Cevaplar.Org

BÜYÜK GÜNAHLAR-9

Yiyeceklerle ilgili bölümde geçen büyük günahlar 170. KEBİRE: Necis olmayan ancak sarhoşluk veren maddeler yemek Meselâ esrar, afyon, beng, anber, za’ferân ve küçük cins Hindistan cevizi gibi. Bunların hepsi sarhoşluk veren şeylerdir. Bunların haramlığını gösteren delil İmam Ahmed’in, Müsned’inde rivâyet etmiş olduğu şu hadistir: Resûlullah (s.a.v), sarhoşluk ve uyuşukluk veren her şeyi yasakladı. Âlimler, yukarıda sayılanların hepsi de sarhoşluk ve uyuşukluk verir, demişlerdir.


Muhammed Emin Er

.

2020-07-22 09:36:35

Yiyeceklerle ilgili bölümde geçen büyük günahlar 170. KEBİRE: Necis olmayan ancak sarhoşluk veren maddeler yemek

Meselâ esrar, afyon, beng, anber, za'ferân ve küçük cins Hindistan cevizi gibi. Bunların hepsi sarhoşluk veren şeylerdir. Bunların haramlığını gösteren delil İmam Ahmed'in, Müsned'inde rivâyet etmiş olduğu şu hadistir: Resûlullah (s.a.v), sarhoşluk ve uyuşukluk veren her şeyi yasakladı. Âlimler, yukarıda sayılanların hepsi de sarhoşluk ve uyuşukluk verir, demişlerdir.

171-172-173. KEBİRE: Akıcı kan içmek yahut domuz eti veya ölü eti ve benzeri şey yemek.

Allahü Teâlâ: "Size leş, kan, domuz eti, Allah'tan başkası adına kesilenler, -canları çıkmadan önce kesmemişseniz-, boğulmuş, bir yerine vurularak öldürülmüş, düşüp yuvarlanarak ölmüş, başka bir hayvan tarafından boynuzlanmış, yırtıcı hayvan tarafından yenmiş olanlar, dikili taşlar üzerine boğazlanan hayvanlar ile fal oklarıyla kısmet aramanız size haram kılındı; bunlar fâsıklıktır." (Mâide Sûresi, 3) buyurmuştur.

174. KEBİRE: Canlıyı ateşle yakmak.

Çünkü bu hususta sahîh hadis vardır: "Size falanla falanı ateşle yakmanızı emretmiştim; ateşle ancak Allah azap eder; eğer o ikisini bulursanız, sadece öldürün."

175. KEBİRE: Necis şeyler yemek.

Bu da kendi kendine ölmüş hayvan etine kıyas edilmiştir; çünkü ikisi de pis olma konusunda birleşmektedir. Allah onlara "pistir" demiştir.

176. KEBİRE: Sümük gibi tiksindirici şeyleri yemek. 177. KEBİRE: Akla ve vücuda zararlı şeyler yemek.

Zira insanın kendisine zarar vermesi, başkalarına zarar vermek gibi büyük günahtır. Hatta daha da günahtır. Zira insanın kendisini muhafaza etmesi, başkasını muhafaza etmesinden daha önemlidir.

Sonuç: Bir hayvan ya tamamen zararlıdır, hiç faydalı değildir; meselâ yılan, akrep, fare, delice, kuduz köpek, karga, kurt, aslan, kaplan, diğer canavarlar, ayı, kerkenez, tavşancıl, pire, küçük bit, kertenkele, zehirli kertenkele, üvez, tahtakurusu ve eşekarısı gibi. İhramlı için de olsa, bunların hepsini öldürmek sünnettir. Ama pars, çakır, doğan gibi faydalı olanlara gelince, onları faydasından dolayı, öldürmek sünnet değildir, zararından dolayı öldürmek de mekrûh değildir. Mayıs böceği, tomuzlan, yengeç, akbaba gibi ne faydası ne de zararı olmayanları öldürmek ise mekrûhtur. Âlimler, arıyı, kırlangıcı, göçegen kuşunu, kurbağayı; av yahut bekçi köpeğini --isterse siyah olsun-- öldürmenin mekrûh olduğunu söylemişlerdir.

VIII. Alışverişle ilgili bölümde geçen büyük günahlar 178. KEBİRE: Hür kimseyi satmak.

Peygamber (s.a.v) şöyle buyurmuştur: "Üç kimse vardır ki kıyâmet gününde onların davacısı benim; ben de kimin davacısı olursam, onu mağlup ederim: Benim adıma söz verip sözünden cayan kimse, hür bir kimseyi satıp parasını yiyen kimse, işçi tutup da onu iyice çalıştırdığı halde ücretini vermeyen kimse." Hadisi, Buhârî ile İbn Mâce rivâyet etmişlerdir.

179-180-181-182-183-184. KEBİRE: Fâiz yemek, yedirmek, yazmak, şâhitlik etmek ve yardım etmek.

Allah Teâlâ şöyle buyurmuştur: "Fâiz yiyenler, kabirlerinden cin çarpmış kimseler gibi kalkarlar." (Bakara Sûresi, 275). Müslim ve diğerleri şöyle rivâyet etmişlerdir: "Resûlullah (s.a.v) fâiz yiyene, vekil tutana, kâtibine, iki şâhidine lânet etti ve bunların günahta eşit olduklarını söyledi. Zevâcir yazarı demiştir ki, hadisten öyle anlaşılıyor ki fâiz yiyen, vekili, kâtibi, şâhidi, o yolda gayret sarf eden ve ona yardım edenlerin hepsi de fâsıktırlar. Bu hususta katkısı olan her şey büyük günahtır.

185. KEBİRE: Fâiz yemek için hile yapmanın haram olduğunu söyleyenlere göre bunu yapmak.

Bunlar da İmam Mâlik ile İmam Ahmed (r.a) hazretleridir. Çünkü Kur'ân-ı Kerim'de böyle hile yaparak Cumartesi yasağını çiğneyen Yahudiler kınanmışlardır. Ebû Hanife ile İmam Şafii (r.a) hazretleri ise, fâizde ve diğer şeylerde hile (şer'i çare) yoluna gitmenin câiz olduğunu söylemişlerdir. Zira sahîh bir hadiste şöyle denmiştir: "Hayberdeki vergi memuru, Peygamber'e (s.a.v) kaliteli ve çok hurma getirdi. Peygamber Efendimiz ona, "Hayber'in bütün hurmaları böyle mi?" diye sordu. O da: "Hayır, ancak iki ölçek kalitesiz verdik, bir ölçek kaliteli aldık," dedi. Peygamber (s.a.v) böyle yapmamasını söyledi ve bunun fâiz olduğunu bildirdi; sonra da ona bunun hilesini (şer'i çaresini) öğretti."

186. KEBİRE: İhtiyaç duyulan bölgede damızlık hayvanı vermemek.

Büreyde şöyle rivâyet etmiştir: "Resûlullah (s.a.v) şöyle dedi: Büyük günahların en büyükleri şunlardır: Allah Teâlâ'ya şirk koşmak, anaya babaya karşı gelmek, fazla suyu elinde tutup ihtiyacı olanlara vermemek ve damızlık hayvanı vermemek." Ancak bundan meccânen vermesi lâzım gelmez; dişi hayvanın sahibi belli bir mal ve belli bir zaman karşılığında onu sahibinden kiralar. Ondan istifâde eder, isterse onu dişisinin üzerine çeker. Bu, Şafii'ye göredir. Hanefiler ise bunu kabul etmezler.

187. KEBİRE: Fâsit satışlarla ve diğer haram kazanç yolları ile mal yemek.

Allah Teâlâ: "Ey iman edenler, mallarınızı aranızda bâtıl yollarla yemeyin." (Nisâ Sûresi, 29) buyurmuştur. Bu da malı gasb, hâinlik, hırsızlık, kumar, oyun ve fâsit akit gibi yollarla olur.

188. KEBİRE: İhtikâr (karaborsa), yani gıda maddesini daha pahalıya satmak için piyasadan toplamak.

Peygamber (s.a.v): "Kim gıda maddesini ihtikâr ederse, hatalıdır, yani günahkârdır," demiştir. Hadisi, Müslim ile Ebû Dâvûd rivâyet etmişlerdir. İmam Ahmed, Ebû Ya'la, Bezzar ve Hâkim'in rivâyetlerinde ise: "Kim gıda maddesini kırk gün saklarsa, Allah'tan uzaklaşmış, Allah da ondan uzaklaşmış olur. Herhangi bir mahallede bir adam aç kalırsa, Allah'ın himâyesi onlardan çekilmiş olur," denmiştir. Şafii ihtikârı yani karaborsacılığı şöyle târif etmiştir: Bir kişinin kuru hurma ve üzüm gibi gıda maddelerini pahalı iken satın alıp biriktirerek, daha sonra piyasada fazla ihtiyaç duyulduğu zaman daha pahalı satmak için saklamasıdır.

189. KEBİRE: Köle ana ile daha henüz aklı ermeyen çocuğunu satarak ayırmak.

Azad ederek ayırmak buna girmez. Peygamber (s.a.v): "Kim anası ile çocuğunu ayırırsa, Allah Teâlâ da onu sevdiklerinden ayırır," demiştir. Hadisi, Tirmizî, Dârekutnî ve Hâkim rivâyet etmişlerdir. Hâkim, sahîh olduğunu söylemiştir.

190-191-192-193-194-195-196. KEBİRE: Yaş ve kuru üzüm gibi şeyleri içki veya meze yapacağını bildiği kimseye satmak.

Çalgı aleti yapacağını bildiğine ağaç satmak, bizi öldürmede kullanacağını bildiği yabancılara silah satmak da böyledir. İçeceğini bildiğine içki satmak, kullanacağını bildiği kimseye esrar ve afyon gibi şeyler satmak da böyledir. Çünkü bunların hepsinin zararı büyüktür. Kaldı ki "vesile, maksat (sonuç) hükmündedir" diye bir kâide vardır. Bunların sonucu da büyük günahlar olduğundan, aynı hükme tabidirler.

197-198-199. KEBİRE: Müşteri kızıştırmak.

Bu, satın almak için değil de başkasını kandırmak için yapılırsa günahtır. Başkasının satışı üzerine satış yapmak. Bu da muhayyer müşteriye, "bunu geri ver; ben sana bundan daha iyisini aynı fiyata satarım," demektir. Başkasının alışı üzerine almak. Bu da muhayyer olan satıcıya, "satışı boz, ben daha pahalı alırım" demektir. Bu üç davranışın büyük günah sayılmasının sebebi başkasını âdet icâbı tahammül edilmeyecek şekilde zarara sokmak büyük günah olduğu içindir. Sonra bu, bir nevi aldatmadır ki, o da büyük günahtır.

200. KEBİRE: Alışveriş ve benzeri işlerde başkasını aldatmak;

Meselâ daha çok görünmesi için sütlü hayvanın memesini bağlamak gibi. Peygamber (s.a.v), "Bizi aldatan bizden değildir," demiştir. Hadisi, Müslim, Tirmizî, İbn Mâce ve diğerleri rivâyet etmişlerdir.

201. KEBİRE: Yalan yere yemin ederek çok kazanmak istemek.

Müslim ve sünen müellifleri, Ebû Zer'den (r.a) Peygamber'in (s.a.v) şöyle dediğini rivâyet etmişlerdir: "Allah şu üç kimseye bakmaz ve onları aklamaz, onlar için acı bir azap da vardır". Efendimiz bu sözü üç defa tekrar etti. Ben: Ya Resûlallah, bunlar kimlerdir, Mahvoldular, dedim. O da: Eteğini uzatarak yerde sürüyen, yaptığı iyiliği başa kakan ve yalan yere yemin ederek çok kazanmak isteyen, dedi."

202. KEBİRE: Hile ve tuzak kurmak.

Peygamber (s.a.v), "Hile, tuzak ve hıyânet, yani bunları yapanlar, cehennemdedir," demiştir. Hadisi, Ebû Dâvûd rivâyet etmiştir. Bir hadiste de: "Ne hilebaz, ne cimri, ne de başa kakan cennete girebilir," demiştir.

203. KEBİRE: Ölçüyü, tartıyı eksik yapmak.

Allah Teâlâ, "Yazıklar olsun, ölçüyü, tartıyı eksik yapanlara, başkalarından aldıkları zaman tam alırlar, başkalarına verdikleri zaman eksik verirler," (Mutaffifin Sûresi, 1-3) buyurmuştur.

204. KEBİRE: Menfaat karşılığında ödünç vermek.

Zira bu, aslında fâizdir. Fâiz hakkında vârid olan tehditlerin hepsi bunun için de geçerlidir.

205. KEBİRE: Geri vermemek niyetiyle borç almak.

Peygamber (s.a.v), kim vermemek niyetiyle borç alırsa, Allah'ın huzuruna hırsız olarak çıkar, buyurmuştur. Hadisi İbn Mâce ile Beyhâkî rivâyet etmişlerdir.

-devam edecek-

Bu yazıya yorum yazın


Not: Yanında (*) işareti olanlar zorunlu alanlardır.

Bu yazıya gelen yorumlar.

DİĞER YAZILAR

ALLAH RASULÜNÜN MANEVİ ŞAHSİYETİ-2

ALLAH RASULÜNÜN MANEVİ ŞAHSİYETİ-2

Fahr-ı Kainat’a Nasıl Bakmalıyız: Kur’ân’da, “Muhakkak ki, Allah katında sizin en d

NURDAN VECİZELER-8

NURDAN VECİZELER-8

“Hakikaten mümin cennete layık ve kâfir cehenneme muvafık bir mahiyet kesb eder.” İzah: B

YIKILMAKTA OLAN ÜÇÜNCÜ MABET

YIKILMAKTA OLAN ÜÇÜNCÜ MABET

Kimi Yahudiler mecazen veya sembolik anlamda İsrail’e Süleyman Tapınağı makamında üçüncü

SAFVETÜ’T TEFASİR NOTLARI-27

SAFVETÜ’T TEFASİR NOTLARI-27

Nisa: 97: İbn Abbas’ın şöyle dediği rivayet olunur: “Müslümanlardan, İslam’ı hafife a

TACEDDİN TOPAL(1927-2020)

TACEDDİN TOPAL(1927-2020)

Taceddin Topal ağabeyimiz Isparta/Yalvaçlıdır. Yalvaçlılar O’na Taci Dede diye biliyor ve ö

SULTAN 2. BAYEZİD (1481-1512)

SULTAN 2. BAYEZİD (1481-1512)

1448’de Dimetoka’da doğdu. Fâtih Sultan Mehmed’in Gülbahar Hâtun’dan doğan büyük oğl

CENNET VE CEHENNEM SADECE MANEVİ DEĞİLDİR

CENNET VE CEHENNEM SADECE MANEVİ DEĞİLDİR

Cennet ve Cehennem iki yurttur; birisi sevaba birisi azaba, birincisi muttakilere, ikincisi kâfirle

AKSA TUFANI’NIN İSTİKBALDEKİ AKİSLERİ

AKSA TUFANI’NIN İSTİKBALDEKİ AKİSLERİ

De ki: " Bize iki güzellikten birinin dışında başka bir şeyin gelmesini mi bekliyorsunuz? Oy

ALLAH RASULÜNÜN MANEVİ ŞAHSİYETİ-1

ALLAH RASULÜNÜN MANEVİ ŞAHSİYETİ-1

Fahr-ı Kâinat Efendimiz, (Aleyhissâlatü vesselâm) Kur’ân’ı Mekkelilere tebliğe başladı

NURDAN VECİZELER-7

NURDAN VECİZELER-7

“İnkılab-ı hakikat olmaz. Nev'-i mutavassıtın silsilesi devam etmez. Tahavvül-ü esnaf, ink

Görmedikleri halde, Rablerinden korkanlar için bir bağışlanma ve büyük bir mükafat vardır.

Mülk, 12

GÜNÜN HADİSİ

"Kim, müslüman kardeşinin namusunu ve şahsiyetini korursa, Allah onun yüzünü kıyamet gününde cehennem ateşinden uzak tutar."

Tirmizî.

TARİHTE BU HAFTA

*Fatih Camii Tekrar İbadete Açıldı(15 Nisan 2002) *Şeyhülislam İbn-i Kemal'in Vefatı(16 Nisan 2002) *Einstein'in Ölümü(18 Nisan 1955) *93 Harbi Başladı(19 Nisan 1877) *Miladi Takvime Göre Efendimiz'in(s.a.v) Doğumu(20 Nisan 571)

ANKET

Sitemizle nasıl tanıştınız?

Yükleniyor...

SİTE HARİTASI