Cevaplar.Org

EBU HÜREYRE'YE YÖNELTİLEN ELEŞTİRİLER-1

Ebu Hüreyre'ye yönelik eleştiriler modern dönemde Oryantalistlerin tenkitleriyle gündemimize girmiştir. Ancak konu daha eski bir geçmişe sahiptir. Oryantalistlerden çok daha önce Sahabeye karşı menfi bir tavır takınan Mutezili, Rafizi ve Harici çevreler de Ebu Hüreyre'ye karşı saldırgan bir üslup kullanmışlardır.(1) Ancak bu hücumlar, günümüzde farklı bir


Metin Yiğit

metinyigit21@hotmail.com

2021-06-23 06:33:21

Ebu Hüreyre'ye yönelik eleştiriler modern dönemde Oryantalistlerin tenkitleriyle gündemimize girmiştir. Ancak konu daha eski bir geçmişe sahiptir. Oryantalistlerden çok daha önce Sahabeye karşı menfi bir tavır takınan Mutezili, Rafizi ve Harici çevreler de Ebu Hüreyre'ye karşı saldırgan bir üslup kullanmışlardır.(1) Ancak bu hücumlar, günümüzde farklı bir zemine taşınmış ve gerek doğuda gerekse batıda hadîs, sünnet ve Sahabe hakkında şüphe uyandırmaya matuf çalışmalar artmıştır. Yapılan propagandalar zamanla birçok kimseyi etkilemiş hatta Ehli Sünnet dairesi içerisinde yer alan bazı kimselere de sirayet etmiştir. Şimdi sırayla bu çevrelerin Ebû Hüreyre hakkındaki iddia ve ithamlarına bakalım. 1. Oryantalistlerin Ebu Hüreyreye Yönelttikleri Eleştiriler

Oryantalist Goldziher'in İslam Ansiklopedisi'nin 1. Cildinin 7. Sayısında Ebu Hüreyre'ye yönelik eleştirileri yer almaktadır. Konuyla başka çevrelerin de düşünce ve ithamlarını temsil ettiğini düşündüğümüz için bu eleştirileri kısaca ele alıp değerlendirmek istiyoruz.

Goldziher herhangi bir tarihi araştırmaya ya da ilmi bir delile dayanmayan açıklamalarında Ebu Hüreyre'ye çok sayıda itham yöneltmiştir. Söz konusu itham ve eleştirilerin hepsi hadis nakli bakımından onun güvenilir olmadığıyla ilgilidir. Goldziher'e göre Ebu Hüreyre hadis uydurmuş ve bunda hayli ileri gitmiştir. Ve bunu aşırı dindarlık ve dini duyguları nedeniyle yapmıştır. Goldziher'e göre, ondan bizzat hadis alanlar da onun aktardığı hadislerden kuşkulanmışlardır. Bu kuşkularını alaycı bir üslupla ifade etmişlerdir. Ebu Hüreyre en basit şeyleri etkileyici bir üslupla hadislerin içine yerleştirmiştir. Bu da onun şakacı bir ruh yapısına sahip olduğunu gösterir. Bu ruh yapısı, birçok kıssanın ortaya çıkmasına neden olmuştur.

Goldziher sözkonusu itham ve eleştirileri İslami kaynaklara dayandırmaya çalışmış böylece eleştirilerini yaldızlayıp halka bunların doğru olduğu intibaını vermek istemiştir. İzlediği yol ve yöntemde birçok hile ve yalana başvurmuş ve gerçekleri gizlemeye çalışmıştır. Biz iddialar üzerindeki perdeyi kaldırıp işin hakikatini ortaya koyacağız inşallah.

Oryantalistlerin ve aynı tutumu benimseyenlerin kötüledikleri Ebu Hüreyre, seçkin bir Sahabi olup en geniş manada hadis bilgisine sahip bir kimsedir. Sahabe arasında Abdullah b. Amr b. As haricinde ondan daha fazla hadis bilen yoktur.(2) Ebu Hüreyre'yi cerhetmek, onun aktardığı ve bize ulaşan ilim deryasını cerhetmek ve ortadan kaldırmak demektir. Bu çabanın altında korkunç bir ifsat vardır. Bu eleştirilerin doğru bir yönü olsaydı, bir nebze haklılık payı olabilirdi. Ancak bu eleştiriler tümüyle geçersizdir, hiçbir haklı yanı yoktur.

Buharî'nin belirttiğine göre Ebu Hüreyre'den sekiz yüz civarında Sahabi ve tabiîn âlimi hadis aktarmıştır.(3) Bu da onların Ebu Hüreyre'ye güvendiklerini gösterir. Eğer ona güvenmeselerdi, bu oranda bir müracaat olmaz ondan asla hadis alınmazdı. Dolayısıyla o, Sahabe ve hadisçiler nezdinde son derece güvenilir birisidir.

İbn Ömer: "Ebu Hüreyre benden daha hayırlıdır ve aktardığını daha iyi bilir, demiştir.

Aşere-i mübeşşereden biri olan Talha b. Ubeydullah'a neden Ebu Hüreyre kadar çok hadîs rivâyet etmediği sorulduğunda şöyle demiştir: "Şüphesiz Ebû Hüreyre, bizim Allah Rasûlü'nden duymadığımız şeyleri duymuştur. O, bizim bilmediğimiz şeyleri bilmektedir. Gerçek şu ki bizler ev ve aile sahibi zengin bir topluluk idik. Sabah-akşam Allah Rasülün'ün yanına varıp dönüyorduk. Ebû Hüreyre ise malı, ailesi ve evladı olmayan fakir bir kimse idi. Allah Rasülü'nden ayrılmaz, onun gittiği her yere giderdi. Şüphe yok ki o, bizim bilmediğimiz şeyleri bilip bizim duymadığımız şeyleri duymuştur. Bizden hiç kimse onu Allah Rasülü'ne yalan söylemekle itham etmiş değildir."(4) 

Nesâî ve Hâkim'in kaydettiğine göre adamın biri Zeyd b.Sâbit'e gelip ona bir şey hakkında soru sorar. Zeyd, ona: "Ebû Hüreyre'ye git" der ve Ebû Hüreyre'nin aldığı nebevî duayı ve ilimdeki üstünlüğünü aktarır.(5) 

Hâkim, Ubey b. Kab'ın onun hakkında şöyle dediğini rivayet eder: "Ebû Hüreyre Allah Rasûlü'ne [soru sormakta] cesurdu. Bizim sormaya cesaret edemediğimiz şeyleri sorardı."(6) 

Ebu Hüreyre hıfzı ve zabtı son derece kuvvetli bir Sahabidir. Buna alimler ve güvenilir hadisçiler de tanıklık etmişlerdir. Şafiî şöyle demiştir: "Ebu Hüreyre kendi zamanında hadis rivayet edenler içinde hafızası en güçlü olanıdır." A'meş Ebu Salih'in şöyle dediğini aktarmıştır: "Ebu Hüreyre Hz. Peygamber'in Ashabı arasında en büyük hadis hafızıydı."(7) Mervan'ın kâtibi Ebu'z-Zuayza'a şöyle demiştir: Mervan bir gün Ebu Hüreyre'yi yanına çağırttı ve kendisine hadis aktarmasını istedi. Mervan beni daha önceden divanın arkasına oturtmuştu. Ebu Hüreyre hadis aktarırken ben gizlice onun aktardıklarını yazıya geçirdim. Ertesi yıl Mervan yine ona haber gönderdi ve kendisine hadis aktarmasını istedi; bana da daha önce yazdıklarımdan takip etmemi söyledi. Neticede onun bir harf bile değişiklik yapmamış olduğunu gördük."(8)

İşte işin erbabı olan güvenilir alimlerin Ebu Hüreyre hakkındaki görüşü budur. Onun adil olduğuna inananlar, cerh edilmemiş güvenilir kimselerdir. Onu küçük düşürmek isteyenler ise âdil olmayan, değersiz kişilerdir. Böyle üstün ve işin mütehassısı olan âlimlerin övgüsünü kazanmış bir kimse için başkalarının sözü hiçbir önem taşımaz. Nitekim şair bu hususu şöyle ifade etmiştir:

Kavmimin iyileri benden razı olduktan sonra

Kavmin kötülerinin öfkesi devam ede dursun!

-devam edecek-

Dipnotlar

1-Bağdâdî, el-Fark beyne'l-Firâk, s.147 

2-Ebu Hüreyre, Abdullah b. Amr'ın kendisinden daha fazla hadis bildiğini söylemektedir. Ancak Abdullah b. Amr'dan bize intikal eden hadis sayısı Ebu Hüreyre'ye göre daha azdır. Bu durum şu şekilde izah edilmektedir: Hadis bilmek ile hadis aktarmak aynı şeyler değildir. Abdullah, Ebu Hüreyre'den daha fazla hadis bilmiş olabilir ancak Ebu Hüreyre gibi hadis aktarmayı meşguliyet alanı olarak seçmediği için ondan intikal eden hadis oranı sınırlı olmuştur. Saniyen Abdullah daha ziyade Taif ve Mısır gibi o dönem itibariyle taşra sayılan merkezden uzak yerlerde ikamet ettiği için kendisinden hadis rivayeti sınırlı olmuştur. Buna mukabil Ebu Hüreyre hadis erbabının uğrak yeri olan Medine'de ikamet etmiştir. Üçüncü olarak Abdullah b. Amr yapısı gereği ilim tedrisi ve hadis rivayetinden ziyade ibadetle meşgul olmuştur. Bu da ondan aktarılan hadislerin belli bir sınırda kalmasına sebep olmuştur. Dördüncü olarak Ebu Hüreyre diğer sahabilerden farklı olarak nebevi duaya mazhar olmuştur.

3-İbn Kesîr, el-Bidâye ve'n-Nihâye, 8/111; Askalânî, el-İcâbe, 7/202.

4- (Hâkim, el-Mustedrek, 3/512; Zehebî, Muhammed b. Ahmed (v. 748/1347), Telhîsu'l-Mustedrek, Mektebetu Matbûâti'l-İslâmiyye, Haleb, 1335, 3/512)

5- (Bkz. Nesâî, Ebû Abdirrahmân Ahmed b. Şuayb (v. 303/915), es-Sunenu'l-Kubrâ, (Thk. Abdulğaffâr Süleymân el-Bendârî, Seyyid Kisrevî Hasan), Dâru'l-Kutubi'l-İlmiyye, Beyrut İlm, nr: 5870, 1411/1991, 3/440; Hâkim, el-Mustedrek, 3/508) İbn Hacer, el-İcâbe'de bu hadisin sened bakımından sağlam olduğunu belirtir. (Askalânî, el-İsâbe, 3/204)

6-Hâkim, el-Mustedrek, 3/510; Ayrıca bkz. Zehebî, Telhîs, 3/510.

7- İbn Kesîr, el-Bidâye ve'n-Nihâye, 8/106.

8-Zehebî, Siyeru A'lâmi'n-Nubelâ, 2/431-432.

 

Bu yazıya yorum yazın


Not: Yanında (*) işareti olanlar zorunlu alanlardır.

Bu yazıya gelen yorumlar.

DİĞER YAZILAR

SAHABE DÖNEMİ İHTİLAFLARINDAN SÖZ ETMEK

SAHABE DÖNEMİ İHTİLAFLARINDAN SÖZ ETMEK

Ehl-i Sünnet âlimleri ihtiyaç olmadıkça Sahabe arasında baş gösteren anlaşmazlıklardan uza

“EHL-İ SÜNNET”İN ANLAMI ve KAPSAMI

“EHL-İ SÜNNET”İN ANLAMI ve KAPSAMI

Ehl-i Sünnet kavramı temelde "alem" yani belli bir fırkanın özel ismi ve ünvanı değildir. An

GÜVENİLİRLİK BAKIMINDAN İSLAM TARİHÇİLERİ

GÜVENİLİRLİK BAKIMINDAN İSLAM TARİHÇİLERİ

Aktardıkları bilgilere göre tarihçileri birkaç grupta değerlendirmek mümkündür: 1. Grup: G

İSLAM TARİHİ ESERLERİNİ DEĞERLENDİRMEDE ÖLÇÜLER

İSLAM TARİHİ ESERLERİNİ DEĞERLENDİRMEDE ÖLÇÜLER

Burada, İslâm ulemasının önde gelenleri ve muhakkik âlimler tarafından tesbit edilen ve İsl

İNSAN HÜRRİYETİ VE BEŞ TEMEL HAK

İNSAN HÜRRİYETİ VE BEŞ TEMEL HAK

Sosyal bir varlık olan insanoğlunun, topluluk olarak yaşaması, fıtratının bir gereğidir. Fer

MAĞDUR PADİŞAH: SULTAN İBRAHİM-2

MAĞDUR PADİŞAH: SULTAN İBRAHİM-2

Sultan İbrahim tahta çıkar çıkmaz başta Koçi Bey olmak üzere musâhipleri (özel danışmanl

MAĞDUR PADİŞAH: SULTAN İBRAHİM-1

MAĞDUR PADİŞAH: SULTAN İBRAHİM-1

Anadolu topraklarının bizlere vatan haline gelmesinde hizmeti geçmiş büyük tarihî şahsiyetle

PEYGAMBERLERİN MASÛM OLUŞU

PEYGAMBERLERİN MASÛM OLUŞU

Peygamberlerin masumiyeti konusu, çok yönlü bir konudur. Burada bizi ilgilendiren husus, peygambe

EBU HÜREYRE'YE YÖNELTİLEN ELEŞTİRİLER-6

EBU HÜREYRE'YE YÖNELTİLEN ELEŞTİRİLER-6

g. Ebu Hüreyre'nin Para Karşılığında Emevî Taraftarlığı ve Ali Aleyhtarlığı Yaptığı

EBU HÜREYRE'YE YÖNELTİLEN ELEŞTİRİLER-5

EBU HÜREYRE'YE YÖNELTİLEN ELEŞTİRİLER-5

e. Namazı Ali'nin Arkasında Yemeği Muaviyenin Sofrasında Yediği İddiası Ebu Hüreyre aleyhin

EBU HÜREYRE'YE YÖNELTİLEN ELEŞTİRİLER-4

EBU HÜREYRE'YE YÖNELTİLEN ELEŞTİRİLER-4

Sahabenin ve Bu Cümleden Olarak Hz. Aişe'nin Onun Rivayetlerini İhtiyatla Karşıladığı İddia

Araf suresi 164.ayet

"İçlerinden bir topluluk, "Allah'ın helâk edeceği, ya da çetin bir azapla cezalandıracağı bir kavme ne diye nasihat ediyorsunuz" dediği vakit, o uyarıda bulunanlar dediler ki; "Rabbiniz tarafından mazur görülmemiz için, bir de belki günahlardan sakınırla

GÜNÜN HADİSİ

Gece içinde öyle bir saat vardır ki, müslüman olan herhangi bir kimse, dünya ve ahiret hususlarında Allah'dan bir hayır isterken duasını ona denk düşürürse, Allah; muhakkak istediğini kendisine verir.

Müslim, Ravi[Cabir (r.a.)]

TARİHTE BU HAFTA

*Fatih Camii Tekrar İbadete Açıldı(15 Nisan 2002) *Şeyhülislam İbn-i Kemal'in Vefatı(16 Nisan 2002) *Einstein'in Ölümü(18 Nisan 1955) *93 Harbi Başladı(19 Nisan 1877) *Miladi Takvime Göre Efendimiz'in(s.a.v) Doğumu(20 Nisan 571)

ANKET

Sitemizle nasıl tanıştınız?

Yükleniyor...

SİTE HARİTASI