“GAYR-I MÜSLİMLER KÂFİR DEĞİLDİR” YANLIŞI
Muhterem Müslümanlar! Bu yazımızda Mustafa’nın 28. yanlışına ulaşmış oluyoruz. Kimi insanlar “kâfirler Müslümanları eziyorken Müslümanların birbiriyle uğraşması çok nahoş” diyebilir. Ancak unutulmamalıdır ki, Müslümanlar içerde birlik olmasalar, dışarda asla birlik olamayacaklar. Cırtlak ve çatlak sesler senfoninin ritmini bozuyor. Bu yüzden bu uygunsuz seslere akord ayarı vermek, senfoninin gidişatıyla uyumlulaştırmak gerekiyor.
Muhterem Müslümanlar!
Bu yazımızda Mustafa'nın 28. yanlışına ulaşmış oluyoruz. Kimi insanlar "kâfirler Müslümanları eziyorken Müslümanların birbiriyle uğraşması çok nahoş" diyebilir. Ancak unutulmamalıdır ki, Müslümanlar içerde birlik olmasalar, dışarda asla birlik olamayacaklar. Cırtlak ve çatlak sesler senfoninin ritmini bozuyor. Bu yüzden bu uygunsuz seslere akord ayarı vermek, senfoninin gidişatıyla uyumlulaştırmak gerekiyor.
Yıllar önce, güzide âlimlerden muhterem hocam Sadreddin Yüksel'i ziyarete gittiğimde, Süleyman Ateş'e çok kızdığını görmüştüm. Ateş de İslâmoğlu gibi "gayrı müslimler cennete gidebilirler" diyordu. Sadreddin Hoca, kızgın haliyle şöyle diyordu: "Galiba Süleyman Ateş'in gayrı müslim dedeleri vardır da onları aklamaya, ucuzundan cennete götürmeye çalışıyor."
Biz rahmetli Ahmed İslâmoğlu'nu iyi bir Müslüman olarak biliriz; onun dedelerini aklama telaşı yoktu ve hesap günü için kendi hesabıyla meşguldü. "Kur'an bize yeter" diyenler, Kur'an'a aykırı olarak gayrı müslimleri aklamaya çalışıyorsa, savundukları kimselerden rüşvet almışlardır demektir. Çünkü hiç kimse imanını riske atarak, Kur'an'ın kâfir olarak nitelediği kesimleri savunmaya girişmez. İmanını riske atan kesinlikle yatırımını dünyevi bir kazanca yapmıştır.
İşte Kur'an'ın kafir tarifi:
إِنَّ الَّذِينَ كَفَرُوا مِنْ أَهْلِ الْكِتَابِ وَالْمُشْرِكِينَ فِي نَارِ جَهَنَّمَ خَالِدِينَ فِيهَا أُوْلَئِكَ هُمْ شَرُّ الْبَرِيَّةِ
"Şüphesiz, gerek Ehli Kitaptan ve gerekse müşriklerden Allah'ı inkâr edenler, cehennem ateşindedirler; onlar orada ebedi olarak kalıcıdırlar." (Beyyine, 6) Bu âyetin yorumu Beydavi tefsirinin şerhi Şihab'da ve Nesefi tefsirinin şerhi İklil'de ittifakla şöyle geçer: "Bu âyetin kapsamının genel olduğu apaçıktır. Böylelikle şirk küfürden daha özel bir konumdadır."
Ayrıca Beydavi aynı âyeti şöyle yorumlamıştır: "Ehli Kitap, Yahudi ve Hristiyanlardır. Çünkü onlar Allah celle celaluhu'nun sıfatları konusunda iman esaslarını çiğneyerek küfre girdiler."
Zemahşeri ise, "kâfirler iki kısımdır: Ehli Kitap ve putperestler." demektedir. Keşşaf'ın bu ibaresine göre putperest kısmına animistler, ateistler, deistler ve birçok yeni-eski şirk ekolleri girmektedir.
Diğer bir âyette kâfir-Müslüman ilişkileri şöyle ele alınmıştır:
مَّا يَوَدُّ الَّذِينَ كَفَرُواْ مِنْ أَهْلِ الْكِتَابِ وَلاَ الْمُشْرِكِينَ أَن يُنَزَّلَ عَلَيْكُم مِّنْ خَيْرٍ مِّن رَّبِّكُمْ
"Ne Ehl-i Kitaptan olan kâfirler ve ne de müşrikler, Rabbinizden sizin üzerinize bir hayrın inmesini isterler." (Bakara: 105) Ayette görüldüğü üzere, kâfir ve müşrikleri ucuzdan cennete göndermenin Müslümanlara bir faydası yoktur. Hal böyleyken İslâmoğlu'nun onlara rüşvet verip Avrupa'daki çıkarlarını korumaya çalışması veya onlardan rüşvet alıp Müslüman mahallesinde salyangoz satmasının ümmete hiçbir yararı yoktur.
Şayet Hz. Peygamber (s.a.v.) Medine'den sürgün ettiği gayrı müslim Yahudilerin cennete gireceklerine dair bir umudu olsaydı, onları asla sürgün etmezdi. Kur'an bu sürgün olayını şöyle anlatır:
هُوَ الَّذِي أَخْرَجَ الَّذِينَ كَفَرُوا مِنْ أَهْلِ الْكِتَابِ مِن دِيَارِهِمْ لِأَوَّلِ الْحَشْرِ
"Kendilerine Kitap verilenlerden inkâr edenleri ilk sürgünde kendi yurtlarından o çıkardı." (Haşr, 2) Keşşaf tefsirinde Zemahşeri bu âyetin tefsirinde "inkâr edenler" ibaresinin bir cins isim olduğunu ve "Kitap Ehli ile müşrikler"i kapsadığını söylemektedir.
Allah'ın selamı ve hidayeti hepimizin üzerine olsun.
Kardeşiniz Molla Musa Celali
Bu yazıya yorum yazın
Bu yazıya gelen yorumlar.
DİĞER YAZILAR
De ki: "Onlardan ve her türlü sıkıntıdan sizi Allah kurtarır. Ama siz yine de O'na ortak koşuyorsunuz."
En'am, 64
GÜNÜN HADİSİ
"Kelimetan hafifetan alellisan. Sakiyleten filmizan. Habiybetan ilerrahman: Subhanellahi ve bi hamdihi, subhanellahi'l-azim."
"İki kelime vardır ki, dile hafif, mizanda ağırdırlar: Sübhanellahi ve bi hamdihi, sübhanellahi'l-azim." (Buhari, Deavat: 11/175)
SON YORUMLAR
- Fıtrat, namaz, tevafuk, sırlar ve tüm bunların sahibi zişanı İlahi kusur...
- Selamünaleyküm İnternette mütalaalı risale i nur dersleri diye arama yapt...
- bu kıymetli yazıdan dolayı ahmed izz kardeşimize teşekkür ederiz çok mani...
- selamün aleyküm Ahmed kardeşimizi tebrik ediyor ve bu faideli tercümelerin...
- Yanında okuyan diğer öğrencileri; Molla Muhammed Kasori Molla Muhammed Era...
- Benim merhum babam Molla İbrahim Azizi de onun yanında icazeti tamamlamıştı...
- Teşekkürler. Sanırım Envar neşriyat idi.Tam hatırlayamıyorum.....
- Çok güzel bir çalışma Rabbım ilminizi arttırsın bu çalışmalarınızı...
- Merhaba, Ben Foliant yayınlarından uğur. Sizinle iletişim kurmak istiyoruz ...
- Selamünaleyküm bu değerli yazınızdan dolayı Ahmets kardeşimizi tebrik edi...
TARİHTE BU HAFTA
*Evliya Çelebi'nin Doğumu(25 Mart 1611) *Edirne'nin İşgali(26 Mart 1913) *Ahmed Cevdet Paşa'nın Doğumu(27 Mart 1822) *Fatih Sultan Mehmed'in Doğumu (30 Mart 1432) *Lâleli Camii'nin Temeli Atıldı (31 Mart 1760)
ANKET
Sitemizle nasıl tanıştınız?
Yükleniyor...