NİYAZİ ÖZSOY (1934 - )
Amasya, tıpkı Manisa ve Trabzon gibi şanlı Osmanlı Devletinin en güçlü, en icraatçı padişahlarının eğitilip yetiştirildiği önemli bir merkezdir. Amasya’da, toplam on üç şehzade valilik yapmış, devleti ve devlet yönetimini burada öğrenmişlerdir. Bunlardan;
Amasya, tıpkı Manisa ve Trabzon gibi şanlı Osmanlı Devletinin en güçlü, en icraatçı padişahlarının eğitilip yetiştirildiği önemli bir merkezdir. Amasya'da, toplam on üç şehzade valilik yapmış, devleti ve devlet yönetimini burada öğrenmişlerdir. Bunlardan; Yıldırım Bayezid, Çelebi Mehmet, II. Murad, Fatih Sultan Mehmet, II. Bayezid, III. Murad ve Amasya valiliği yapmasa da Amasya'da doğan Yavuz Sultan Selim devletin başına geçip padişah olmuş şehzadelerdir.
Araştırmalarımızın bir amacı da; şehirlerde, beldelerde ilkler, ilk ağabeyler kimlerdir öğrenmek ve bunları bulmak, onlarla konuşmaktır… Şehzadeler şehri Amasya'yı da hep merak ederdim; bu şehirde Hz. Üstad'ı gören bir şahid var mıydı acaba? Niyazi Özsoy Ağabey varmış… Hatıraları sadece Hz. Üstadı görmek, mübarek ellerini öpmek kadar kısa olsa da Amasya'yı atlamak olmazdı. Onun için Niyazi Ağabeyi de kitabımıza almaya karar verdik. Niyazi Özsoy, Amasya Risale-i Nur talebelerinin dua çeşmesi olarak, el'an hizmetlerin içinde idame-i hayat ediyor…
Niyazi Özsoy Anlatıyor:
Amasya'nın Yolyanı (Heniske) köyünde 7 Şubat 1934 tarihinde doğmuşum. Halen Amasya'da ikamet ediyorum. Askerliğimi yaptıktan sonra 1956'da Burdur, Isparta taraflarına çalışmak için gitmiştim. Bu vesileyle Isparta'da Üstad'ımız Bediüzzaman Said Nursi Hazretlerini tanımak, mübarek ellerini öpmek, Risale-i Nur kitaplarını orada almak, okumak nasip oldu bana.
Üstad'ın namını, şöhretini ilk defa Büyükalan köyünde duydum ben. Büyükalan, Burdur'un Çavdır ilçesinin bir köyüdür. Orada 70 yaşında bir Rasih Hoca vardı, imamlık yapıyordu. Rasih Hoca, 15-20 sene medrese tahsili yapmış, medrese mollası âlim bir adam... Ona bir gün ziyarete gitmiştik. Bediüzzaman adını ilk defa ondan duymuş oldum. Şöyle anlatmıştı Üstadı: "Ben o zatın arkasında namaz kıldım. Bir ikindi namazında üç kere tekbir aldı, üçünde de namaza başlayamadı. Dördüncü tekbirde ancak huzuru buldu. Sonradan öğrendik ki huzura geçmeden duramazmış namaza."
Zaman geçti, sene 1959… Isparta İmam Hatip Okulu'nda okuyan iki öğrenciyle tanıştım ben. Onlardan Üstad Bediüzzaman'ın Isparta'da olduğunu duydum. Benim de tayinim bu tarafa, memleketim Amasya'ya çıkmak üzere...
Aynı senenin Mayıs ayının son haftalarında Isparta'ya, o talebelere gittim ben. Onlardan 150 liralık kitap aldım. Sözler, Mektûbat, Lem'alar, Tarihçe-i Hayat gibi… O talebelere: "Siz bana bir adres verin, ben Üstad'a gedeceğim" dedim. Onlar: "Buyrun gidelim, görelim Üstad'ı" dediler. 15-20 dakika kadar yürüdük, Üstad'ın şimdi müze olan evine geldik. Baktım sağda bir kapı var, o tarafta bir adam bekliyor. Solda ise büyük ama çok büyük bir kapı daha var. Meğerse oraya taksi girip çıkıyormuş. Selam verdik o zata, "Kardeşim ziyaret için mi geldiniz?" dedi. "Evet" dedik. "Üstad kabul etmiyor, çok hasta, ben de on beş gündür bekliyorum burada" dedi. Sonra: "Fakat Üstad'ın başka bir tarafa gitmek için biraz sonra çıkma ihtimali varmış, bekleyin" dedi. Hakikaten 20 dakika kadar bekledik, hemen o büyük kapı açıldı, bir taksi çıktı. Biz hemen yanaştık. Üstad taksinin arka koltuğundaydı. Üzerinde yorgan vardı Üstad'ın. Yorgan eski, fakat çok temizdi, sarı renkli bir yorgandı. Demek tarihi bir yeri vardı yorganın. Üstad'ın göğüsleri, omuzlarına kadar örtülüydü o yorganla. Tarihçe-i Hayattaki sarık şekliyle kıyafeti aynen öyleydi Üstad'ın. Üstad konuşuyordu, dudağının kıpırdadığını görüyorum ben, ama hiçbir şey anlayamıyorum. Yaklaştım, yine bir şey anlayamadım. Sesi çıkmıyordu. Şoför dedi ki: "Üstad'ım Siirt'ten, Burdur'dan, Amasya'dan ziyaretçiler gelmiş" dedi. Şoför öyle deyince Üstad hemen elini çıkarttı taksiden. Ama baya hızlı çıkarttı. Mübarek elini öptük. Orada altı, yedi kişi vardık, hepimiz öptük elini. Üstad hakikaten hastaydı, çok hastaydı. O kadar…
Bu yazıya yorum yazın
Bu yazıya gelen yorumlar.
DİĞER YAZILAR
HASAN HALICI(1940 -)

Hasan Halıcı AÄŸabey, Risale-i Nur hizmetlerinin saffı evvellerinden Konyalı Sabri Halıcı’nÄ
HASAN BASRİ SARIÇAM

Berber Hasan Basri Sarıçam ağabeyimiz, Üstad Bediüzzaman Hazretlerini 1959 yılında Isparta’
HAMDİ SAĞLAMER

Hamdi Sağlamer Ağabey 1932 Samsun doğumludur. 1957 yılına kadar günahlarla dolu gayr-i İslami
HAFIZ MUSTAFA ERTÜRK (1906 – 1950)

Risale-i Nur’un lâhika mektuplarında onlarca kere adı geçen, yazdığı mektuplar Bediüzzaman
FİKRİ MERİÇ(1935 -2021)

Erzurumlu Fikri Meriç hocamız, Mehmed Kırkıncı hocanın da okuduğu medreseden icazet almış,
EŞREF EDİP FERGAN(1882-1971)

Eşref Edip Fergan, 1882 yılında Selanik’te doğdu. İkinci Meşrutiyetin ilanından sonra Mehme
AV. İBRAHİM ÜNLÜ(1942 - )

Bir dönem Risale-i Nur talebeleri amansız ve acımasız takip altındaydı... Nur’a gönül vere
ÂSİYE MÜLÂZIMOĞLU(1881-1981)

Risale-i Nur hizmetlerinin saff-ı evvel hanım kahramanlarından Âsiye MülâzımoÄŸlu, 1881 yılÄ
ALİ YILMAZ(1936 - )

1936 Isparta doğumlu Ali Yılmaz hocamız, senelerce muhtelif İmam Hatip Okullarında öğretmenli
ALİ SERT(1929 – 2017)

Ali Sert hoca efendi, 1929 yılında Hatay’ın Yayladağı ilçesinin Sungur köyünde doğmuştur
ALİ RIZA MUHLİS(1927 - 2016)

Ali Rıza Muhlis yaşına rağmen mükemmel bir hatip, hafıza tam yerinde... Davudi sesiyle etkiley
- ALİ RIZA ERTAŞ(1935 - )
- ALİ GÜL(1901-1984)
- ALİ BAŞOL(1933 – 2018)
- AHMED AVÅžAR
- AHMED ALTUÄž
- ABDURRAHİM KAYA(1932 - 2016)
- ZEKERİYA KİTAPÇI(1937-2021)
- YAŞAR (SAİD) KUL(1945 - )
- VAHDETTİN AKYIL(1938 -)
- TEVFİK DEMİREL(1941 - )
- ŞÜKRÜ ALTINTABAK(1943 – 2016)
- SAİD GECEGEZEN(1926 - 2016)
- REFET KAVUKÇU(1930-)
- RECEP UYSAL(1933 -)
- OSMAN AVNİ YÜKSEL (1889 – 1970)
- NİYAZİ ÖZSOY (1934 - )
- MÜNİRE ÖZDEMİR(1923 -)
- MUSTAFA FAHRİ ÜRÜNDÜL (1879-1944)
- MUSTAFA RAMAZANOÄžLU(1922 - 2017)
- MUSA YOLDAÅž(1939 -)
- MEHMED İMAN (1940 - )
- MAHMUT ÇALIŞKAN(1938 - 2016)
- İSMAİL KARAÇAM(1937 - )
- İSMAİL HAKKI ZEYREK(1935 -)
- İSMAİL GÜVEN(1937 – 2016)
- HÜSEYİN ABDULHADİ(1949 - )
- HEKİMOĞLU İSMAİL(1932 - )
- FEYZİ HALICI(1924-2017 )
- ERTUĞRUL KİREÇ(1946 -)

"Eğer şeytandan gelen kötü bir düşünce seni dürtecek olursa, hemen Allah'a sığın! Çünkü O, işitendir ve bilendir."
Fussilet, 36
GÜNÜN HADİSİ
Ebû Malik'in babası şöyle dedi: Ben Rasûlullah'(S.A.V.)den işittim, şöyle buyuruyordu:
"Her kim Allah'dan başka hak ilah yok eder, ve Allah'dan gayri ibadet olunan şeyleri tanımazsa onun malı ve kanı haram (dokunulmaz) olur. Hisabı da Allah'a aiddir."
(Müslim, Kitabu'l-İyman,37)
SON YORUMLAR
- 18. Lem'a.. 19 deÄŸil...
- selamun aleyküm keşke bunlar kitap olsa?...
- "Vettakullahe ve yuallimeküm" "Siz Allah'tan korkarsanız, takva sahibi olursan...
- İnşallah düşünüyoruz..Biraz mesafe girdi araya..Kitaplarımızdan uzak kal...
- S aleyküm abiler... Bir şey soracağım kızılicaz notlarimizin devamı yok m...
- Harika...
- Doğumundan başlasaydınź ölümüne kadar yazsaydınız benim için daha fayd...
- Paranın M kemal olan kısmını değil de ters tarafını kullansanız daha iyi...
- Rahmetüllahi aleyh Benim pederim ve Rahmetli molla Zahid hocam medresede son i...
- Yalancı şahitlik etmemek...
TARİHTE BU HAFTA
*Hac'da Tünel Faciası 1426 Ölü(2 Temmuz 1990)
*Cezayir İstiklale Kavuştu(3 Temmuz 1962)
*Barbaros Hayreddin PaÅŸa Vefat Etti(4 Temmuz 1546)
*İstanbul'da Matbaa Açılmasına Padişah İradesi(5 Temmuz 1727)
*Mukaddes Emanetler Sultan Selim'e Teslim Edildi.
ANKET
Sitemizle nasıl tanıştınız?
Yükleniyor...