Cevaplar.Org

PERSPEKTÄ°FE GÄ°REN ÅžAHISLAR-19

Hz. İbrahim(a.s) Kur’an ifadesiyle Hazreti İbrahim ulu’l azm peygamberdir ve ulu’l azm peygamberler şeceresinin de ana gövdesidir. Musa, Muhammed ve İsa gibi peygamberler bu ulu şecerenin dalları mesabesindedir.


Mustafa Özcan

mustafaahmetozcan@gmail.com

2020-09-23 08:57:50

Hz. Ä°brahim(a.s)

Kur'an ifadesiyle Hazreti İbrahim ulu'l azm peygamberdir ve ulu'l azm peygamberler şeceresinin de ana gövdesidir. Musa, Muhammed ve İsa gibi peygamberler bu ulu şecerenin dalları mesabesindedir. Başka bir ifadeyle Hazreti İbrahim peygamberlerin ser çeşmesidir. Nuh'tan sonra ikinci büyük gövdedir.

Ä°brahim Edhem

'Müslüman Buda' olarak da anılan İbrahim Ethem'in saltanattan feragat ettikten ve vazgeçtikten sonra şark yolculuğuna çıkar. Daha doğrusu sırra kadem basarak izini kaybettirir. Yolculukları ve inzivası onu siyaset sultanı yerine hikmet sultanı yapar. Bundan dolayı sufiler şöyle demişlerdir: "Ehl-i dünya ve saltanat erbabı bizim içinde bulunduğumuz saadeti bilseler bunu ele geçirmek için kılıçlarla saldırırlardı…" Elbette bu hikmet, kılıçla değil gönül sermayesiyle elde edilir. İbrahim Ethem de sarayını terk ettikten sonra hikmet saraylarını aramaya başlar. Yolu Şam'a düşer. Ailesinin geri celp etmek için kendisine ulak gönderdiği rivayet edilir. 

Nitekim Gazali de sonraki asırlarda benzeri bir yolculuğa çıkar ilim şehzadesi ve sultanı iken hikmet sultanı olmaya karar verir. Şam-Kudüs arasında 11 yılını geçirir. Lakin ailesinden gelen ısrarlı istekler üzerine Tus'a geri döner. Onların özlemine dayanamaz ve kızlarını ve eşini görmek ve son demlerini yanlarında geçirmek içi Tus'a avdet eder. 

Raviler derler ki, İbrahim Ethem, Şam'da keşfolunca veya sırrı ortaya çıkınca Mersin'e gelir. Burada nar bahçelerinde bahçıvan olur. Lakin sahibinden izinsiz tek bir nar ile koparıp yememiştir. Bir gün sahibi geldiğinde kendisinden yemek için olgun bir nar seçip getirmesini ister. İbrahim Ethem'in getirdiği nar hamdır ve ekşi çıkar. Bunun üzerine sahibi çıkışır ve nasıl olur da narın ekşisiyle tatlısını ayırt edemediğini sorar. O da tatlarına bakmadığını söyler. Bunun üzerine sahibi bu garip tavırlı adamı keşfeder. Ünü yine civara yayılır. Derler ki, bu ikinci keşfinden sonra İbrahim Ethem yine asude gönül iklimine kavuşmak için adresini değiştirir. Onun zenginliği şöhrette değil iç dünyasında gizlidir. Gönül zenginliğinin peşindedir.

İhsan Eliaçık(Modernist, İslami solcu)

 Amerikan dini projeleri karşıt projeleri meşrulaştırır mı? Karşıt projelerden maksadımız, komünizm ile paralel giden İslami projeler. Günümüzde maalesef komünizmle veya genel olarak solla barışık giden veya İslami sol denilen bir kesim ortaya çıkmıştır. Ve böyle bir proje vardır. Bunlar da günümüzde, projenin eski temsilcilerinden Şemseddin Babahanof gibilerin varisleri ve ardılları makamında İhsan Eliaçık gibi tiplerdir.

* İki Kayserili'den biri olan İhsan Eliaçık, Charlie Hebdo dergisine yönelik saldırıların İslami çevreler tarafından işlenmesinin uzak bir ihtimal olamayacağını söyleyerek tarihe gönderme yapmıştır. Üç halifenin de CIA ajanları yahut Batılılar tarafından mı öldürüldüğünü sormuş ve hızını alamayarak meseleye Kerbela ve on iki imam üzerinden devam etmiş. On iki imamdan yedisinin zehirlendiğini üçünün de katledildiğini söylemiş. Bu sözleriyle adeta Şiiler gibi sorunun İslam'ın kendi içinde olduğunu söylüyor. Bunu doğrudan söylemiyor ama anlayışta sorunlu bir yan ve yön bulunduğunu ifade ediyor.

* Charlie Hebdo dayanışmasıyla birlikte aslında Eliaçık kendisine veya kırık çizgisine ters düşmemiş oldu.

* Bir başka ilginç ifadesinde kâhinlik düzeyinde şunları söylemektedir: "Batılılar İslam dünyasının dört bir köşesinden atılsa ve bütün İslam memleketlerinde İslamcılar iktidar olsa... İslam dünyası kan ağlayacaktır. " Meseleleri yanlış bir zeminden okuduğundan Eliaçık'a göre, sebep ve sonuçlar bunlardır. 

* Eliaçık'a gelecek olursak; birikimi var ama kuralı yok.

* Gazali'den sonra filozofları savunanlar çıktığı gibi batinileri de savunanlar çıkmış ve onların sahasını savunmuşlardır. Maalesef bu hususlarda serbest atışlar da yapılmıştır. Bunlardan birisini Gezi Park İmamı İhsan Eliaçık yapmıştır. Bağdat'tan veya dört yıl rektörlük yaptığı Nizamiye Medresesi'nden kaçışını vicdan azabına bağlamıştır. İhlasın azlığı ve dinin dünyevi maksatlara alet edildiği ortamdan değil de, güya Batiniler konusunda devlete alet oluğu için vicdan azabına dayanamamış ve kaçmış. Bu, fikri bir suikasttır. Aynen Batinilerin geçmişte yaptıkları gibi. Güya Gazali tasavvufi nedenlerden ve içe çekilme ihtiyacından dolayı değil de, Muztazhiri'nin ısmarladığı Fedaih el Batiniye gibi kitapları yazmasından dolayı vicdan azabına dayanamayarak Şam ve Kudüs'e gitmiştir! Bunu bırakın bir ilim adamı hiçbir akil adam söyleyemez. Gazali sonraki kitaplarında ve Tus'a döndüğünde Fedaih ve diğer kitaplarının hilafına bir satır mı yazmıştır? Şam ve Kudüs boylarında yazmış olduğu İhya gibi kitaplar göstermektedir ki, Bağdat'tan ayrılışı iç dünyasını imar içindir ve bu konuda tasavvuf erbabıyla istişare etmiştir. Hicri 484 yılında başladığı rektörlükte dört yıl kaldıktan sonra hacca gideceğini söyleyerek Bağdat'tan ayrılmış ve seyri sülüke yani manevi iç yolculuğuna başlamıştır. Hacca gideceğini söyleyerek ilmiye ve saltanat çevresinden izin alması kolay olmuştur. Bundan sonra şahsiyetini gizlemiş ve derin bir tecrübe yaşamıştır. 11 yıl sonra tekrar zuhur ettiğinde yeni bir Gazali olarak ikinci doğuşunu yaşamıştır.

* Gezi Parkında İhsan Eliaçık anlayışı üzerinden ve genelde hükümeti en fazla yıpratmak isteyen taraf İran'dı..

* Sisi'nin, dini devriminin imamı olarak Muhammed Abduh'u tayin etmesi yerinde olmuş. Lakin Türkiye'de Gezi İmamı olarak anılan İhsan Eliaçık gibi isimleri davet etmemeleri panelin eksik taraflarından birisi olarak göze çarpıyor. Bunu ihmal etmeselerdi panel daha renkli olurdu. Ondan da bu mealde bolca lakırdı dinleyebilir ve mest olabilirlerdi. Keza 'Cemaleddin Afgani'yi eleştirenler onun taharet bezi kadar bile olamaz' diyen her meşrebe muhayyer birisini(Mustafa İslamoğlu) niye keşfetmediler veya davet etmediler acaba? O da karşı devrimin imamlarından birisi olmaya namzettir.

* Charlie Hebdo meselesinin açtığı tali tartışmalardan birisi Hazret-i Peygamberin tasvir edilip edilmeyeceği meselesidir. Bu hususta az da olsa aramızda Müslüman kisvesiyle bazı Charlie'ciler var. Bunlar aynı zamanda Geziciler veya Gezi imamları! İhsan Eliaçık, Hazreti Peygamberi putlaştırmamak bahanesiyle bayağılaştırmaya kapı aralıyor.

* Belli ki İhsan Eliaçık Muhammed Heykel'in 'Hazreti Muhammed' adlı çalışmasında denediği gibi mucizesiz bir peygamber tasavvur ediyor. Bu anlayışa göre onu alelade birisi temsil edebilir!

* Eliaçık takdisten arındırmak için Peygamberle ilgili bir film çekmeyi tasarlamış. Macid Macidi olmaya özenmiş! İran'daki film projesi kaim olduğuna göre, orada yeteneğini gösterebilir ve figüran düzeyinde de olsa katkı sunabilir. Mesleğine uygundur. İranlılar da böylece bir yetenek keşfetmiş olurlar. Filmin yapımcısı Mehdi Hedirgan da bu suretle kadrosunu ikmal etmiş olur. Eliaçık'ın özendiği bu bidat çığırında selefleri de var. Sözgelimi Tantavi Cevheri adlı ultra modernist zat Tevrat ve İncil noktasında Hıristiyanları taklit ederek, tasvir dolu bir tefsir kaleme almıştır. İran Devriminden sonra Türkiye'yi turlayan Şii din adamı Mehdi Pur da Kur-an-ı Musavver (Resimli Kur'an)adlı bir çalışma yapmıştır.

* İhsan Eliaçık, Muhammed İmare'nin bahsettiği yasağı mitos olarak tasvir ediyor ve Mustafa Kemal'in hakkındaki filmleriyle birlikte kutsiyetten arındırıldığını ve aynısının Hazreti Peygamber için de denemek gerektiğini savunuyor. Bu Cem Boyner'in yıllarca önce söylediği sözün mealidir; "Her ikisini de aşmalıyız!" Ne tesadüf her ikisi de bildiğimiz Gezici!

*İhsan Eliaçık, kudsiyetten arındırma adına Hazret-i Peygamberin filminin yapılmasına cevaz vermektedir. Her alanda sınırları kaldırmaktadır. Biz muhafazaya o ise aşmaya, biz korumaya, toparlamaya o dağıtmaya çalışıyor. Sınırları kaldırdığından dolayı ihyacı düşünceyi reddediyor ve karşı çıkıyor. Sıfırdan inşacı olduğundan kendini Kur'an ve Sünnet ile mukayyet saymıyor. Aklı ve hevası ona yetiyor. Öyle olmasına rağmen birileri ona ve Hazret-i Peygamberi ve bütün mübarek şahısları tasvir ve temsil eden İran'a sahip çıkıyor. Bu da hevaiyet mesleğinin intişarını gösteriyor.

* Yaşar Nuri'nin ardıllarından veya halifelerinden olan İhsan Eliaçık'ın zihin kodlarına baktığımızda üç kişi öne çıkmaktadır. İslam'da paragmatik ekolün veya çığırın kurucusu ve kuramcısı Necmettin Tufi ile Mustafa Kemal'i bile mücedditler kervanına ilave eden Ezherli Abdulmüteal Saidi'dir. Ortak yönleri Yenilikçileri yazmalarıdır. Günümüzde bir eşleştirme yapmak gerekirse Mısırlı Gezici Ahmet Kureyme ile Türkiye'de Gezi imamı olan İhsan Eliaçık birbirlerine benzemektedirler. Gezi imamının, bizim katıldığımız Haber Türk; Türkiye'nin Nabzı programında saklı bir tarafını da keşfettik. Adam hadis hafızı da çıktı! Kimi kafadarları bizim Hazreti Peygamberi tasvir eden İran filmine sırf İran filmi olduğu için karşı çıktığımız safsatasına sarılıyor. Elbette mercileri gibi yalan söylüyorlar. İspatı geçmişte yazdıklarımda saklıdır (http://www.risalehaber.com/tufandan-kiyamete-nuh-filmi-15823yy.htm ).Ben yalnızca onlar gibi İran'ın yanlışlarını takdis etmiyorum. Farkımız bu. Kimse bizden İslam adına İran'a iman etmemizi beklemesin.

* İhsan Eliaçık son dönemde Türkiye'de İslami sol kesiminin biricik temsilcisi haline geldi. Ulusalcı sol Nihat Genç ile kulvarlarında yarışırlar.

İlhan Selçuk

Günümüzde Tevfik Fikret'in bir sureti ise İlhan Selçuk olup onun ailesinin de Yahudilikten değil ama Hıristiyanlıktan dönme olduğu ortaya çıkmıştır. Tevfik Fikret ve İlhan Selçuk yüzyıldan beri muhafazakâr ve dindar kesimlerin en amansız fikri hasımları arasındadır. Lakin soya çekim bu sistematik veya ritmik bir durum değildir.

İlyas Salman(Komünist sinemacı)

 Yolu Yeşilçam'dan geçmiş olanlardan İlyas Salman'ın, 2011 sonlarında basına bir refleksi yansıdı. Altın Portakal ödül töreni için gittiği Antalya'da havaalanında otele transferini ve naklini beklerken Cübbeli Ahmet Hoca ile karşılaşır. Burada negatif bir elektriklenme olur. Havaalanında Cübbeli Ahmet Hoca'yı görünce sigortaları atan İlyas Salman, yanlışlıkla aynı minibüse de binince olanlar olur. Ekibin minibüsten indirdiği Salman, Cübbeli Ahmet Hoca'ya, "Atatürk mezardan kalkacak ve hepinizin anasını belleyecek' diyor. Burada hem kel hem fodul deyimini çağrıştıran bir durum var. Zira sataşma tek yanlı. Cübbeli Ahmet İlyas Salman'ı belki tanır belki tanımaz. Burada analize değer bir gıcık olma hali var. Salman'a göre, Cübbeli Ahmed kendisini gıcık ediyor olmalı. Biraz yakından bakarsak ona göre, Cübbeli Ahmed zıt bir eğilimi temsil ediyor. Bu durumda İlyas Salman kırmızı görmüş boğa gibi oluyor ve ' onu yakalarsam döveceğim' gibisinden dengesiz tepkiler veriyor. Bu ve benzeri vakalar üzerinden ülkede potansiyel olarak bir gıcık olma birikiminin yaşandığını görebiliyoruz. Metan gazı gibi bu birikim kaçak yaptığında veya dışarıya menfez bulduğunda da patlıyor. Bana sorarsanız, Cübbeli Ahmed'in de muahezeyi açık yönleri vardır. Lakin İlyas Salman'ın baktığı zaviyeden veya pencereden değil. İlyas Salman'ın Cübbeli Ahmed'i tanıdığını bile zannetmem. Onu irrite eden şey mücerret kılık kıyafeti olmalı. Kendisine göre anormalden öte aykırı görüyor olmalı. Yoksa karşısına anormal kıyafette bir batılı çıksa olsa olsa öfke yönüne değil mizah yönünü gıdıklayabilir. Bundan dolayı bu durumda, 'gıcık edene değil, olana bak!' demeliyiz.

Ä°skender EvrenesoÄŸlu

Özal, İskender Evrenesoğlu ile Devlet Planlama Teşkilatı ilişkisi üzerinden hükümeti irtica yaygarası ile suçlamak isteyenlere şöyle seslenmiştir: Adamın irtica yapacak hali mi var? Akıl sağlığından haberiniz var mı?

İskilipli Atıf Hoca

İskilipli Atıf Hoca'nın ifadesiyle İslam asri değil a'saridir.

* Mehmet Akif merhum 'asrın idrakine söyletmeli İslamı' diyerekten meseleye çağ üzerinden bakarken İskilipli Atıf Hoca çağlar üzerinden bakmış ve şöyle seslenmiştir: İslam asri değil a'saridir.

İsmail Raci Faruki (Mısırlı düşünür)

 Günümüzde İsmail Raci Faruki ve Taha Cabir Alvani gibiler sosyal ilimlerin İslamileştirilmesi için bir çığır açmışlardır. Bu çığır daha ziyade bir projedir. Proje ise bazen zorlamayı beraberinde getirir.

*Filistinli âlimlerden İsmail Reca el Faruki de yeni bir çığırla sosyal ilimlerin İslamileştirilmesi çağrısında bulunmuştur. Bu, bazı farklarla birlikte Gazali'nin döneminde başlattığı İslami ilimleri ihya etme düşüncesine benzer.

* Gazali gibi zevat, mantığı ideolojik olmayan teknik ve dolayısıyla İslami ilimler kategorisine sokmasına rağmen doğrudan bilginin İslamileştirilmesinden söz etmemişlerdir. Bunu ilk defa sistematik hale getirmeyi deneyen İslam Düşünce Enstitüsü ve İsmail Raci Faruki olmuştur. Lakin Faruki tasavvufla problemli olmuştur.

İsmet Özel

İsmet Özel, mezhebinin fiili tatbikçisi. Müslüman kimsenin aynı zamanda Türk olduğunu belgeliyor. 

İzmirli İsmai Hakkı Bey

Elimde İzmirli İsmail Hakkı Bey'in önemli bir eseri var. Mütalaa ediyorum. Esasında reddiyenin reddiyesi mahiyetinde. Daha doğrusu eski Urfa mebuslarından Şeyh Safvet Yetkin'in 'Tasavvufun Zaferleri' isimli kitabına yazdığı reddiye. 

* Gençliğimde İsmail Hakkı Bey ile Şeyh Safvet Efendinin kalem münakaşasında gönlüm Şeyh Safvet Bey tarafına kayardı. Gazali gibi mutasavvıfları çok severdim. Şimdi de aynı sevgi baki kalsa da, hükümleri Mustafa Sabri gibi muhakeme süzgecinden geçirmeye çalışıyorum. Zaman bana temkini öğretti. Daha doğrusu gençlik yıllarımda tasavvuf tarafını tuttuğumdan ve bu sahayı savunduğumdan ona meylederdim. Elbette şimdi hizipkar gibi asabiyetle davranmıyorum. Mizacen İsmail Hakka Bey'le çok kabil-i telif olmasam bile yine de onun eserini okuyunca bu defa gençliğimin hilafına İsmail Hakkı Bey'e meylediyorum. Delillerini daha kuvvetli buluyorum. Daha fazla histen arınmış görüyorum. Bu tasavvufun hezimeti anlamına gelmiyor. Burada yanlış olan Şeyh Safvet Efendinin tutumu ve üslubu. Kitabının başlığını bile Tasavvufun Zaferleri koymuş.

-devam edecek-

Bu yazıya yorum yazın


Not: Yanında (*) işareti olanlar zorunlu alanlardır.

Bu yazıya gelen yorumlar.

DÄ°ÄžER YAZILAR

İyiliğin karşılığı, iyilikten başka bir şey midir?

Rahman, 60

GÃœNÃœN HADÄ°SÄ°

Kim bir oruçluya iftar ettirirse, kendisine onun sevabı kadar sevap yazılır. Üstelik bu sebeple oruçlunun sevabından hiçbir eksilme olmaz.

Tirmizi, Savm 82, (807); İbnu Mace, Sıyam 45, (1746)

TARÄ°HTE BU HAFTA

*Fatih Donanmayı Haliç'e İndirdi.(22 Nisan 1453) *T.B.M.M. Açıldı.(23 Nisan 1920) *Yavuz Sultan Selim Padişah Oldu.( 25 Nisan 1512) *Çernobil Nükleer Faciası.(26 Nisan 1986) *Sultan II.Abdülhamid Han Tahttan İndirildi.(27 Nisan 1909)

ANKET

Sitemizle nasıl tanıştınız?

Yükleniyor...

SÄ°TE HARÄ°TASI