Cevaplar.Org

HAŞR, CEHENNEM VE CENNETLE İLGİLİ HADİSLER

1. Haşr, hesap, şefaat ve sırât ile ilgili hadisler Buhârî ile Müslim’in rivâyetine göre Resûlullah (s.a.v) şöyle buyurmuştur: “Sizler Rabbinizin huzuruna baş açık, yalın ayak çıplak, sünnetsiz olarak çıkarılacaksınız. Hz. Aişe: Ya Resûlullah, erkekler ve kadınlar birbirlerine bakarlar, dedi. O da: O andaki vaziyet bundan daha mühimdir; herkesi bundan alıkoyacak meşguliyet olacaktır, dedi.”


Muhammed Emin Er

.

2020-03-22 19:04:12

1. Haşr, hesap, şefaat ve sırât ile ilgili hadisler

Buhârî ile Müslim'in rivâyetine göre Resûlullah (s.a.v) şöyle buyurmuştur: "Sizler Rabbinizin huzuruna baş açık, yalın ayak çıplak, sünnetsiz olarak çıkarılacaksınız. Hz. Aişe: Ya Resûlullah, erkekler ve kadınlar birbirlerine bakarlar, dedi. O da: O andaki vaziyet bundan daha mühimdir; herkesi bundan alıkoyacak meşguliyet olacaktır, dedi."

2. "Sizler yaya, binekli ve yüzü üstü sürünenler şeklinde haşrolacaksınız.

3. "İnsanlar kıyâmet gününde öyle terlerler ki, ter, yere yetmiş arşın işler, kimilerinin ağızlarına, kimilerinin de kulaklarına kadar çıkar."

4. "İnsanoğlu Allah'ın kendisini yarattığından bu yana ölüm kadar zor bir şeyle karşılaşmamıştır. Ancak ölüm de ondan sonraki şeylerden daha kolaydır. O gün öyle korkunç şeylerle karşılaşacaklar ki ter onların ağızlarına kadar çıkacak. Öyle ki eğer içinde gemi yüzdürülse, yüzer."

5. "İnsanoğlu, dört şeyden sorulmadıkça yerinden kımıldayamaz: Ömrünü nerede geçirdiğinden, ilmi ile ne amel ettiğinden, malını nereden kazanıp nereye harcadığından ve vücudunu nerede yıprattığından.

6- Ebû Dâvûd Hz. Aişe'den (r.a) şu hadisi rivâyet etmiştir: "Ben birgün ağlarken Resûlullah (s.a.v): Seni ne ağlattı? dedi. Ben de, ahireti hatırladım da ağladım; kıyâmet gününde ailelerinizi hatırlar mısınız? dedim. O da: Evet, ama üç yerde hayır; üç yerde kimse kimseyi hatırlamaz: Mîzân başında, Mîzân'ının ağır veya hafif geldiğini öğreninceye kadar. Amel defterleri uçuştuğu zaman, sağına mı, soluna mı, yoksa arkasına mı düştüğünü bilinceye kadar. Bir de sırât köprüsünde; geçip geçmediğini bilinceye kadar, dedi."

2. Cehennem azabı ile ilgili hadisler

1. Cebrâil, Resûlullah'a (s.a.v) birgün aniden çıkageldi. Resûlullah (s.a.v) ona: "Ey Cebrâil, benzinin soluk olduğunu görüyorum, dedi. O da: Sana geldim ki, Allah Teâlâ cehennem körüklerinin çekilmesini emretti, dedi. Resûlullah (s.a.v) de: Ya Cebrâil, cehennemi bana anlat, dedi. Cebrâil de şöyle dedi: Allah Teâlâ cehennem ateşinin yakılmasını emretti, bin yıl yandı; nihâyet ağardı. Sonra yine emretti, bin yıl daha yaktılar; nihâyet kızardı. Sonra yine emretti, nihâyet karardı; o şimdi simsiyah ve kapkaranlıktır. Kıvılcımı ışık vermez, alevi sönmez. Seni hak Peygamber olarak gönderen Allah'a yemin ederim ki, cehennemden bir iğne deliği kadar açılsa, dünyadakilerin hepsi onun sıcaklığından ölürdü. Seni hak Peygamber olarak gönderen Allah'a yemin ederim ki, cehennem bekçilerinden bir bekçi, dünya halkına görünse, yüzünün çirkinliğinden ve kokusunun kötülüğünden hepsi ölürlerdi. Seni hak Peygamber olarak gönderen Allah'a yemin ederim ki, Cenâb-ı Allah'ın tarif ettiği o cehennem zincirlerinden bir halka, dünya dağlarının üzerine konsaydı, yedi kat yerin dibine varıncaya kadar durmazdı… Bunun üzerine Resûlullah (s.a.v): "Yeter, ya Cebrâil, sonra kalbim parçalanır da ölürüm, dedi. Resûlullah (s.a.v), Cebrâil'e baktı ki ağlıyor. Ya Cebrâil, niçin ağlıyorsun, senin Allah'ın katında o kadar itibarın var? dedi. O da: Neden ağlamayayım, asıl ağlaması gereken benim; belki Allah'ın ilminde bundan başka bir yerim var! Ne biliyorum, belki İblis'in başına gelen benim başıma da gelir. O, bir zamanlar meleklerdendi. Ne biliyorum, belki Hârût ile Mârût'un başlarına gelen benim de başıma gelir? dedi. Resûlullah (s.a.v) ile Cebrâil ağladılar. O kadar ağladılar ki, sonunda: Ey Cebrâil ve Muhammed, Allah Teâlâ, O'na isyan etmeyeceğinize dair size güvence verdi, diye nidâ geldi. Bunun üzerine Cebrâil göğe yükseldi, Peygamber (s.a.v) de dışarı çıktı. Ensârdan gülüp eğlenen bir topluluğa rastladı; arkanızda cehennem olduğu halde gülüyorsunuz. Eğer benim bildiğimi bilseydiniz, az güler çok ağlardınız. Boğazınızdan yemek ve su geçmezdi. Yollara düşer Allah'a yalvarırdınız, dedi. Bunun üzerine, "Ya Muhammed! Kullarımın ümidini kırma, ben seni müjdeci olarak gönderdim, zorlaştırıcı olarak göndermedim", diye nidâ edildi. Peygamber (s.a.v) de: "Orta yolu takip edin", buyurdu.

2. Müslim şöyle rivâyet etmiştir: "Cehennemde azabı en hafif olan, Ebû Talip'tir; o da ateşten ayakkabı giyecek ve beyni kaynayacaktır."

3. Ebû Ya'lâ Peygamber Efendimizden şöyle rivâyet etmiştir: "Ey insanlar, ağlayın; eğer ağlayamazsanız, ağlar gibi davranın. Zira cehennemlikler, cehennemde o kadar ağlarlar ki, gözyaşları ırmaklar gibi yanaklarına akar. Nihâyet gözyaşları kesilir, kan akar; gözleri kan çanağı gibi olur."

3. Cennet nimetleri ile ilgili hadisler

1. Tirmizî ve İbn Hibbân şöyle rivâyet etmişlerdir: "Cennette derecesi en aşağı olanın, seksen bin hizmetçisi, yetmiş iki hanımı olacaktır. Kendisi için inciden, zebercedden ve yakuttan bir çadır kurulur ki, genişliği Câbiye ile San'â arası kadardır."

2. Taberânî ile İbn Hibbân şöyle rivâyet etmektedirler: "Ya Resûlullah, bize cenneti anlat, yapıları nedendir? dedik. O da şöyle dedi: Bir kerpici altından, bir kerpici gümüştendir. Harcı misktir. Çakılı inci ve yakuttur. Toprağı zaferandır. Kim oraya girerse nimete gark olur, bir daha meyus olmaz. Ebedi kalır, ölmez. Elbiseleri eskimez. Gençliği bitmez…"

3. Taberânî ve Beyhâkî şöyle rivâyet etmektedirler: "Resûlullah'a (s.a.v) "Adn Cennetleri'nde tertemiz meskenler vardır." âyetini sordular; o da: Cennette beyaz inciden bir köşk vardır; içinde de kırmızı yakuttan evler vardır. Her evde de yeşil zebercedden yetmiş oda vardır… dedi."

4. İbn Ebi'd-dünya ve Taberânî, sağlam senedle şöyle rivâyet ediyorlar: "Cennet halkının en aşağısının etrafında on bin hizmetçi olacaktır. Her hizmetçinin elinde, biri gümüşten ve biri altından olmak üzere iki tabak vardır. Her tabakta diğerinde olmayan çeşit vardır. Başında nasıl zevkle yerse sonunda da öyle yerler; başta duymadıkları lezzeti ve tadı sonunda duyarlar. Sonra da misk gibi terler ve misk gibi geğirirler. İdrar ve ağır necaset çıkarmazlar, sümkürmezler."

5. Beyhâkî şöyle rivâyet etmiştir: "Beni hak Peygamber olarak gönderen Allah'a yemin ederim ki, siz dünyada zevcelerinizi ve meskenlerinizi cennettekilerin meskenlerini ve zevcelerini tanımalarından daha çok tanımazsınız. Onlardan bir erkek, Allah Teâlâ'nın yeniden yarattığı yetmiş iki huri zevcenin ve iki de insan zevcenin yanına girer çıkar. Bu iki zevcenin, dünyada ettikleri ibâdet nedeniyle diğerlerine üstünlüğü vardır. Her birinin yanına yakut odalarda, inci ile süslenmiş altın karyolalarda girer, üzerinde de ince ve kalın kumaştan yetmiş çeşit ipek vardır…"

6-Ebû Nuaym'in rivâyet ettiği bir hadiste de şöyle denmiştir: "Cennet hatunları her yedi günde bir defa toplanırlar; mahlûkâtın işitmediği güzellikteki sesleriyle: Biz ebediyiz, çürümeyiz; biz nimete gark olmuşuz, meyus olmayız; biz kocalarımızdan râzıyız, kızmayız; biz yerliyiz, göçmeyiz. Ne mutlu bizim olana, ne mutlu bizim aid olduğumuz kimseye! derler."

7-Buhârî ile Müslim şöyle rivâyet etmişlerdir: "Allah Teâlâ şöyle buyurmuştur: "Ben salih kullarıma gözlerin görmediği, kulakların işitmediği, insan kalbine gelmedik şeyler hazırladım." Peygamber (s.a.v): İsterseniz, bunu tasdik için: "Hiç kimse, yaptıklarına mükâfât olarak kendisi için ne gibi gözaydınlığı saklandığını bilemez," âyetini okuyun, demiştir."

 

Bu yazıya yorum yazın


Not: Yanında (*) işareti olanlar zorunlu alanlardır.

Bu yazıya gelen yorumlar.

DİĞER YAZILAR

Göklerde ve yerde olanların hepsi Allah'ı tesbih etmektedir. O, üstündür, hikmet sahibidir.

HAŞR, 1

GÜNÜN HADİSİ

Resulullah (sav) buyurdu ki: "Kim "üç kız" veya "üç kızkardeş" veya "iki kızkardeş" veya "iki kız" yetiştirir, terbiye ve te'diblerini eksik etmez, onlara iyi davranır ve evlendirirse cenneti hak etmiştir."

Ebu Davud, Edeb 130, (5147); Tirmizi, Birr, 13 (1913)

TARİHTE BU HAFTA

*Fatih Donanmayı Haliç'e İndirdi.(22 Nisan 1453) *T.B.M.M. Açıldı.(23 Nisan 1920) *Yavuz Sultan Selim Padişah Oldu.( 25 Nisan 1512) *Çernobil Nükleer Faciası.(26 Nisan 1986) *Sultan II.Abdülhamid Han Tahttan İndirildi.(27 Nisan 1909)

ANKET

Sitemizle nasıl tanıştınız?

Yükleniyor...

SİTE HARİTASI