Basit bir ev, hatta kulübeyi kendi kendine oldu diyemezsek, bu dünyamızı da elbette yapan olmalıdır. Sobayı görüp, sobacıyı inkâr edemeyen insan, Güneş’i ve diğer yıldızları görüp nasıl sanatkârını, yani ALLAH(CC)’ı inkâr edebilir?

Hele O’nu Kur’anla, Habibullah (asm)’ın bal şerbet sözleriyle, mutlak olan sıfatlarıyla, tanıyıp kâlbine yerleştiren, nasıl O’nun sevgisinden ve emirlerinden uzak kalır veya kalabilir?

Yarattıklarına çok ehemmiyet veren Rabbimiz, bitkilere rengârenk elbiseler giydiriyor, rızklarını bulutlardan indiriyor, yerden gönderiyor.

Hayvancıklarına annelerinden süt ve sevgi içiriyor. Ebedî tezgâhlarından kelebeklerine ipek tül gibi hülleler biçip giydiriyor. Kuşlarına tüylerden kanatlar takıp başımızın üstünde gezdiriyor. Balıklarına denizlerinde, göllerinde yuvalar yapıp şefkatle besliyor.

Kirlenen dünyamızı rüzgârla süpürüp, bulutlardan yağmurla yıkıyor. Tavanımızı yıldızlarla süsleyip, gecemizi Ay lâmbamızla aydınlatıyor. Mikrobik plâktonlarla tonlarca ağırlığındaki balinaları besliyor. Böylece hem okyanusları temizliyor ve yavru balinaların ihtiyacı olan yüzlerce litrelik sütü annelerine ürettiriyor. Yarattığı çok renkli varlıklarla gözlerimizi, harika seslerle kulaklarımızı, sayısız yemek ve meyvelerle midemizi doyuruyor.

Gönderdiği kitaplarla aklımızı, Resullerle gönlümüzü ve veli kullarıyla yolumuzu aydınlatıp ruhumuzu rahatlatıyor. Sonbaharda ölen sayamadığımız tohumlar, iskelete benzeyen ağaçlar, kışta beyaz kar kefenine bürünüp, ilkbahar ve yaz mevsimlerinde diriliyor.

Her gün altı milyar insan, ölümün küçük kardeşi olan uykuya yatıp sabah kalkıyor. Tırnaklarımız, saç ve sakallarımız ölüyor ve yenileniyor. Bir yılda bütün hücrelerimiz ölüp yeniden canlanıyor.

İnsanlık tarihi boyunca, tahmini yüz yirmi milyar insanı diğer kardeş canlılar ile birlikte çok dikkatle bakıp gözeten Rabbimiz, Hakîm olan Yaratıcımız bu kadar çok masrafı sadece bu kısacık, zelzeleli, hastalıklı ayrılıklarla, acılarla dolu dünya hayatı için yaratmış olamaz.

“Ebedî’nin sadık dostu ebedi olacaktır.”

 Sultan’ın misafirleri sarayda ağırlanır…

 Misafirhane Sahibi’nin emirlerine uyanlar ebedî Cennet’te, Filistinli ve dünyadaki çocukların katilleri elbette O’nun Cehennem denen hapishane- sinde devamlı kalacaklardır…