Mezhep deÄŸiÅŸtirmek dinen mahzurlu mudur?
Mezhepler, İslam'ın getirmiş olduğu amelî hükümleri belli bir çerçeve ve kayd altına alan sistemlerdir. Bunlar temel kaideler ve prensipler itibariyle birbirleri ile bir bütünlük arzetseler de teferruata ait bazı meselelerde ayrı ayrı görüşlere sahiptirler. Mezheplerin yerini böylece tesbit ettikten sonra bir mezhebi iltizam etmenin iman esasları içinde olmadığını ve dolayısıyla şart da bulunmadığını belirtelim. Fakat bizler gibi mukallid seviyesini dahi ihraz edememiş avam sınıfından insanların mutlaka bir mezhebi iltizam etmesi şarttır. Belki yukarıda söylediğimiz hüküm tabakât-ı fukaha içinde müçtehid-i mutlak veya müçtehid fi'l-mezheb katagorisinde yer alan insanlar için geçerlidir. Şimdi, belli bir mezhebe intisap ettikten sonra, onu değiştirmeye gelince; mezhep değiştirmekte mutlak manada bir mahzur olmamakla beraber, bence mecbur bir sebep olmadığı müddetçe böyle bir işe tevessül etmemelidir. Çünkü bir insanın bağlı bulunduğu mezhebi en ince ayrıntılarına kadar tatbik etme zorunluluğu olduğu için, yeni gireceği mezhebi de aynı ölçüler içinde öğrenmesi gerekmektedir. Fakat bu takdir edersiniz ki, bir çırpıda halledilebilecek basit bir mesele değildir. Ayrıca şahsen ben böyle bir uygulamayı maceraperestlik olarak değerlendiririm. Bunu avam diliyle bir misal içinde izah edecek olursak; Diyelim ki sizi İzmir'den Ankara'ya ulaştıracak bir otobüse bindiniz. Yolda hiçbir sebep yokken inip, başka bir vasıtaya biniyorsunuz. Belli bir müddet yol aldıktan sonra ondan da inip yine başka bir vasıtaya biniyorsunuz... vs. Şimdi İzmir'den Ankara'ya kadar sebepsiz 3-4 vasıta değiştirmek maceraperestlikten öte başka bir şeyle izah edilemez. İşte aynen bu misalde olduğu gibi hiçbir sebep yokken, mezhep değiştirmenin bir anlamı yoktur ve bu da bir maceraperestlik olarak değerlendirilebilir. Ayrıca bu türlü davranışlar, insanı kılı kırk yararcasına yaşama zorunda olduğu dinde laubalî kılar ve -Allah korusun- neticede insanı mezhepsiz bir konuma sokabilir. Halbuki müslümanlık tarihinin şehadetiyle sabittir ki, bu türlü düşüncelere saplanan insanların büyük bir çoğunluğu mezhepsizlik diye diye dinsizlik gayyasına gömülüp gitmiştir. Bu hakikatın da nazarlardan dûr edilmemesi gerekir.
Bu yazıya yorum yazın
Bu yazıya gelen yorumlar.
DÄ°ÄžER YAZILAR
Onu(Kur’an’ı) Ruh-ul Emin(Cebrail), inzar edenlerden olasın diye, kalbine apaçık Arapça olarak indirmiştir.
Åžuara:193-195
GÃœNÃœN HADÄ°SÄ°
Emin ve doğruluktan ayrılmayan ticaret ehli (ayette sırat-ı müstakim ashabı olarak zikredilen) peygamberler, sıddikler, şehidler ve salihlerle beraberdir.
Tirmizi, Büyu 4, (1209); İbnu Mace, Ticarat 1, (2139)
SON YORUMLAR
- Bütün beytlerin tercümesini gönderebilir misiniz? sitede sadece son birkaç...
- Fıtrat, namaz, tevafuk, sırlar ve tüm bunların sahibi zişanı İlahi kusur...
- Selamünaleyküm Ä°nternette mütalaalı risale i nur dersleri diye arama yaptÄ...
- bu kıymetli yazıdan dolayı ahmed izz kardeşimize teşekkür ederiz çok mani...
- selamün aleyküm Ahmed kardeşimizi tebrik ediyor ve bu faideli tercümelerin...
- Yanında okuyan diğer öğrencileri; Molla Muhammed Kasori Molla Muhammed Era...
- Benim merhum babam Molla İbrahim Azizi de onun yanında icazeti tamamlamıştı...
- Teşekkürler. Sanırım Envar neşriyat idi.Tam hatırlayamıyorum.....
- Çok güzel bir çalışma Rabbım ilminizi arttırsın bu çalışmalarınızı...
- Merhaba, Ben Foliant yayınlarından uğur. Sizinle iletişim kurmak istiyoruz ...
TARÄ°HTE BU HAFTA
*Çanakkale'de Kirte Zaferi(28.04.1915) *Gazneli Mahmud'un vefatı(30.04.1090) *Cezzar Ahmet Paşa Akka'da Napolyon'u püskürttü.(2.05.1799) *Fatih Sultan Mehmed'in vefatı(3.05.1481) *Hâlid bin Zeyd Ebû Eyyûb Ensari'nin vefatı (4.05.677)(İ.hatip takvimi)
ANKET
Sitemizle nasıl tanıştınız?
Yükleniyor...