Cevaplar.Org

YANLIŞ TANITILMAYA ÇALIŞILAN BİR DAHİ: BEDİÜZZAMAN SAİD NURSİ-2. BÖLÜM

Bedîüzzaman'ın ilmî şahsiyeti de, islam âleminde ve Türkiye dışında bütün dünyada tam olarak takdir edildiği halde, Türkiye'de özellikle ilim adamları çevresinde yete­rince tanınmamıştır. Bunda, yapılan menfî propaganda­ların tesiri büyüktür.


Ahmed Akgündüz (Prof. Dr.)

akgunduz@islamicuniversity.nl

2011-03-07 14:39:49

 

Bedîüzzaman'ın ilmî şahsiyeti de, islam âleminde ve Türkiye dışında bütün dünyada tam olarak takdir edildiği halde, Türkiye'de özellikle ilim adamları çevresinde yete­rince tanınmamıştır. Bunda, yapılan menfî propaganda­ların tesiri büyüktür. Bir zamanlar, ilâhiyât öğretim üye­lerinin Doç. yahut Prof. olabilmeleri için, Bedîüzzaman ve onun 6.000 küsur sayfayı bulan Risâle-i nur adlı eserleri aleyhinde konferans yahut makale bulunması şartı arandığını, hâdiseyi yaşayan hocalarımız anlatmak­tadır. Eserlerinin birçoğu, başta Arapça, İngilizce, Almanca ve Urduca gibi ona yakın lisana tercüme edilen ve hakkında Avrupa'da ve islam âleminde doktora tezleri yapılan bir dahi hakkında, Türk ilim çevresinin bîgâne kalması elbette ki üzücüdür.

Bedîüzzaman'ın kelâmda müceddid, mu'asırları arasında mümtâz bir yeri olan müfessir, yüzlerce hadisi, senedleriyle birlikte nakledecek kadar muhaddis ve kısaca akranlarının fevkinde bir islam âlimi ve dahi olduğunda, dost ve düşmanları ittifak halindedirler. Gerçekten Bedîüzzaman'ın, islamî ilimlerin temelini teşkil eden ve içlerinde "Mirkât" gibi islam nazarî hukukuna ait usul-ı fıkıh metni; islam felsefesi ve kelâm hakkında Adududdin el-Îcî tarafından kaleme alınmış müstesna bir eser olan "Mevâkıf"; Mantık ilminin özeti demek olan "Süllem" ve benzeri 90 çeşit kitabı hâfızasına aldığı, bunları üç ayda bir evrad gibi tekrar ettiği ve Arap Dilinin en mükemmel lügati olan "Kamus"u "Sin" harfine kadar kelimesi kelimesine ezberlediği, çok iyi bilinen ilmî cihetlerindendir. Bu kesbî gayrete bir de Allah'ın ihsânı demek olan muhâkeme, zekâ ve vehbî diğer vasıflar ek­lenince, mu'âsırları tarafından "Bedîüzzaman" yani za­manın eşsiz bir allâmesi ünvanıyla vasıflandırılmaması için hiç bir sebep kalmamıştır.

Bedîüzzaman'ın diğer islam âlimlerinden en ayırıcı özelliği, asırlarca islam âlimleri arasında ihtilâf vesilesi olmuş ve bir türlü halledilememiş bir kısım itikadî mese­leleri, asrımızın insanının anlayışına uygun olarak farklı bir metodla izah edebilmesidir. Buna ilim ve san'at asrı olan asrımızdaki bir kısım felsefî meseleleri de eklerseniz, Bedîüzzaman gibi bir allâmeye ve Risâle-i Nur gibi bir Kur'an tefsirine olan ihtiyacı daha iyi takdir edersiniz.

Burada bir tesbitimi belirtmek istiyorum: Asrımızın mümtaz âlim ve müfessirlerinden olan Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır'ın Hak Dini Kur'an Dili adlı eserini mütâla'a ettim. O büyük allâmenin, bütün ilmî vukufuna ve aklî dirayetine rağmen, 21 meselede son sözü söyleyemediğini ve söylese dahi ancak islamî ilimler alanında belli bir mertebeye ulaşmış insanların ona mu­hatap olabileceğini gördüm. Bu meselelerin, ruhun ma­hiyeti ve isbatı, kader meselesi, haşrin isbatı, mi'racın cesedle mi ruhla mı gerçekleştiği meselesi, Allah'ın is­batı ve benzeri itikada ait meseleler olduğunu sadece hatırlatmakla yetiniyorum.

Hâlbuki Bedîüzzaman, ölümden sonra tekrar dirilmek demek olan haşir meselesini, İbn-i Sina gibi bir dâhinin "Haşir aklî metodlarla anlaşılabilecek bir mesele değildir; nasıl nakledildiyse öyle iman ederiz" demesine rağmen, 10. Söz adını verdiği eserde öylesine izah ve isbat etmiştir ki, neticede "Bu eserimi idrâk ve iz'anla iki defa mütâla'a et; eğer haşir meselesini iki kere iki dört eder derecesinde anlamazsan, gel iki parmağını gözüme sok" hükmünü, okuyanın vicdanı tefessuh etmemek şartıyla, bir tahdis-i nimet olarak ilan etmektedir(1).

Eski kelamcıların ancak büyük âlimleri muhatap ala­rak müstakil kitaplarda halletmeye çalıştığı; mesela Sa'deddin Teftezânî'nin Telvîhât başlığı altında 40 küsur sayfada izah edebildiği Kader ve Cüz'î irade meselesini, 5-10 sayfa içinde ve hem de herkesin anlayabildiği şekilde izah edebilmesi, zikredilmesi gereken mühim yönlerindendir(2). Hatta bir zamanlar Pakistan Maarif Nazırlığı yapan Ali Ekber Şah, kader meselesi ile alakalı bir meselesini, 40 sene dolaştığı islam âleminde halle­demediği halde, Bedîüzzaman'la yaptığı 40 dakikalık sohbet neticesinde hallettiğini, Türkiye'den ayrıldıkdan sonra uğradığı Mısır'da Cumhuriyet Gazetesinde bir ma­kale halinde neşretmiştir.

Özellikle materyalizmin tek hedef haline getirdiği Allah'ı inkâr hareketleri karşısında, asrın idrâkine uygun tarzda tevhid yani Allah'ın varlığı ve birliği hakkındaki Kur'an âyetlerini fevkalade bir şekilde tefsir etmesi ve vicdanı tefessuh etmişlerin dışında akıl ve idrâk sahibi herkese Allah'ın varlığını isbat etmesi, yine zikredilmesi gereken misallerdendir. Kâinatın varlığını tabiata ve se­beplere veren zihniyeti tabiat risâlesiyle altüst eden Bedîüzzaman, 30. Söz ile felsefenin dinsiz kesimini sus­turmuş; 22. Söz ile de gerçek tevhid inancının esaslarını bütün çıplaklığıyla gözler önüne sermiştir. Geçenlerde elime geçen Allah maddesi ile alakalı bir Ansiklopedi maddesinde, Bedîüzzaman'ın fevkalade izahlarından ha­bersiz gibi görünen bir ilim adamımızın, Allah maddesini hicrî 5. asırdaki bir mü'mini muhatap kabul ederek ka­leme almış olması ve bir üniversite gencinin de, bana göstererek, "hocam, böyle bir ansiklopedide, Allah inancı asrımızın insanı da göz önüne alınarak yazılamaz mıydı?" diye sorması, Risâle-i Nur gibi bir Kur'an tefsi­rinden istifade etmemekte direnen ilim adamlarımızın acı hallerini gözlerimin önünde canlandırmıştır. Yeni neslin bîgâne kalmamasını ümit ediyorum.

Siz, misal olarak zikrettiğimiz bu üç meseleye, mi'râcın mahiyeti ve isbâtını, arş-ı a'zam, kab-ı kavseyn gibi islamî ıstılahların gerçek ve ma'kul manalarını; Kur'an'ın mu'cize olduğunun isbatını; meleklerin ve ruh âleminin isbatını ve kısaca asrımızda gündeme gelen ya­hut itiraz edilen iman ve islam hakikatlarına dair her türlü izahı da ekleyebilirsiniz. Ve bu denilenlerin isbatı için 6000 sayfayı bulan Risâle-i Nur'u mütala'a edebilir­siniz.

DÄ°PNOTLAR

1- Said Nursi, Sözler, 10. Söz.

2- Said Nursi, Sözler, 26. Söz, Kader Risâlesi.

Devam edecek…

Bu yazıya yorum yazın


Not: Yanında (*) işareti olanlar zorunlu alanlardır.

Bu yazıya gelen yorumlar.

Deniz Ö. Öztürk, 2011-05-16 06:10:42

İyi Günler, Bediüzzaman Said Nursi,bir insanın kuş misali iki kanattan ibaret olduğundan bahsediyor.Din ve fen ilimleri.Bu iki birlikte olmazsa,bu kuş uçamaz ve uçamayacak.Onun için Türkiye'de bilim yapan veya yapmak isteyen kişilere destek vermek gerekmez mi?Ki,ülke dünyada ki yerini alsın.Çünkü Amerika gibi ülkelerde çeşitli sahalarda binlerce kitabın basıldığını bir üniversite hocasından işitmiştim.Bunlar örnek alınmalı.Gerekirse,o kitaplar getirilip ihtiyaç sahiplerine ulaştırılmalı.Bu da bir cihattır.Çünkü herkes aynı imkanlara ulaşamıyor(bu yalan dünyada).

Bu yoruma katılıyor musunuz ?

bingöl ili genc, 2011-03-10 18:50:25

ALLAH ebeden raziolsun dilimiz kalbimize tercüman olabilseydi bizde bir iki kelam sarf edebilseydik sen tercüman oldun sayilir inş

Bu yoruma katılıyor musunuz ?

DÄ°ÄžER YAZILAR

Hiçbir günahkar, başkasının günah yükünü yüklenemez.

İsrâ, 15

GÃœNÃœN HADÄ°SÄ°

Emin ve doğruluktan ayrılmayan ticaret ehli (ayette sırat-ı müstakim ashabı olarak zikredilen) peygamberler, sıddikler, şehidler ve salihlerle beraberdir.

Tirmizi, Büyu 4, (1209); İbnu Mace, Ticarat 1, (2139)

TARÄ°HTE BU HAFTA

*Fatih Donanmayı Haliç'e İndirdi.(22 Nisan 1453) *T.B.M.M. Açıldı.(23 Nisan 1920) *Yavuz Sultan Selim Padişah Oldu.( 25 Nisan 1512) *Çernobil Nükleer Faciası.(26 Nisan 1986) *Sultan II.Abdülhamid Han Tahttan İndirildi.(27 Nisan 1909)

ANKET

Sitemizle nasıl tanıştınız?

Yükleniyor...

SÄ°TE HARÄ°TASI