Cevaplar.Org

ÜSTAD BEDİÜZZAMAN ETRAFINDA 12 SORU-CEVAP-5

Soru: Risale-i Nurları bugün bir kişi sıfırdan telif etmek istese gerek Arabi gerek Türkçe olan eserler için hangi ilmi merhalelerden geçmesi gerekiyor ve ulumu aliye ve âliyeye ne kadar vukufiyeti olmalı?  Metin Yiğit: Risale-i Nurları telif için ilmi müesseselerde takip edilen Arapça ve Türkçe eserleri okumak veya ilmi müesseselerde takip edilen programları


Metin Yiğit

metinyigit21@hotmail.com

2022-04-09 03:56:45

Soru: Risale-i Nurları bugün bir kişi sıfırdan telif etmek istese gerek Arabi gerek Türkçe olan eserler için hangi ilmi merhalelerden geçmesi gerekiyor ve ulumu aliye ve âliyeye ne kadar vukufiyeti olmalı? Metin Yiğit: Risale-i Nurları telif için ilmi müesseselerde takip edilen Arapça ve Türkçe eserleri okumak veya ilmi müesseselerde takip edilen programları bitirmek yetmez. Risale gibi eserlerin te'lifi için ileri düzeyde ilmî seviyenin yanı sıra hususi bir inâyet ve ilahî bir lütfa mazhariyet de gerekir. İsterseniz tarihten bir örnekle açıklayalım. Tabakat ve ricâl kitaplarının belirttiğine göre İmamu'l-Haremeyn'in birbirine yakın seviyede üç seçkin talebesi vardır: Gazzâlî, İlkiyâ el-Herrâsî ve Ebü'l-Muzaffer Ahmed bin Muhammed el-Hâfî. Hatta nakledildiğine göre İmamu'l-Haremeyn her üçünü de birbirine yakın iltifatlarla taltifte bulunurmuş. Bunlar hakkında "Gazzâlî derin bir deniz, İlkiya yırtıcı bir arslan, Hâfî ise yakıcı bir ateştir" şeklinde sözü meşhurdur:

الغزالي بحر مغرق وإلكيا أسد مخرق والخوافي نار تحرق

İlmi birikim bakımından birbirine yakın olan bu zatların ifa ettikleri ilmi ve dini hizmetlere baktığımızda arada büyük mesafelerin olduğu görülmektedir. Gazzâlî'nin mazhar olduğu muvaffakiyet hiçbir akranına nasip olmamıştır. Gazzâlî'de olup akranlarında olmayan neydi acaba? Akranlarında eksik olan şey, ilmi birikim değildir. İlmi birikimden sonra ilahi bir teshir ve tevfik şarttır. Gazzâlî'den günümüze 10 asır geçti. İlmi açıdan ansiklopedik diyebileceğimiz nice alimler gelip geçti. Ama dünya ikinci bir Gazzâlîye şahit olmadı. Bediüzzaman da öyle. Bediüzzaman'ın yaptığı tahsilin on katını da yapsanız aynı eserlere mazhar olmanız için yeterli değildir. Bediüzzaman'ın kendisi de zaman zaman buna işaret eder aslında. Risale-i Nur'da normalde on saatte yazılamayacak bazı parçaların on dakika zarfında yazıldığını keza en müdakkik dindar filozofların altı günde yapamayacağı tahkikatın altı saatte (otuzuncu söz) yapıldığını belirtir. Üstad bu durumu Kur'ân'ın zamanımıza yönelik bir mucizesi ve ilahî rahmetin bir ihsanı olarak değerlendirmektedir.

Çağımızın önemli alimlerinden merhum Muhammed Said Ramazan el-Butî bir konuşmasında ilmi bakımdan Bediüzzaman'ın anlattığı meseleleri istinbattan aciz olmadıklarını ancak buna rağmen Bediüzzaman'a ulaşmaktan aciz olduklarını ifade eder. Bu farklılığın ve etkinin Bediüzzaman'ın ihlas ve ubudiyetine bağlı olduğunu belirtir.

İlahi lütuf ve bereket derken Risale-i Nur'un sahip olduğu ilmi seviyeden sarfı nazar etmemek lazım. Risale-i Nur feyizli ve bereketli bir eser olduğu kadar ilmi derinlik açısından da harika bir eserdir. Muhterem büyüklerimize ve hayatta olan hocalarımıza karşı bir hürmetsizlik olmasın ama kanaatimi arz etmek istiyorum: Kırk yıla yakındır dinî ilimlerle iştiğal etmekteyim. Benim gördüğüm şudur: Üstad, Risale-i Nur'da ele aldığı konularda İslam tarihinde ortaya konan müktesebatı hazmedip süzgeçten geçirerek yeniden çok canlı ve müessir bir şekilde sunmaktadır. Tarih boyunca tartışma konusu olmuş meseleleri derin bir biçimde tahlil edip ihtilaflı noktalarda dakik ilavelerde bulunmak ve musahhihane müdahele etmek harikulade ilmi seviyenin göstergesidir. Aklî ve naklî ilimleri tahsil edenler Risâle için bunların mübalağa olmadığını bilir.

İslam düşünce tarihinde en zor ve çetrefilli tartışmalar filozoflarla kelam alimleri arasında cereyan etmiştir. Daha somut konuşmak gerekirse İbn Sina, Farabi ve Gazzâlî, Fahrettin Râzî, Tusî, Kutbuddin Razi, Taftazânî ve Seyyid Şerif ekseninde yaşanan tartışmalardır. İbn Sina'ya Gazzâlî ve Fahrettin Râzî'nin tenkitleri var. İbn Rüşd ve Tusî ise tenkidi tenkid eder. Seyyid Şerif ve Taftazanî nihai değerlendirmede bulunurlar. Kutbuddin Razi, Fahrettin Râzî ile Tusî'nin görüşlerini el-Muhâkemat isimli eserinde ele alıp mukayese eder. Malumunuz Üstad'ın da Muhâkemât isimli bir eseri bulunmaktadır.

Risale-i Nur'un ilahiyata ilişkin bahisleri okunduğunda Üstad'ın mantık, felsefe, kelam ve usule dair yazılan temel eserleri tahlil edip süzgeçten geçirerek ve yer yer tashihte bulunarak konuştuğunu rahatlıkla anlar. Mesela 32. söz de dini meselelerde temsilin kullanılmaması gerektiğini zira temsilin sadece zann düzeyinde bir bilgi ifade ettiği itirazına verdiği cevap şimdiye kadar karşılaşmadığımız bir cevaptır. 33. Sözde filozofların imkân delilini izah ederken imkân delilini adeta yeniden yapılandırarak sunmaktadır. Kur'ân belağatı noktasında yaptığı izahlar alanın uzmanlarınca müsellemdir. Bağdad Üniversitesinin seçkin tefsircilerinden Muhsin Abdulhamid'in İşârâtu'l-i'câz'a yazdığı takrizde belirttiği gibi Üstad, kendisinden önce Abdulkahir Cürcânî, Sekkâkî ve Zemahşerî gibi belağat dâhilerinin sistemleştirdiği nazım teorisini çok iyi bir şekilde özümsemiş onların uygulamadığı boyutlarda uygulamaya koymuştur. Bunun somut örneklerini görmek için yirmi beşinci söze bakmak kafidir.

Mantıka dair yazdığı Kızıl Îcâz ve Ta'likât adlı iki şaheser hâlâ hakkıyla anlaşılıp çözülmüş değildir.

Hadislerin yorumuna dair Yirmi Dördüncü Söz'de zikrettiği esaslar usul tarihinde benzersiz tespitlerdir.

Üstad'ın sosyal bilimlerde ve davranış bilimlerine dair yaptığı tespitler de ayrıca ihtimamı hakk eden bir konudur. 22. Sözde ve diğer bazı eserlerde vesvese ve evhama dair yapılan tespitler bırakın İslamî ilimler tarihini, düşünce tarihinde benzeri söylenmiş değil. Adı geçen bahisler bugüne kadar şu satırların yazarı dahil binlerce belki de milyonlarca insanın kurtulmasına vesile olmuştur.

Risale-i Nur'un ilmî yönüne dikkat çekmek istememin sebebi şudur: Genelde Risale-i Nur'un ihtiva ettiği ilmi derinliğin vehbilik ve ilham söylemiyle perdelendiğini düşünüyorum. Kuşkusuz Risale-i Nur vehbi boyuta sahip irşad edici bir eserdir. Ama bununla birlikte dinî, felsefî ve içtimaî ilimlerle ilgilenenlere ufuklar açacak kapasiteye sahip olan ilmi bir eserdir. Risalenin bu yönüyle takdir edilmesi için hem Risaleye hem de sair ilimlere vukufiyet gerekir. Bu noktada gayretli nur talebelerine görevler düşmektedir. Risalenin taşıdığı zengin ve derin içeriğin dünya ilim piyasasında tanınması için çift taraflı tahkikata ihtiyaç vardır. Ancak maalesef günümüzde Nur camiasında böyle bir hedef görünmemektedir. Tabi bunu söylerken her Nur talebesinin kalkıp interdisipliner bir çalışma içerisine girmesi gerektiğini söylemek istemiyoruz. Birçok insan işi gereği sadece belli bir mürşidle veya irşad edici eserle yetinmek durumundadır. Ancak meşguliyeti ve mesaisi buna müsait olan kimselerin Risaleyi me'haz edinerek diğer alanlara açılması ve Risale-i Nur isimli definedeki cevherleri dünyaya tanıtması mümkündür. Böylece Nur camiasından müfessir, muhaddis, fakih, mütekellim ve filozof isimlerin çıkması mümkün hale gelebilir. Aksi taktirde sadece Risaleyle yetinildiğinde dünyada ve özellikle ilmi camiada marjinal duruma düşme riski bulunmaktadır.

Bütün dünya Müslümanlarının müşterek bir mirası ve müşterek bir dili vardır. Alet ilimleri ve ali ilimleri tahsil etmeyen İslamî kitabiyatla irtibatı bulunmayan bir yapı diğer Müslümanlara hitap edemez, en azından hitap ederken zorlanır. Zaten Üstad'ın ömrünün sonuna kadar hayalini taşıdığı Medresetü'z-Zehra projesi de Risalenin diğer ilimlerle terkibini iktiza etmektedir. Hiç kimse Üstad'ın hayal ettiği Medresetü'z-Zehra projesinde İslamî ilimler adına sadece Risale-i Nur'u okutmayı planladığını söyleyemez herhalde.

-devam edecek-

 

 

 

Bu yazıya yorum yazın


Not: Yanında (*) işareti olanlar zorunlu alanlardır.

Bu yazıya gelen yorumlar.

DİĞER YAZILAR

ÜSTAD BEDİÜZZAMAN ETRAFINDA 12 SORU-CEVAP-9

ÜSTAD BEDİÜZZAMAN ETRAFINDA 12 SORU-CEVAP-9

Soru: Üstad’ın Risaleler hakkında Kur’ân’dan bazı işaretler çıkartması da çokça ten

ÜSTAD BEDİÜZZAMAN ETRAFINDA 12 SORU-CEVAP-8

ÜSTAD BEDİÜZZAMAN ETRAFINDA 12 SORU-CEVAP-8

Soru: Ebced ve cifir İslam ulemasınca reddedilmişken Said Nursi neden bunlarla meşgul oldu? Met

ÜSTAD BEDİÜZZAMAN ETRAFINDA 12 SORU-CEVAP-7

ÜSTAD BEDİÜZZAMAN ETRAFINDA 12 SORU-CEVAP-7

Soru: Hocam, Bediüzzaman’ın eserleri medrese okuyanlara neler kazandıyor, avam için yazılmı

ÜSTAD BEDİÜZZAMAN ETRAFINDA 12 SORU-CEVAP-6

ÜSTAD BEDİÜZZAMAN ETRAFINDA 12 SORU-CEVAP-6

Soru: Bir zat; “Bir şey söyleyeyim, kimse kızıp darılmasın, Zahid El Kevserî’nin yanında

ÜSTAD BEDİÜZZAMAN ETRAFINDA 12 SORU-CEVAP-5

ÜSTAD BEDİÜZZAMAN ETRAFINDA 12 SORU-CEVAP-5

Soru: Risale-i Nurları bugün bir kişi sıfırdan telif etmek istese gerek Arabi gerek Türkçe ol

ÜSTAD BEDİÜZZAMAN ETRAFINDA 12 SORU-CEVAP-4

ÜSTAD BEDİÜZZAMAN ETRAFINDA 12 SORU-CEVAP-4

Soru: Bir araştırmacı diyor ki; “Öyle anlaşılıyor ki, Bediuzzaman‟ın hayatı incelendiğ

ÜSTAD BEDİÜZZAMAN ETRAFINDA 12 SORU-CEVAP-3

ÜSTAD BEDİÜZZAMAN ETRAFINDA 12 SORU-CEVAP-3

Soru:-Bediüzzaman’ın eserleri geçen asrın pozitivist felsefesinin getirdiği sorulara cevap de

ÜSTAD BEDİÜZZAMAN ETRAFINDA 12 SORU-CEVAP-2

ÜSTAD BEDİÜZZAMAN ETRAFINDA 12 SORU-CEVAP-2

Soru: Bana yazdırıldı ne demektir? Bu Risaleleri kutsallaştırmak olmaz mı? Metin Yiğit: Bana

ÜSTAD BEDİÜZZAMAN ETRAFINDA 12 SORU-CEVAP

ÜSTAD BEDİÜZZAMAN ETRAFINDA 12 SORU-CEVAP

Prof. Dr. Metin Yiğit Hocamız Üstad Bediüzzaman etrafında zaman zaman tenkit konusu yapılan 12

PROF. DR. NİYAZİ BEKİ HOCAMIZLA İSLAMİ İLİMLER VE RİSALE-İ NUR ÜZERİNE

PROF. DR. NİYAZİ BEKİ HOCAMIZLA İSLAMİ İLİMLER VE RİSALE-İ NUR ÜZERİNE

Takdim Kıymetli ziyaretçilerimiz, değerli âlim Niyazi Beki Hocaefendi ile yaptığımız ‘san

LATİF ERDOĞAN BEY İLE RİSALE-İ NUR’UN İNŞA VE İHYA METODU ÜZERİNE-2

LATİF ERDOĞAN BEY İLE RİSALE-İ NUR’UN İNŞA VE İHYA METODU ÜZERİNE-2

-İzninizle başka bir soruya geçmek istiyorum. Bir yerde üstad şöyle diyor; “ey uykuda iken k

Sakın israf etmeyin, çünkü Allah israf edenleri sevmez.

En'âm, 141

GÜNÜN HADİSİ

Sehavet sahibi Allah'a yakındır, insanlara yakındır, cennete yakındır, cehennemden uzaktır. Cimri ise Allah'tan uzaktır, insanlardan uzaktır, cennetten uzaktır, cehenneme yakındır. Cahil sehavet sahibini Allah, cimri ibadet düşkününden daha çok sever."

Tirmizi, Birr 40, (1962)

TARİHTE BU HAFTA

*Fatih Camii Tekrar İbadete Açıldı(15 Nisan 2002) *Şeyhülislam İbn-i Kemal'in Vefatı(16 Nisan 2002) *Einstein'in Ölümü(18 Nisan 1955) *93 Harbi Başladı(19 Nisan 1877) *Miladi Takvime Göre Efendimiz'in(s.a.v) Doğumu(20 Nisan 571)

ANKET

Sitemizle nasıl tanıştınız?

Yükleniyor...

SİTE HARİTASI