HİKMET DAMLALARI–4

Mehmed Kırkıncı Hocaefendinin sohbetlerinden tutulan notların 4. bölümü.


Yusuf HAS

yusufhas@mynet.com

2006-12-14 12:56:59

•Avukat ve doktorun davası ve hastası sayısınca davası ve hastalığı var demektir. Hepsi ayrı ayrı sevindirir veya üzer. Bir babanın, annenin evlatları adedince kalbi var demektir. Hepsi onun vücudunun bir parçası gibidir. Bir geminin her parçası her şeyiyle alakadardır. En uçtaki bir gedik her tarafı eleme, kadere gark eder. İşte bir dava adamı da yukarıdaki hakikatler gibi(eğer davası cihanşümul ise) bütün insanlığın ahvalini nazırdır. Hepsinin elem ve sevinçlerini ayrı ayrı bütün zerratıyla hisseder, zevk eder, emer. Peygamberimiz(SAV) doğar doğmaz; “ümmeti ümmeti” demiş. Hz. Ebubekir(RA): “Ya Rab cismimi o kadar büyüt ki, ümmet-i Muhammed(ASM) cehennemde yer kalmasın” diye yalvarır. Bediüzzaman; “Milletimin imanını selamette görürsem Cehennemin alevleri içinde yanmaya razıyım” der. Üstadın talebesi Zübeyir abi; “Bir genç komünist, dinsiz olmuş haberi karşısında o kalbin atom zerratı adedince paramparça olması lazım gelir” derdi.

İşte hamiyet, işte milliyet yolunda fedakârlık. Kimin himmeti milleti ise, insanlık ise o tek başına bir millettir. Tecessüm etmiş insanlık mümessilidir.

•Hadiste münkeri elinle, dilinle, kalbinle nehyetme meselelerinin esası şudur; Elden kasıt hükümettir. Dilden kasıt din âlimleridir. Kalb ile buğz da müminlere has. Aksi halde millet birbirini yer bitirir. Eli sopalı olanlar sokakları doldurur. Islah ediciler anarşi çıkarmış olur.

· Bir adamın çocuğu sele düşse, bir köy ele ele aramaya çıkar, çare ararlar. Birçoklarının çocukları dinsiz olup ateşe, ateş seline düşüyor. Buna çare bulacak, bu uğurda çalışacak hamiyetli insanlar nerede?

· Hareket bereket ise tercih edilir. Yoksa bereketsiz hareket maharet değildir. Fırtına da hareket ediyor. Rüzgâr ve güneş de hareket ederler. Fırtına yıkarak, diğerleri çiçekleri açtırarak. Demek, fırtına gibi bir genç bize lazım değil. Sel, baraja toplanırsa neşvünemaya sebeptir.Hissiyatımızın barajı da dini ölçülerle nurlanmış akıldır. Ancak o zaman dava adamı olunur.

·Dine hizmette ölçü: İnsanların fikirlerini ve hissiyatlarını dine imale ettirmek(yöneltmek, çekmek) vazife-i diniyyelerini ihtar etmekle dine hizmet edilmiş olunur. Maddi müdahale, batan bir adamı bir tekme ile iyice batırmak demektir. Ölüye kurşun sıkmak gibidir. Onun aklı, vicdan ve kalbi tefessüh etmişse maddi müdahale faydasızdır.

·Doktor, muayehanesinde kasap kasaturalarını, satırlarını sergilese elbette hasta onları görür görmez kaçacaktır, ameliyata yatmayacaktır. Her meslek uğraştığı işe göre isimlendirilir. Terzi, ayakkabı satsa ona terzi unvanı verilmez. Ağaç traş edene bahçıvan, insan traş edene de berber denir. İnsan da insanın maneviyat doktoru olmak istiyorsa, İslamiyet eczanesinin başta iman esasları, İslam’ın şartları gibi temel gıdaları ihtiva eden haplarını önce kendine, sonra hastaya verebilir. Aksini yaparsa cinayet işlemiş olur.

·Rahmet cemaat üzerinedir. Bulutlar toplanınca yağmur yağar. Fındık ağacı yağmuru çeker ama dağ başında tek kalan bir fındık ağacı herhalde yağmuru çekemez.

Bu yazıya yorum yazın


Not: Yanında (*) işareti olanlar zorunlu alanlardır.

Bu yazıya gelen yorumlar.

DİĞER YAZILAR

Kim Rabbine kavuşmayı arzu ediyorsa güzel bir amel işlesin ve Rabbine kullukta hiç bir ortak koşmasın.

Kehf, 110

GÜNÜN HADİSİ

İnsanların en fenası, birine ayrı, diğerine de ayrı görünen iki yüzlü insanlardır.

Seçme Hadisler, 101

TARİHTE BU HAFTA

*Yıldız Sarayı'nın İttihatçılar'ca Yağma Edilmesi(29 Nisan 1909) *Gazneli Mahmud'un Vefatı(30 Nisan 1030) *Yıldırım Bâyezid Tarafından Manisa'nın Fethi(1 Mayıs 1390) *Fatih Sultan Mehmed Hân'ın Vefatı(3 Mayıs 1481) *Eyüp Sultan Hazretleri(r.a.) Vefât E

ANKET

Sitemizle nasıl tanıştınız?

Yükleniyor...

SİTE HARİTASI