Cevaplar.Org

TEBLİĞDE FITRATA HİTAP EDEBİLMEK

Fıtrat dini olan İslam’ı insanın fıtratına sunmalıyız. Bu konuda, فَأَقِمْ وَجْهَكَ لِلدِّينِ حَنِيفاً فِطْرَةَ اللَّهِ الَّتِي فَطَرَ النَّاسَ عَلَيْهَا لَا تَبْدِيلَ لِخَلْقِ اللَّهِ ذَلِكَ الدِّينُ الْقَيِّمُ وَلَكِنَّ أَكْثَرَ النَّاسِ لَا يَعْلَمُونَ


Niyazi Beki(Prof. Dr.)

niyazibeki@gmail.com

2015-11-15 04:10:32

Fıtrat dini olan İslam'ı insanın fıtratına sunmalıyız. Bu konuda,

 

فَأَقِمْ وَجْهَكَ لِلدِّينِ حَنِيفاً فِطْرَةَ اللَّهِ الَّتِي فَطَرَ النَّاسَ عَلَيْهَا لَا تَبْدِيلَ لِخَلْقِ

اللَّهِ ذَلِكَ الدِّينُ الْقَيِّمُ وَلَكِنَّ أَكْثَرَ النَّاسِ لَا يَعْلَمُونَ

"Resulüm! Batıl dinlerden uzaklaşarak yüzünü ve özünü, -Allah'ın insanı yaratmasında esas kıldığı- hak din olan İslam'a yönelt. Allah'ın bu yaratışını kimse değiştiremez. İşte dosdoğru din budur"(1) mealindeki ayetin irşadına kulak vermeliyiz.

Bu ayet açıkça gösteriyor ki, insanın bozulmamış fıtratı ile dinin emir ve yasakları arasında güçlü bir ilişki vardır. Davet ve irşatlar insanın yapısını değiştirmeye değil, yönlendirmeye yönelik olmalıdır.

Hadis rivayetlerinde değişebileceği ifade edilen hususlar ise, fıtratın değiştirilmesi anlamında değil, fıtri donanımın değişik mecralara sevk edilerek yönlendirilebileceğine dairdir. Nitekim Ebu Hüreyre'nin bildirdiğine göre; "Bir adam Resullah'a 'bana tavsiyede bulun' dedi. Efendimiz, 'öfkelenme!' diye cevap verdi. Adam sözünü tekrar ettikçe Hz. Peygamber de 'öfkelenme!' diye cevap verdi." Bu hadisi şerh eden alimler, şu ince noktaya dikkat çekerek şöyle diyorlar: "Hz. Peygamber'in (Öfkelenme!) sözünün manası "öfkenin gerektirdiği davranışlarda bulunma!" demektir. Yoksa bu söz, bizzat öfkelenme olgusunun oluşmamasına yönelik değildir. Zira insanın tabiatı gereği olan öfkenin kaldırılması mümkün değildir.(2)

 Demek oluyor ki terbiyenin esası, insanın fıtratını değiştirmek değil, onu yanlış mecralara sevk etmekten alıkoymak, yanlış yönlendirilmiş duyguları, tekrar fıtri mecralarına iade etmektir.

Binaenaleyh birisine, "kızma!", " hırs gösterme!", "inat etme!" gibi telkinlerde bulunmak İslam'ın terbiye metoduna zıttır. Çünkü bunlar yaratılışta var olan ve değişmesi mümkün olmayan duygulardır. Uygun olan, şu temayüllerin hakiki mecralarını göstermek suretiyle onları yaratılış gayelerine uygun kullanılmasına katkı sağlamaktır.

Mesela Şöyle denilebilir: "Kızarsan şeytandan kız, nefsine kız", "her yönüyle muhabbete layık mümin kardeşine kızma! Beş paraya değmeyen bir dünyevi menfaatin hatırı için inat edip mümin kardeşine düşmanlık etme! Bilakis, nefsindeki adavete adavet et, o inadı kırmak için inat et. Ahireti kazanmak için inat et!" denilse, hem o damar tatmin olur, hem de mümkün olan bir yöne sevk etmek gibi makul bir irşat yapılmış olur.

Ayrıca, insanda biri şiddetli biri hafif olmak üzere değişik duygularında farklı dereceler vardır. Eğer insan, kendisine verilen o çok kıymetli manevi donanımlarını, bütün kuvvetiyle nefis ve dünyanın zevki namına istimal etse ve dünyada ebedî kalacak gibi büyük bir gafletle davransa, bu takdirde, muhabbet, şefkat, hırs, inat gibi fıtri duyguları, rezil ahlâkın, israfın ve abesle iştigal etmenin birer aleti olur. Hâlbuki eğer bu donanımların/örneğin muhabbetin, şefkatin, inadın, hırsın hafif kısmını maddi şeylere ve dünya işlerine, bunların şiddetli yüzünü ise, ahirete ve manevi işlere yönlendirse, bu fıtri donanımlar, güzel ahlakın menşei, hikmet ve hakikatin izdüşümü olarak hem dünya hem ahiretin saadetine vesile olur.

Dipnotlar

1-Rum, 30/30.

2-AbdulvahhabReşid Salih Ebu Safye, Şerhu'l- el-Erbaîn en-Neveviye, Daru'l-Beşir, 1409/1988, s.206.

 

Bu yazıya yorum yazın


Not: Yanında (*) işareti olanlar zorunlu alanlardır.

Bu yazıya gelen yorumlar.

DİĞER YAZILAR

Herhangi birinize ölüm gelip de: Rabbim! Beni yakın bir süreye kadar geciktirsen de sadaka verip iyilerden olsam! demesinden önce, size verdiğimiz rızıktan harcayın

Münafikün, 10

GÜNÜN HADİSİ

"Her şeyin bir alameti vardır. İmanın alameti de namazdır."

Münavi

TARİHTE BU HAFTA

*Fatih Donanmayı Haliç'e İndirdi.(22 Nisan 1453) *T.B.M.M. Açıldı.(23 Nisan 1920) *Yavuz Sultan Selim Padişah Oldu.( 25 Nisan 1512) *Çernobil Nükleer Faciası.(26 Nisan 1986) *Sultan II.Abdülhamid Han Tahttan İndirildi.(27 Nisan 1909)

ANKET

Sitemizle nasıl tanıştınız?

Yükleniyor...

SİTE HARİTASI