Cevaplar.Org

KADER RİSALESİ ŞERHİ-19

. Kitab-ı Mübin-İmam-ı Mübin hakikatı Kur’an-ı Hakîm’de bu iki kavrama da yer verilmiştir. Bu iki kavramın yer aldığı ayetlerin siyak ve sibakından anlaşılıyor ki, “Kitab-ı Mübin” Allah’ın tekvini emirleri ve iradesinin unvanıdır.“İmam-ı Mübin” ise, Allah’ın emir ve ilminin bir unvanıdır. B


Niyazi Beki(Prof. Dr.)

niyazibeki@gmail.com

2021-07-15 10:07:11

2. Kitab-ı Mübin-İmam-ı Mübin hakikatı

Kur'an-ı Hakîm'de bu iki kavrama da yer verilmiştir. Bu iki kavramın yer aldığı ayetlerin siyak ve sibakından anlaşılıyor ki, "Kitab-ı Mübin" Allah'ın tekvini emirleri ve iradesinin unvanıdır."İmam-ı Mübin" ise, Allah'ın emir ve ilminin bir unvanıdır. Bu her iki kitabın unvanına işaret eden birer kader tecellisi vardır. Biri: Kitab-ı Mübinin varlığına işaret eden bedihî kader tecellisi.

Diğeri ise: İmam-ı Mübinin varlığından haber veren nazarî kader tecellisi.

Meselâ; bir çekirdekte, bir taraftan çok bedihî ve pek açık bir surette, Allah'ın irade ve tekvînî emirlerinin/işlerinin ünvanı olan «Kitab-ı Mübin»den haber veren ve işaret eden bedîhî bir kader tecellisi vardır. Diğer taraftan nazarî olarak emir ve ilm-i İlahînin bir ünvanı olan "İmam-ı Mübin"den haber veren ve remzeden bir kader tecellisi vardır. Bedihî kader, o çekirdeğin tazammun ettiği/içine aldığı ağacın, maddî keyfiyetleri ve vaziyetleri ve heyetleridir ki, sonra göz ile görünecek. Nazarî ise, o çekirdekte, ondan yaratılacak ağacın müddet-i hayatındaki geçireceği tavırlar, vaziyetler, şekiller, hareketler, tesbihatlardır ki, tarihçe-i hayat namıyla tabir edilen vakit-bevakit değişen tavırlar, vaziyetler, şekiller, fiillerdir ki, o ağacın dalları, yaprakları gibi intizamlı birer kaderî mikdarı vardır.

Demek ki, bedîhî kader: Her bir çekirdeğin, her bir habbenin/tanenin barındırdığı mahsulatının gerçekliğini ileride gözle görülecek şekilde ortaya koyacak olan kader tecellisidir. Nazarî kader ise; bir çekirdeğin, bir habbenin/tanenin barındırdığı ürünlerin, meyvelerin hayatları boyunca geçirdikleri merhalelerin toplamından ibaret olan tarihçe-i hayatını gösteren bir kader tecellisidir.

3-Eşyanın varlığından önce de sonra da hayat hikâyesi yazılıdır.

Yukarıda eşyanın var olmadan önce, çekirdek halinde iken tam teşekküllü varlık sahnesine çıkmak üzere, takip ettiği hayat evrelerinin kaderde yazılı olduğu hususu delillerle ispat edilmiştir.

Şimdi ise, varlık sahnesine çıktıktan sonra da herşeyin hayat hikâyesinin yazıldığına dair şöyle bir delil zikredilebilir: Âlemde "Kitab-ı Mübin" ve "İmam-ı Mübin"den haber veren bütün meyveler ve "Levh-i Mahfuz"dan haber veren ve işaret eden insandaki bütün kuvve-i hâfızalar, bu yazılıma birer şahiddir, birer emaredir. Evet, herbir meyve, bütün ağacın mukadderat-ı hayatı onun kalbi hükmünde olan çekirdeğinde yazılıyor. İnsanın geçen hayat hikâyesi ile beraber kısmen âlemin geçmiş hâdiseleri, onun kuvve-i hâfızasında öyle bir surette yazılıyor ki; güya hardal küçüklüğünde bu kuvvecikte kudret eli, kader kalemiyle insanın hayatı boyunca işlediği işlerin/yaptığı amellerin sahifesinden küçük bir sened istinsah ederek, insanın eline verip, dimağının cebine koymuş. Tâ, muhasebe vaktinde onunla hatırlatsın. Demek ki meleklerin yazdığı amellerin –mutlak adalet noktasında- bir sağlaması insanın kuvve-i hafızasıdır.

اقْرَأْ كَتَابَكَ كَفَى بِنَفْسِكَ الْيَوْمَ عَلَيْكَ حَسِيباً

"Kitabını kendin al oku! Hesabını görmen için sen yeterlisin" (İsra: 14) mealindeki ayet te sözkonusu gerçeğe işaret edilmektedir.

Bu konu aşağıda şöyle özetlenmiştir:

"Elhasıl: Madem en basit ve en aşağı derece-i hayat olan neba-tat hayatı, bu derece kaderin nizamına tâbi'dir. Elbette en yük-sek derece-i hayat olan hayat-ı insaniye, bütün teferruatıyla kaderin mikyasıyla çizilmiştir ve kalemiyle yazılıyor. Evet nasıl katreler, buluttan haber verir; reşhalar, su menbaını göste-rir; senedler, cüzdanlar, bir defter-i kebirin vücuduna işaret ederler. Öyle de: Şu meşhudumuz olan, zîhayatlardaki intizam-ı maddî olan bedihî kader ve intizam-ı manevî ve hayatı olan nazarî kaderin reşhaları, katreleri, senedleri, cüzdanları hükmünde olan meyveler, nutfeler, tohumlar, çekirdekler, suretler, şekiller; bilbedahe "Kitab-ı Mübin" denilen irade ve evamir-i tekviniyenin defterini ve "İmam-ı Mübin" denilen ilm-i İlahînin bir divanı olan Levh-i Mahfuz›u gösterir" (Sözler,470)

 ŞERH:

Yukarıdaki açıklamalarda İmam-ı Mübin, Kitab-ı Mübin ve Levh-i Mahfuz penceresinden kaderin varlığı gösterilmiştir. Bizzat gözle görülen maddi varlıkların durumlarından hareketle, kaderin manevi ve ilmî varlığı ispat edilmiştir. Mantık zincirinde yer verilen aklî karşılaştırmayı şöyle sürdürmüştür: Nasıl ki yere düşen yağmur damlaları, buluttan haber verir; sızıntlar su menbaını gösterir; senedler, cüzdanlar, bir büyük kütüğün varlığına işaret ederler. Öyle de: Şu gözle gördüğümüz meşhudumuz olan, canlılardaki maddî intizam, gözle görülen bedihî kaderin varlığına işaret eder.

Keza canlılardaki manevi intizam ve hayatın donanımları, nazarî kaderin varlığına işaret eder. Bunun gibi bir suyun sızıntıları, damlaları, insanların cüzdanları hükmünde olan meyveler, nutfeler, tohumlar, çekirdekler, suretler, şekiller; bilbedahe "Kitab-ı Mübin" denilen irade ve tekvînî emirlerin defterini ve "İmam-ı Mübin" denilen İlahî ilmin bir divanı olan Levh-i Mahfuz'u gösterir.

وَمَا تَكُونُ فِي شَأْنٍ وَمَا تَتْلُو مِنْهُ مِن قُرْآنٍ وَلاَ تَعْمَلُونَ مِنْ عَمَلٍ إِلاَّ كُنَّا عَلَيْكُمْ شُهُوداً إِذْ تُفِيضُونَ فِيهِ وَمَا يَعْزُبُ عَن رَّبِّكَ مِن مِّثْقَالِ ذَرَّةٍ فِي الأَرْضِ وَلاَ فِي السَّمَاء وَلاَ أَصْغَرَ مِن ذَلِكَ وَلا أَكْبَرَ إِلاَّ فِي كِتَابٍ مُّبِينٍ

"Yerde olsun, gökte olsun, zerre ağırlığınca bir varlık bile Rabbinin ilminden gizlenip kaçamaz. Ne bundan küçük, ne bun-dan büyük hiçbir şey yoktur ki, hepsi apaçık bir kitapta (Kitab-ı Mübinde) olmasın." (Yunus,10/61) mealindeki ayette Kitab-ı Mübine vurgu yapılmıştır.

إِنَّا نَحْنُ نُحْيِي الْمَوْتَى وَنَكْتُبُ مَا قَدَّمُوا وَآثَارَهُمْ وَكُلَّ شَيْءٍ أحْصَيْنَاهُ فِي إِمَامٍ مُبِينٍ

"Ölüleri diriltecek Biz'iz. Yaptıkları her şeyi ve bütün izlerini bir bir kaydeden de Biz'iz. Hülasa, her bir şeyi, apaçık bir kitap'ta (İmam-ı Mübinde) sayıp döken Biz'iz" (Yasin, 36/12) mealindeki ayette ise, İmam-ı Mübine dikkat çekilmiştir.

-Devam edecek-

Bu yazıya yorum yazın


Not: Yanında (*) işareti olanlar zorunlu alanlardır.

Bu yazıya gelen yorumlar.

DİĞER YAZILAR

Size yasak edilen büyük günahlardan kaçınırsanız, kusurlarınızı örteriz ve sizi ağırlancağınız şerefli bir yere yerleştiririz.

Nisâ, 31

GÜNÜN HADİSİ

"Kişi, dostunun dini üzeredir. Bu nedenle, kiminle dost olacağına dikkat etsin!"

Ebû Hureyre radıyallahu anh. Ebû Dâvud.

TARİHTE BU HAFTA

*Fatih Camii Tekrar İbadete Açıldı(15 Nisan 1772) *Şeyhülislam İbn-i Kemal'in Vefatı(16 Nisan 1534) *Einstein'in Ölümü(18 Nisan 1955) *93 Harbi Başladı(19 Nisan 1877) *Miladi Takvime Göre Efendimiz'in(s.a.v) Doğumu(20 Nisan 571)

ANKET

Sitemizle nasıl tanıştınız?

Yükleniyor...

SİTE HARİTASI