Ülkemiz için Eylül ayı yakın tarih itibarıyla çok karanlıkları bağrında saklayan bir aydır. Bu ülkenin yüz karası olan o elim hadiselerden birisi de, bir başbakan ve iki bakanın İmralı'da idam sehpasında katledilmesidir. Aradan 59 sene geçmesine rağmen yine sızısı taptaze..

Merhum Adnan Menderes çapulcular tarafından derdest edildiğinde vatan evlatlarının gönlüne bir hançer saplanmıştır sanki. Onlardan biri olan, merhum Asım Köksal hocamızın mürşidi İskilipli İbrahim Ethem Efendi merhum, yanıp yakılmakta, Adnan Menderes'in idam edilmemesi için geceleri teheccüd vaktinde gözyaşları eşliğinde şöyle yalvarmaktadır; "Ey Allah'ım! Adnan senin Habib'inin atalarından birinin ismi. Onun hatırına Adnan Menderes kulunu kurtar, onu bağışla."

Bir gece yine böyle yanılıp yakılarak dua ettiği esnada kalbine bir ihtar-ı manevi gelir; "Kulum, onun şehit olmasını, ahirete temiz gelmesini istiyorsan, dua etme. Ben onu şehit yapacağım. Onun büyük bir hatası var. O hatanın affedilip temizlenmesi için, şehit olabilmesi için idam edilmesi gerekir."

Bunun üzerine Ethem Efendi de kaza-yı ilahiye boyun eğerek "Ya Rabbi, sen daha iyisini bilirsin" der.

Not: Bu minvalde bir sözü yani kader-i ilahinin bu işe izin vermesinin merhum Menderes zamanında çıkan bir kanuna dayandığını Doğu Anadolu'nun büyük âlimlerinden merhum Molla Nadir Efendi'nin de ifade ettiğini merhum Hüseyin Bayraktar Hocaefendi 'den işitmiştim. Hepsine Allah rahmet eylesin. Âmin. (Salih Okur)

Kaynak

 Prof. Dr. İbrahim Ethem Cebecioğlu

Allah Dostları, Cilt: 4

Kalem Eğitim Kültür Akademi Derneği, 2004