Cevaplar.Org

MOLLA MUHAMMED CELALÃŽ

On dokuzuncu asrın ikinci yarısında Bayazıt Sancağının önde gelen âlim ve müderrislerinden olan Molla Muhammed Celâlî, 1851 yılında Bayazıt Sancağında doğmuştur


Abdulcebbar Kavak(Doç.Dr)

a.c.kavak@hotmail.com

2021-06-23 06:23:31

{Bayazıt Sancağında Ahmed-i Hânî'nin medrese ve ilim geleneğini devam ettiren büyük âlim ve müderris.}

On dokuzuncu asrın ikinci yarısında Bayazıt Sancağının önde gelen âlim ve müderrislerinden olan Molla Muhammed Celâlî, 1851 yılında Bayazıt Sancağında doğmuştur.(1)

Anadolu İran sınırında kalabalık bir nüfusa sahip olan Celalî kabilesine mensup olduğundan Celalî nispetiyle tanınmıştır. Arapça ve İslamî ilimlere vukûfiyeti sebebiyle pek çok talebe ondan ders almak üzere medresesine gelmiştir. Yaklaşık doksan talebenin eğitim aldığı Celalî Medresesi, Osmanlının son döneminde Osmanlı-İran sınırında ciddi hizmet veren bir ilim merkezi olmuştur.

Molla Muhammed Celalî, Bayazıd Sancağının saygın ailelerinden Arvasîlerin damadıdır. Seyyid Abdülaziz Arvâsî (v. 1297/1880)'nin kızı Hatice Hanım'la evlenmiştir.(2)Bu nedenle Molla Muhammed Celâlî'nin çocukları hem ilim hem de tasavvufî kültürün hâkim olduğu bir aile çevresinde yetişmişlerdir.Molla Muhammed Celalî'nin yanında medrese tahsili görenler arasında, Said-i Nursî, Molla Muhammed Sıddık, Halife Yusuf, Molla Şerif ve Sadullah Efendi gibi Cumhuriyet döneminin tanınmış şahsiyetleri yer almaktadır.

Muhammed Celâlî'nin on bir erkek çocuğundan biri olan Şeyh Nizameddin Arvâsî, Said-i Nursî'nin Celalî medresesindeki üç aylık tahsil hayatı hakkında şu bilgileri aktarmaktadır: "Bediüzzaman doğuda birçok medrese ve ulemanın yanına gidip, kendi ilim ve zekâ seviyesine uygun ders verecek âlim bulamayınca, 1887'lerde on dört yaşındayken babamın medresesine gelmiştir...

Üç aylık tahsilden sonra babam, Küçük Said'e 'artık sen ilmi tekemmül eyledin. Bizim sana verecek bir şeyimiz kalmadı' diyerek kendisine ilim icazetini vermiştir. Üstad babamın elini öperek medreseden ayrılmıştır. Daha sonraları Birinci Dünya Harbine kadar, her yıl evimize gelerek, babamı ziyaret edermiş..."(3)

Molla Muhammed Celalî, 1910'dan sonra Bayazıt Sancak merkezinden Karaköse kazasına giderek medrese faaliyetlerine burada devam etmeye başlamıştır. Bayazıt merkezine bağlı Karaburun köyündeki medresesinden neden ayrıldığı ve niçin Karaköse'ye geldiği hususunda bir bilgimiz bulunmamaktadır. Bununla beraber Karaköse'de müderrislik yaparken Ağrıllı Nakşibendî-Hâlidî şeyhlerinden Molla Muhammed Kasorî'nin babası Molla Kasım'ın iki talebesiyle Molla Muhammed Celalî Medresesi'ne geldikleri ve orada 1914 yılı sonlarına kadar ilim tahsilinde bulundukları bilinmektedir.

Molla Kasım, bu dönemdeki tahsilinin kendisi için çok verimli geçtiğini Molla Muhammed Celalî ile medrese öğrencileri arasında geçen bir hadiseyle beraber şöyle anlatır:

"Orada kaldığım müddetçe iyi bir tahsile başladım. Bizim medresenin iki çay semaveri vardı. Talebe arkadaşlarım çok zaman semaverleri yakıp çay içerlerdi. Ben iki talebemle ilim tahsiline devam ediyordum. Nihayet bu hale karşı üstadımızın sözü şu şekilde oldu: "Ey talebelerim! Ben medreseye girdiğim zaman bakıyorum ki siz çaya devam ediyorsunuz. Molla Kasım ve iki talebesi ise devamlı ilim okuyorlar. Ben bir gün başımdaki tacı(sarığı) bir tarafa bırakıp şöyle diyeceğim: Halife ve molla sen şurada dur, sadece Muhammed-i Celalî sopayı al, Molla Kasım ve iki talebesi müstesna hepinizi sopadan geçireceğim.." Nihayet biz o senenin sonuna kadar Miladi 1914 senesi orada kaldık. O sırada Birinci Cihan Harbi ilan edildi... "(4) 

Birinci Dünya Savaşında bölgenin Rus işgaline uğradığı yıllarda Siirt'in Kufra (Şirvan) kazasına hicret eden Molla Muhammed Celalî, 1914 yılında orada vefat etmiştir.

Dipnotlar 

1-Necmeddin Şahiner, Son Şahitler Bediüzzaman Sad Nursî'yi Anlatıyor, Yeni Asya Yayınları, İstanbul 1993, I/35.

2-Kuku-Arvasî, Ehl-i Beyt, s. 124.

3- Şahiner, Son Şahitler, I/35-37

4-Mustafa Bilici, Hikâyatü'z-zaman ve tevârîhu'l-avân, Serhadkasor Neşriyat, Ankara 2005, I/173.

 

 

Bu yazıya yorum yazın


Not: Yanında (*) işareti olanlar zorunlu alanlardır.

Bu yazıya gelen yorumlar.

DÄ°ÄžER YAZILAR

İnkâr edenler, Allah'ın yolundan ve -yerli, taşralı- bütün insanlara eşit (kıble veya mâbed) kıldığımız Mescid-i Harâm'dan (insanları) alıkoymaya kalkanlar (şunu bilmeliler ki) kim orada (böyle) zulüm ile haktan sapmak isterse ona acı azaptan tattırırız.

Hac,25

GÃœNÃœN HADÄ°SÄ°

Ebû Malik'in babası şöyle dedi: Ben Rasûlullah'(S.A.V.)den işittim, şöyle buyuruyordu: "Her kim Allah'dan başka hak ilah yok eder, ve Allah'dan gayri ibadet olunan şeyleri tanımazsa onun malı ve kanı haram (dokunulmaz) olur. Hisabı da Allah'a aiddir."

(Müslim, Kitabu'l-İyman,37)

TARÄ°HTE BU HAFTA

*Şair Muhammed İkbal'in vefatı(21 Nisan 1938) *TBMM'nin açılışı ve çocuk bayramı(23 Nisan 1920) *Osmanlı-Rus Harbi(24 Nisan 1877) *Hudeybiye Gazvesi(26 Nisan 628) *II.Abdülhamid'in tahttan indirilmesi(27 Nisan 1909)

ANKET

Sitemizle nasıl tanıştınız?

Yükleniyor...

SÄ°TE HARÄ°TASI