PİSLİK VE TEMİZLİK
İstanbul'dan uzak kaldığım müddetçe bilhassa pire ve tahta kurusunun hasretini çekmiştim. Gerçi beni götüren vapurun süslü kamarasında yol arkadaşlarım sayısız hamam böcekleriyle ismini bilmediğim birtakım iğrenç kurtlardı. Fakat Marsilya'dan itibaren bütün dost haşerata bir müddet için veda etmek lazım geldi.
İstanbul'dan uzak kaldığım müddetçe bilhassa pire ve tahta kurusunun hasretini çekmiştim. Gerçi beni götüren vapurun süslü kamarasında yol arkadaşlarım sayısız hamam böcekleriyle ismini bilmediğim birtakım iğrenç kurtlardı. Fakat Marsilya'dan itibaren bütün dost haşerata bir müddet için veda etmek lazım geldi.
Paris, domuz eti yer, şarap içer ve Müslümanlığın emrettiği temizliklerin hiçbir çeşidini tanıyacak bir seviyeye henüz varmamıştır. Fakat buna rağmen, ne gariptir ki bu şehrin havası, keskin bir hela kokusu yerine, taze sonbahar güllerinin rayihasını andırır nebati, hafif, uçucu bir ıtır ile doludur. İnsan bağırsaklarının karanlıkları içinde kimyevi faaliyet gibi, Paris'in bütün kirli tahammuratı - her büyük şehirde olduğu üzere - beş duyudan hiç birisine aşikar olmaksızın, yeraltı yollarından birtakım uzak ve esrarengiz mansıplara dökülüp giderler.
Bu meyanda bit, tahtakurusu ve pire-içtimaî birer ayıp gibi - ortadan kaldırılmışlardır. Filitoks veya flit ilanlarına Paris'in hiçbir duvarı üzerinde tesadüf edemedim.
Fakat ne yalan söyleyeyim, Paris'te odaların tahtakurusuz ve yatakların piresiz oluşu, beni ilk günlerde rahatsız etmedi değil! Pisliği sevmemekle beraber, herkes gibi ta çocukluğumdan beri tanıdığım bu aziz aşinaların etrafımda eksikliği adeta hayatımın intizamını bir müddet için bozmuştu.
Artık geceleri ikide bir, bir iğne ucuyla dürtülerek uyanamaz ve zamanın seyrinden haberdar olamaz olmuştum. Bu kesintili uykular sayesindedir ki, senelerden beri geceleri kalkar, lambamı yakar, masanın önüne geçer ve uykum tekrar gelinceye kadar okurum, kitaplardan istifademin belki yüzde kırkını gecenin bu munis haşeratına medyunum. Piresiz Paris'te uykularım birer siyah kâbusa dönmüştü, sabahları gözlerimi hatırasız bir ölümden açıyor gibi olmuştum.
Her tarafta göze çarpan bu fiili temizliğe rağmen, Fransızca'da "bitli" sıfatının mevcut oluşu hayretimi celbetmişti. Fransızlardan bu garipliğin hikmetini sordum.
-Evet, dediler, bu kelimenin neye delâlet ettiğini bilmeden kullanırdık. Fakat Harb-i Umûmi'nin son senelerinde Paris içinde iki "bit" bulunabildi. Bu nadir yaratıkları hayvanat bahçesinde hayli müddet çoluk çocuğa teşhir ettiler. Tahtakurusu ve pireyi de ancak mamut gibi, nesli tükenmiş hayvan ırkları arasında tanırız."
Paris'ten döndüğümün ilk gecesi gözümü kapadıktan belküçük dostlarımın ortasıni yarım saat geçmeden, aşinalarımın ziyaretini haber veren bir acıyla uyandım. Sevimli bir pire, genç bir ceylan neşesiyle etrafımda sıçrıyor, bir tahta kurusu da gece mesai saatimin geldiğini haber vermek üzere, dost bir yürüyüşle yaklaşıyordu. Artık hayırsever küçük dostlarımın ortasındaydım. (1928)
Kaynak
Ahmet Haşim
Bize Göre
Anonim Yayıncılık
İst. 2017
Bu yazıya yorum yazın
Bu yazıya gelen yorumlar.
DİĞER YAZILAR
BİR ÇOCUĞU GÖZÜNDEN TÜRKİYEDE İLK SİNEMA GÖSTERİSİ

Türkiye'de ilk sinema gösterisi, İstanbul'da, Galatasaray'da, ünlü Sponek birahanesinde, Polony
PİSLİK VE TEMİZLİK

İstanbul'dan uzak kaldığım müddetçe bilhassa pire ve tahta kurusunun hasretini çekmiştim. Ge
ESKİDEN BÖYLEYDİ

Eskiden, özellikle bazı kadınlar arasında, sanki adını işitin¬ce, deliğinden başını çı
“BAŞBAKAN İRTİCALEN KONUŞACAK”

Bütün Dünya mecmuasının Mart 1948 sayılı nüshasında şöyle bir yazı var; “Eski başbaka
MEHMED AKİF NEYİ KASDETMİŞTİ?

Herc ü merc ettiğin edvâra da yetmez o kitâb... Seni ancak ebediyyetler eder istiâb.” Mehme
“EN BÜYÜK ÇİZMEYİ KİM GİYER?”

Yavuz Bülent Bakiler beyefendi 12. 08. 2020 günkü görüşmemizde ilkokul senelerine ait beni ço
TEBRİK KARTLARI

Sene 1965. Bir genel müdürlükte özel kalem müdür yardımcısıyım. Bayrama 10 gün var. Benim
BÜTÜN GECE ISLIK ÇALAN BİR YOLCU

1940’lı yıllarda bir Alman yolcu anlatıyor; “Geçen hafta başımdan garip bir vakıa geçti
“HAY ALLAHIM” DEDİRTEN BAZI HADİSELER

* Arizonalı bir adam kelepçelerle oynarken kendini kelepçeledi ve anahtarı bulamadı... Kendisin
ŞAŞIRTICI GERÇEKLER

Edwin L. Drake(1819-1880) 1859’da petrol arayanlara kızmış ve “kuyu açmaktan mı söz ediyor

Öğüt ver, hatırlat! Çünkü sen ancak öğüt vericisin. Onların üzerinde zorlayıcı değilsin.
Gâşiye, 21-22
GÜNÜN HADİSİ
Her insan hata yapar. Hata edenlerin en hayırlıları tevbe edenlerdir."
Tirmizi
SON YORUMLAR
- Teşekkürler. Sanırım Envar neşriyat idi.Tam hatırlayamıyorum.....
- Çok güzel bir çalışma Rabbım ilminizi arttırsın bu çalışmalarınızı...
- Merhaba, Ben Foliant yayınlarından uğur. Sizinle iletişim kurmak istiyoruz ...
- Selamünaleyküm bu değerli yazınızdan dolayı Ahmets kardeşimizi tebrik edi...
- Vesîkalara göre, doğum târîhi 13.01.1889 (1 Kânûnisânî 1304), vefât t...
- Açıklayıcı ve net ifadelerle bilgi verdiğiniz ićin siteye teşekkür eder...
- Hocam açıklamalarınız için gerçekten yürekten teşekkürler Hep oyunlar...
- Az önce rast gele aldığım bir hadis kitabında rastgele açtığım bir sayf...
- Rabbimiz gani gani rahmet eylesin…...
- Yahudi propagandası için uydurulmuş yalan bir hikâyeyi bu güzel siteye yak...
TARİHTE BU HAFTA
ANKET
Sitemizle nasıl tanıştınız?
Yükleniyor...