARÄ°TASI