HARUN REŞİD'İN VEFATINI HABER VEREN RÜYASI
Harun Reşid, Kûfe'de iken bir rüya görmüş, çok korkmuş ve üzülmüştü. Cibril b. Bahtiyeşu, huzuruna girdiği zaman halifeye şöyle sormuştu:
- Neyin var ey mü'minlerin emiri, niçin üzüntülüsün?
Harun ReÅŸid, Kûfe'de iken bir rüya görmüş, çok korkmuÅŸ ve üzülÂmüştü. Cibril b. BahtiyeÅŸu, huzuruna girdiÄŸi zaman halifeye şöyle sormuÅŸtu:
- Neyin var ey mü'minlerin emiri, niçin üzüntülüsün?
- Rüyada şu kanepenin altından bir elin bana doğru uzandığını gördüm, avucunda kırmızı bir toprak vardı. Gaipten bir ses de: "İşte bu, Harun'un defnedileceği topraktır" diyordu."
Cibril, onu teselli edip şöyle dedi:
- Bu, nefsinin kuruntularından ve karışık rüyalardandır. Sen buÂnu unutmaya çalış ey mü'minlerin emiri.
Harun ReÅŸid, Horasan'a gitmek üzere yola koyuldu. Tus ÅŸehrine uÄŸradı. Hastalığı ağırlaşınca, yola devam edemez oldu. Kûfe'de görÂmüş olduÄŸu rüyayı hatırladı, korkuya kapıldı ve Cibril'e şöyle dedi:
- Yazıklar olsun sana ey Cibril! Sana anlatmış olduğum rüyayı hatırlamıyor musun?
- Hatırlıyorum.
Bunun üzerine Harun Reşid, hizmetçisi Mesrur'u çağırdı ve ona şu buyruğu verdi:
- Bana şu yerin toprağından biraz getir.
Mesrur da avucunda biraz kırmızı toprak getirdi. Harun Reşid onu görünce şöyle dedi:
- Vallahi bu el, rüyada gördüğüm eldi, bu toprak da, rüyada görÂdüğüm topraktı.
Cibril diyor ki: "Vallahi, üç gün geçmeden Harun vefat etti."
Harun ReÅŸid, ölmeden önce bulunduÄŸu evde mezarının kazılmasıÂnı emretti. Tus ÅŸehrinde oturmakta olduÄŸu ev, Hamid b. Ebi Ganim et-Taî'ye aitti. Kazdırdığı mezara bakıp şöyle diyordu:
- Ey âdemoğlu! İşte sonunda böyle bir yere varacaksın.
Mezar kazılması bitirildikten sonra oracıkta Kur'ân okunmasını emretti. Kur'ân okudular, hatmettiler. Kendisi de mezarın yanı başında, bir çarşafa bürünmüştü. Ölümü sırasında çarşafa büründü ve can çekişmeye başladı. Yatağa uzanmamış, aksine oturmaktaydı.
Yanındakilerden biri:
- Biraz uzansan senin için daha iyi olur, deyince, o, hasta olmaÂyan bir adam gibi güldü, sonra şöyle dedi:
- Sen, şairin şu sözünü duymamış mısın?:
"Ben öyle asil bir kavimdenim ki,
Musibetlerin şiddeti onların güç ve sabırlarını daha da artırır."
Harun Reşid, hicri 193. senenin cemaziyelahir ayının başında, cumartesi (veya pazar) gecesi, kırk beş (veya kırk yedi) yaşında vefat etti. Yirmi üç sene müddetle hüküm sürmüştü.
Kaynak
İbn Kesîr, El Bidaye Ve'n-Nihaye,
Çağrı Yayınları: 10/361-362.
Bu yazıya yorum yazın
Bu yazıya gelen yorumlar.
DİĞER YAZILAR

Sana vahyedilen Kitabı oku ve namazı kıl. Muhakkak ki namaz hayasızlıktan ve kötülükten alıkoyar. Allah'ı anmak elbette en büyük ibadettir. Allah yaptıklarınızı bilir.
Ankebut:45
GÜNÜN HADİSİ
İki müslüman birbiriyle karşılaşıp da el sıkışılarsa, ayrılmazdan evvel günahları bağışlanır.
(Riyazü's-Salihin)
SON YORUMLAR
- selamün aleyküm Ahmed kardeşimizi tebrik ediyor ve bu faideli tercümelerin...
- Yanında okuyan diğer öğrencileri; Molla Muhammed Kasori Molla Muhammed Era...
- Benim merhum babam Molla İbrahim Azizi de onun yanında icazeti tamamlamıştı...
- Teşekkürler. Sanırım Envar neşriyat idi.Tam hatırlayamıyorum.....
- Çok güzel bir çalışma Rabbım ilminizi arttırsın bu çalışmalarınızı...
- Merhaba, Ben Foliant yayınlarından uğur. Sizinle iletişim kurmak istiyoruz ...
- Selamünaleyküm bu değerli yazınızdan dolayı Ahmets kardeşimizi tebrik edi...
- Vesîkalara göre, doÄŸum târîhi 13.01.1889 (1 Kânûnisânî 1304), vefât tÃ...
- Açıklayıcı ve net ifadelerle bilgi verdiğiniz ićin siteye teşekkür eder...
- Hocam açıklamalarınız için gerçekten yürekten teşekkürler Hep oyunlar...
TARİHTE BU HAFTA
ANKET
Sitemizle nasıl tanıştınız?
Yükleniyor...