Cevaplar.Org

BÜYÜK GÜNAHLAR-1

Bu eserimiz; İbn-i Hacer’in “Zevacir” adlı kitabında kabul ettiği büyük günahların hulasasıdır. Her kim, herhangi bir müşkül ile karşılaşırsa, aynı kitabın aynı numaradaki açıklamasını görebilecektir


Muhammed Emin Er

.

2020-05-27 13:14:02

بسم الله الرحمن الرحيم

Rahman, Rahim ve tüm âlemlerin Rabbına Hamd-u Sena, Peygamberine, onun tüm âl ve ashabına ve kıyamete kadar güzellikle onlara tabi olanlara Salât-u Selam olsun.

ÖNSÖZ

Bu eserimiz; İbn-i Hacer'in "Zevacir" adlı kitabında kabul ettiği büyük günahların hulasasıdır. Her kim, herhangi bir müşkül ile karşılaşırsa, aynı kitabın aynı numaradaki açıklamasını görebilecektir.

Sıraladığımız bu günahlardan her kim bir tanesini yaparsa, adaletten düşer, fasık olur. Şehadeti kabul olmaz. Şafii mezhebine göre; eğer bir nikâhta şahid olmuşsa o nikâh batıldır. Yeniden kıyılması gerekir.

O halde her müslümana gereken takva sahibi olmaktır. Ta ki, bu günahlardan sakınabilsin.

M. Emin Er Zülfikar Ali

Takva, sözlükte bir şeyden sakınmak anlamına gelir. Ve Şeriat'ta Allah-ü Teâlâ'nın emirlerini tutmak ve yasaklarından sakınmaktır. Zira bu ikisi sahibini ateşten korumaya vesiledirler.

Ehl-i hakikat katında ise takva, kalbini Allah Teâlâ'dan başka her şeyden temizlemektir.

Bazılarına göre takvanın anlamı: Allah Teâlâ'ya ibâdet etmek, âsî olmamak; zikrini etmek, gâfil olmamak ve şükrünü etmek, nankörlük yapmamaktır.

Kısaca takva, beş mertebeye ayrılır:

1. Küfürden ve küfrü gerektiren şeylerden sakınmak,

2. Diğer büyük günah (kebâir) denilen günahlardan sakınmak,

3. Küçük günahlardan (segâir) sakınmak,

4. Hilafı evladan korkarak hilafı evla olmayanı terk etmek.

5. Sırrını (ruhun özü) bütün mâsivâdan arındırmak.

إنَ الحَلاَلَ بيِّنٌ، وإنَّ الحَرَامَ بيِّنٌ، وَبَيْنَهُما مُشْتَبِهاتٌ لاَ يَعْلَمُهُنَّ كَثِيرٌ مِنَ النَّاسِ، فَمَنِ اتَقى الشُّبهاتِ، اسْتَبْرَأَ لِدِينِهِ وعِرْضِهِ، وَمَنْ وَقَعَ في الشُّبهاتِ، وَقَعَ في الحَرامِ، كالرَّاعِي يَرْعى حَوْلَ الحِمَى يُوشِكُ أَنْ يَرْتَعَ فيهِ

"Helâl belli, haram da bellidir, her ikisinin arasında (helal mi, haram mı olduğu belli olmayan) bir takım şüpheli şeyler vardır ki, çoğu kimseler onları bilmezler, şüpheli şeylerden her kim sakınırsa, dinini ve ırzını korumuş olur, her kim şüpheli şeylerin içine dalarsa haramın da içine dalar. (Böylesi) tıpkı (içine girilmesi yasak edilen) bir koru etrafında koyun otlatan bir çoban gibidir ki sürüsünün o yasak koruya (düşüp) otlaması tehlikesi ile karşı karşıya kalması muhtemeldir." (Buhârî ile Müslim, Nu'mân b. Beşîr'den rivâyetle).

GİRİŞ

Büyük günahlar zahiri ve batıni olarak iki kısma ayrılır.

A. BATINÎ BÜYÜK GÜNAHLAR

1. KEBİRE: Büyük şirk, yani küfür

Allah, lütf-u keremi ile bizi ondan korusun. Şirk, günahların en büyüğüdür; bağışlanmayan bir günahtır. Allah Teâlâ buyuruyor ki:

إِنَّ اللّهَ لاَ يَغْفِرُ أَن يُشْرَكَ بِهِ وَيَغْفِرُ مَا دُونَ ذَلِكَ لِمَن يَشَاءُ وَمَن يُشْرِكْ بِاللّهِ فَقَدِ افْتَرَى إِثْماً عَظِيماً

"Allah kendisine şirk koşulmasını bağışlamaz; şirkten başkasını ise dilediği kullar için bağışlar." (Nisâ Sûresi, 48).

مَن يُشْرِكْ بِاللّهِ فَقَدْ حَرَّمَ اللّهُ عَلَيهِ الْجَنَّةَ وَمَأْوَاهُ النَّارُ

"Kim Allah'a şirk koşarsa, Allah ona cenneti haram etmiştir. Onun varacağı yer cehennemdir." (Mâide Sûresi, 72). Peygamber Efendimiz de (s.a.v): "Kim dinini değiştirirse, onu öldürün, demiştir. Başka bir hadislerinde de: "Ya Bilal, kalk ilan et; mü'min olmayanlar cennete giremeyeceklerdir," buyurmuştur. Küfür, dinden olduğu zorunlu olarak bilinen şeyleri tasdik etmeyip onlar hakkında şüphe etmek, duraklamak ve zan beslemekle; inanmama emâresi gösteren şeyleri yapmaktır. Meselâ şer'an hürmet edilmesi gereken bir şeyi hafife almak, şer'i bir hükmü tanımamak, beline zünnâr (Yahudi kuşağı) bağlamak gibi.

Bu sayılan davranışların her biri büyük günahtır. Sahibinin cehennemde ebedî olarak kalmasına sebep olur. Çünkü imanın mahiyetinde şüphe, saygısızlık ve kabul etmemek yoktur. İman, dinden olduğu zaruri olarak bilinen şeyleri şekten, inanmama emâresinden uzak olarak kesin şekilde tasdik etmekten, saygı ve hürmet ile kabul etmekten ibarettir. Bu özelliklerden biri bulunmazsa, iman da bulunmaz; imanın zıddı olan küfür meydana gelir. Allah, lütfu ve keremi ile bizleri o gibi şeylerden korusun.

Bütün bunların sebebi, dini bilmemek ve nefsini beğenmektir. Allah bizleri nefsin hevâ ve hevesinden muhafaza etsin. Nefsin hevâsından korunmanın ilacı da onun sebebini yani nefsin hevâsını söküp atmak, kalbi ve dili evhamdan ve fuzûlî (gereksiz) şeylerden korumaktır.

Küfrün âfetleri

a. Amelin boşa gitmesi, yani bizzat amelin kendisinin değil sevabının boşa gitmesidir. Bunun içindir ki, kıldığı namazları, tuttuğu oruçları verdiği zekâtları kaza etmesi lâzım değildir. Ancak hac bunun dışındadır ki, daha önce haccetmişse, bunu kaza etmesi lâzımdır. Mürted iken kaçırdığı ibâdetleri de kaza etmesi farzdır. Hanefilere göre kaza lâzım gelmez.

b. Nikahının bozulması.

c. Kestiğinin yenmemesi.

d. Tevbe etmediği takdirde kanının helal olması.

e. Tevbe etmeden ölürse ebediyyen azap çekmesi.

Buradaki tevbe ise bıraktığı İslam dinine geri dönmektir. Eğer tevbe etmezse, katli vâciptir. Nitekim Berîka'da ve diğer fıkıh kitaplarında böyle denmiştir.

2. KEBİRE: Küçük Şirk yani riyâ.

Küçük şirkten maksat riyâdır. Riyâ, gösteriş demektir. Riyâkârlar hakkında Allah Teâlâ:

فَوَيْلٌ لِّلْمُصَلِّينَ {*} الَّذِينَ هُمْ عَن صَلَاتِهِمْ سَاهُونَ{*} الَّذِينَ هُمْ يُرَاؤُونَ

"Yazıklar olsun, o namaz kılanlara ki onlar, namazlarından gâfildirler. Ve onlar gösteriş yaparlar." (Mâûn Sûresi, 4-6) buyurmuştur.

Bir âyette de:

وَمَا أُمِرُوا إِلَّا لِيَعْبُدُوا اللَّهَ مُخْلِصِينَ لَهُ الدِّينَ

"Hâlbuki onlar, dini sırf Allah'a tahsis ederek, O'na ibâdet etmekle emrolunmuşlardı." (Beyyine Sûresi, 5) buyrulmuştur. Bir başka âyette de:

فَمَن كَانَ يَرْجُ لِقَاء رَبِّهِ فَلْيَعْمَلْ عَمَلاً صَالِحاً وَلَا يُشْرِكْ بِعِبَادَةِ رَبِّهِ أَحَداً

"Kim Rabbine kavuşmak isterse, iyi amel işlesin. Rabbine ibâdet ederken kimseyi Ona ortak etmesin." (Kehf Sûresi, 110) buyurulmuştur.

Hz. Peygamber de (s.a.v) şöyle buyurmuştur: "Allah, vukuunda şüphe olmayan kıyâmet gününde önceki ve sonraki nesilleri bir araya topladığı zaman bir tellal şöyle seslenir: 'Kim Allah için yaptığı bir amelde şirk koşmuşsa, sevabını ondan istesin. Zira Allah'ın, ortaklığa hiçbir ihtiyacı yoktur."

Bir hadiste de şöyle denmiştir: "Kıyâmet günü olduğu zaman mühürlü amel defterleri getirilir; Allah'ın huzuruna konulur. Allah Teâlâ, meleklerine: Şunu kabul edin, bunu atın, der. Melekler, İzzet ve Celâl'ine yemin ederiz ki, biz burada hep iyilik görmekteyiz, derler. Allah Teâlâ da: Evet, ancak benden başkası için yapılmış; hâlbuki ben bugün sadece benim rızam için yapılmış olanı kabul ederim, der."

Hz. Ali (r.a.) "Gösteriş yapanın üç alâmeti vardır: Yalnız kaldığı zaman tembellik eder, insanlar içinde olursa çeviklik eder, övüldüğü zaman fazla, kınandığı zaman az amel eder," demiştir.

Fudayl şöyle demiştir: "İnsanlar için ameli terk etmek riyâ, insanlar için amel etmek ise şirktir. İhlâs ise bu ikisinden de sâlim olmaktır." Bir başka âlim de, "ihlasın gayesi insanların övmesini istememektir," demiştir.

Riyâ sözlükte gösteriş demektir. Dinimizde riyânın manası, hayır amel yaparak Allah'ın rızasından başka bir şeyi istemektir. Riyâ, ahiret ameli ile dünyayı istemektir, denebilir.

Küçük şirk olan riyânın afetleri

Riyânın en büyük âfeti amelleri boşa çıkarması, onlardan elde edilecek sevabı ortadan kaldırmasıdır. Ancak âlimler, riyâ hususunda, her çeşit riyâ amelin tamamını mı yoksa bir kısmını mı boşa çıkarır? Yoksa bu hususta riyânın çeşitleri arasında fark var mıdır diye ihtilâf etmişlerdir. Bu konudaki ayrıntılı tartışmalarının özeti şudur: İçine hiç bir iyi niyet karışmamışsa riyâ veya ihlâslı niyetten daha fazla ya da ona eşit riyâ, ameli boşa çıkarır ve iptal eder. Ancak, ihlâslı niyet riyâdan daha çok ise, amelin tamamın iptal etmez, sadece sevabını azaltır.

-Devam Edecek-

Bu yazıya yorum yazın


Not: Yanında (*) işareti olanlar zorunlu alanlardır.

Bu yazıya gelen yorumlar.

DİĞER YAZILAR

BÜYÜK GÜNAHLAR-23

BÜYÜK GÜNAHLAR-23

462. KEBİRE: İsyanları itaatini bastıracak şekilde bir veya birçok küçük günaha devam etme

BÜYÜK GÜNAHLAR-22

BÜYÜK GÜNAHLAR-22

XXIX. Şâhitlikle ilgili bölümde geçen büyük günahlar 437. KEBİRE: Yalancı şâhitlik etme

BÜYÜK GÜNAHLAR-21

BÜYÜK GÜNAHLAR-21

XXVIII. Kadılıkla ilgili bölümde geçen büyük günahlar 417. KEBİRE: Kadılık talep etmek.

BÜYÜK GÜNAHLAR-20

BÜYÜK GÜNAHLAR-20

Yeminlerle ilgili bölümde geçen büyük günahlar 409. KEBİRE: Sahibini günaha batıran, yani

BÜYÜK GÜNAHLAR-19

BÜYÜK GÜNAHLAR-19

399. KEBİRE: Vebâdan kaçmak. Allah Teâlâ: “Ölüm korkusu ile yurtlarından çıkan binlerc

BÜYÜK GÜNAHLAR-18

BÜYÜK GÜNAHLAR-18

XXIII. Cihadla ilgili bölümde geçen büyük günahlar 390. KEBİRE: Farz-ı ayn olduğu zaman ci

BÜYÜK GÜNAHLAR-17

BÜYÜK GÜNAHLAR-17

369. KEBİRE: Hırsızlık. Allah Teâlâ: “Erkek ve kadın hırsızın, Allah’dan bir ibret v

BÜYÜK GÜNAHLAR-16

BÜYÜK GÜNAHLAR-16

XXI. Mürtedlik (dinden dönme) ile ilgili bölümde geçen büyük günahlar 352-353. KEBİRE:

BÜYÜK GÜNAHLAR-15

BÜYÜK GÜNAHLAR-15

XVIII. Büyü ve kehânet ile ilgili bölümde geçen büyük günahlar 320-321-322-323. KEBİRE:

BÜYÜK GÜNAHLAR-14

BÜYÜK GÜNAHLAR-14

XVI. Kölelerle ilgili bölümde geçen büyük günahlar 304. KEBİRE: Kölenin, efendisinden baş

BÜYÜK GÜNAHLAR-13

BÜYÜK GÜNAHLAR-13

289. KEBİRE: Müslümana sövmek. Buhârî, Müslim, Tirmizî, Nesâî ve İbn Mâce, İbn Mes’

Kur'an okuyacağınız zaman, kovulmuş şeytandan Allah'a sığının.

Nahl,98

GÜNÜN HADİSİ

Oruç insanı cehennem ateşinden koruyan bir kalkandır; tıpkı sizi harpte ölüme karşı muhafaza eden bir kalkan gibi...

Buhari,Ebû Davud,Tirmizi, Nesai

TARİHTE BU HAFTA

*Fatih Camii Tekrar İbadete Açıldı(15 Nisan 1772) *Şeyhülislam İbn-i Kemal'in Vefatı(16 Nisan 1534) *Einstein'in Ölümü(18 Nisan 1955) *93 Harbi Başladı(19 Nisan 1877) *Miladi Takvime Göre Efendimiz'in(s.a.v) Doğumu(20 Nisan 571)

ANKET

Sitemizle nasıl tanıştınız?

Yükleniyor...

SİTE HARİTASI