Erzurum esnafından merhum Hacı Kemal Boynukalın beyefendi'nin oğlu Ahmet Kenan Boynukalın beyefendi, Suffa Vakfı'nın Antalya'da düzenlediği 11. Mezunlar ve Mensuplar Programında merhum Kırkıncı Hocaefendi ile alakalı şöyle bir hatırasını anlatıyor;

Bir gün maddeten zengin olan bir adam bizim mağazada hocamın aleyhinde konuşunca, ben kendisine kızdım, bağırdım, çağırdım.. Adam da iyi müşterimiz, iyi para kazandıran adam. Babam tuttu beni, dışarı attı.

Daha sonra "seni hocama götürecem" dedi. Neyse gittik hocama. Babam "hocam, biz bu Ahmet'i ne yapacağız" dedi.

Hocam "ne oldu" diye sordu, babam; "bizim müşteriye kazdı, bağırdı, çağırdı" dedi. Hocam; "benim Ahmedim öyle şey yapmaz" dedi. Ben de; "hocam böyle böyle dedi" dedim. Neyse uzatmayayım, hikaye uzun..

Hocam dedi ki;

"Ahmet Efendi, şu telefonu görüyor musun?"

"Evet hocam, görüyorum."

"Eski günlerde bir gün o telefon çaldı. Daha ben "alo" demeden, karşı taraftan ağza alınmayacak laflar geldi. Ben ses bile vermedim. Kapattım… Onlar bugün benimle birlikte namaz kılıyorlar. Eğer o gün ben onlara cevap vereydim, onlar bugün burada yoktu." dedi

Sonra bastıra bastıra ;

"Müsbet hareket, müsbet hareket, müsbet hareket" dedi..