Cevaplar.Org

KADER RİSALESİ ŞERHİ-14

Bundan sonra gelen altıncı maddede, cüz’-i ihtiyarînin çekirdeğini teşkil eden ‘Meyelan” konusu şöyle açıklanmıştır:


Niyazi Beki(Prof. Dr.)

niyazibeki@gmail.com

2021-05-22 19:42:21

Bundan sonra gelen altıncı maddede, cüz'-i ihtiyarînin çekirdeğini teşkil eden 'Meyelan" konusu şöyle açıklanmıştır:

Cüz'-i ihtiyarînin üss-ül esası olan meyelan, Matüridîce bir emr-i itibarîdir, abde verilebilir. Fakat Eş'arî,ona mevcud nazarıyla baktığı için abde vermemiş. Fakat o meyelandaki tasarruf, Eş'ariyece bir emr-i itibarîdir. Öyle ise o meyelan, o tasarruf, bir emr-i nisbîdir. Muhakkak bir vücud-u haricîsi yoktur. Emr-i itibarî ise, illet-i tâmme istemez ki; illet-i tâmme vücudu için lüzum ve zaruret ve vücub ortaya girip ihtiyarı ref 'etsin. Belki o emr-i itibarînin illeti, bir rüchaniyet derecesinde bir vaziyet alsa, o emr-i itibarî sübut bulabilir. Öyle ise o anda onu terkedebilir. Kur'ân ona o anda diyebilir ki: "Şu şerdir, yapma!"

Evet eğer abd hâlık-ı ef 'ali bulunsaydı ve icada iktidarı ol-saydı, o vakit ihtiyarı ref' olurdu. Çünkü ilm-i usûl ve hikmette kaidesince mukarrerdir ki: "Bir şey vâcib olmazsa, vücuda gelmez." Yani, illet-i tâmme bulunacak; sonra vücuda gelebilir. İllet-i tâmme ise; ma'lulü, bizzarure ve bi'l-vücub iktiza ediyor. O vakit ihtiyar kalmaz.

Eğer desen: Tercih bilâ müreccih muhaldir. Halbuki o emr-i itibarî dediğimiz kesb-i insanî; bazan yapmak ve bazan yapmamak; eğer mûcib bir müreccih bulunmazsa tercih bilâ mü-reccih lâzım gelir. Şu ise, usûl-ü kelâmiyenin en mühim bir esasını hedmeder?

Elcevab: Tereccuh bilâ müreccih muhaldir. Yani: Müreccihsiz, sebebsiz rüchaniyet muhaldir. Yoksa tercih bilâ müreccih caizdir ve vaki'dir. İrade bir sıfattır; onun şe'ni, böyle bir işi görmektir.

Eğer desen: Madem katli halkeden Hak'tır. Niçin bana katil denilir?

Elcevab: Çünkü ilm-i sarf kaidesince ism-i fâil, bir emr-i nisbî olan masdardan müştaktır. Yoksa bir emr-i sabit olan hasıl-ı bi'l-masdardan inşikak etmez. Masdar kesbimizdir, katil ünvanını da biz alırız. Hasıl-ı bi'l-masdar, Hakk'ın mahlûkudur. Mes'uliyeti işmam eden birşey, hasıl-ı bi'l-masdardan müştak kılınmaz" (Sözler, 467-468)

ŞERH:

6.Burada özenle seçilmiş ve özellikle açıklanmış üç konu vardır:

a. İnsanların fiilleri özgür iradelerine bağlıdır.

Bu konu, ehl-i sünnetin kelâm ve akaid imamları olan İmam Eş'arî ile İmam Maturidi'nin görüşleri doğrultusunda açıklanmıştır. Her iki imamın da ehl-i sünnetin ortak paydasında yer almalarına rağmen, bu ortak paydayı zede-lemeyecek derecede ufak düşünce farkları da yok değildir. Bu noktalardan biri de insanın özgür iradesine temel teşkil eden nefsin 'meyelanı"dır. Maturidi mezhebine göre, bu meyelan vücud-u haricisi olmayan itibari bir şeydir ve bu sebeple de insanın eline verilebilir. Eş'ari mezhebine göre ise, meyelan itibari değil, vücud-u haricisi olan bir varlıktır. Bu sebeple de kulun eline verilmez. Kulun eline verilen şey meyelan değil, meyelandaki tasarruftur. İtibari olan da bu tasarruftur. Görüldüğü gibi, ehl-i sünnetin bu her iki mezhebine göre de insan iradesinin eline verilen yalnız itibari olan bir şeydir. İster meyelan ister meyelandaki tasarruf olsun, bunların harici vücutları olmayıp yalnız birer emr-i itibaridir. Hayali ve itibarî olan şeyler de hakiki olan şeylerinbulunmasına yardımcı olabilirler. Mesela; enlem dünyayı enine kesen paralel çizgilerdir. Yeryüzünü boylamasına dilimleyen hayali çizgilere de boylam adı veriliyor. Bulunduğumuz müşahhas/ somut bir konumu belirlemek için mücerret/soyut çizgilere ihtiyacımız var. Küresel bir yapıya sahip dünyada bulunduğunuz noktanın tam tersi bir yerde bulunan adresi, kişiyi veya aracı bulabilmemiz veya nokta atışı yerini tespit edebilmemiz için enlem ve boylam terim-lerine ihtiyacımız var. Enlem ve boylam değerleri sayesinde kesin bir adres belirlenebilir veya takip edilebilir.

Bu yüzdendir ki, enlem ve boylam için 'hayali rehberler' ifadesi kullanılmaktadır. Görüldüğü üzere, ehl-i sünnet âlimleri, harici vücuda sahip, yaratılmaya muhtaç hiçbir şeyi insanın eline vermiyor, bunları şirk olarak görüyorlar.

-devam edecek-

 

 

 

 

 

 

 

 

Bu yazıya yorum yazın


Not: Yanında (*) işareti olanlar zorunlu alanlardır.

Bu yazıya gelen yorumlar.

DİĞER YAZILAR

KADERLE ALAKALI BAZI ISTILAHLAR

KADERLE ALAKALI BAZI ISTILAHLAR

Cüz’-i İhtiyarî: 1.Lügat manası: İhtiyarî kısım, tercih edilen ihtiyarî parça, seçile

KADERİN MERTEBELERİ

KADERİN MERTEBELERİ

Kaderin dört mertebesi vardır: a. Olmuş, olacak ve olmakta olan bütün herşeyin Allah’ın

KADERİN KISIMLARA AYRILMASI

KADERİN KISIMLARA AYRILMASI

3.Muhtevası itibariyle Kaderin Çeşitleri: a). Bedîhî ve Nazarî Kader: Kader, dışa yansıyan

KADER

KADER

1. Lügat manası: Ölçüp biçmek, takdir etmek, bir şeyin sınırlarını tayin etmek. Kader,

KADER RİSALESİ ŞERHİ-23

KADER RİSALESİ ŞERHİ-23

“Elhasıl: Madem hayat, esma-i hüsnanın nukuşunu gösterir. Hayatın başına gelen herşey has

KADER RİSALESİ ŞERHİ-22

KADER RİSALESİ ŞERHİ-22

DÖRDÜNCÜ MEBHAS Eğer desen: “Birinci Mebhas’ta isbat ettin ki: Kaderin her-şeyi güzeldir,

KADER RİSALESİ ŞERHİ-21

KADER RİSALESİ ŞERHİ-21

Eğer desen: "Kader bizi böyle bağlamış. Hürriyetimizi selbetmiştir. İnbisat ve cevelana mü

KADER RİSALESİ ŞERHİ-20

KADER RİSALESİ ŞERHİ-20

Zikredilen delillerle varılan netice şöyle özetlenmiştir: “Netice-i meram: Madem bilmüşahe

KADER RİSALESİ ŞERHİ-19

KADER RİSALESİ ŞERHİ-19

. Kitab-ı Mübin-İmam-ı Mübin hakikatı Kur’an-ı Hakîm’de bu iki kavrama da yer verilmi

KADER RİSALESİ ŞERHİ-18

KADER RİSALESİ ŞERHİ-18

Üstadın aşağıdaki ifadelerinde bu hakkatlerin açıklaması vardır: “Hem herşeyin miktar-ı

KADER RİSALESİ ŞERHİ-17

KADER RİSALESİ ŞERHİ-17

ÜÇÜNCÜ MEBHAS: Kadere iman, imanın erkânındandır. Yani: "Herşey, Cenab-ı Hakk'ın takdiriy

Her can ölümü tadacaktır. Sonra bize döndürüleceksiniz.

Ankebut, 57

GÜNÜN HADİSİ

Kalbinde zerre miktarı iman bulunan kimse ateşten çıkacaktır.

Tirmizi, Sıfatu Cehennem 10, (2601)

TARİHTE BU HAFTA

*Fatih Donanmayı Haliç'e İndirdi.(22 Nisan 1453) *T.B.M.M. Açıldı.(23 Nisan 1920) *Yavuz Sultan Selim Padişah Oldu.( 25 Nisan 1512) *Çernobil Nükleer Faciası.(26 Nisan 1986) *Sultan II.Abdülhamid Han Tahttan İndirildi.(27 Nisan 1909)

ANKET

Sitemizle nasıl tanıştınız?

Yükleniyor...

SİTE HARİTASI