Cevaplar.Org

KULUN YÜCE ALLAH’I SEVMESİNİN BELİRTİLERİ

Şüphesiz herkes, Yüce Allah’ı sevdiğini iddia eder. Ancak, böyle bir iddiada bulunmak kolay da olsa, mahiyeti son derece zordur. Yüce Allah’ı sevdiğini iddia ettiği zaman insan nefsini bir takım belirtilerle imtihan edip, ondan birtakım deliller istemedikçe onun ve şeytanın oyununa gelip aldanmamalıdır.


Muhammed Salih Ekinci

sghursi@gmail.com

2016-09-08 11:26:53

Şüphesiz herkes, Yüce Allah'ı sevdiğini iddia eder. Ancak, böyle bir iddiada bulunmak kolay da olsa, mahiyeti son derece zordur. Yüce Allah'ı sevdiğini iddia ettiği zaman insan nefsini bir takım belirtilerle imtihan edip, ondan birtakım deliller istemedikçe onun ve şeytanın oyununa gelip aldanmamalıdır.

Bu belirtilerden bir tanesi, cennette Yüce Allah'ın cemalini görme arzusudur. Zira kalp, birini sevdiğinde ona kavuşup, onu seyretmek istememesi düşünülemez.

Şunu belirtmek gerekir ki Allah'ın cemalini görmenin ölümden sonra olması, mü'minin ise ölümden hoşlanmaması, Allah'ın cemalini görme arzusuyla zıtlık teşkil etmemektedir.

Bu belirtilerden biri de, her hususta Yüce Allah'ın sevdiği şeyleri kendi sevdiklerine tercih etmesidir. Onun için heva ve hevese uymaktan, rehavet ve gevşeklikten sakınması ve sürekli Yüce Allah'ın emirlerine uygun hareket etmesi, nafile ibaretler yaparak ona yaklaşmaya çalışması gerekir. Nitekim sahih bir hadiste Peygamber (s.a.v) şöyle buyurmaktadır: "Hevası getirdiklerime uymadıkça hiç biriniz gerçek anlamda iman etmiş sayılamaz."(1)

Yüce Allah'ı seven, O'na isyan etmez. Ancak, bununla beraber isyan, muhabbetin aslına değil, kemaline aykırıdır.

Bu belirtilerden bir tanesi de Yüce Allah'ın zikrine düşkün olmasıdır. Öyle ki, bıkıp usanmadan her zaman dili ve kalbi O'nun zikri ile meşgul olmalıdır. Zira bir şeyi seven, zorunlu olarak sürekli ondan ve onunla ilgili şeylerden bahseder.

Yüce Allah'ı seven mü'min belirtisi O'nun zikrini, O'nun kelamı olan Kur'an'ı Kerim'i ve Rasulullah (s.a.v)'ı sevmektir. Yüce Allah şöyle buyurmaktadır: "Rasülüm! De ki: Eğer Allah'ı seviyorsanız bana uyunuz ki, Allah da sizi sevsin ve günahlarınızı bağışlasın." (Al-i İmran, 31)

Yüce Allah'ı sevmenin belirtilerinden biri de halvete çekilip Yüce Allah'a yalvarıp yakarmakla, Kur'an'ı Kerim'i okumakla huzur bulması, onun için de gecenin sakinliğini ganimet bilerek teheccüd namazına devam etmesidir. Çünkü sevginin en düşük derecesi, sevgili ile başbaşa kalıp, O'nunla konuşmaktan zevk duymaktır.

O belirtilerden biri de Allah'ın bütün mü'min kullarına karşı şefkatlı ve merhametli, düşmanlarına karşı ise şiddetli ve onurlu olmasıdır. Yani, Yüce Allah'ın şu ayette belirttiği gibi, olmasıdır; "Kâfirlere karşı çetin, kendi aralarında merhametlidirler." (Fetih, 29)

Ayrıca, hiçbir kınayanın kınamasına aldırmadan Allah yolunda cihad etmesi, Allah'ın dinine yapılan saldırılardan dolayı hiç kimsenin, öfkesinin önüne geçmesi de işte kulun, Yüce Allah'ı sevmesinin belirtileridir.

Kendisinde bu belirtilerin tamamı bulunan kimsenin Allah'a olan sevgisi tam, ahiretteki içeceği saf içki; Allah sevgisine başka sevgileri karıştıranın ahiretteki mutluluğu, sevgisi ölçüsünde, içeceği ise ancak has kulların içkisi ile biraz karıştırılarak alacaktır. Nitekim Yüce Allah şöyle buyurmaktadır: "İyiler kesinkes cennettedir. Onlar orada koltuklar üzerinde etrafa bakarlar. Onların yüzünde nimetin ve mutluluğun sevincini görürsün. Kendilerine mühürlü halis bir içki sunulur ki, onun mührü veya sonu misktir. İşte yarışmak isteyenler, bunun için yarışsınlar. O şarabın karışımı tesnimdendir. (O şaraba tesnimden karıştırılmıştır.) Allah'a yakın olanların içecekleri bir kaynaktır ve o tesnim." (Muttafifin, 22-28) Yani, Allah sevgisine başka sevgiyi karıştırmayan, halis bir Allah sevgisine sahip olan 'mukarrebun' hiç karışığı olmayan halis şaraptan içerler, Allah sevgisine başka sevgileri karıştıran, mukarrebun derecesinde olmayan diğer ashab-ı yemin ise memzucen (halis şaraftan biraz karıştırılmış olarak) içerler. Zira "Kim zerre miktarı hayır yapmışsa onu görür. Kim de zerre miktarı şer işlemişse onu görür." (Zilzal, 7-8)

Allah sevgisinin belirtilerinden biri de, kulun, sevgisinde heybet ile tazim arasında bir korkuya sahip olmasıdır. Ki zannedildiği gibi, bu sevgiye zıt değildir. Zira, Allah sevgisini taşıyan has kullar için; muhabbet makamında başkaları için olmayan, bazısı bazısından daha tehlikeli olan bir takım engeller bulunmaktadır ki bunların ilki, sevgilinin kendisinden yüz çevirme korkusu, bundan daha tehlikelisi, sevgilisi ile aralarına soğukluk girme korkusu, bundan da daha tehlikelisi ise sevgilinin, kendisini uzaklaştırma korkusudur.

Bu belirtilerden biri de Allah'a göstermesi gereken saygı ve koruması gereken sırdan dolayı sevgisini gizlemesi, böyle bir iddiadan kaçınması ve vecdini (ilahi aşkın doğurduğu heyecan ve bundan dolayı kendinden geçme) açığa vurmaktan sakınmasıdır. Çünkü sevgi, sevgililer arasında korunması gereken sırlardan bir sırdır. Ancak, dehşete düşüp kendinden geçmesi ve böylece elinde olmayarak sevgisinin ortaya çıkması durumunda mazur sayılmaktadır.

Dipnotlar

(1)-Bağavi, Şerhü's-Sünne 'de sahih bir senetle rivayet edilmiştir.

Bu yazıya yorum yazın


Not: Yanında (*) işareti olanlar zorunlu alanlardır.

Bu yazıya gelen yorumlar.

DÄ°ÄžER YAZILAR

Kim iyi bir iş yaparsa kendi lehinedir. Kim de kötülük yaparsa kendi aleyhinedir. Rabbin kullara (zerre kadar) zulmedici değildir.

Fussilet, 46

GÃœNÃœN HADÄ°SÄ°

"Nerede olursan ol, Allah'tan kork! Kötülüğün ardından onu silecek bir iyilik yap! İnsanlara iyi ahlakla davran!"

Tirmizi

TARÄ°HTE BU HAFTA

*Şair Muhammed İkbal'in vefatı(21 Nisan 1938) *TBMM'nin açılışı ve çocuk bayramı(23 Nisan 1920) *Osmanlı-Rus Harbi(24 Nisan 1877) *Hudeybiye Gazvesi(26 Nisan 628) *II.Abdülhamid'in tahttan indirilmesi(27 Nisan 1909)

ANKET

Sitemizle nasıl tanıştınız?

Yükleniyor...

SÄ°TE HARÄ°TASI