Cevaplar.Org

İSLAMOĞLU’NUN “BEDİÜZZAMAN” DEMEK DOĞRU DEĞİLDİR YANLIŞI

Muhterem müslümanlar! Mustafa, Bakara suresinin 117. âyetinde geçen; بَدِيعُ السَّمَاوَاتِ وَالأَرْضِ وَإِذَا قَضَى أَمْراً فَإِنَّمَا يَقُولُ لَهُ كُن فَيَكُونُ “Allah yerin ve göklerin tasarımcısı ve yaratıcısıdır” âyetinden hareketle öyle bir tahrifata gidiyor ki, İslâm kültür mirasını alt üst ediyor. Çünkü âyette geçen “bedî’ kelimesini açıklarken gelmiş geçmiş bütün sözlük çalışmaları ve âyet yorumlarını ters yüz ediyor.


Seyda Musa Geçit Hocaefendi

musa_bazid04@hotmail.com

2020-08-17 07:56:27

Muhterem müslümanlar!

Mustafa, Bakara suresinin 117. âyetinde geçen;

بَدِيعُ السَّمَاوَاتِ وَالأَرْضِ وَإِذَا قَضَى أَمْراً فَإِنَّمَا يَقُولُ لَهُ كُن فَيَكُونُ

 "Allah yerin ve göklerin tasarımcısı ve yaratıcısıdır" âyetinden hareketle öyle bir tahrifata gidiyor ki, İslâm kültür mirasını alt üst ediyor. Çünkü âyette geçen "bedî' kelimesini açıklarken gelmiş geçmiş bütün sözlük çalışmaları ve âyet yorumlarını ters yüz ediyor.

Aslında onun gayesi, daha önce başka âlimler için yaptığı saygısızlık listesine Bediüzzaman olarak tanınan Said-i Nursi'yi de eklemektir. Bu nedenle, onun düşüncelerini çürütmek ve sahih alternatifler koymak yerine, ismi üzerinden karalama ve itibarsızlaştırma faaliyeti yürütmektedir.

Üstelik Bediüzzaman Said-i Nursi'den çok daha önce yaşamış olan Hemezan doğumlu şair Bediüzzaman El-Hemezanî bulunmaktadır. [El-Muncid] Bu nedenle, 1007'de Herat'ta vefat eden El-Hemezanî varken, Bediüzzaman Said-i Nursi'ye dil uzatmasının maksatlı olduğu kesindir. Çünkü ilim erbabı, insanların ismi ve cismiyle uğraşmaz; onların düşünce ve söylemlerini tartışır. Bu iş ise, ciğer ister, yürek ister, ilim, irfan ve iz'an ister. Bu vasıflardan yoksun ve yoksul olanların yaptığı tek iş: Çamur at, izi kalsın.

Bu maksatlı tahrifatı çürütmek için muteber kaynaklara başvurmak yeterlidir: Osmanlı döneminde hazırlanan Ahteri Kebir adlı Osmanlıca-Arapça sözlük "bedi" kelimesi için "emr-i acib" anlamına geldiğini belirttikten sonra, "mubdi'" (yani tasarlayıp yaratan) anlamına geldiğini söylüyor.

Çağdaş Arapça sözlüğü El-Mu'cem'ul-Wasit ise "bedi/ بديع" kelimesinin çoğulunu "bedai'/ بدائع" olarak belirtmiş; hem "mubdi'/ مُبدِع/ tasarlayıp yaratan" hem de "mubde'/ مُبدَع/ tasarlanıp üretilen" anlamına geldiğini söylemiştir.

Zemahşeri, yukarıda bahsedilen âyeti yorumlarken benzetme sıfatının özneye izafe edildiğini belirtmiş; bedi kelimesinin mubdi anlamına geldiği görüşünü tartışmalı bulmuştur.

Muğni'l-Muhtac adlı eserde, Allah'ın isimleri iki kategoride sınıflandırılmıştır:

Allah'a özgü olan ve başkaları için kullanılması yasak olan isimler: İlah, din gününün sahibi, âlemlerin Rabbi, ibadet edilen, secde edilen, hiç ölmeyip hep diri olan, nefsi elinde tutan…

Mutlak olarak zikredildiğinde sadece Allah'a has olan, kayıtlı ve sınırlı olarak zikredildiğinde başkaları için de kullanılabilen isimler: yaratıcı, rızık veren, rab…

Arabça dil kurallarını az-çok bilen bir insanın ev sahibine "rabb'ul-beyt" dendiğini bilir. Burada rabblık yani yöneticilik vasfı evle sınırlandırılmıştır. Şayet Allah dışında bir nesneye "rabb'ul-âlemin/âlemlerin rabbi" denilse apaçık şirktir.

Sanırım bu kadar açıklama insaf ehli için yeterlidir. Çünkü bu temel bilgiden yoksun birisinin, Kur'an üzerinden rakip gördüğü âlimlere iftira atması ve propagandası için âlimleri harcaması artık anlaşılmıştır.

Allah'ın selamı ve hidayeti hepimizin üzerine olsun.

Kardeşiniz Molla Musa Celali

 

 

Bu yazıya yorum yazın


Not: Yanında (*) işareti olanlar zorunlu alanlardır.

Bu yazıya gelen yorumlar.

DİĞER YAZILAR

De ki: Sizin kendisinden kaçtığınız ölüm, muhakkak sizi bulacaktır. Sonra da görüleni ve görülmeyeni bilen Allah'a döndürüleceksiniz de O size bütün yaptıklarınızı haber verecektir.

Cum'a, 8

GÜNÜN HADİSİ

"Yâ Resûlâ'llâh, müslümanların hangisi efdaldir?" diye suâl ettiler. "Müslümanlar; dilinden elinden selâmette kalandır." cevâbını verdiler.

BUHARİ, KİTÂBÜ'L-ÎMÂN, Ebû Mûsâ el-Eş'arî (r.a.)

TARİHTE BU HAFTA

*Şair Muhammed İkbal'in vefatı(21 Nisan 1938) *TBMM'nin açılışı ve çocuk bayramı(23 Nisan 1920) *Osmanlı-Rus Harbi(24 Nisan 1877) *Hudeybiye Gazvesi(26 Nisan 628) *II.Abdülhamid'in tahttan indirilmesi(27 Nisan 1909)

ANKET

Sitemizle nasıl tanıştınız?

Yükleniyor...

SİTE HARİTASI