AFGAN ÇOBANIN SÖYLEDİKLERİ
Değerli dil üstadı Yavuz Bülent Bakiler beyefendi anlatıyor; “Dr. Müjgan Cunbur Hanımefendi’den dinlemiştim. Bana demişti ki; “1967 yılında UNESCO, Afganistan’da bir yazma eserler semineri düzenlemişti. O seminere Türkiye’yi temsilen ben katılmıştım. Başkent Kabil’e indim. Bayrağımız seminer yapılacak binanın kapısı önünde dalgalanıyordu.
Değerli dil üstadı Yavuz Bülent Bakiler beyefendi anlatıyor; "Dr. Müjgan Cunbur Hanımefendi'den dinlemiştim. Bana demişti ki; "1967 yılında UNESCO, Afganistan'da bir yazma eserler semineri düzenlemişti. O seminere Türkiye'yi temsilen ben katılmıştım. Başkent Kabil'e indim. Bayrağımız seminer yapılacak binanın kapısı önünde dalgalanıyordu.
Afgan yetkilileri Türk olduğum ve seminere Türkiye'den katıldığım için bana büyük ilgi gösterdiler. Ve beni eski Afgan kralı Emanullah han'ın yazlık köşkünde ağırladılar.
Emanullah hanın yazlık köşkü Kabil'in 10 kilometre kadar dışındaydı. Köşk, bizim iki katlı Anadolu evlerimizden farksızdı. Orada kaldığım ilk gecenin sabahı, bir kaval sesiyle uyandım. Yalvaran, çağıran, hıçkıran bir sesti. Heyecanlandım. Kalkıp giyindim. Pencereye gittim. Baktım biraz ileride bir kerpiç duvar var ve sırtını o duvara dayayarak kaval çalan 75 yaşında bir adam.
O adamın fiziki yapısıyla bir Afgan olmadığı ayan beyan ortadaydı. Bir Türk'e benziyordu. Merakımı gidermek için yanına gittim. Çömelen adam, kavalını duvara dayayarak ayağa kalktı. Beni derin bir saygıyla selamladı. Sonra dedi ki;
-Bizim bayrağımızı Kabil'de dalgalandıran kadın efendi sen misin?
-Benim baba dedim.
Adam gülümsedi. Dedi ki;
-Ben çobanım ve Afganistan'da yaşayan bir Özbek'im. Geldim ki, seni kaval çalarak uyandırayım ve sana koyunlarımdan sağıp getirdiğim sütten ikram edeyim.
Türk'ün bayrağı Anadolu'da dalgalandığı müddetçe, biz burada bitmeyeceğiz ve yitmeyeceğiz."
Müjgan Cumbur Hanımefendi bana demişti ki; "Ben orada, Afganistan'da kaldığım müddetçe, o yetmiş beşlik Özbek çobanı, her sabah beni kaval çaldırarak uyandırdı ve bana koyunlarından sağıp getirdiği taze sütten ikram etti."
Kaynak
Yavuz Bülent Bakiler, Sözün Doğrusu
Cilt: 2, s. 20-21
Yakın Plan Yayınları, İst. 2012
Â
Â
Â
Bu yazıya yorum yazın
Bu yazıya gelen yorumlar.
Erdem Akça, 2019-10-15 16:39:01
Maşaallah, ne güzel. Farkında değiliz ama bize bakıp imanını tazeleyen milyonlarca kişi var.
Bu yoruma katılıyor musunuz ?
DİĞER YAZILAR

Hak (ancak) Rabbindendir. Artık, sakın şüpheye düşenlerden olma.
Bakara, 147
GÜNÜN HADİSİ
Yeryüzünde bir kötülük işlendiği vakit, ona şahid olan bunu takbih ederse (kötü olduğunu te'yid ederse), o kötülüğü görmemiş gibi zararından kurtulur. O kötülüğe şahid olmadığı halde, işittiği zaman memnun kalan kimse, sanki şahid olmuş gibi manen zarar
Ebu Davud, Melahim 17, (4345)
SON YORUMLAR
- selamün aleyküm Ahmed kardeşimizi tebrik ediyor ve bu faideli tercümelerin...
- Yanında okuyan diğer öğrencileri; Molla Muhammed Kasori Molla Muhammed Era...
- Benim merhum babam Molla İbrahim Azizi de onun yanında icazeti tamamlamıştı...
- Teşekkürler. Sanırım Envar neşriyat idi.Tam hatırlayamıyorum.....
- Çok güzel bir çalışma Rabbım ilminizi arttırsın bu çalışmalarınızı...
- Merhaba, Ben Foliant yayınlarından uğur. Sizinle iletişim kurmak istiyoruz ...
- Selamünaleyküm bu değerli yazınızdan dolayı Ahmets kardeşimizi tebrik edi...
- Vesîkalara göre, doÄŸum târîhi 13.01.1889 (1 Kânûnisânî 1304), vefât tÃ...
- Açıklayıcı ve net ifadelerle bilgi verdiğiniz ićin siteye teşekkür eder...
- Hocam açıklamalarınız için gerçekten yürekten teşekkürler Hep oyunlar...
TARİHTE BU HAFTA
ANKET
Sitemizle nasıl tanıştınız?
Yükleniyor...