Cevaplar.Org

TARİHİMİZİ GÜNÜMÜZE NASIL TAŞIYABİLİRİZ?

Sayın Sırma hoca, Önsöz’ünde şöyle yazmaktadır: “Gayemiz kitap yazmak değil, eski tarihimizi günümüze taşımaktır. Ta ki selefin yapmış oldukları güzel mücadeleyi taklit edelim, hatalarını bir de biz işlemeyelim!”


Seyda Musa Geçit Hocaefendi

musa_bazid04@hotmail.com

2020-12-22 09:56:02

Sayın Sırma hoca, Önsöz'ünde şöyle yazmaktadır: "Gayemiz kitap yazmak değil, eski tarihimizi günümüze taşımaktır. Ta ki selefin yapmış oldukları güzel mücadeleyi taklit edelim, hatalarını bir de biz işlemeyelim!"

"Hataları işlemeyelim" diye, sahabeler arasında vuku bulan hadiseleri günümüze taşıyan hocamız, bu yaklaşımıyla başka bir hataya düşmektedir. Çünkü başta İmam-ı Gazali olmak üzere, birçok İslam âlimi, sahabelerin arasındaki olayların anlatılmasını-ta'na ve buğza sebep olduğu için, haram kabul etmişlerdir.(1)

Şimdi birisi: "Onlar niçin anlatmışlardır" derse, biz de cevaben deriz ki; Onlar başkalarının kalbinde şüphe ve kin bırakacak şekilde değil, yapılan itirazlara akli ve nakli rivayetlere uygun yorumlarla anlatmışlardır.

"Hiç kimseye, sahabelerin noksanlıklarına delil getirecek, ta'na sebep olacak veya avamı onları ayıplamaya, sebbetmeye ve buna benzer fasid şeylere kışkırtacak şekilde, sahabeler arasında vuku bulan olayları zikretmek caiz olmaz."(2)

Sayın Sırma hocanın kaynaklarından birisi de İmam-ı Suyuti'dir. El-Müncid yazarı, Ferdinan Tütel, müslüman olmadığı halde, İmam Suyuti hakkında şöyle yazıyor: "Suyutî Tefsir, Hadis, Fıkıh, Nahiv, Meâni, Beyan, Bediî ve Lügat alanlarında çok mahir ve mütehassıs biridir. Kitapları beş yüze yakındır."

 الفضل ما شهادت به اللاعداء "Fazilet, (lehte ) düşmanların şehadette bulunduğudur!"

Sayın Sırma hoca, İmam Suyuti'nin tarihinden sadece, Hz. Muaviye aleyhindeki rivayetleri nakletmiştir. Lehindeki rivayetlere ise çok az yer vermiştir.

İmam Suyutî şunları da yazmaktadır: "Hz. Muaviye Peygamberimiz (s.a.v)'den yüz atmış üç hadis rivayet etmiştir. Sahabilerden İbni Abbas, İbni Ömer, İbni Zübeyr, Ebu Derda, Cerir el- Beceli, Numan b. Beşir (Allah hepsinden razı olsun) ve başkaları ondan hadis rivayet etmişlerdir. Hz. Muaviye akıllı ve halim sıfatlarla vasıflandırılmıştır."(3)

İmam Suyuti devamla: "Tirmizi hasen bir senedle Abdurrahman b. Ebi Umeyre'den rivayet etmiş, peygamberimiz buyurmuştur ki: "Allah'ım, O'nu (Muaviye'yi) hidayete erdiren ve hidayete eren kıl!"

İmam-ı Ahmet Müsned'inde, İrbad b. Sariye'den rivayet etmiştir, Peygamberimiz (s.a.v) Buyurmuştur ki: "Ey Allah'ım! Muaviye'ye kitap ve hisabı öğret. O'nu azaptan koru." Hz. Ömer buyurmuştur ki: "Bu, yani Hz. Muaviye Arapların Kisrası'dır.

"Hz. Ali de buyurmuştur ki: "Muaviye'nin emirliğini kerih görmeyiniz. Çünkü eğer O'nu kaybederseniz, birçok başın omuzlardan düşeceğini göreceksiniz." rivayetlerini nakletmektedir."(4)

"Hicri kırk üç senesinde Sicistan'dan Ruhaç, Barkat'tan Veddan ve Sudan'dan birçok memleketleri fethetmiştir. Hicri kırk beşte Kaykan, elli'de Kuhistan ve birçok memleketleri İslam diyarlarına kavuşturmuştur.(5)

Yukarıda zikrettiğimiz buna benzer birçok değerlendirmeleri İmam Suyuti'nin kitabında görmek mümkündür. Sayın Sırma ise, Hz. Muaviye lehinde olan İstanbul'un kuşatılması, O'nun vahiy kâtibi olması, Suriye cephesinde Bizans'a karşı cihada devam etmesi, Hz. Ömer'in O'nu Şam valisi olarak tayin etmesi ve O'nun Müslüman olmasından kaynaklanan birkaç rivayetten bahsediliyor.

Hz. Muaviye hakkındaki rivayetlerden daha çok O'nun aleyhindeki rivayetlere önem veren Sayın Sırma Hoca'nın bu yaklaşımı objektif olmaktan uzaktır.

Sayın Sırma da biliyorlar ki, tarihsel değerlendirmelerde, mantıki tutarlılık ve "objektif yaklaşım" esas alınmadığı zaman, hislerin ön plana çıkması muhakkaktır. Siyasi ve itikadi hassasiyet, tarihçilerin bir kısmını, tek yönlü (tarafgir) yaklaşıma itmiştir. Şüphesiz bu İslam'dan değil, müellifin tavır ve yaklaşımından kaynaklanmıştır."(6)

Evet, Sayın Sırma hocamız da, olayları tek taraflı olarak ele almış, Hz. Muaviye'nin lehindeki rivayetleri pek önemsememiştir.

-Devam edecek-

Dipnotlar

1-İmam Gazali, İhyai Ulumiddîn: C. 3, Sh.116. Said Havva, El-Mustahlis fi Tezkiyeti Enfüs: Sh. 376. Envar: C. 2, Sh. 313. Tuhfetu İbni Hacer: C. 9, Sh. 65. Beycurî: C. 2, Sh. 261.

2-İbni Hacer el Heytemi, Kitabu Tathir'il-Lisan: Sh.72

3-İmam Suyuti, Tarihul Hülefa: Sh.194

4-İmam Suyuti, A.g.e, Sh.195

5-A.g.e: Sh.196

6-Dr. İrfan Aycan, Saltanata Giden Yolda Muaviye B. Ebu Süfyan: Sh.15

 

 

Bu yazıya yorum yazın


Not: Yanında (*) işareti olanlar zorunlu alanlardır.

Bu yazıya gelen yorumlar.

DİĞER YAZILAR

ALLAH RASULÜNÜN MANEVİ ŞAHSİYETİ-2

ALLAH RASULÜNÜN MANEVİ ŞAHSİYETİ-2

Fahr-ı Kainat’a Nasıl Bakmalıyız: Kur’ân’da, “Muhakkak ki, Allah katında sizin en d

NURDAN VECİZELER-8

NURDAN VECİZELER-8

“Hakikaten mümin cennete layık ve kâfir cehenneme muvafık bir mahiyet kesb eder.” İzah: B

YIKILMAKTA OLAN ÜÇÜNCÜ MABET

YIKILMAKTA OLAN ÜÇÜNCÜ MABET

Kimi Yahudiler mecazen veya sembolik anlamda İsrail’e Süleyman Tapınağı makamında üçüncü

SAFVETÜ’T TEFASİR NOTLARI-27

SAFVETÜ’T TEFASİR NOTLARI-27

Nisa: 97: İbn Abbas’ın şöyle dediği rivayet olunur: “Müslümanlardan, İslam’ı hafife a

TACEDDİN TOPAL(1927-2020)

TACEDDİN TOPAL(1927-2020)

Taceddin Topal ağabeyimiz Isparta/Yalvaçlıdır. Yalvaçlılar O’na Taci Dede diye biliyor ve ö

SULTAN 2. BAYEZİD (1481-1512)

SULTAN 2. BAYEZİD (1481-1512)

1448’de Dimetoka’da doğdu. Fâtih Sultan Mehmed’in Gülbahar Hâtun’dan doğan büyük oğl

CENNET VE CEHENNEM SADECE MANEVİ DEĞİLDİR

CENNET VE CEHENNEM SADECE MANEVİ DEĞİLDİR

Cennet ve Cehennem iki yurttur; birisi sevaba birisi azaba, birincisi muttakilere, ikincisi kâfirle

AKSA TUFANI’NIN İSTİKBALDEKİ AKİSLERİ

AKSA TUFANI’NIN İSTİKBALDEKİ AKİSLERİ

De ki: " Bize iki güzellikten birinin dışında başka bir şeyin gelmesini mi bekliyorsunuz? Oy

ALLAH RASULÜNÜN MANEVİ ŞAHSİYETİ-1

ALLAH RASULÜNÜN MANEVİ ŞAHSİYETİ-1

Fahr-ı Kâinat Efendimiz, (Aleyhissâlatü vesselâm) Kur’ân’ı Mekkelilere tebliğe başladı

NURDAN VECİZELER-7

NURDAN VECİZELER-7

“İnkılab-ı hakikat olmaz. Nev'-i mutavassıtın silsilesi devam etmez. Tahavvül-ü esnaf, ink

Kim iyi bir iş yaparsa kendi lehinedir. Kim de kötülük yaparsa kendi aleyhinedir. Rabbin kullara (zerre kadar) zulmedici değildir.

Fussilet, 46

GÜNÜN HADİSİ

Yeryüzünde bir kötülük işlendiği vakit, ona şahid olan bunu takbih ederse (kötü olduğunu te'yid ederse), o kötülüğü görmemiş gibi zararından kurtulur. O kötülüğe şahid olmadığı halde, işittiği zaman memnun kalan kimse, sanki şahid olmuş gibi manen zarar

Ebu Davud, Melahim 17, (4345)

TARİHTE BU HAFTA

*Fatih Camii Tekrar İbadete Açıldı(15 Nisan 1772) *Şeyhülislam İbn-i Kemal'in Vefatı(16 Nisan 1534) *Einstein'in Ölümü(18 Nisan 1955) *93 Harbi Başladı(19 Nisan 1877) *Miladi Takvime Göre Efendimiz'in(s.a.v) Doğumu(20 Nisan 571)

ANKET

Sitemizle nasıl tanıştınız?

Yükleniyor...

SİTE HARİTASI