SAVAÅž NEDEN ÇIKTI? Â
Şeyh Ahmet Yasin bir zamanlar İsrail’i kurda ve kaplana benzetmiştir. Bu hayvanlar acıkmadan saldırırlar ve doyduktan sonra da avlarına devam ederler. Avlarını telef ederler. Bunun için kurt kanunundan bahsedilir. İsrail de kendince kurt kanununu uygulamaktadır. Şeyh Ahmet Yasin yakınma makamında ‘ İsrail, dursak da vuruyor durmasak da vuruyor’
Şeyh Ahmet Yasin bir zamanlar İsrail'i kurda ve kaplana benzetmiştir. Bu hayvanlar acıkmadan saldırırlar ve doyduktan sonra da avlarına devam ederler. Avlarını telef ederler. Bunun için kurt kanunundan bahsedilir. İsrail de kendince kurt kanununu uygulamaktadır. Şeyh Ahmet Yasin yakınma makamında ' İsrail, dursak da vuruyor durmasak da vuruyor' demiştir. Kimileri buradan yola çıkarak İsrail'in yatışmaz yapısına dikkat çekmiş ve işaret etmiştir. Ruhunda kundakçılık vardır. Nitekim önünden ve arkasından batılın ulaşamadığı tek kitap olan Kur'an haklarında şu hüküm cümlesini kurmaktadır: "Ne zaman savaş ateşi yaktılarsa Allah onu söndürmüştür." Meselenin temelinde bir toprak meselesi ve ona bağlı kutsal mekanlar vardır. İkincisi de yöntem meselesidir.
 Yahudiler Filistinlilerin topraklarını ele geçirdikten sonra BM kararları çerçevesinde bunları iade etme gereÄŸi duymamışlardır. Taksim planlarını fiiliyatta hep askıya almışlardır. 1947 taksimatında zamanla ipe un sermiÅŸler ve Filistinlilere verilecek toprak parçası zamanla sahipsiz kalmış ve berheva olmuÅŸtur.Â
İsrail Filistinlilerin bazı haklarını Ürdün'e devretmek, vermek istemişler. Ardında Ürdün üzerinden Filistin meselesini halletmeye kalkışmışlar. Ürdün'ü Filistin'in alternatif vatanı olarak tanımlamışlardır. 1967 sonrasında 6 Gün Savaşları ile İsrail'in aldığı toprakları barış karşılığında geri vermesi karara bağlanmış; lakin bu da 1947 taksimatının akıbetine uğramıştır.
Oslo sürecinde Kudüs meselesi muallakta bırakılmış ve nihai statünün 1999 yılında belirleneceği hükme bağlansa da, Kudüs paylaşılamadan Oslo süreci askıya alınmıştır. Yahudiler, Mescid-i Aksa üzerinde hak iddia ettikleri ve burasını kendilerine mal etmek istedikleri için sorun çözülememiştir.
İsrail Şaron ve Netanyahu hükümetleri sırasında fiili durum politikası izlemiş ve Eylül ayı içinde 2000 yılında Şaron, Ehud Barak'ın göz yummasıyla Mescid-i Aksa'yı basmıştır. Bu da İkinci İntifadayı tetiklemiştir. Sonrasında ihlaller günlük ve sürekli hale gelmiştir. İsrail toprak vermeyince sahiplerini tehcir etmeyi ve onlardan bu suretle kurtulmayı tasarlamıştır. Gazze'den çekilen Şaron, Batı Şeria halkını Ürdün'e sürmek istemiştir. Zira ona göre orası alternatif vatandır.
Şimon Peres'in bir zamanlar söylediği gibi savaşlarda ele geçirdikleri toprakların bir kısmını geri vermeye yanaşsalar veya hazır olsalardı bu mesele tırmanmayacaktı. İsrail barışı, Filistinlilere kendi eski topraklarını vererek değil onları ezerek, sindirerek sağlamak istemiştir. Halbuki kimi İsrailli yazarlara göre ( Ari Shavit/Haaretz, 'Israel, takes its last bneath') İsrail Filistinlileri topraklardan atmayı tasarlarken, buna mukabil Filistinliler de kendilerini savunmak için silah edinmeye başlamışlardır.
1987 yılında ilk intifada ile birlikte çocuklar İsrail'i taş atarak durdurmaya ve yola getirmeye çabalamışlardır. Lakin buna karşılık adı "Kemik Kıran Rabin'e çıkan İzak Rabin Filistinlileri şiddetle bastırmak istemiştir. Sonrasında izlediği Oslo barış hattı nedeniyle kendi aşırıları tarafından öldürülmüştür. Aşırılar barış karşılığında ne Suriye'ye ne de Filistinlilere milim toprak parçası verilmesine yanaşmışlardır. Rabin'in emaneti adı verilen Golan Tepelerinin iadesi sözü de nadasa yatırılmıştır. Barış sürecini tıkayan bu nobran anlayış ve davranışlar olmuştur.
Şimdi o aşırılar Gazze'yi yakıp yıkıyor ve Filistinlilere aman vermiyor ve çözümü öldürmekte arıyorlar. 2000 yılında başlayan ve 2004 yılına kadar sarkan İkinci İntifada gölgesinde Filistinliler bıçak ve istişhad eylemleri yöntemini kullanmışlardır.
Åžaron'un 2005 yılında tek yanlı olarak ve abluka uygulayarak çekildiÄŸi Gazze kontrolün gevÅŸemesiyle bilahare kendi silahlarını üretmeye baÅŸlamıştır. Bunda yine İsrail suçludur. Zira anlaÅŸmalarla deÄŸil Gazze Åžeridi'nden tek yanlı anlaÅŸmasız bir ÅŸekilde çekilmiÅŸtir. Bu defa da İsrail Gazze'de üretilen silahlardan rahatsız olmaya baÅŸlamış ve sürekli önleyici müdahalelere baÅŸvurmuÅŸtur.Â
7 Ekim 2023 tarihinde baÅŸlayan yeni çatışma ve atışmalarla İsrail'in deÄŸiÅŸmez hedefinin 2008-2009 yılından beri devreden Hamas'ın tasfiyesi olduÄŸu bir kez daha ortaya çıkmıştır. İsrail Hamas'ı yok etmeden rahat etmeyecek, Filistinliler de İsrail'i yok etmeden topraklarına kavuÅŸamayacaktır. Bu hedeflerinden hiç ÅŸaÅŸmamışlar hiçbir zaman da baÅŸaramamışlardır.Â
2008 Furkan Harbinden önce Mısır'a giden Dışişleri Bakanı Tzipi Levi amaçlarının Hamas'ı Gazze'den sökmek olduğunu ifade etmiştir. Demek ki hedeflerinde ısrar var ama değişiklik yoktur.
Kısaca İsrail her defasında Hamas'ı sökmek için orantısız güç kullanmış ve bunu her defasında ıskalamıştır. Halbuki akıllı bazı İsraillilerin dediği gibi en iyi çözüm tarzı en azından bazı toprakları Filistinlilere iade etmekten geçmektedir. En iyi çözüm haklarını tanımak ve işgal idaresini kaldırmaktır. İşgalci ve emperyalist yerleşimlere son vermek ve böylece barışı kazanmak gerekiyor.
Haaretz gazetesi yazarlarından Ari Shavit'e göre İsrail son nefesini vermektedir (Israel is breathing its last breath). Avraham Borg gibi İsrail akil selim seslere kulak verecek midir? Hayır. Öyleyse neden?
Kendi aralarındaki çekişmeleri ise pek şiddetlidir. Sen onların toplu halde olduklarını sanırsın, oysa kalpleri dağınıktır. Bu onların akıl etmeyen bir topluluk olmalarından dolayıdır. (Haşr Suresi ayet: 14). Akıllarını kullanamamakta ve Netanyahu gibi çılgınları öne çıkarmaktadır.
 Ürdün yönetiminin ifade ettiği gibi İsrail'in işgal altındaki topraklarda kendisini savunması mevzubahis olamaz. İvedilikle sahiplerine geri iade etmesi gerekir. Çözüm budur.
Bu yazıya yorum yazın
Bu yazıya gelen yorumlar.
DİĞER YAZILAR
 AKSA TUFANI BASKINININ BİRKAÇ NEDENİ

Hamas açısından Aksa Tufanı baskınının meşrulaştırıcı yönleri tartışılmaz bir gerçe
SAVAÅž NEDEN ÇIKTI? Â

Şeyh Ahmet Yasin bir zamanlar İsrail’i kurda ve kaplana benzetmiştir. Bu hayvanlar acıkmadan

İnkâr edenler, Allah'ın yolundan ve -yerli, taşralı- bütün insanlara eşit (kıble veya mâbed) kıldığımız Mescid-i Harâm'dan (insanları) alıkoymaya kalkanlar (şunu bilmeliler ki) kim orada (böyle) zulüm ile haktan sapmak isterse ona acı azaptan tattırırız.
Hac,25
GÜNÜN HADİSİ
Her kim bir namazı (kılmayı) unutursa (onu) hatırladığında kılsın. Onun bundan başka keffâreti yoktur.
BUHARİ, KİTÂBU MEVÂKÎTİ'S-SALÂT
SON YORUMLAR
- selamün aleyküm Ahmed kardeşimizi tebrik ediyor ve bu faideli tercümelerin...
- Yanında okuyan diğer öğrencileri; Molla Muhammed Kasori Molla Muhammed Era...
- Benim merhum babam Molla İbrahim Azizi de onun yanında icazeti tamamlamıştı...
- Teşekkürler. Sanırım Envar neşriyat idi.Tam hatırlayamıyorum.....
- Çok güzel bir çalışma Rabbım ilminizi arttırsın bu çalışmalarınızı...
- Merhaba, Ben Foliant yayınlarından uğur. Sizinle iletişim kurmak istiyoruz ...
- Selamünaleyküm bu değerli yazınızdan dolayı Ahmets kardeşimizi tebrik edi...
- Vesîkalara göre, doÄŸum târîhi 13.01.1889 (1 Kânûnisânî 1304), vefât tÃ...
- Açıklayıcı ve net ifadelerle bilgi verdiğiniz ićin siteye teşekkür eder...
- Hocam açıklamalarınız için gerçekten yürekten teşekkürler Hep oyunlar...
TARİHTE BU HAFTA
ANKET
Sitemizle nasıl tanıştınız?
Yükleniyor...