Vahdet Yılmaz Bey anlatıyor; "1969 seçim çalışmaları için devrin başbakanı Erzurum'a geldiğinde, kaldığı otelde bir grup öğretim üyesi ile Kırkıncı hocam onun ziyaretine gidiyor. O günlerde palazlanmaya başlayan 68 kuşağı solcuları için Kırkıncı hocam bir sual soruyor; "Bu militanist gelişmeler karşısında ne tedbirler düşünüyorsunuz?"

Muhatabı, "bu işin eğitimden başka çözümü yok. Biz iktidara geldiğimizde beş üniversite vardı, onun sayısını on dörde çıkardık" diyor. Aniden başbakan, Kırkıncı Hocama "ya siz ne tedbir düşünüyordunuz" diye soruyor. Hocam da cevaben; "Ondört üniversite değil, her şehre bir üniversite yapsanız, buna çare olamaz. Çünkü bunlar Ortadoğu Üniversitesinden yetişiyor, Yıldızdan, İstanbul Üniversitesi gibi üniversitelerden yetişiyor. Eğitim çare olsaydı bunlar yetişmezdi. Yani; her eve bir üniversite açıp, onların kalplerinde fazilet ve erdem ışığı yanması lazım" diyor.. "Bu olabilir mi" diyen başbakana.. "İşte Bediüzzaman bu işi yapmıştır. Risale-i Nur girdiği evleri bir üniversiteye dönüştürmüş. Vatanını ve milletini seven, anarşiye prim vermeyen, bu cemiyette imanlı, inançlı, erdemli nesiller yetiştirmiştir" diyor.