RİSALELERİ ÜSTÜN KÖRÜ OKUMAK
Risaleleri yeterince anlamadan, hazmetmeden, kendine uygulamadan üstünkörü okuyup bitirmenin faydası az oluyor. İnsan, bir süre sonra ülfet peyda ediyor, o harika metinler ruhta yankı yapmıyor. Böyle biri, kendini Külliyata vâkıf sanıyor, ibareleri bir parça tanımayı, anlamları sindirip uygulamakla aynı şey zannedebiliyor.
Risaleleri yeterince anlamadan, hazmetmeden, kendine uygulamadan üstünkörü okuyup bitirmenin faydası az oluyor. İnsan, bir süre sonra ülfet peyda ediyor, o harika metinler ruhta yankı yapmıyor. Böyle biri, kendini Külliyata vâkıf sanıyor, ibareleri bir parça tanımayı, anlamları sindirip uygulamakla aynı şey zannedebiliyor.
Böyle birine söz dinletmek de kolay olmuyor. Çünkü Nurları okumaktan dolayı kendini yeterli buluyor. Sathi bilgisine güvenerek kendini her konuda söz sahibi kabul edince, bir başkasına kulak asmama hastalığına yakalanıyor.
Bu sebeple, eserleri yeni tanıyanlara azar azar okutmak, bir konuyu tam anlamıyla hallettirip sindirmesine zaman tanımadan bir başka konuya, ya da Risaleye geçmesine meydan vermemek iyi bir yöntem olabilir.
Nitekim sahabelerin Kurana muhatap oluşları da böyle. Bir sahabe şöyle diyordu: "Biz Kur'ân'ı beşer onar âyetler halinde alır, onu anlayıp hayatımıza uygulamadan başka âyet almazdık."
Nurun birinci dönem talebeleri de buna benzer bir yol izledi. Önce ancak bir iki risaleye ulaşabiliyor, uzun zaman bunları okuyor, hazmediyor, hayatlarına uyguluyor, daha sonra başka bir risaleyi elde ediyorlardı. Eserler toplu halde basılmamıştı, isteyen istediği zaman tüm risalelere sahip olamıyordu.
Böylece, Nurlar onlar için ömür boyu tükenmeyen bir kaynak olma özelliğini sürdürüyordu. Bir tepeyi aştıklarında, karşılarında aşılması gereken bir başka tepe buluyorlardı ve bu hep böyle devam ediyordu. Arada geçen zaman ise, elde ettikleri eseri tekrar tekrar okumak ve hayatlarına uygulamak için uygun bir süreç oluşturuyordu.
Sûreler gibi, onların manevi tefsirleri olan Risalelerinde bir özelliği var. Her sûre küçük bir Kurân hükmünde olduğu gibi, her bir Risale de küçük bir külliyat hükmünde. Bu sebeple, bir Risaleyi elde eden, mesela bir Ayet-el Kübra sahibi olan, bunu tekrar tekrar okuyup hazmedince külliyatın genel muhtevasını da elde etmiş olur. Daha sonra okuyacağı Risale için biriken ve bekleyen bir heyecanı vardır. İlk muhatabiyet sebebiyle de tükenmez bir coşku sahibidir.
Â
Bu yazıya yorum yazın
Bu yazıya gelen yorumlar.
DÄ°ÄžER YAZILAR
Allah'ın ayetlerine küfredenler, peygamberleri haksız yere öldürenler ve insanlardan adaleti emredenleri öldürenler; işte onlara acıklı bir azabı müjdele.
AL-Ä° Ä°MRAN, 21.AYET
GÃœNÃœN HADÄ°SÄ°
Yapılan hayırdan (ma'ruf) hiçbir şeyi küçük bulup hakir görme, kardeşini güler yüzle karşılaman bile olsa (bunu ehemmiyetsiz görüp ihmal etme)
Müslim, Birr 144, (2626)
SON YORUMLAR
- Bütün beytlerin tercümesini gönderebilir misiniz? sitede sadece son birkaç...
- Fıtrat, namaz, tevafuk, sırlar ve tüm bunların sahibi zişanı İlahi kusur...
- Selamünaleyküm Ä°nternette mütalaalı risale i nur dersleri diye arama yaptÄ...
- bu kıymetli yazıdan dolayı ahmed izz kardeşimize teşekkür ederiz çok mani...
- selamün aleyküm Ahmed kardeşimizi tebrik ediyor ve bu faideli tercümelerin...
- Yanında okuyan diğer öğrencileri; Molla Muhammed Kasori Molla Muhammed Era...
- Benim merhum babam Molla İbrahim Azizi de onun yanında icazeti tamamlamıştı...
- Teşekkürler. Sanırım Envar neşriyat idi.Tam hatırlayamıyorum.....
- Çok güzel bir çalışma Rabbım ilminizi arttırsın bu çalışmalarınızı...
- Merhaba, Ben Foliant yayınlarından uğur. Sizinle iletişim kurmak istiyoruz ...
TARÄ°HTE BU HAFTA
*Fatih Donanmayı Haliç'e İndirdi.(22 Nisan 1453) *T.B.M.M. Açıldı.(23 Nisan 1920) *Yavuz Sultan Selim Padişah Oldu.( 25 Nisan 1512) *Çernobil Nükleer Faciası.(26 Nisan 1986) *Sultan II.Abdülhamid Han Tahttan İndirildi.(27 Nisan 1909)
ANKET
Sitemizle nasıl tanıştınız?
Yükleniyor...