Cevaplar.Org

KUR’AN’DA İRTİDAT EDENLER HAKKINDAKİ AÇIKLAMALAR

1.Kur’an, irtidat edenlerin doğru yolu bulamayacaklarını açıklar: İrtidat edenlerin doğru yolu bulamayacaklarını anlatan iki ayet ve kısa açıklamaları şöyledir:


Ali Bozkurt

alibozkurt.02@hotmail.com

2020-06-15 08:02:47

1.Kur'an, irtidat edenlerin doğru yolu bulamayacaklarını açıklar:

İrtidat edenlerin doğru yolu bulamayacaklarını anlatan iki ayet ve kısa açıklamaları şöyledir:

1-"İman edip sonra inkâr eden, sonra inanıp tekrar inkâr eden, sonra da inkârlarında ileri gidenler var ya; Allah, onları bağışlayacak da değildir, doğru yola iletecek de değildir."(1)

Bazı insanlar, imanları tahkiki iman derecesine varmadığından veya dinlerini ciddiye almadıkları için iman ile inkâr arasında gidip gelirler. Netice itibarıyla iman edip bu durumunda sebat eden ve bu halde iken ölen kişi, mü'min olarak ahirete göç etmiş olur. Ama iman ile inkâr arasında gidip gelirken neticede inkâr üzere kalmayı tercih edip bu durumda ölen kişi kâfir olarak öteki dünyaya varır. Dinini ciddiye almayarak iman ile inkâr arasında gidip gelen kişi genellikle inkârında ileri giderek bu hal üzere ölür. Hak dinden dönüp inkârlarını arttıranlar, artık ne bağışlanır ne de doğru yola iletilirler

2"Kendisi için doğru yol belli olduktan sonra, kim Peygamber´e karşı çıkar ve müminlerin yolundan başka bir yola giderse, onu o yönde bırakırız ve cehenneme sokarız; o ne kötü bir yerdir."(2)

Diyanet Tefsiri, bu ayetin nüzul sebebini şöyle açıklar: 'İsminin Tu'me veya Ebû Tu'me olduğu rivayet edilen hırsız, suçu vahiy yoluyla açıklık kazanınca Mekke'ye kaçmış, İslâm'ı terk ederek müşrikler arasına katılmış ve yine bir hırsızlık yaparken ölmüştü (Taberî, V, 273 vd.). Hak ve hakikat gerek hak din olarak ve gerekse âdil hüküm şeklinde ortaya çıkınca buna teslim olmayan, hakka ve hakikate karşı direnen kimseler Resûlullah'a ve dolayısıyla Allah'a karşı (Nisâ4/80) direnmiş, baş kaldırmış, müminlerin yolundan başka bir yola girmiş olmaktadırlar.'(3)

Kendisine doğru yol gösterildikten sonra yanlış yola sapan kişi, tercih ettiği yanlışla baş başa bırakılır ve netice itibarıyla da cehenneme sokulur.

2.Kur'an, dinden dönenlerin yerine imanlarını muhafaza edecek sağlam bir topluluk getirileceğini açıklar:

 "Ey iman edenler! Sizden kim dininden dönerse, (bilin ki) Allah onların yerine öyle bir topluluk getirir ki, Allah onları sever, onlar da Allah'ı severler. Onlar mü'minlere karşı alçak gönüllü, kâfirlere karşı güçlü ve onurludurlar. Allah yolunda cihad ederler. (Bu yolda) hiçbir kınayıcının kınamasından da korkmazlar. İşte bu, Allah'ın bir lütfudur. Onu dilediğine verir. Allah, lütfu geniş olandır, hakkıyla bilendir."(4)

Allah dinden dönenlerin yerine, imanlarını muhafaza ederek İslamiyet'i tavizsiz bir şekilde yaşayacak kimseleri getirir. Dinden dönenler, bu davranışlarıyla dine değil kendilerine zarar vermiş olurlar. Onların dinden dönmeleri İslamiyet'in yayılıp yaşanmasına engel olmaz. Allah, bu ayette, dinden dönenlerin yerine getireceğini bildirdiği mü'minlerin vasıflarını da açıklamaktadır:

1.Allah onları sever: Allah'ın sevdiği kişiler, hidayete ermeye ve salih amel sahibi olmaya layık gördüğü mü'minlerdir.

2.Onlar da Allah'ı severler: Allah'ı sevenler, onun koyduğu bütün emir ve yasakları yerinde bulan ve kulluk görevlerini isteyerek ve severek yerine getiren mü'minlerdir.

3.Onlar mü'minlere karşı alçak gönüllüdürler: Mü'minler, diğer mü'minlere karşı kardeşlik bilinci içinde tevazu ile hareket eder, kaba davranmaz ve asla düşmanca tavırlar içine girmezler.

4.Kâfirlere karşı güçlü ve onurludurlar: Mü'minler, kâfirlerle dost olmaz, onlara karşı vakur davranır, menfaat karşılığında taviz vermezler.

5.Allah yolunda cihad ederler. (Bu yolda) hiçbir kınayıcının kınamasından da korkmazlar: Mü'minler, İslamiyet'i öğrenmek, yaşamak, öğretmek, yaymak ve muhafaza etmek için, Allah yolunda malları, dilleri ve canları ile cihad ederler. Cihad ederken, hedefleri sadece Allah'ın rızasını kazanmak olduğu için kararlı davranır aleyhteki propagandalara aldırış etmezler.

Bu beş özellik kimde bulunursa, Allah ona lütufta bulunmuştur.

 3.Kur'an, zor durumlarda da Allah'a verilen söze bağlı kalıp irtidat etmemek gerektiğini açıklar:

"İtaat ve güzel bir söz onlar için daha hayırlıdır. İş ciddileşince Allah'a verdikleri söze bağlı kalsalardı, elbette kendileri için daha iyi olurdu."(5)

Bazı müşrikler önce iman etmişler, daha sonra, gelen emirleri zor gördüklerinden beğenmeyerek yahudilerle gizlice iş birliği yapıp münafık olma yoluna sapmışlardır. Bunlar, zorda kalınca irtidat eden kimselerdir. Oysa dinine kuvvetle yapışan insanlar, zor durumlarda irtidat etmeyip dinlerine sarılmayı tercih ederler.

4.Kur'an irtidat edenlerin ebediyen cehennemde kalacaklarını açıklar; bu hususu haber veren üç ayet ve kısa açıklamaları şöyledir:

1-"… Sizden kim, dininden döner ve kâfir olarak ölürse, onların yaptıkları işler dünyada da ahirette de boşa gider. Onlar cehennemliktirler ve orada devamlı kalırlar."(6)

Dininden dönüp kâfir olarak ölen kişinin, mü'min iken yaptığı salih ameller dünyada ve ahirette boşa gitmiştir. Mü'min iken irtidat eden, ancak sonra yine mü'min olanlar hakkında ise ise şu kanaatler oluşmuştur: 'Ebû Hanîfe ve İmam Mâlik'e göre hak dinden dönen kimsenin amelleri boşa gider, daha önceden adak adamış ise yerine getirmesi gerekmez, haccetmiş ise yeniden hacca gitmesi gerekir... Bu âyetteki şartı ve kaydı dikkate alarak diğer âyetleri de buna göre anlayan İmam Şâfiî'ye göre mürted hak dine yeniden dönünce amelleri de onunla beraber döner ve boşa gitmez."(7)

İrtidat edip o şekilde ölenler cehennemlik olup orada devamlı kalacaklardır.

2-"O gün bazı yüzler ağarır, bazı yüzler kararır. Yüzleri kararanlara, "İmanınızdan sonra inkâr ettiniz, öyle mi? Öyle ise inkâr etmenize karşılık azabı tadın" denilir."(8)

Bu dünyada iman edip salih amel işleyen ve mü'min olarak vefat eden kimseler mahşer alanında iyi karşılandıkları için mutlu olacaklardır. Bu dünyada kâfir olarak yaşayıp ölen veya mü'min olduktan sonra kâfir olanlar ise yüzleri kararacak şekilde üzüntü içinde olacaklardır. Mü'min olup İrtidat edenlere, "İmanınızdan sonra inkâr ettiniz, öyle mi?" diye sorulacak, onlar büyük bir üzüntü ve pişmanlık içine girecekler, ancak mahşerdeki üzüntü ve pişmanlığın kendilerine bir faydası olmayacak, ardından da ebedi olarak kalacakları cehennem ateşine atılacaklardır.

3-"Kalbi imanla dolu olduğu hâlde zorlanan kimse hariç, inandıktan sonra Allah'ı inkâr eden ve böylece göğsünü küfre açanlara Allah'tan gazap iner ve onlar için büyük bir azap vardır."(9)

Kalbi iman ile dolu olduğu halde tehdit karşısında canını kurtarmak için inanmadığını söyleyen kişi dinden çıkmaz. Tehdit karşısında canını tehlikeye atıp mü'min olduğunu söyleyen kişi, azimeti tercih etmiş olur. Azimeti tercih eden, bu tutumundan dolayı sevap kazanır. Tehdit karşısında mü'min olmadığını söylemek ise ruhsattır, bunu yapan dinden çıkmış olmaz.

Mü'min iken kendi hür iradesiyle dinden dönüp başka inançları benimseyen kimse ise mürted olduğundan küfre düşmüş olur; Allah'ın gazabını hak eder.

Dipnotlar

1-Nisa-137

2-Nisa-115

3-DÄ°B Kur'an Yolu Tefsiri, C: 2, S: 145

4-Maide-54

5-Muhammed-25

6-Bakara-217

7-DÄ°B Kur'an Yolu Tefsiri, C: 1, S: 342

8-Al-i Ä°mran-106

9-Nahl-106

 

Bu yazıya yorum yazın


Not: Yanında (*) işareti olanlar zorunlu alanlardır.

Bu yazıya gelen yorumlar.

DÄ°ÄžER YAZILAR

Ä°nfitar Suresi/6-8

Ey insanoğlu! Seni yaratıp sonra şekil veren, düzenleyen, mütenasip kılan, istediği şekilde seni terkip eden, çok cömert olan Rabbine karşı seni aldatan nedir?

GÃœNÃœN HADÄ°SÄ°

"Haramla beslenmiş vücut cennete giremez."

Taberânî.

TARÄ°HTE BU HAFTA

*Fatih Donanmayı Haliç'e İndirdi.(22 Nisan 1453) *T.B.M.M. Açıldı.(23 Nisan 1920) *Yavuz Sultan Selim Padişah Oldu.( 25 Nisan 1512) *Çernobil Nükleer Faciası.(26 Nisan 1986) *Sultan II.Abdülhamid Han Tahttan İndirildi.(27 Nisan 1909)

ANKET

Sitemizle nasıl tanıştınız?

Yükleniyor...

SÄ°TE HARÄ°TASI