Cevaplar.Org

GAZZE

Rahman ve Rahim olan Allah’ın adıyla... GAZZE’NİN TARİHİ 767’de İmam-ı Şâfii’nin doğduğu ve ilk çocukluk yıllarını geçirdiği şehir olan Gazze neler gördü neler!


Ali Haydar Çetintürk

cetinturkalihaydar@gmail.com

2021-06-23 06:14:17

Rahman ve Rahim olan Allah'ın adıyla...

GAZZE'NÄ°N TARÄ°HÄ°

767'de İmam-ı Şâfii'nin doğduğu ve ilk çocukluk yıllarını geçirdiği şehir olan Gazze neler gördü neler!

İbranice'de "güçlü", Mısırlılarda ise "değerli şehir" manasına gelen ve antik mısır tarafından 350 yıl yönetildikten sonra, Filistin halkı tarafından ele geçirilen Gazze, tarih sahnesinde birçok el değiştirerek son şeklini almıştır.

Bu arada Gazze, Asurluları gördü. İsrail oğullarını, Romalıları(1) ve büyük İskenderi(2) gördü. Sahabeleri(3), Emevileri ve Abbasileri gördü. Haçlıların 1100 tarihinde Fatımîlerden aldıktan sonra 1149'da Ulu Cami'sini Saint John Katedraline çevirdiklerini gördü. 1187'de Selahaddin Eyyûbi ile nefeslenen Gazze, 1260'da Moğol yıkımını gördü. 1277'de Memlüklüleri ve 1516'da Yavuz Sultan Selim'i gördü.

1649'da Gazze'yi ziyaret eden Evliya Çelebi, seyahatnamesinde Gazze'yi tarif ederken; 11 cami, 2 hamam, 600 dükkan ve 1300 ev bulunduğunu belirtmiştir.

Osmanlıda son altın çağını yaşayan Gazze, 1799'da Cezzar Ahmed Paşa karşısında aciz kalarak şehri boşaltmak zorunda kalan meşhur Fransız kumandan Napoleon Bonaparte'i gördü.

1840'da Osmanlı-Mısır savaşına şahit oldu. 1903 ve 1914'de iki yıkıcı deprem yaşayan Gazze, 400 yıllık Osmanlı idaresinden sonra 1917'de İngiliz mandasının idaresine girdi.

1947'de 181 sayılı Birleşmiş Milletler paylaşım planına göre, Osmanlılardan koparılıp, Arab devletine bırakıldı. 27 yıllık İsrail döneminden sonra,1987'de ilk intifâda başladı ve Gazze bu ayaklanma sırasında direnişin odağı oldu.

1993'de Oslo barış antlaşmasından sonra İsrail askerleri 1994'de şehirden çekildiler. 2007'de tekrar abluka altına alınan Gazze'de, 27 Aralık 2008 ile 18 Ocak 2009 tarihleri arasında düzenlenen saldırılarda 288'i çocuk, 121'i ise kadın olmak üzere 1434 kişi şehid edilip, 5303 kişi de yaralanmıştır.

2010 yılında yardım konvoyu, Mısır tarafından engellenmeye çalışılan Gazze, 31 Mayıs 2010'da Mavi Marmara ile tanıştı.

Şu anda halkının %75'i 25 yaşın altında olan ve nüfusunun çoğu Müslüman olup, çok az sayıda Hristiyan azınlığın bulunduğu Gazze, sağır insanlara çığlığını duyuramayan bir insanlık dramı olarak karşımıza çıkmaktadır.

GAZZE'NİN ÇIĞLIKLARI

"Müminler ancak kardeştirler!"(4) Bir Mûsevi veya bir Hristiyan bizim komşumuz olabilir. Papa bizim vatandaşımız olabilir, ama asla bizim kardeşimiz olamaz. Bizim kardeşlerimiz, -şayet inanmıyorsa- aynı batnı paylaştığımız karındaşlarımız da değil, bizlerden kilometrelerce uzakta olsalar bile, bizim gibi inananlar, bizim kardeşlerimizdir.

Bunların Arakanlı, Doğu Türkistanlı, Suriyeli, Iraklı, Afrikalı veya Filistin/Gazzeli olmaları farketmez. Çanakkale'de şehid düşmüş Filistinli şehidin mezar taşındaki "GAZZE" yazısı, bu kardeşliğin en güzel ispatıdır.

Evet Gazzeli müslümanlar bizim kardeşlerimizdir. Fakat yetimlerinin "ümmî! ümmî!" feryatlarını ümmete duyuramadığı yerdir Gazze. Nüfusu arttıkça insanlığı azalan ve kardeşlerin kalleş olduğu dünyada, sahurun evde, iftarın cennetde yapıldığı yerdir Gazze. 

Siren seslerini duyduklarında yanlarına kedilerini ve itlerini de alarak sığınaklara inen Telaviv'in itlerinin attığı füzelere karşı, ana kucağından başka sığınağın bulunmadığı yerdir Gazze.

F 16 roketleriyle yarınları parçalanmış çocukların, küçük ablalarının kardeşlerine analık yaptığı yerdir Gazze.

Bombalar altında saklanbaç oynayan çocukların toprağa gizlendiği yerdir Gazze.

Gazzeli olmak için Gazze'de doğmaya gerek yoktur. Gazze sorumluluktur, mesuliyettir. Kalbinde ümmet sevdası olan herkes Gazzelidir. Gazzeyi unutmak suçtur.

Allah-u Teâlâ zalimi yarına bırakır, zulmü ise yanına bırakmaz. Ama gönlünde ve gündeminde Gazze olmayanlar kusurludur. Kardeş olmanın bir bedeli vardır. Bu bedeli ödemek istemeyenlerin kardeşlikden bahsetmesi de vebaldir.

"Dağlara buğday serpin, Müslüman bir ülkede kuşlar aç kaldı demesinler" diyen Hazret-i Ömer'in (Radıyallahu Anh) hilâfeti zamanında fethedilen, ve "komşusu aç iken tok yatan bizden değildir"(5 )hıtâb-ı nebevîsine rağmen bugün insanların aç yattıkları yerdir Gazze.

Ninnilerle uyutulması gereken bebeklerin kurşunlarla susturulduğu bir dünyada susmak alçaklıktır.

İsrail malı olan deterjanların çok iyi temizlediği söyleniyor! Fakat o deterjanların da çıkaramadığı öyle bir leke vardır ki o da Gazzelinin kan lekesidir.

Dünyanın en uzun binası, 828 metre uzunluğu ile Dubai'deki Burç Halife binasıdır. 1.6 kilometre (1 mil) uzunluğunda, dünyanın en uzun binasını yapmaya hazırlanan zengin Suudilerin yüzünde de bu kan lekesi ziyadesiyle mevcuddur. O binaya çıkarlarsa Gazzeyi görürler mi acaba?!!!

İsrail'e yardım ettiğini gizlemeyen Coca Cola'nın Türkiye'de çıkan şişelerinin üzerinde, Ayşe, Ali, Hasan, Mehmed gibi isimlerin yazdığı herkesçe malumdur. Bu aldatıcı, şirin görünme manzarası karşısında ve üzerinde adının yazdığı kolayı şirin gören klavye mücahidlerine insanın; "Diren Gazze! İçeceği kolanın üzerinde ismini arayan bu ümmet seninle beraber!!" diyesi geliyor. Dahası; "Sabır Gazze! Elinde Filistin bayrağı, ağzında marlboro sigarasıyla Türkiye'deki mücahid kardeşlerin seninle beraber!!" diyesi geliyor.

Gazze meselesinin dünya müslümanları yanında futbol kadar güncel olmadığını görüyoruz. Lakin şunun da unutulmaması lazımdır ki; dünyada cihadı futbol olanın, âhirette âkıbeti ofsayt olur.

Ä°SRAÄ°L'Ä°N AMACI VE AKIBETÄ°

Mâide suresi 82. âyet-i kerimesinde, Rabbimizin haber verdiği gibi, müslümanlara en şiddetli, en azılı düşmanların başında yahudiler gelmektedir. -Hâşâ- Allah-u Teâlâ'ya "Allah'ın (Celle Celaluhu) eli bağlıdır (cimridir)"(6) diyecek kadar alçak olan bu peygamber katillerinin(7) lanetlendiğini haber veren âyet-i kerimelerin sayısı oldukça fazladır.(8)

Yumurtasını pişirmek, veya sigarasını yakmak için dünyayı ateşe vermekten çekinmeyecek olan bu millete Allah-u Teâlâ fırsat vermemiştir. "Onlar her ne zaman harb için bir ateş yakmışlarsa Allah (Celle Celaluhu) onu söndürmüştür."(9) âyet-i kerimesi bunun delilidir. Fakat bu âyet-i kerimenin devamında "Onlar yer(yüzün)de (hilekarlık, harb çıkartma, fitne uyandırma ve İslam'ı zayıflatma gibi) fesat(ları körüklemek) için çalışırlar"(10) buyurarak onların fesatdan geri kalmayacaklarını da ifade etmiştir.

"Müslümanlar yahudilerle (topyekün) savaşmadıkça kıyamet kopmaz. Onları katledecekler ve hiç bir taş, ağaç ve nesne yoktur ki şöyle dememiş olsun; "Ey müslüman! Gel şu arkamdaki saklanan yahudidir, gel onuda öldür." Ancak garkad ağacı müstesna (o haber vermeyecek). Zira o ağaç, yahudilerin ağaçlarındandır."(11)

Bu hadîs-i şerif, harb ateşinin söndürülmesi ile alakalı yukarıdaki âyet-i kerimenin istikbaldeki yansımasıdır. Yani amacı arz-ı mev'ud olan yahudilerin kaçınılmaz sonudur.

Akıbeti belli olan yahudilerin amacı arz-ı mev'uda ulaşmak için yeryüzünde fesat çıkartmaya devam etmektir. Tıpkı 1400 küsür sene evvel benî Kurayza yahudilerinin yaptığı gibi.

Her dinde ve ideolojide hiyânet ve vatana ihânetin cezası ağırdır. Bu kabile, Medine-i Münevvere'de Efendimiz (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ile vatandaşlık antlaşması yapan üç kabileden birisidir.

Benî Kaynûka ve Benî Nadr bu antlaşmayı bozdukları için Medine'den kovuldular. Benî Kurayza kabilesi ise, Hendek harbinde müşriklerle beraber olup, müslümanların ırzına, namusuna kasdettikleri ve Hendek harbinden sonra da pişman olmayıp, düşmanlıklarını sürdürdükleri için, Tevrat'ın hükmüne göre cezalandırıldılar.

Günümüzde Telaviv'de yaşayan, Kurayza'nın çocukları da; "Ah Hayber! vah Hayber! içim yanıyor Hayber! Muhamme'din (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) cesedi yanmadıkça bu ateş sönmez Hayber!" diyerek dedelerinin yolunda yürüyüp, fesad çıkartmaya devam etmeleri, yahudilerin amaçlarının neler olduğu hususunda bizleri fazlasıyla bilgilendirmektedir.

Filistin'i İsrail ile imtihan eden Allah-u Teâlâ, başlarında şarapnel ile yetim olarak dünyaya gelen Gazze'nin çocuklarıyla da bu ümmeti imtihan ediyor.

"Ariel Şeron öldü" diyorlar. Soframızda coca cola, makinemizde ariel, dolabımızda algida, cebimizde de marlboro olduktan sonra Ariel Şeron ölse ne olur!?

Yıkılan caminin yan yatmış minaresinin gölgesinde namaz kılanlar, Gazzeliler değil de bizler olabilirdik. Anaların gözyaşlarıyla, günahsızların duası arş-ı alâya yükselmeye devam ediyor ve edecek. Fakat bizler neredeyiz ve nerede olmamız gerekiyor?

Dünyayı, yaşamayı çok seven ve zarar etmeyi asla göze alamayan yahudilerin ürünlerini boykot edenleri eleştirenlere söylenecek söz kalmamıştır. Fakat yine de son bir söz söylemek gerekirse diyorum ki; "Eyy İsrail ürünlerini boykot etmeyi basit görenler! Cola içmezseniz ölmezsiniz. (D)uyuyormusunuz?!"

"Şşşşştt! bari sessiz olun, görmüyormusunuz Gazze ölüyor. Vesselam."

KAYNAKÇA VE DİPNOTLAR:

1- M.Ö. 63'de

2- M.Ö. 32'de

3- 635'de

4- Hucurat suresi âyet 10

5- Hâkim Müstedrek, 2/15

6- Mâide suresi âyet 64

7- Bakara suresi âyet 91, Âl-i imran suresi âyet 112, 181, Nisa suresi âyet 155,157.

8- Bakara suresi âyet 88,89, Nisa suresi âyet 46, 52,155 Mâde suresi âyet 60, 64, 78, vb.

9- Mâide suresi âyet 64

10- Mâide suresi âyet 64

11- Müslim, Fiten 82.

Bu yazıya yorum yazın


Not: Yanında (*) işareti olanlar zorunlu alanlardır.

Bu yazıya gelen yorumlar.

DÄ°ÄžER YAZILAR

Hiçbir günahkar, başkasının günah yükünü yüklenemez.

İsrâ, 15

GÃœNÃœN HADÄ°SÄ°

Ey Allah'ın Resulü," dedim, "şayet Kadir gecesine tevafuk edersem nasıl dua edeyim?" Şu duayı okumamı söyledi: "Allahümme inneke afuvvun, tuhibbu'l-afve fa'fu anni. (Allahım! Sen affedicisin, affı seversin, beni affet.)

Tirmizi, Da'avat 89,

TARÄ°HTE BU HAFTA

*Fatih Donanmayı Haliç'e İndirdi.(22 Nisan 1453) *T.B.M.M. Açıldı.(23 Nisan 1920) *Yavuz Sultan Selim Padişah Oldu.( 25 Nisan 1512) *Çernobil Nükleer Faciası.(26 Nisan 1986) *Sultan II.Abdülhamid Han Tahttan İndirildi.(27 Nisan 1909)

ANKET

Sitemizle nasıl tanıştınız?

Yükleniyor...

SÄ°TE HARÄ°TASI