ŞİFA TEFSİRİ NOTLARI-55
Müzzemmil Suresi *Günümüzde bizim eksikliklerimizden bir tanesi de, başta şahsım olarak gece ibadetlerimizin az olmasıdır. Allah (c.c) Rasûlüne, bu kâinatın Efendisine, bu kâfirlere karşı verilecek mücadelede, başarılı olmanın yolunu gösteriyor. Gece ibadetinde Rabbiyle beraber olup güçlenmesini istiyor.
Müzzemmil SuresiÂ
*Günümüzde bizim eksikliklerimizden bir tanesi de, başta şahsım olarak gece ibadetlerimizin az olmasıdır. Allah (c.c) Rasûlüne, bu kâinatın Efendisine, bu kâfirlere karşı verilecek mücadelede, başarılı olmanın yolunu gösteriyor. Gece ibadetinde Rabbiyle beraber olup güçlenmesini istiyor.
Boşalmış bir aküyü nasıl şarj yaptırılıyorsa, insanlar da gündüzleyin iş nedeniyle, dolaşma nedeniyle, tebliğ nedeniyle, cihad nedeniyle, basın yayınla uğraşmak nedeniyle, dairede, askeriyede, karakolda sarf ettikleri enerjilerini toplamaları için geceleyin Rabbin huzurunda, Rabbin kelamını okuyarak, O'nun ayetlerinden ilham ve taktik alarak iç dünyasını kuvvetlendirmesi ve Rabbin ayetlerinden şarj olması gerekmektedir. Onun için Allah (c.c), Peygamber efendimize gece ibadetini emrediyor.
*"Kur'ân'ı tertil üzere oku." Hz. Aliye sorulmuş! "Ya Ali! Tertil üzere okumak nedir? Bize anlatır mısın?" denilmiş. Hz. Ali; "Kur'ân-ı Kerim'in harflerini tecvid kaidelerine göre ve durak yerlerini bilerek okumak," buyurmuş. Yani Peygamberimizin ağzından nasıl çıkmışsa öyle okumaya çalışmak. Yeterli mi? Değil. "Durak yerlerini bilerek okumak" demek manasını anlayarak okumak demektir.
Bizim bu gün okumakta olduğumuz Mushaflarda durak yerleri belirtilmiştir. Mim, ta, cim, za, sad durakları gibi. Bunları Secavendi koymuştu. Daha önce bunlar yoktu. O zamanlar durak yerlerini bilmek için mananın bilinmesi gerekiyordu. Allah (c.c) Kur'ân-ı Kerim'i manasım bilerek okumamız gerektiğini bu ayeti kerimeyle ifade ediyor…
Günümüzde insanlarımız şöyle sorular soruyorlar; "Namaz kılarken iki rekât mı, üç rekât mı kıldım şaşırıyorum. Veya iki rekâtlı namazda 10 defa esniyorum, bu kabul olur mu?" Bunun temelinde, okumakta olduğumuz ayet-i kerimelerin manasını düşünmemek yatmaktadır.
Dilimiz Namaz Sureleri diye bilinen surelere, alıştığı için otomatik olarak "Allahu Ekber" diyerek başlıyoruz, sonunda da "esselamu aleyküm ve rahmetullah" diyerek namazı bitiriyoruz. Kalıbımız namazda ama kalbimiz ise işimizde oluyor. Şair öyle diyor:
Leb zikirde, gönül fikr-i cihanda Â
Arada kaldı Subha-i Mercan mütereddid.Â
Adamın mercandan yapılma tesbihi varmış, onunla zikir yapıyormuş. Ancak dili Allah, Allah diyor ama gönlü ise başka yerde dolaşıyor. Bunu önlemenin yolu, namazda okuduklarımızı düşünerek okumamızdan geçiyor.
*"Onlar Kur'an'ın hakkını vererek okurlar"(Bakara 121) ayetinin manası Abdullah İbn-i Abbas'a sorulmuş, O da şöyle cevap vermiş. "Harflerin mahrecine dikkat ederek okumak, manasını anlayarak okumak, anladığı mana ile amel etmektir." Biz bu üçüne dikkat edersek, Kur'ân okumanın hakkını vermiş oluruz.
Kur'ân'ın iniş gayesi bizim bu dünya hayatımızı düzenlemektir. Öyle olunca okuyup, anlayacak ve anladığımızı hayatımıza tatbik edeceğiz.
 *Gece ibadeti, gece kalkması, gece Kur'ân okuması, insanların üzerinde daha etkilidir. İnsan gece okuduğu Kur'ân-ı Kerim'den daha çok etkilenir.
Gece kalkıp Kur'ân okumak ve manasını düşünmek gündüzden daha farklı olmaktadır. İnsanların uyuduğu, hayvanların yuvalarına çekildiği, sessizliğin hâkim olduğu, rahmet meleklerinin, gece meleklerinin ibadet edenlere Allah'ın rahmetini saçtığı bir anda, Allah'ın ayetleri okunacak olursa, insan ufkunun daha geniş bir şekilde açılmasına vesile olur.
Müddessir SuresiÂ
*Sabrı şöyle tarif ediyorum ben: Timur'a sormuşlar. "Beyefendi önüne geleni yıkıyorsun. En son Yıldırım Beyazıt'ı da Ankara'da mağlup ettin. Bu başarının sırrı nedir?" Timur'da; "Sabretmek" diye cevap vermiş. Peki, Nasıl bir sabır? dediklerinde, Timur; "elini ver" demiş ve karşısındaki adamın parmağını ağzına almış, kendi parmağını da onun ağzına vermiş. "İkimiz de ısıracağız." demiş. Isırmaya başlıyorlar.
Derken karşıdaki adam dayanamayınca "aaaa.." diyerek ağzım açı yor. Timur kendi parmağını karşıdakinin ağzından çekiyor ama adamın parmağını ısırmaya devam ediyor. Sonra bırakıyor ve diyor ki; "bak "aaaa.." diye bağırmanın sana faydası yok, bana faydası var Sabırsızlık düşmanına fayda verir. Harbde de öyledir Harb de bir ısırma sanatıdır" demiş.
*Bu 19 rakamı üzerinde dünya genelinde bir fırtına koparılmıştı. 19 rakamı ile ilgili kitap ilk yayınlandığında bana bir tanesi hediye edilmişti. Baktım yalnız besmeledeki; "Allah, Rahman ve Rahim" kelimelerinden, yalnız biri ile ilgili doğru bilgi veriyordu. Diğerleri yanlıştı.
Bu ayetteki 19 rakamı, bütün müfessirlerimizin ittifakıyla, "cehennem melekleriyle ilgili bir rakamdır." Onlara karşı korunabilmek için biz, Allah'ın emirlerini hakkıyla yerine getirmeliyiz. Kur'an'ın harflerini sayıp, on dokuza uymayanları Kur'an'dan çıkarmaya çalışan bu gurup, Kur'an'ın hattının Rabbim tarafından yazılmadığını, cahiliye dönemi Araplarının imla kurallarının aynen uygulandığını, lafız ve mananın Kur'an olduğunu ve böyle indiğini unutan insanlardır.
Kıyamet SuresiÂ
*Cezaevinde yaptığım konuşmalarımın birinde, mahkûmlardan birisi şöyle demişti; "Valla hocam Allah'a inanmıyorduk, inandırdın, Meleklere inanmıyorduk, ikna ettin ama kıyamete katiyyen iman etmeyiz. Bizi inandıramazsın.!"
Banka soygunundan hapse girmiş, sol düşünceye sahip birisi; "yahu sen aklı başında bir hocasın, buna bizi nasıl ikna edeceksin. Bak, bir adam denize düşse, balina adamı yutsa, balina da et olsa, balinayı balıkçılar tutsa, bin parçaya bölse, bunu bin adam yese, adamların biri Türkiye'de, birisi Japonya'da, birisi Rusya'da ölse, birisi yangında ölse, birisi toprağa gömülüp ot olsa, otu koyun yese et olsa, bu denize düşen adamı nerede bulacak?" diyordu. Kendisine' dedim ki; "Bak, sen adamı dağıttın. Peki ama bu adam nereden geldi. Sen 85 kiloluk bir adamsın. Anneden dünyaya geldiğinde 3-4 kilo idin. Ana rahmine düştüğünde gözle görülmeyecek kadar küçüktün. Allah (c.c) seni 85 kilo haline getirinceye kadar, dünyanın her tarafından topladı. Kafkaslardan, Kuzey rüzgârları, Afrika'dan güney rüzgârları esti geldi. Adana'dan domates, Karaman'dan bulgur, Konya'dan buğday, Rize'den çay, Ayvalık'tan zeytin ve zeytinyağı, Edirne'den peynir, Erzurum'dan yağ geldi. Bunların oluşması içinde gökyüzünden ışık geldi. Yani senin oluşman için yer ile gök elbirliği etti. Ölümlü insanoğlu bile televizyonun vericisi ile görüntüsünü, rengini ve sesini havaya veriyor, kilometrelerce uzaktan bir düğmeye basınca adamın görüntüsü, rengi ve sesi ekranda toplanıveriyor. İnsan, havaya dağıtılmış bu sesi, görüntüyü ve rengi toplayabiliyorsa, bu insanı yaratan Allah (c.c) niye toplayamasın?" dediğimde, "toplar hocam, ikna oldum" demişti.
*Türkiye'de ve dünyada Allah'ı inkâr konusunda fazla ses yükselmiyor. Çünkü hemen ardından binlerce çıkmaz geliyor da ondan. Binlerce soru cevapsız kalacak.
Ancak ahireti inkâr konusunda biraz cüretkârlık var. Cesaretle bu işin üzerine gidiyorlar. "Efendim, körpecik dimağlara ahiret inancı vererek onların akıllarını yormayın" diyorlar. Ancak korkunun yanında ümit edilecek şeyler de anlatılıyor.
Siz çocuklara, bu dünya hayatı için neler vaâd ediyorsunuz? Bir sürü güzellikler vaâd ediyorsunuz. Ancak biz onları da va'd ediyoruz ama onun daha ötesinde cennet va'd ediyorum, imanla gidecek olurlarsa. Sizin hatırınıza ve hayalinize gelmeyecek cenneti va'd ediyoruz. Çocuklara bu anlatılıyor. Ahireti inkâr edenlerin geneli haramzadelerdir. Dünyalarında günah işlemek için ahireti inkar ediyorlar..
Ä°nsan SuresiÂ
*Dünyada bir bardak sıcak çayın tenlerini yakmasına dayanamayan anne ve babalar! Eğer çocuğunuz kötü arkadaşları ile inkâr vadisinde dolaşacak olursa, Allah'ın yasaklarını çiğneyecek olursa, emirlerini tutmayacak olursa, inkârcılarla beraber olursa; ateşten zincirlerle ayaklar bağlanmış, elleri boğazlara kilitlenmiş olarak alevli bir ateşin içerisine atılacaktır. Buna ne yüreğimiz ne de kendimiz dayanabiliriz.
Öyleyse can bedenden ayrılmadan önce çocuklarımızı sıhhatli, iffetli, eğitimli, kültürlü, imanlı yetiştirelim..
Mürselat Suresi
*İnsanın en önemli yeri, en çok duracağı yeridir. Mesela bulunduğunuz yerden bir başka yere seyahate gittiğinizde orada 3-4 gün kalacak olsanız bile, kesenize en uygun yerde kalırsınız.
Bir ömür boyu kalacağımız evlerimizin de, kesemize en uygun şekliyle, en güzel olmasına dikkat ederiz. Fakat ne kadar kalırsak kalalım, netice de bir ömür boyu kalacağız. Bazılarımız 20, bazılarımız, 40, bazılarımız 80... sene kalıyor. Hatta yaş ilerledikçe kaldığı yer altından olsa bile, altın rahatsızlık vermeye başlıyor. İnsan dünyadan zevk alamaz hale geliyor. Çünkü zevk alma hassalarımız da yavaş yavaş kayboluyor. Bundan sonra toprağa doğru meylimiz artıyor.
Nebe Suresi
*Günümüzde bazıları, senede bir kaç defa Ahireti inkâr fırtınası estirirler. Basın ve yayın organlarında bu konu gündeme getiriliyor. Daha ziyade bu konu her sene çok satan gazetelerin 2. ve 3. sayfalarında, genellikle bahara doğru, -bazıları Mart ayında bazıları Nisan ayında şu olayı gündeme getirirler. ''Efendim ruhlar, insan öldükten sonra dünyada yaptığı iyilik veya kötülüğe göre tekrar dünyaya iyi veya kötü olarak geri gelir. Çok kötü bir insan akrep olarak, kaplumbağa olarak dünyaya geliyor. Çok iyi bir inşan da yine dünyaya çok iyi bir şekilde geliyor." iddiasında bulunurlar. Bunu da yaygınlaştırmak istiyorlar. Hedefleri de ahireti inkâr etmektir.
*Dinlenmek çok ayrı bir şey. Mesela çok ağır bir yükün altından kalkan bir insan 5 saat uzanıp yatsa, ama uyumasa, o zaman mı daha iyi dinlenir?, yoksa 5 dakika uyusa mı daha iyi dinlenir. Bir adamı uyutmadan iki gün oturtsalar, o adam bitkin bir hale gelir, yorulur. Amma beş dakikalık uyuması vücudunun dinlenmesine sebep oluverir. Uyku öyle bir nimet ki, yokluğunda ancak anlayabiliyoruz.
*Aldığınız her nefes Rabbim tarafından bilinmektedir. Ağzınızdan çıkan her kelime kayda geçmektedir. Yaptığınız her hareket kayda geçmektedir. Hayatta, fotoğraf çektirir gibi yaşayalım. Nasıl ki fotoğraf çektirirken her şeyimize özen gösteriyoruz, öyleyse hayatımızı yaşarken de aynı şekilde ibadetlerimize, hal ve hareketlerimize, konuşmalarımıza, her türlü ilişkilerimize de özen göstereceğiz. Ölçümüz daima, Allah'ın kitabında indirdikleri ve de bir örnek olarak biz insanlar arasından seçilen Peygamberimiz(s.a.v.)'in yaşantısı olmalıdır. Çünkü her şeyimiz melekler tarafından kaydedilmektedir.
Naziat Suresi
*Sevgili Peygamberimiz 'in Ebu Cehille konuşurken tavırlarını biliyoruz. Konuştuğu kelimeleri hadis kitapları bize nakledivermiştir. Karşısındakinin şahsiyetini inciten kelimeler değil, yumuşak kelimelerle davet etmişlerdir.
Bizler de, inkârcının gönlündeki küfrünü alan, yerine imanı koymaya çalışan ipek gibi kelimeleri seçeceğiz. İnsanları çiçek gibi kelimelerle İslam'a davet edeceğiz. Çünkü bizim tebliğ ettiğimiz en güzel olandır. Çünkü Allah'ın kelamıdır. O da en güzel sözdür. "Sözlerin en güzelini Allah indirmiştir." diyor Rabbim.
Biz kendi sözlerimizden ziyade, Allah'ın kelamını insanlara arz etmeye dikkat edeceğiz. Yalınız şuna da dikkat edeceğiz: Musa denilince aklımıza "Asa" gelir. Asa denilince da aklımıza "Musa" gelir. Bunu hiç hatırımızdan çıkarmayalım. Dilimiz dünyanın en yumuşak kelimeleriyle İslâm'ı anlatırken, kâfire şu imajı da vermemiz lazım; "Ben Allah'ın kelamını, Allah'ın dinini en yumuşak, en güzel kelimelerle arz ediyorum. Bunu böyle arz edişim senden korktuğumdan dolayı değildir. Allah böyle emrettiğinden dolayıdır. Yoksa asayı kullanmayı da en iyi şekilde bilirim."
*Günümüzde öylesine bir yaltaklanma ve öylesine alçalma vardır ki… Bu son günlerde İslâm'ı gelişmeler çok iyidir diyorken, bazı imansızlar da küfründen memnun hale geldiler.
Bizim kesimden bazı insanlarımız, imansızları bayraklaştırınca, imansız da kendi kendine rahatlamaya başladı. "Herhalde ben doğru yoldayım, baksana bu Müslümanlar beni bayraklaştırıyor. Beni kendilerinden üstün görüyorlar." düşüncesindeler. Bundan da sakınılmalıdır.
*Her kâfir dünyada insanların gözü önünde cezalandırılmamışlardır. Firavun gibi, Âd, Semud kavmi gibi, bazıları cezalandırılmışlardır. Neden bazılarına dünyada cezaları verilmiştir? Bunlar tarihin direklerine çekilmiş, ibret olsun diye asılmış insanlardır. Aynı elektrik direklerindeki kuru kafalar gibi. İşte buna "Nekal" denir.
*Bize de sorarlar günümüzde Kıyamet ne zaman kopacak? Hoca olmadan İslâm'a gönül vermiş bazı arkadaşlarımız; bazı hesaplar yaparak, tarih de verirler. Ben bizzat kendim okudum.
Bundan 15-16 sene önce, yani seksenli yıllarda kıyametin kopması gerekiyordu.. İslami bilgisi olmayan ama Müslümanlığı seven bazı arkadaşlar, hesaplar yapıyorlar, kendilerine göre mühendislik yapıyorlar, kıyamet hakkında bilgiler veriyorlardı. Allah Resulünün bilmediğini bilmeye kalkıyorlardı. Ama böyle olmadığını onlar da anladılar. Çünkü Allah, kıyametin ne zaman kopacağını Resulüne de bildirmemiştir. Bize ne oluyor ki onun hesabını çıkartmaya kalkıyoruz.
-devam edecek-
Bu yazıya yorum yazın
Bu yazıya gelen yorumlar.
DÄ°ÄžER YAZILAR
ŞİFA TEFSİRİ NOTLARI-58
Zilzal Suresi *Mehmet Akif Mısır'da iken, bir ulema meclisinde konuşuyorlarmış. Kur'ân-ı Ke
ŞİFA TEFSİRİ NOTLARI-57
A’la Suresi *Bize de bu sure-i celile, günümüzde insanlara İslâm’ı anlatırken, nasıl ha
ŞİFA TEFSİRİ NOTLARI-56
Her insanın özellikle yönetici kadronun, tanınmış insanların, siyasilerin, sanatçıların, Ã
ŞİFA TEFSİRİ NOTLARI-55
Müzzemmil Suresi *Günümüzde bizim eksikliklerimizden bir tanesi de, başta şahsım olarak gece
ŞİFA TEFSİRİ NOTLARI-54
Talak Suresi *İnancımız ve kültürümüz eğer Kur'an'a göre yönlendirilmiş olsaydı; cana k
ŞİFA TEFSİRİ NOTLARI-53
Mümtehine Suresi *Yüreğimizin ta içerisinde ahiret inancı taşırken, imansızlık alameti gö
ŞİFA TEFSİRİ NOTLARI-52
Tanıdığım birisi şöyle anlatmıştı; "Bu şehre göçmen olarak geldim. Hiçbir şeyim yoktu.
ŞİFA TEFSİRİ NOTLARI-51
Kamer Suresi *Ay'ın yarıldığı hadisini, Buhari, Müslim, Ahmed b. Hanbel ve diğer muhaddisler
ŞİFA TEFSİRİ NOTLARI-50
Hucurat Suresi *Son günlerde televizyonlardan din adına konuÅŸan insanların ağızlarından ÅŸÃ
ŞİFA TEFSİRİ NOTLARI-49
Zuhruf Suresi *Günümüzde(1997-98ler) bir tartışma başladı, "Kur'an Arapça’dır. Bunu kabu
ŞİFA TEFSİRİ NOTLARI-48
Mümin Suresi *Hz. Ömer (R.A), Suriye'de Ä°slam'a girmiÅŸ, fakat günah iÅŸlemeye devam eden adamÄ
- ŞİFA TEFSİRİ NOTLARI-47
- ŞİFA TEFSİRİ NOTLARI-46
- ŞİFA TEFSİRİ NOTLARI-45
- ŞİFA TEFSİRİ NOTLARI-44
- ŞİFA TEFSİRİ NOTLARI-43
- ŞİFA TEFSİRİ NOTLARI-42
- ŞİFA TEFSİRİ NOTLARI-40
- ŞİFA TEFSİRİ NOTLARI-39
- ŞİFA TEFSİRİ NOTLARI-38
- ŞİFA TEFSİRİ NOTLARI-37
- ŞİFA TEFSİRİ NOTLARI-36
- ŞİFA TEFSİRİ NOTLARI-35
- ŞİFA TEFSİRİ NOTLARI-34
- ŞİFA TEFSİRİ NOTLARI-33
- ŞİFA TEFSİRİ NOTLARI-32
- ŞİFA TEFSİRİ NOTLARI-31
- ŞİFA TEFSİRİ NOTLARI-30
- ŞİFA TEFSİRİ NOTLARI-29
- ŞİFA TEFSİRİ NOTLARI-28
- ŞİFA TEFSİRİ NOTLARI-27
- ŞİFA TEFSİRİ NOTLARI-26
- ŞİFA TEFSİRİ NOTLARI-25
- ŞİFA TEFSİRİ NOTLARI-24
- ŞİFA TEFSİRİ NOTLARI-23
- ŞİFA TEFSİRİ NOTLARI-22
- ŞİFA TEFSİRİ NOTLARI-21
- ŞİFA TEFSİRİ NOTLARI-20
- ŞİFA TEFSİRİ NOTLARI-19
- ŞİFA TEFSİRİ NOTLARI-18
Ramazan ayı, insanlara yol gösterici, doğrunun ve doğruyu eğriden ayırmanın açık delilleri olarak Kur'an'ın indirildiği aydır. Öyle ise sizden ramazan ayını idrak edenler onda oruç tutsun.
Bakara, 185
GÃœNÃœN HADÄ°SÄ°
Herhangi bir kişi, mükemmel bir abdest alıp da namaz kılarsa, o namazla gelecek namaz arasında işlediği bütün günahları bağışlanır.
Buhari
SON YORUMLAR
- Bütün beytlerin tercümesini gönderebilir misiniz? sitede sadece son birkaç...
- Fıtrat, namaz, tevafuk, sırlar ve tüm bunların sahibi zişanı İlahi kusur...
- Selamünaleyküm Ä°nternette mütalaalı risale i nur dersleri diye arama yaptÄ...
- bu kıymetli yazıdan dolayı ahmed izz kardeşimize teşekkür ederiz çok mani...
- selamün aleyküm Ahmed kardeşimizi tebrik ediyor ve bu faideli tercümelerin...
- Yanında okuyan diğer öğrencileri; Molla Muhammed Kasori Molla Muhammed Era...
- Benim merhum babam Molla İbrahim Azizi de onun yanında icazeti tamamlamıştı...
- Teşekkürler. Sanırım Envar neşriyat idi.Tam hatırlayamıyorum.....
- Çok güzel bir çalışma Rabbım ilminizi arttırsın bu çalışmalarınızı...
- Merhaba, Ben Foliant yayınlarından uğur. Sizinle iletişim kurmak istiyoruz ...
TARÄ°HTE BU HAFTA
*Nizamü'l-Mülk'ün Şehadeti(14 Ekim 1092) *II.Kosova Zaferi(17 Ekim 1448) *Gedik Ahmed Paşa'nın Vefatı(18 Ekim 1482)
ANKET
Sitemizle nasıl tanıştınız?
Yükleniyor...