Cevaplar.Org

TEKRARU’L-KUR’ÂN -2. BÖLÜM-

Kur'ân bir zikir kitabı, bir dua kitabı, bir davet kitabı olduğuna nazaran, sûrelerinde vukua gelen tekrar, belagatça ayn-ı isabet ve ayn-ı hikmettir. Çünkü zikir ve duadan maksat sevaptır ve merhamet-i İlahiyeyi celb etmektir. Malumdur ki, bu


Nigâr Dere

nigardere@gmail.com

2010-12-31 17:13:39

"Tekrarat-ı Kur'aniyedeki i'cazın bir lem'asını beyan zımnında altı noktadan ibarettir.

Birinci nokta: Kur'ân bir zikir kitabı, bir dua kitabı, bir davet kitabı olduğuna nazaran, sûrelerinde vukua gelen tekrar, belagatça ayn-ı isabet ve ayn-ı hikmettir. Çünkü zikir ve duadan maksat sevaptır ve merhamet-i İlahiyeyi celb etmektir. Malumdur ki, bu gibi hususlarda fazlasıyla tekrar lazımdır ki, o nisbette sevap kazanılsın ve merhamet celb edilsin. Hem de zikrin tekrarı kalbi tenvir eder. Duanın tekrarı bir takrirdir. Davet dahi, tekrarı nisbetinde tesiri, tekidi vardır.

İkinci nokta: Kur'ân bütün beşerin tabakatına hitap ve deva olduğu için, zeki-gabi, taki-şaki, zahid-gayr-ı zahid, bütün insan tabakaları şu hitab-ı İlahiyeye mazhar ve bu eczahane-i Rahmaniyeden ilaç almaya hakları vardır. Hâlbuki Kur'ân'ı tamamen ve daima okumak herkese müyesser değildir. Bunun için, lüzumlu olan maksatlar, hüccetler bilhassa uzun sûrelerde tekrar edilmiştir ki, herbir sûre hemen hemen bir küçük Kur'ân hükmünde olsun ki, herkes suhuletle istediği vakit istediği sûreyi okumakla tam Kur'ân'ın sevabını kazanabilsin.

Evet "Ve le kad yessernel kur'ane liz zikri" - Andolsun ki, Kur'ân'ı düşünmek için kolaylaştırdık (Kamer Sûresi, 54:32)- olan âyet-i kerime bu hakikatı ispat ediyor.

Üçüncü nokta: Cismanî ihtiyaçlar vakitlerin ihtilaflarıyla tebeddül eder, noksan ve fazlalaşır. Mesela, havaya olan ihtiyaç her anda var. Suya olan ihtiyaç, midenin harareti zamanlarında olur. Gıdaya olan hacet, her günde olur. Ziyaya olan ihtiyaç, alelekser haftada bir defa lazımdır. Ve hakeza...

Kezalik manevi ihtiyaçlar da vakitleri muhtelif ve mütefavittir. Her anda Allah kelimesine ihtiyaç vardır. Her vakit Besmeleye, her saatte La ilahe illallah'a ihtiyaç vardır. Ve hakeza...

Binaenaleyh, âyetlerin, kelimelerin tekrarı, ihtiyaçların tekrarından ileri geliyor. Ve keza, o gibi hükümlere olan ihtiyacın şiddetine işarettir.

Dördüncü nokta: Bilirsiniz ki, Kur'ân bu metin din-i azimin esasatını ve İslamiyetin erkânını tesis ettiği gibi, içtimaat-ı beşeriyeyi tebdil eden bir kitaptır. Malumdur ki, müessis olan zat, vaz ettiği esasları güzelce yerleştirmek için tekrarlara çok ihtiyacı olur. Evet, tekrar edilen şey sabit kalır, takarrur eder, unutulmaz.

Ve keza, Kur'ân beşerin muhtelif tabakalarından kali veya hali yapılan suallere lazım olan cevapları veren umumi bir mürşid-i mücibdir. Malûm ya, sual tekerrür ederse cevap da tekerrür eder.

Beşinci nokta: Bilirsiniz ki, Kur'ân pek büyük meselelerden bahseder. Ve kalbleri imân ve tasdike davet eder. Ve çok ince hakikatlerden bahis açar. Akılları, marifete, dikkate tahrik eder. Binaenaleyh o mesailin, o ince hakaikin, kalblerde, efkârda tesbit ve takriri için suver-i muhtelifede türlü türlü üsluplarla tekrara ihtiyaç vardır.

Altıncı nokta: Bilirsiniz ki, her âyet için bir zahir var, bir batın var; bir had var, bir muttala' var. Ve herbir kıssa için çok vecihler, hükümler, faydalar, maksatlar vardır. Binaenaleyh, muayyen bir âyet her yerde öbür münasip bir vecih için, bir fayda için zikredilebilir. Bu itibarla, zahiren tekrar görünse bile hakikatte tekrar değildir."

Kur'an'daki Tekrarların Hikmeti
"Sual: icaz ile i'caz sıfatlarını havi Kur'ân-ı Azimüşşanda,

بِسْمِ اللّهِ الرَّحْمَنِ الرَّحِيمِ

 فَبِأَيِّ آلَاء رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ

 -1- وَيْلٌ يَوْمَئِذٍ

gibi pek çok âyetler tekerrür etmektedir. Halbuki bu tekrarlar, belagate münafidir, usanç veriyor.

Cevap: Ey arkadaş! Her parlayan şey, yakıcı ateş değildir. Evet, tekrar ve tekerrür bazan usanç veriyor, fakat umumi değildir. Her yere, her kelama ve her kitaba şamil değildir. Usanç verici addedilen pek çok zahiri tekrarlar, belagatçe istihsan ve takdir edilmektedir. Evet, insanın yediği yemekler, biri gıda, diğeri tefekküh (meyve) olmak üzere iki kısımdır. Birinci kısım, tekerrür ettikçe memnuniyet verir, kuvvet verir, kat kat teşekkürlere sebep olur. İkinci kısmın tekerrüründe usanç, teceddüdünde lezzet vardır. Kezalik, kelamlar da iki kısımdır. Bir kısmı ruhlara kut, fikirlere kuvvet verici hakikatlerdir ki, tekerrür ettikçe güneşin ziyası gibi, ruhlara, fikirlere hayat verir. Meyve kabilinden iştihayı açan kısımda tekerrür makbul değildir, istihsan edilmez. Buna binaen Kur'ân, hey'et-i mecmuasıyla kalblere kut ve kuvvet olup, tekrarı usanç değil, halavet ve lezzet verdiği gibi, Kur'ân'ın âyetlerinde de öyle bir kısım vardır ki, o kuvvetin ruhu hükmünde olup tekerrür ettikçe daha ziyade parlar, hak ve hakikat nurlarını saçar.

-2- هُوالْمَسْكُ مَاكَرَّرْتَهُ يَتَضَوَّعُ

Ezcümle

-3- بِسْمِ اللّهِ الرَّحْمَنِ الرَّحِيمِ

gibi âyetlerde bulunan ukde-i hayatiye ve nurani esaslar, tekerrür ettikçe iştahları açar; misk gibi, karıştırıldıkça kokar.

1- Rahman ve Rahim olah Allahın adıyla. Rabbinizin nimetlerinden hangi birini inkar edersiniz? (Rahman Sûresi: 13, 16, 18, 21, v.d....) Yazıklar olsun o gün... (Mürselat Sûresi: 15, 19, 24, 28, 34, v.d...)

2- O, misk gibidir; tekrar tekrar sürdükçe kokusu daha daha çok sayılır.

3- Rahman ve Rahim olan Allahın adıyla. (Neml 30.)

Demek tekerrür zannedilen, hakikatte tekerrür değildir. Ancak

 -1- وَاُتُوُ ابِهِ مُتَشَا بِهًا

1- Onlara (dünyadakilere) benzer şeyler verilmiştir. (Bakara, 25)

kabilinden, o ayrı ayrı hikmetleri, nükteleri, gayeleri ifade eden tekrarlı kelamlar, yalnız ibarece, lafızca birbirine benzedikleri için tekrar zannedilir. Hatta kıssa-i Musa, çok meziyetleri ve hikmetleri müştemildir. Her makamda o makama münasip bir vecihle zikredilmesi, ayn-ı belagattir. Evet, Kur'ân-ı Azimüşşan, o kıssa-i meşhureyi, gümüş iken, yed-i beyzasına alarak altın şekline ifrağıyla öyle bir nakş-ı belagate mazhar etmiştir ki, bütün ehl-i belagat, onun belagatine hayran olmuşlar, secdeye varmışlardır. Ve keza, teyemmün, teberrük ve istiane gibi çok vecihleri havi ve tevhid, tenzih, sena, celal ve cemal ve ihsan gibi çok makamları tazammun ve tevhid ve nübüvvet, haşir ve adalet gibi makasıd-ı erbaaya işaret eden besmele, zikredilen yerlerin herbirisinde bu vecihlerden, bu makamlardan biri itibarıyla zikredilmiş ve edilmektedir. Maahaza, hangi sûrede tekerrür varsa, o sûrenin ruhuyla münasip olan bir vecih bizzat kasdedilmekle öteki vecihlerin istitradi ve tebei zikirleri, belagate münafi değildir." 

Rızıkları birbirine benzer olarak kendilerine sunulur. (Bakara Sûresi: 25.)

"Rahman Suresindeki tekrarlar söz konusu edilirken genel olarak Kur'ân'daki tekrarların bir kısım hikmetlerinden de söz etmek yerinde olacaktır.

Bazı âlimlere göre, Kur'ân'da özellikle peygamberlere ait kıssaların tekrarlanmasının üç hikmeti vardır:

Birincisi: Bir yerde bir bölümü zikredilen kıssanın diğer bölümü başka bir yerde zikredilmiştir. Bu, dış görünümü itibarıyla bir tekrar gibi görünür.

İkincisi: Kur'ân, fesahat ve belâgatını göstermek için bir yerde uzunca anlattığı bir kıssayı, başka yerde çok veciz bir ifadeyle anlatır.

Üçüncüsü: Kıssaların zikredilmelerinde nübüvvetin, özellikle Hz. Muhammed'in (a.s.m.) nübüvvetinin, Allah'ın varlığı ve birliğinin ispatı, Allah'ın zalimleri cezalandırmaya kâdir olduğunun ders verilmesi, eski münkirlerin başına gelen kötü akıbete dikkat çekilerek yeni inkârcıların uyarılması gibi değişik maksatlar vardır. Her bir yerde hikmete münasip bir tarzda adı geçen hususlardan birini veya birkaçını ders vermek için kıssanın tekrarı söz konusudur. (bk. İbn Cüzeyy)" 

DİPNOTLAR:

1- Bediüzzaman Said Nursi, Mesnevi-i Nuriye, Zehra Yayıncılık, İstanbul, 2007.

2- Bediüzzaman Said Nursi, İşaratül-İcaz, Zehra Yayıncılık, İstanbul, 2007.

3- Niyazi Beki, Rahman Suresi, Nesil Yayınları, İstanbul, 2003.

 

Bu yazıya yorum yazın


Not: Yanında (*) işareti olanlar zorunlu alanlardır.

Bu yazıya gelen yorumlar.

DİĞER YAZILAR

Rabbinin yoluna hikmet ve güzel öğütle çağır ve onlarla en güzel şekilde mücadele et!

Nahl, 125

GÜNÜN HADİSİ

Allah ister ki,biriniz bir iş yaptığı zaman onu en güzel ve en sağlam bir şekilde yapsın.

Buhari

TARİHTE BU HAFTA

*Fatih Donanmayı Haliç'e İndirdi.(22 Nisan 1453) *T.B.M.M. Açıldı.(23 Nisan 1920) *Yavuz Sultan Selim Padişah Oldu.( 25 Nisan 1512) *Çernobil Nükleer Faciası.(26 Nisan 1986) *Sultan II.Abdülhamid Han Tahttan İndirildi.(27 Nisan 1909)

ANKET

Sitemizle nasıl tanıştınız?

Yükleniyor...

SİTE HARİTASI