Cevaplar.Org

İSMAİL ÇETİN HOCAEFENDİ ÜSTADI ANLATIYOR-1

Takdim Kıymetli ziyaretçilerimiz Üstad Bediüzzaman’ın vefatının sene-i devriyesinde son devrin müdakkik ve muhakkik alimlerinden merhum İsmail Çetin Hocaefendi’nin Üstad hakkındaki bazı değerlendirmelerini “Şimdi” İsmiyle neşredilen hatıratından nakletmek istedim.


Salih Okur

nedevideobendi@gmail.com

2021-03-24 10:38:28

Takdim 

Kıymetli ziyaretçilerimiz Üstad Bediüzzaman'ın vefatının sene-i devriyesinde son devrin müdakkik ve muhakkik alimlerinden merhum İsmail Çetin Hocaefendi'nin Üstad hakkındaki bazı değerlendirmelerini "Şimdi" İsmiyle neşredilen hatıratından nakletmek istedim.

Hocamızın İslami ilimlere derin vukufuyla verdiği cevaplar gerçekten çok sarsıcı. Istifadeye medar olmasını dilerken, hem Üstad Bediüzzaman'a, hem de Semiyü'z Zebih İsmail Çetin hocamıza Cenab-ı Haktan rahmet diliyoruz. Dua ile. Salih Okur/cevaplar.org

Üstadı İlk Duyması

"Ben Üstadı önce eserlerinden tanıdım. Hocamız okutturur ve ders verirdi. Muhekamât, Sünuhat, Münazarat, Mesnevi-yi Nuriye ve Kızıl İcaz eserlerini okudum. Üstadı ziyaret etmeden önce ben onu felsefeci, mantıkçı filozof olarak biliyordum, diğer yönlerini bilmiyordum.

Üstadı Ziyareti

Üstad Bediüzzaman'ın dostlarından birisi, bir ehl-i tasavvuf aynı zaman da benim de hocam olan bir zat bana;

"Ben bir yere gideceğim, sen de gelir misin" dedi.

"Gelirim" dedim. Nereye gittiğimizi bana söylemedi. Üstadın evine gelinceye kadar bana söylemedi. Urfa'dan yola çıktık. Isparta'daki evine geldik. Kapıyı çaldık. İki talebesi kapıyı açtı ve ;

"Üstad hastadır, meşguldur" dediler. Biz orada dururken Üstad pencereden göründü ve eliyle "gelin" işareti yaptı.

İçeri girdik. Üstad oturmuştu. Üstad'ı görünce bende mecal kalmadı. Ne öyle bir adamı görmüştüm, ne de öyle bir bakış görmüştüm. Ne hangi mecliste olduğumu biliyorum ne de hafızam var. Beni getiren şahısla Üstad doğrulup kucaklaştı. O üstadın elini öptü, üstad da onun elini öptü. Birbirlerinin elini öptüler. Sonra Üstad beni göstererek;

"Ben bunu çok seviyorum" dedi ve bana bir bakış baktı ki, ben tepeden ayağıma kadar ter içinde kaldım. Daha elini tutmamıştım.

"Otur" dedi, oturdum. On dakika geçmişti ki;

"Anladım ki yaralısın. Ne faydaki ahir ömrümde bana geldin. Bu soruların cevabı nazari değil hâlidir. Ara bul erbâbını" dedi.

Daha sonra kimin aşiretinden olduğumu, kimin oğlu olduğumu sordu.

"Hacı Fettah sağ mıdır?" dedi. "Sağdır" deyince de, "selam söyle" dedi.

Ben odadan çıktım. Beni getiren hocamla biraz daha içeride konuştular. Dört saat sonra bir on dakika daha gördüm. Bundan başka da zatıyla bir görüşmem, istifadem olmadı. Ama eserlerinden hâlen istifade ederim.

"Üstad niye öyle söyledi?"

"Evvela; o cevap benim halime, hâlet-i ruhiyeme göre verilmiş bir cevaptır.

İkincisi; davet edenler iki çeşit olur. Bir kısmı Hakka davet ederler. Bir kısmı da kendisine, benliğe davet eder. Üstad ise benliğini hiç katmadan, karıştırmadan Hakka davet eden davetçilerdendir.

Anladık ki, felsefe ile yaralanmış bir akıl ve Hakkı arayan bir gönülden gelen bir soruya, kısaca bir cevap vererek arayışı durdurmak yerine, "bana ahir ömrümde geldin, aramaya devam et, erbabını bul" diyerek, daha fazla meraka ve araştırmaya sevk etmiş. Bir de ilave etmiş; "Bu soruların cevabı nazari değil hâlidir." Yani sadece akıl ve fikirle bu soruların cevabını bilmek yetmez. Kalple, ruhla, duygularla ve yaşamakla herbir uzvumuzu ve cevherimizi o yüce gayeye yöneltmekle o sorulara cevap vermek , bütün benliğimizi varoluş maksadımıza uygun hâle getirerek hâli bir cevap vermek gerektiğini hatırlatmış.

Üstad Kimdir?

"Siz bana Üstadı soruyorsunuz. Üstad cesedinden bir devletin korktuğu bir zattır. Bir devlet cesedinden korkuyorsa artık eserlerinden ne olacak? Atom, Atom.. 

Mutemed âlimlerin ittifakıyla Bediüzzaman müceddiddir. Tevhid ilminde bu vazifeyi görmüştür. Allahu Teala bu vazifeyi ona yüklemiştir. O da ifâ etmiştir.

Binaenaleyh bir avam dahi Üstadı dinlerse, Cenab-ı Hak onun kalbine Hakkı ilham eder. Hiç anlamazsa da...

Ama fıkıh konusunda ise Üstad kendisi de diyor; "Mizân-ı Kübra'ya müracaat et" diye. Mizân-ı Kübra dört mezhepte yazılmış İmam-ı Şarani'nin fıkıh kitabıdır.

Üstad tabir değiştirmiş, kalıbı değiştirmiş, ama mana ve hükmü değiştirmemiştir. Eşari ve Maturudi çizgisinden çıkmadan en izahlı, en hâlis bir şekilde Ehl-i Sünnet itikadını ortaya koymuştur.

Asrındaki muhataplarına usandırmaksızın , küstürmeksizin yol göstermiştir. Seleflerinden hiç kimseyi inkar etmemiş, küçük görmemiş ve hiçbirine ters düşmemiştir. "Mehdi, Deccal, şapka" gibi iki-üç mesele dışında tevil bile etmemiş, kendi fikrini, benliğini ortaya koymamıştır. Halbuki muasırı pek çok şahsiyet kendi fikirlerini, benliklerini, yorumlarını ortaya koymuşlar. Halkı Hakka davet ederken, kendi fikirlerine davet eden davetçiler olmuşlardır. Üstad ise halkı Hakka davet etmiştir, kendi fikirlerine değil..

Üstad Üç Konuda Zirvedir

"Üstad üç dalda zirvedir, minberdedir.

Bir; Felsefede zirvedir. Bugünkü felsefecilerin hayallerinin bile yetişemeyeceği noktalarda eserler ortaya koymuştur. Mantık ortaya koymuştur.

İki; Kelâmda zirvedir. Yeni kelamı, tevhidi eşşiz bir şekilde, herkesin anlayacağı bir üslupla takdim etmiştir.

Üç; Tasavvufta zirvedir. İrşada kâmil insan yetiştirmekte minberdedir. Tasavvufta zirvedir. Tasavvufun da net bir şekilde ortaya koymuştur. Bazı muasırları gibi inkara gitmemiş, yerli yerinde oturtmuştur.

-devam edecek-

Kaynak

Ahmed Mücteba Çetin, Şimdi; Hayatım, Hicretim, Dilara Basımevi, Isparta, 2020, Birinci Baskı

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Bu yazıya yorum yazın


Not: Yanında (*) işareti olanlar zorunlu alanlardır.

Bu yazıya gelen yorumlar.

DİĞER YAZILAR

De ki: "Onlardan ve her türlü sıkıntıdan sizi Allah kurtarır. Ama siz yine de O'na ortak koşuyorsunuz."

En'am, 64

GÜNÜN HADİSİ

Evlad ve Akrabalara İyilik

"Bir baba çocuğuna güzel ahlaktan daha üstün bir miras bırakamaz" [Tirmizi, Birr 33, (1953)]

TARİHTE BU HAFTA

*Şair Muhammed İkbal'in vefatı(21 Nisan 1938) *TBMM'nin açılışı ve çocuk bayramı(23 Nisan 1920) *Osmanlı-Rus Harbi(24 Nisan 1877) *Hudeybiye Gazvesi(26 Nisan 628) *II.Abdülhamid'in tahttan indirilmesi(27 Nisan 1909)

ANKET

Sitemizle nasıl tanıştınız?

Yükleniyor...

SİTE HARİTASI