Cevaplar.Org

İSLAMİ ARAŞTIRMALAR-Sadreddin Yüksel-Madve Yayınları


Salih Okur

nedevideobendi@gmail.com

2002-09-16 02:17:53

Arapça'da kâfir kelimesi; örten, gizleyen manasına gelir. sh:9

• İnsanın en doğru tarifi şu olsa gerek: "O,inanan canlıdır."sh:10

• Hakim olan görüşe göre icmaın sadece sahabe-i kiram tarafından yapılması şart değildir. sh:24

• Kıyasın delili:"İşte ey akıl sahipleri ibret alın"(Haşr-2) ayetidir. Ayetteki "fatebiru" kelimesinin mastarı olan itibar; bir şeyin benzeri şeye hamledilmesidir.

• Hz.Ömer, valisi Ebu'l Musa el Eşari'ye yazdığı mektupta şöyle demişti: "Emsal olanları ve birbirine benzeyenleri öğren, bazı meseleleri birbiriyle kıyasla. sh:31

• Vahyin çeşitleri:

1-Kul ile Allah arasındaki karşılıklı muhavere(Hz.Musa'ya olduğu gibi)

2-Sadık rüya

3-Cebrail'in getirdiği vahy: Vahyin en meşhuru olan bu vahy çeşidine vahy-i celi(açık vahy) denir. sh:33

• Hişam oğlu Haris, Resulullah aleyhisselam'a sordu: Ya Resulullah vahy nasıl ve ne şekilde sana gelir? Resulullah dedi ki: "Bazı vakitlerde bir çıngırak sesi gibi gelir. O benim için vahyin en çetin kısmıdır. O kesilir kesilmez, ben meleğin söylediklerini hıfzettiğimi görürüm. Bazen de Cebrail bir insan suretinde benimle konuşur. Ben de onun söylediklerini hıfzederim." Hz Aişe dedi ki: Peygambere vahy geldiği zaman en soğuk günde bile görürdüm ki onun alnından ter dökülürdü." Buhari-sh:34-35

• Hipnotizma yoluyla bile bir insana bir sürü bilgi aktarılabilirken, bir melek bir nebiye kalbi tamamen hıfzedecek şekilde bazı ayetleri aktarmasın? sh:38

• Bazı müsteşrikler Hz.Nebi(sav) hakkında –hâşâ-"İsterik bir kimse idi. Hayaller görüyordu demişlerdir. Hâlbuki

1-İsteri hastalığı ağır belirtilerle meydana gelir. Tepinmek, titremek ve bağırmak, yüksek sesle ağlamak gibi. Bunlar hiçbir zaman Muhammed aleyhisselam'da görülmemiştir.

2-İsteride sayıklama sadece nöbet sırasında görülür. Hasta şuuru yerine geldiğinde bir şey hatırlayamaz. Allah Resulünde(sav) durum tam tersi idi.

3-İsteride görülen şeyler korkunç, asılsız hayallerdir. İsteride hiçbir hezeyan görülmemiştir ki, hedefi fazilet ve hidayeti yaymak olsun. sh:44-45

• "Cenab-ı Hak Hz.Muhammed(asm)'ı tabiat kanunlarını bozan harikalarla göndermedi. Ona hikmetli sözler, hakkı gerçekleştirmek, batılı yok etmek, irşad ve güzel hasletleriyle ruhlara ve akıllara hâkim olmak gibi mucizeler verdi."sh:46

• Allame Nedim-ül Cisr "İlim Ve Felsefe Gözüyle İslam" adlı eserinde diyor ki: "Mucizeler tabiat kanunlarına aykırı metafizik hadiselerdir. İlim hiçbir vakit mucizeyi izah edecek bir tabiat kanunu keşfedemez."sh:48

• "Mademki, Allah tabiat kanunlarının Halıkıdır. O halde, onların dışına çıkmaya da kadirdir."sh:51

• Muharref İncillere göre Allah birdir ama üç unsurdan müteşekkildir;

Baba, oğul, Kutsal Ruh... Hepsi de ezelidir(!) Fakat baba kendiliğinden vardır. Oğul ondan var olmuştur. Ruh da her ikisinden... sh:54

• Üçlü Allah'a inanma fikri İseviliğe eski dinlerden girmiştir:

Hint dinlerine göre: Allah Brahma,Fişno ve Sifa'dan müteşekkildir.

Eski Ä°ran'da: Ormust, Ahrimen ve Mitra'dan

Eski Mısır'da:Oziris, İsis ve Horos'tan...Sh:55

• Larausse-19. asır adlı Fransız ansiklopedisinde yazdığına göre miladi 2. asırda yaşamış Coston Marşir adlı bir tarihçi diyor ki: "Kilise'de benim zamanımda İsa'nın insan olduğuna inanan bir çok iman sahipleri vardı. Fakat sonradan Hıristiyan dinine müşrik milletlerden girenlerin sayısı çoğalınca, o dinde pek çok garip ve yabancı inançlar meydana geldi."sh:56

• İmam Gazali diyor ki: "Halk(İnsanlar) Hz.Muhammed'in(sav) risaleti hususunda 3 grupta toplanabilir:

1-O Risaleti hiç duymamış olanlar, bunlar ehl-i necattır.

2-Duyup çeşitli sebeplerle red edenler. Muaheze edilirler.

3-Sadece adını duymuş, fakat hakiki sıfatları kendisine ulaştırılmamış gruptur. İmam'a göre bunlar da birinci gruba dâhildir. sh:60

• "İslam'ın zuhur ettiği asırda kölelik bütün milletlerde pek yaygın bir müessese idi. Çünkü o, yapılan savaşların tabii mahsulüdür."sh:61

• "İslam dini köleleştirmeyi men etmedi. Fakat sahasını da oldukça daralttı."sh:65

• Gustave Le Bone "Arap Medeniyeti" adlı eserinde diyor ki: "Gerçek şudur ki, Müslümanlardaki kölelik Hıristiyanlardaki kölelikten tamamen ayrıdır."sh:65

• "İslam'da kölelerin azad edilmesi o kadar teşvik edilmiştir ki, her düşünen 'İslam köleliğin varlığından müthiş bir nefret duyar.' kanaatine varır."sh:65

• Hz.Ali'nin rivayetine göre Allah Resulü(asm): "Köleleriniz hakkında Allah'tan korkunuz." buyurmuştur. Ebu Davud,Nesai

• Buhari'nin bir rivayetinde ise "Köleleriniz, kardeşlerinizdir" diyor. sh:68

• İbn-i Ömer'in rivayeti ise şöyle: "Kim kölesinin yüzüne bir tokat atsa veya onu dövse onun keffareti, köleyi azad etmesidir."İmam Ahmed-Müslim-Ebu Davud

• İslam köleliği birden kaldırmadı. Çünkü bu, zamana bağlı, milletler arası bir mesele idi. Ama onun yollarını daralttı. Ve kölelik müessesinin zamanla ortadan kalkması için hürriyete kavuşturmayı teşvik etti. sh:71

• Faizin yasak edilmesi tedrici bir surette dört aşamalı olarak oldu:

1-Rum:39

2-Nisa:160

3-Âl-i İmran:130

4-Bakara:278–281

• Alman iktisat doktoru Şaht diyor ki:"Faiz düsturunun hiç şaşmaz ve aynı zamanda pek kötü bir sonucu vardır. Zamanla servet, azınlığı teşkil eden bir zümrenin elinde toplanır. Mal ve servetten mahrum kalmış milyonları aşan çoğunluk her şeyi ellerinde bulunduran birkaç kişinin kölesi olur."sh:80

• Erkekle kadının toplum hayatında ihtilatı iki şeyden birini sebebiyet verir:

1-Ya şehevani hisleri alabildiğince azgınlaştırır.

2-Cinsi hislerin soğumasına sebebiyet verir. sh:89

• Cinsi soğukluk iki şeye sebebiyet verir:

1-Cılız, cüce ve geri zekâlı bir nesil türemesi

2-Cinsi sapıklığın yaygınlaşması. sh:89

• "Bu asrın medeniyeti bir faciadır doğrusu. Zira bu medeniyette daima, batıl hakkın kisvesine bürünür. Rezalette fazilet şeklinde ortaya atılır. Nice işler vardır ki, onun iç yüzü tamamen behimi şehvetlerden ibarettir. Fakat gel gör ki, medeni bir kemal ve insani bir yükseklik sayılır."sh:94

• Kadını süsleyen her şey kadının ziynetidir. İster yaradılıştan olan,

yüz, vücut, saç güzellikleri vs. ister suni olarak elbise, takı, gerdanlık gibi..Kadın bunların tamamını namahreminden gizlemekle mükelleftir.sh:98

• Kadının elbisesi:

1-Kur'an'ın istisna ettiği hariç, onun bütün vücudunu örtmeli

2-Saydam, şeffaf olmamalı

3-Vücudu hatlarını belli etmeyecek kadar geniş ve bol olmalı

4-Erkeklerin elbisesi olmamalı

5-Gayr-i Müslimlere has olmamalı. sh:99–100

• "İslam'ın gayesi hem içte, hem de dışta Müslümanlara müstakil şahsiyet kazandırmaktır".sh:100

• Muta nikâhını uygulayana verilecek ceza tekdir, yani şiddetli azardır. O'na had vurulamaz. Çünkü sonradan dönmesine rağmen İbn-i Abbas ona cevaz vermiştir. Hadis ise açıktır: "Hadleri şüpheler yüzünden kaldırın" sh:101

• Müslim'in Sebre'den rivayetine göre Mekke fethi sırasında muvakkat nikâha cevaz verilmiş, ordu daha Mekke'den ayrılmadan bu ruhsat kalkmıştır. sh:102

• İbn-i Mace rivayeti şöyledir: "Ben muvakkat nikâh için size izin vermiştim. Haberiniz olsun, Allah onu kıyamete dek yasak etti" sh:102

• Nisa 24'teki "istimta" kelimesi ile ilgili Sebre diyor ki: "Biz istimtaı evlenmek manasına kullanır"sh:105

• Allame Serahsi Mebsut adlı eserinde diyor ki: "Muhammed bin Hanefiye, Hz.Ali'den rivayeten diyor ki: "Hayber gününde Peygamber

(asm)'ın dellalı şöyle bağırıyordu: "Dikkat edin Allah ve Resulu sizi muvakkat nikâhtan men ediyorlar." sh:103

• İnsan vücudunda hiç bozulmayan ve çürümeyen saydam, temel bir parça vardır. Kabir ahvali bu parça ve onunla temas halindeki ruhadır. sh:111

• Kur'an'a tam ve hakiki bir tercüme yapılamaz. Zira beşeri zekânın mahsulü olarak beşerin ağzından çıkan dar kelime ve cümleler genişlik ve zenginlik bakımından, insan ilminin hududunu aşan ilahi kelime ve cümlelerin yerlerini tutamaz."sh:112

• "Lisan-ı Arabî'den maada hiçbir lisan, Kur'an'daki harikalı belagatın yükünü taşıyamaz."sh:113

• "Kur'an'ın lisanından başka bir lisan Kur'an'ın inceliklerini muhafaza edemez."sh:116

• Arapça da hasr edatı iki tane:

1-Ä°nnema(Muhakkak ki)

2-İlla(Olumsuzluk, nefy)...innema muhatabın evvela bildiği hükümlerde kullanılır. İlla ise bilmediği hükümler daha önce bilmediği hususlarda).sh:117

• Cinler, akıl sahibi, şuurlu, çoğalan insanlar gibi imtihana tabii mahlûklardır. sh:129

• Cinler insanın vücuduna zarar verebilir. Bu ayet, ehadis ve çeşitli müşahade ile sabittir. sh:132

• İmam Ahmed bin Hanbel'in oğlu Abdullah, babasına soruyor: "Baba bazı kimseler saralı insanın vücuduna giremez diyorlar" İmam şu cevabı veriyor: "Onlar yalan söylüyorlar. Girer ve hastanın ağzıyla konuşur " diye cevap veriyor. sh:132–133

• Allame İbn-i Kayyım Zad'ül Mead 'de diyor ki: "Sara iki çeşittir. Birisi: süfli ve kötü ruhların tesiriyle meydana gelir. Diğeri de, vücutta bulunan dört sıvı maddenin dengesinin bozulmasından veyahut sair hastalıklardan veya insanın düşünme gücüne tesir eden kederden doğar."sh:133–134

• Eşariler, Malikiler ve Hanefilerden bazı muhakkik âlimlere göre ehl-i fetret putlara tapsa dahi ehl-i necattır. Uhrevi mesuliyeti yoktur. sh:139

• Allame Bennani Cemül Cevami haşiyesinde diyor ki: "Bazı ehl-i fetretin azapta olduğunu ifade eden hadisler ahadi hadislerdir. Ahadi hadisler ise ehl-i fetretin kurtuluşunu bildiren nassların kesinlikleri karşısında bir mana ifade edemez."sh:140

• Ortaçağda "Dirominis" adlı bilgin "Gökkuşağı sanıldığı gibi Allah'ın kullarından intikam almak için eline aldığı bir savaş yayı değil, güneş ışınlarının havadaki yağmur damlacıklarında kırılmasının eseridir." dediği için ölüm yolu hapse mahkûm edilmişti. sh:153

• Engizisyon mahkemesi, filozof İbn-i Rüşd'ün yetiştirdiği talebelerin Avrupa'da bilhassa Fransa ve İtalya güneylerinde giriştikleri ilmi hareketlerini önleme gayesiyle Torguemeda adlı bir rahibin talebi üzerine kurulmuştu. sh:153

• 1481–1499 tarihleri arasında Engizisyon mahkemeleri 12 bin civarında ateşte yakma, 7 bin civarında asılarak idam, 97 bin civarında muhtelif cezalar vermiştir. sh:172

• Logaritmayı bulan Harzem'li Mahmud'dur.sh:172

• Büyük merceklerle ilgili ilk çalışmalar İbn-i Heysem'e ait. Saat sarkacını ve güneş saatini ilk kullanan Kahire'de astronomi medresesini kuran İbn-i Yunus'tur. sh:172-173

• Fransız şarkiyatçı Gauiter diyor ki: "Müslümanlar bize kitabın, barutun ve pusulanın nasıl yapıldığını öğrettiler. Eğer İslam medeniyetinden elimize geçen bu değerli terekeler terakki ve kalkınmamıza destek olmasaydı, acaba terakki ve kalkınmamız gerçekleşebilir miydi?"sh:173

• Kağıt ilk olarak Semerkand'da kullanıldı. sh:173

• Kimya Müslümanların geliştirdiği bir ilimdir. sh:173

• Endülüslü tıp bilgini Ebubekir Razi'nin Havi adlı eseri Paris'teki tıp heyetinin kütüphanesindeki dokuz başucu eserden bir tanesi idi. sh:174

• İbn-i Sina'nın "Kanun" adlı tıbba dair eseri 12.asırdan 18.asra kadar Fransa ve İtalya üniversitelerinde ders kitabı olarak okutuldu. sh:174

• Abbasi halifesi Harun Reşid Roma-Germen imparatoru Şarlman'a bir çalar-saat hediye edince onun devlet erkânı bunun bir saat olduğunu anlayamadılar. "bunun içinde şeytan-cinler var" dediler. sh:175–176

• Endülüs filozof Abbas bin Fernas yaptığı özel iki kanaatle belli bir mesafeyi uçmuş ilk insandır. Vefat tarihi: 888-sh:177

• Gustave Le Bone'un yazdığına göre Müslümanlar 13 yy'dan itibaren barutu kullanmışlardı. sh:177

• Memun devrinde Harzem'li Mahmud, gök ile yerin haritasını çizmiş. Hatta başarılı bir şekilde yerin çemberini bile ölçmüştür. sh:177

• Ortaçağdaki Müslüman coğrafyacıların en mühimmi Mucem'ul Buldan adlı 6 ciltlik coğrafya eserinin müellifi Yakut-i Hamevi'dir. sh:178

• Kurtuba'lı âlim Şerif-ül İdrisi 12.asırda gümüşten bir küre üzerine dünya haritasını çizmiş ve hakkında şöyle demiştir: "Atlantik denizinin ötesinde büyük bir kara parçası mevcuttur. Olmasaydı, denge bozulur ve yer tamamen suya gömülürdü."sh:179

• İngiliz Yahudi'si Charles Darwin kuramına delil getirdi:

1-Kazılar: Darwin taşlaşmış tortuların üst tabakalarında değişik hayvanlara, alt tabakalarında ise tek hücreli canlılara ait iskeletler gördü. Bundan "bütün hayvanlar tek hücrelilerden oluşmuştur" dedi

2-Benzeşme: Darwin canlıların birbirine benzemelerini "hepsi tek bir türden meydana geldi" şeklinde açıklamıştır.

3-Yavrunun ana rahmindeki durumu: Darwin diyor ki: "Yavru anasının rahminde iken muhtelif hayvanların şekline dönüşür. Demek ki bu hayvanlardan başkalaşmıştır.

4-Dumura uğramış hayvanların izleri: Darvin'e göre eski insanlardaki azaların izleri zaman zaman bugünkü insanlarda da zaman zaman zuhur eder. Mesela Hindistan'da kuyruklu bir çocuk doğmuştu. O halde eski insanlarda kuyrukluydu. Yine ona göre kuyruklu bağırsak bugün hiçbir işe yaramıyor. O ancak bir sığır işkembesinin kalıntısıdır. İnsan tırnakları da sığır tırnaklarından istihale geçirmiştir. Bazı kimselerin kulaklarını oynatabilmeleri de eşekten türemiş olabilir. sh:182–183

• Darwin tekâmül nazariyesini dört şeye dayandırır:

1-Tevarüs kuralı

2-Başkalık kuralı

3-Mücadele kuralı

4-Tabiatın seçiçiliği. sh:183–184

• İsveçli Prof.Cohans Hurzler 1956'da neşrettiği bir bildiride: "Bir kömür parçası keşfedildi ki, içinde tarihi 10 milyon seneyi bulan, insana ait bir çene kemiği bulundu. İnsanın maymun sülalesinden geldiğine dair tek delil mevcut değildir."sh:186–187

• Darwin'e göre körbağırsak lüzumsuzdur. O, insanın sığır döneminden kalma işkembesinin bir uzantısıdır. Zamanla yok olacaktır. Hâlbuki gelişen bilim körbağırsağın sindirimde çok büyük rol oynadığını ortaya koydu. sh:187

• Darwin'e göre birkaç yüzyıl doğan köpeklerin kuyrukları kesilse belli bir zaman sonra doğan köpekler kuyruksuz doğmaya başlar. Hâlbuki 1400 senedir Müslümanlar, 5000 yıldır Yahudiler sünnet oldukları halde çocuklar sünnetsiz doğmamaktadır. sh:189

• Bertrand "İlmi Bakış" adlı eserinde diyor ki: "Darwin yanlış görüşteydi. Mendel'in keşfettiği kanunlar onu temelden yıktı." sh:190

• Uçuş uzmanlarına göre bugünün insanı uçuş hususunda kuşların seviyesine erişememiştir. sh:191

• Darwin teorisi 1935'te SSCB'de biyoloji bilgini Lisenko tarafından laboratuarlarda denenmeye başladı. Lisenko 1962'te Darvin nazariyesine göre uyguladığı zirai ve ekonomik projelerin başarısızlıkla sonuçlandığını ilan etti. sh:194

• İnsan başparmağıyla silahları tutmakta ve o insan terakkisinin esası kabul edilmektedir. sh:194

• "Hilali gördüğünüzde oruç tutun, hilali gördüğünüzde bayram yapın. Eğer hava bulutlu ise Şabanı otuz gün olarak tamamlayın." Buhari-Müslim

• Ramazan ayının başlangıcında rüyet asıldır. Ve 3 mezhebe (Hanefi, Hanbelî, Maliki) bir yerde Hilal görülse ve kadı tarafından ilan edilse arz üzerindeki bütün Müslümanlara oruç farz olur. Zira İslam'a göre sınırların ehemmiyeti yoktur. sh:207–208

• Resim mevzuu ihtilaflı bir mevzu. İmam Nevevi'ye göre resmin her türlüsü yasak. Bazılarına göre resim, canlı resmi de olsa, tam değilse ve tazim edilmiyorsa, yasak değil. Eski Mısır müftülerinden Muhammed Bahid ve Hasaneyn Muhammed Mahluf'a göre elle çizilen veya fotoğraf makinesiyle çekilen resimler caiz, çekilebilir, yanında bulundurulabilir.

Kurtubi de aynı kanaatte. sh:219

• "Mukallit, herhangi bir İslam âliminin görüşünü seçmekte serbesttir."

sh:220

• Maliki mezhebi de elle yapılan resme cevaz veriyor. sh:221

• Efendimiz(sav)in "elbiseler üzerine yapılan resimleri" yasak kapsamına almaması, kâğıt üzerindeki resimlere ve fotoğrafa şamil kılınmıştır sh:225

• İslam'da içki ve domuz eti yasaktır. Ama İslam hâkimiyetindeki gayri müslimlere serbesttir. sh:240

46

• Necran'dan bir papaz heyeti Efendimiz(asm) ziyaret ettiklerinde Allah Resulü(sav) abasını yere sererek onları oturdu. sh:243

• Dinle ilgisi olmayan işlerde gayr-i müslimlerin yardımını talepte beis yoktur. Resulullah(sav) Medine'ye hicretinde müşrik olan Abdullah bin Ureykit'i ücret mukabili kılavuz olarak tutmuştur. sh:246

• Komünizmin kökleri Eflatun'un "Düstur" adlı eserine kadar uzanır. M.Ö 500'lerde Eflatun yaşı elliyi aşkın kimselerin bir senelik ihtiyacından fazla mal edinmemesini ve kadınları ortak kullanmalarını istedi. sh:248

• 487 tarihinde Sasani Kisrası Şah Kubat devrinde Mezdek adlı biri zuhur etti. Mezdek'e göre: "Kadın, mal ve meta umumun hakkıdır,

müşterek olmalıdır. Mezdek fakir tabakadan kendisine çok taraftar buldu. Onun taraftarları zengin ve varlıklı kişilerin ellerindekini zorla aldılar. Kubad'a bu fikri kabul ettirdiler. Sonunda İran büyük karışıklıklara düştü. sh:249

• Son devirde bazı yazarlar "İslam da sosyalizm vardır" "İslam sosyalizmi" gibi garip iddialarda bulunuyorlar. Delilleri iki tane:

1-Efendimizin(sav) ensarla muhacirini kardeş etmesi ve ensarın mallarının bir kısmını muhacirinle paylaşması... Hâlbuki bu gönül seferberliği ile oldu. İcbarla değil.

2-Ebu Davud naklettiği şu hadis: İnsanlar üç şeyde ortaktırlar. Su ateş ve bitki. Bu da delil olmaz. Zira bu kimsenin mülkiyetinde olmayan araziler içindir. sh:252

• Komünizm 3 temel esası inkâr etmektedir:

1-Din

2-Aile

3-Ahlak... sh:252

• Marks ve Engels'in 1847'deki manifestosuna göre "ahlak ve din sermayecilerin hayal mahsulünden başka bir şey değildir." sh:252

• Stalin 1930'larda demiş ki: "Madem biz bütün dinleri inkâr etmekteyiz. O halde aile mefhumunun kutsiyetini savunan görüşlere de yer veremeyiz.

Aslında mukaddes sayılan şeyler asılsızdır." sh:253

• 26 Nisan 1949 Pravdası (SSCB Resmi yayın organı) şöyle yazıyordu: "Biz üç şeye iman ediyoruz: Lenin, Stalin, Marks. Üç şeyi de inkâr ediyoruz: Allah, din, özel mülkiyet..."sh:255

• Komünistler tarihi materyalizme inanıyorlar. Yine onlara göre bütün sosyal hadiselerin sebebi ekonomidir. sh:256

• Sadreddin Hoca 1960 larda PKK sorununa dikkat çekmektedir: "Çokları masum bulunan doğuluların tepesinde semavi ve ilahi bir felaket dolaşmaktadır. Gaflet yolundan dönülmezse, beklenen felaket Allah göstermesin mutlaka inecektir."sh:257

• İslam sigortaya karşı değil, bugünkü uygulamasına karşıdır. Sebepleri:

1-Şart koşulan müddet bittiği zaman sigortalı bütün taksitlerle beraber bir miktar da fazladan para alır.

2-Sigorta şirketi devamlı faizli muamelelere katılır.

3-Sigorta akdine giren caydığı zaman ödediği taksitlerden büyük kısmını geri alamaz.

4-Sigortalı kar-zarara beraber ortak değildir. sh:265

• "İslamiyet sigortacılık fikrine yer vermektedir. Yeter ki, onun ruhuna aykırı düşmeyen şartlar dairesinde tahakkuk etsin" sh:266

• Nesai ve Tirmizi'nin nakline göre bazı kadınlar: "Ya Resulullah! Elini uzat. Sana biat edelim" deyince Efendimiz(sav): "Ben kadınların elini tutmam ve teker teker de sizinle biat etmeye hacet yok" cevabını vermiştir. sh:268

• "Bütün beşeri nizamlar evlenme akdine dini vasıftan tecrit etmektedirler. İslam şeriatı nazarında ise nikâh akdi dini meselelerdendir. Hatta İmam Şafii'ye göre bu akit ibadet manasını taşıyan bir akittir."sh:273

• İslam nazarında sütkardeşle evlenmek haramdır. Zira Nisa:23'te: "Sizi emziren sütanneleriniz, sütkardeşleriniz size haram edildi" buyurulur. sh:274

• İslam şeriatına göre nikâhın bir şartı da mazi sigası. sh:275

• Talak; Arapça'da maddi yahut manevi bağı ortadan kaldırmak demektir. Din ıstılahında ise nikâh bağını hemen veyahut ileride çözmektedir. sh:276

• Talak'a pek çok ayetle izin verilirken, Efendimiz de zevcesi Hafsa'yı talakla boşayıp geri dönmüştür. sh:276-277

• Museviliğe göre kadının fasıklığı sabit olduğunda onu boşamak zorunluluktur. On sene çocuk doğurmayan kadın da boşanırdı. sh:277

• İncil boşanmayı yasaklar ve boşananların bir daha tekrar evlenemeyeceklerini söyler. Matta İncili 10.fasılda bunu: "Allah'ın birleştirdiğini insanoğlu ayıramaz şeklinde açıklar." Sh:278

• İslam'a göre talak üçtür:

1-Talak-ı reci: koca bir defa "boş ol" "seni boşadım" derse ve sonra pişman olup eşine dönmek isterse ve kadının iddet müddeti geçmemişse mehil vermeden ve tekrar nikâh kıymadan eşine dönebilir

2-Talak-ı bain: İkinci bir kez boşamışsa, nikâh tazelenerek tekrar rücu edebilir. Talak-ı recide iken kadının iddet müddeti geçmişse de durum böyledir.

3-Talak-ı selase: 3.boşama ki artık aile huzuru kalmamış demektir. Artık kadını alamaz. Tek şart, kadının başka biri ile evlenip, boşandıktan sonra nikâh kıyabilir. sh:279–280

• Maliki, Şafii ve Hanbelî fukahasına göre kadının nafakasını vermeyen koca kadından ayrılmaya mecbur. Hanefiler de bu durumdaki kocanın ya boşamak yahut nafakasını vermek zorunda olduğunu yoksa hapsedileceğini söyler. sh:281

• Talak 2 halde vacip olur:

1-Erkeğin hanımını cinsel açıdan tatmin edememesi

2-Kocanın kadının nafakasını temin edememesi. sh:282

• Ebu Davud'un bir rivayeti şöyle: "Helal şeyler arasında Allah'ın en hoşlanmadığı şey talaktır."sh:284

• Masoşizm: psikolojiye göre bu ruhi hastalığa yakalanan kimse, maddi-manevi kaba bir muameleye maruz kalmadıkça normale dönemez. Bu hal kadınlarda daha sık görülür. sh:284

• Sadizm: Başkalarına karşı kaba ve sert davranmaktan lezzet almak. sh:284-285

• Erkek serkeşlik yaptığında kadının boşanma hakkı var. sh:288

• Talakın 4 unsuru: Karı, Koca, lafız ve kasten talak kelimesini kullanma, yani niyet. sh:290

• Boşayan kimsenin reşit ve iradesi yerinde ve serbest olmalı. sh:290

• "Bir kimse karısını boşamak için icbar edilse boşanma vaki olmaz.sh:291

• Talak mücerret fiil ve niyetle olmaz. Söz şarttır. sh:293

• Hanefilere göre okunabilir ve anlaşılabilir bir tarzda yazılı talak da sözlü talak yerine geçer. sh:293

• İbn-i Kayyım öfkeyi ve bu durumda nikâhın düşmesini üçe ayırıyor:

1-Normal Öfke: kişi ne dediğini bilir. Bunun talakı vakidir.

2-Aşırı öfke: Kişi deliye dönmüştür. Ne dediğini bilemez durumdadır. Talakı geçersizdir.

3-Normalin üstünde aşırının altındaki öfke: İbn-i Kayyım bu halde de talakın vaki olmayacağını söyler. Bazı Hanefi fukarası da ona iltihak etmiştir. sh:294

• Koca, eşine: "Sen 3 talakla boşsun" dese, 4 mezhebe göre 3 talakla boşanmış olur. Tekrar kadına dönemez. Yalnız İbn-i Abbas, Tavus, İkrime,

İbn-i İshak gibi müctehidlere göre bu durumda ancak bir talak vakidir. Ve bu gün bu fetva ile amel etmek daha uygundur. sh:295

• Karı ve kocadan biri mürted olursa, nikâhları derhal fesh olur. sh:299

• Erkek evlenmeden evvel nikâh akdinde kadına boşama yetkisini verirse, kadın istediği zaman erkekle boşanabilir. sh:304

• Kadının hâkim tarafından boşanması: Kadın bazı sebeplerle hâkime müracaat ederek kocasından boşanma talebinde bulunabilir.

1-Kocasında maddi bir kusur olması

2-Kadının nafakasını karşılamaması veya karşılayamaması

3-Sözle veya fiille kadına zarar vermesi

4-Mazeretsiz uzun bir zaman ortadan kaybolması

5-Kocanın uzun süreli hapsi. sh:304–305

• "Allah ister ki, biriniz bir iş yaptığı zaman onu en güzel ve en sağlam bir şekilde yapsın."Buhari

• "İşçi işverenin malından mesuldür." Buhari

• "İşçilerinize güçleri yetmediği şeyleri teklif etmeyin."Buhari

• "Kim bir işçi çalıştırırsa, verilecek ücretin miktarını hemen ona söylesin."Buhari

• "İşçinin alın teri kurumadan hakkını veriniz."İbn-i Mace

Bu yazıya yorum yazın


Not: Yanında (*) işareti olanlar zorunlu alanlardır.

Bu yazıya gelen yorumlar.

DÄ°ÄžER YAZILAR

Onlar ne hayır işlerlerse karşılıksız bırakılmayacaklardır. Allah, kendisine karşı gelmekten sakınanları bilir.

Al-i Ä°mran, 115

GÃœNÃœN HADÄ°SÄ°

Allahu Teala, kulunu helal (kazanç) talebinde yorgun görmeyi sever.

250 Hadis, s.197

TARÄ°HTE BU HAFTA

*Fatih Donanmayı Haliç'e İndirdi.(22 Nisan 1453) *T.B.M.M. Açıldı.(23 Nisan 1920) *Yavuz Sultan Selim Padişah Oldu.( 25 Nisan 1512) *Çernobil Nükleer Faciası.(26 Nisan 1986) *Sultan II.Abdülhamid Han Tahttan İndirildi.(27 Nisan 1909)

ANKET

Sitemizle nasıl tanıştınız?

Yükleniyor...

SÄ°TE HARÄ°TASI